Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/509 E. 2021/446 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/509 Esas
KARAR NO : 2021/446

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun, dava dışı ——- ile imzaladığı—- sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, Borçlular tarafından kredi borçlarının ödenmemesi üzerine borçlu ve kefil olan davalıya —– ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle —— Sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalı ———borca, faiz ve ferilerine itiraz ederek takibin durduğunu, davalının itirazının yerinde olmadığını, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı ..—— dava dilekçesi ve duruşma gününü içerir tensip zaptının usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibari ile davacı banka ile dava dışı asıl————- dolayısıyla doğan borçtan dolayı ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davacı bankanın başlattığı icra takibinde davalının borca ve ferilerine itirazının iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer almaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, kredi sözleşmesi ile tebliğ şerhini içerir ihtarname örnekleri ile icra dosyası celp edilerek incelenmiş bilirkişi kök ve ek raporu alınmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,——– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde———; takibin genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu ..—— tarihinde tebliğ edildiği; borçlu … vekili tarafından dilekçe ile borca ve fer’ilerine yönelik itiraz edildiği, itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı dolayasıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı ve mahkememizde açılan davanın 06/08/2019 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davacı vekili tarafından sunulan ——- dosya içerisine alınmış ve incelenmiş, mahkememizce ihtilaf noktalarında rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, ———- yerinde inceleme yetkisi de verilerek rapor tanzim edilmesi istenmiş, bilirkişi tarafından 17/07/2020 tarihli kök rapor düzenlenmiş, davalı vekilinin kök rapora ilişkin itirazları üzerine itirazların değerlendirilmesi için 12/02/2021 tarihli ek rapor alınmış, düzenlenen raporlar alacak miktarının hesaplanması yönünden mahkememiz denetimine elverişli ve dosya kapsamına uygun görülmekle hükme esas alınmış, her bir kredi yönünden rapordaki hesaplamalar ve davacının talepleri de göz önüne alınarak taleple —— aşmayacak şekilde karar verilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi kök ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde, ——— kefil olarak imzaladığı,—————limitli, müteselsil kefil olarak imzaladığı görülmektedir. Davacı banka tarafından muhataplara ——— ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamenin davalı borçluya 25.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamenin davalının sözleşmede belirtilen adresine gönderilmiş olduğu, ihtarnamenin tebliğ edilmesi ve ihtarnamede verilen 7 gün süre sonunda 01.11.2018 tarihi itibari ile davalının temerrüde düştüğü anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda alacağın miktarına ilişkin yapılan hesaplamalara esasen her iki taraf vekili tarafından da itirazda bulunulmamış olup, yapılan hesaplamalar mahkememiz denetimine elverişli ve dosya kapsamına uygun görülmekle hükme esas alınmıştır. Davalının savunması —— —- ayrıldığı, bu tarihi kadar ————– ilişkin kredi borcunun ödendiği, ayrılma tarihinden sonra yeni krediler kullandırıldığı ve bunlardan davalının sorumluluğunun bulunmadığı , hisse devrinden sonra yaklaşık 5 yıl gibi uzunca bir süre sonra bankanın alacak talebinin haksız olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı taraf kredi sözleşmelerinin ödenip ödenmediğini ortaklıktan ayrıldıktan sonra başkaca bir kredi sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığını talep etmekte ayrıca ödendiğini ve başkaca sözleşmelerin de imzalandığını iddia etmektedir. Öncelikle dosyada ——- tarihli sözleşmelerin yer aldığı, takibin dayanağını oluşturduğu, davalının da bu sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı anlaşılmakta olup, bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere başkaca imzalanan bir sözleşme olmadığı dava ——— imzaladığı sözleşme kapsamında kullandırılmış olduğu ve bu kredilerin de ödenmediği belirlenmiştir. Nitekim davalı tarafın da imzaladığı kredi sözleşmesinde açıkça taraflar arasında doğacak ihtilaf halinde banka kayıtlarının delil teşkil edeceği düzenlenmiştir. Bu bir delil sözleşmesidir. ——- üzerinde yapılan incelemede, davacının dava dışı şirkete vermiş bulunduğu kredilerin ödenmediği, bunun üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarının taraflara tebliğ edildiği ancak ödeme sağlanmadığı için davalı ve diğer borçlular aleyhine icra takibi yapıldığı belirlenmiştir.———-kararında da belirtildiği üzere kredinin davalının kefaletinin bulunduğu genel kredi sözleşmelerine dayanılarak kullandırıldığının saptanması halinde cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmesinde borcun bir şekilde sıfırlanmış olması kefaletin sona ermesini gerektirmediğinden aynı sözleşme çerçevesinde yeniden kredi kullandırılması —– hukuki sonuçları ile sınırlı olmak kaydıyla sorumlu olduklarının kabulü gerekecektir. Yine davacı bankanın, her kredi verdiği şirketin, kefil olan yöneticilerinin şirketten ayrılıp ayrılmadıklarını —— takip etme gibi bir sorumlulukları yoktur. Aksine şirketinin borcuna kefil olan ortak ve yöneticinin, ” şirketin kullandığı ve kullanacağı ” krediler yönünden verdiği kefaletin sona ermesini istiyorsa, şirketten ayrıldığını ve bundan böyle verilecek krediler yönünden kefaletinin devam etmeyeceğini bankaya ihtar etmesi gerekir. Ancak o taktirde banka bu kişinin kefaleti olmaksızın şirkete kredi verip vermeyeceğini değerlendirebilir. Aksi taktirde bankaya durumu bildirmeyen kefilin sorumluluğu sona ermez. Açıklanan gerekçeler ile takibe konu kredilerin davalının sorumlu olduğu kredi sözleşmesine istinaden kullandırıldığı ve borcun ödenmediği anlaşılmakla, bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasının kısmen kabulüne———alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 33,00 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi üzerinden devamına———- üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin Reddine,——- asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 72,00 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükmedilen toplam asıl alacak miktarı 52.557,04-TL’nin taktiren % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ve davalının davaya konu ——— sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile,
A)——— nolu Kredi Yönünden,
-Takibin —– işlemiş faiz (taleple bağlı kalınarak), —————asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 33,00 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin Reddine,
B)—— Yönünden,
-Takibin 700-TL işlemiş faiz, —- üzere toplam 735 TL alacak üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin Reddine,
C)—— nolu Kredi Yönünden,
-Takibin 440-TL işlemiş faiz,—— üzere toplam 462 TL alacak üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin Reddine,
D)——– nolu Kredi Yönünden,
-Takibin —– alacak üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin Reddine,
E)——- nolu Kredi Yönünden,
-Takibin —– işlemiş faiz, —– olmak üzere toplam 19.922,27 TL alacak ve işleyecek faiz yönünden 18.672,48-TL asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 72,00 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin Reddine,
2-Toplam( 52.557,04-TL) alacağın taktiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 3.590,17-TL karar harcının davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.051,44-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.538,73‬-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.051,44-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 87,40-TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.031,8-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 622,90-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli—— göre belirlenen 7.632,42-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli —– — esaslara göre belirlenen 5.175,04 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı