Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/504 E. 2020/22 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/504 Esas
KARAR NO : 2020/22

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde ;davacı davalı şirkete —– sattığını ve yaptığı işlere karşılık olarak davalı firmaya muhtelif tarihlerde toplam bedeli ——– olan irsaliyeli fatura düzenlediğini , davalı şirketin bu faturalara konu borcu ödememesi üzerine İstanbul Anadolu ——– icra müdürlüğünde icra takibi başlattıklarını , davalı tarafın borcunu ödemeyerek takibe itiraz ettiklerini , davalı tarafın itirazının kötü niyetli olduğunu , takibe konu faturaların süresinde tebliğ edildiğini , davalı tarafın söz konusu icra takibinden sonra takip borcuna mahsuben müvekkil şirkete —–ödeme tarihli —- tarih —– çekler verdiğini , ancak takibin tutarının geriye kalan kısmının halen ödenmediğini , bu çeklerden ——– ‘ lik çek ile ———-‘ lik çekin ödendiğini , diğer çekin henüz vadesinin gelmediğini, bu nedenle davalı tarafın haksız itirazına karşı iş bu itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı tarafın—– den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir .
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; müvekkil şirketin davacı şirket olan —– borcu olmadığını, faturanın tek başına borcun varlığını ispat edemeyeceğini , faturanın ispat aracı olabilmesi için bir sözleşmenin yada taraf defterlerinin birbirini doğrular nitelikte olması gerektiğini , ayrıca bahse konu faturalarla alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafın iş bu iddiasını ispatla mükellef olduğunu , haksız ve mesnetsiz açılan davanın ve icra inkar tazminatının reddini ve davacı tarafın —- aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir .
Yargıtay—–.Hukuk Dairesi —– karar numaralı bozma ilamında; mahkemece, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen ilk kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin ——— sayılı kararı ile “Davalının kendi aleyhine delil teşkil eden ticari kayıtlarına göre — borçlu olduğu anlaşıldığı, bu borca karşılık — ödeme yapıldığı mahkemenin kabulünde olduğu, takip öncesi davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi dönem için işlemiş faiz talep edilemeyeceği, mahkemece bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu, gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece, uyulan bozma ilamı ile tüm dosya kapsamına göre, davalının davacıya — borçlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile —asıl alacak yönünden itirazın iptaline, takibin bu bedel üzerinden devamına, davaya konu alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edildiği, dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerektiği, davacı şirketin temyizi, lehine icra inkar tazminatı verilmesi gerektiği, dava konusu alacak likit, bir başka deyişle borçlu tarafından hesap edilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı yararına İİK’nin 67/2 maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, bu konudaki talebin reddi doğru görüldüğü, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, mahkeme hükmünün davacı yararına bozulmasına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine oybirliğiyle karar verildiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, faturalı mal satışından doğan bakiye satış bedeli alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili isteğine ilişkindir.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılıp uyuşmazlık noktaları tespit edildikten sonra tahkikat aşamasına geçilmiştir. Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İcra takip dosyasının yapılan incelemesinde davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine —– işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam —- alacağın takipten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine girişildiği, davalı vekilinin süresinde verdiği itiraz dilekçesinde borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davanın da İİK.67.maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süri içinde açıldığı görülmüştür.
Davalı taraf, taraflar arasında alım – satıma dair sözleşme ilişkisi bulunduğunu inkar etmemiştir. Sadece faturalara dayalı borcunun olmadığını savunmuştur. Yine icra takibinden sonra yani itirazdan sonra davalının davacıya toplam —–tutarlı üç adet çek verdiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde bu çeklerden —- lik iki adedinin ödendiği davacı tarafından kabul edilmiştir. Diğer– çekin davalı tarafından davacıya verildiği ihtilafsızdır. Davacı tarafın bu çekin ödenmediğini savunmuşsa da çekin aslını ibraz edememiştir. Çekin aslının sunulamaması ödendiğine karine teşkil etmektedir. Bu nedenle takipten sonra bu —-çek bedelinin de ödendiği kabul edilmelidir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK.83-85 ve HMK.222. Maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi kurulu eşliğinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Davacının ibraz ettiği defterler incelenmiş, davalı taraf ticari defterlerini sunmamıştır. Ancak davalı taraf davacıya ait hesap ekstrelerini cevap dilekçesi ekinde sunmuş, bilirkişi tarafından değerlendirilmiştir. Bilirkişi kurulunca yapılan inceleme sonucunda —- tarihli rapor alınmıştır. Rapordaki tespitler Mahkememizce serbestçe değerlendirilmiştir. Bilirkişi kurulu tarafların cari hesabını karşılıklı olarak değerlendirmiştir. Davalının sunduğu cari hesap ekstresinde —-çek ödeme kayıtlarının yer aldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf bu çekleri aldığını kabul etmiştir.— tahsilatın yapıldığı da ihtilafsızdır.—– çekin tahsil edilmediğini davacı iddia etmiş ise de, bu çekin aslını ibraz edememiştir. Dolayısıyla o çeki de davacının tahsil ettiği benimsenmiştir. Ancak davalının sunduğu cari hesapta —– tarihli çek çıkış gerekçesiyle gösterilen —- lik ödeme davacının kabulünde değildir. Böyle bir çekin davacıya verildiği hususu yazılı belgelerle kanıtlanamamıştır. Dolayısıyla bu ödeme kaydı cari hesapta dikkate alınmamıştır.
Davalının kendi sunduğu cari hesap ekstresine göre çekler davacıya verilmeden önce davalının davacıya borç miktarı — Davacının alacağını dayandırdığı faturaların tamamı —yılına aittir. Davalının sunduğu hesap ekstresi —-yılına aittir. Bu nedenle davalının sunduğu ekstreler davacıya borç olarak görülen — borcun cari hesabın tümüne göre belirlendiği sonucuna varılmalıdır. Davalının kendi sunduğu cari hesap ekstresindeki aleyhine kayıtlar esas alındığında — lik kısmın çeklerle takipten bir gün önce —- tarihinde çek verilmek suretiyle ödenmek istendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının takip tarihi itibariyle bakiye alacağı — olmaktadır. Takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğü kanıtlanmamıştır. Yine yukarıda açıklandığı üzere davalının davacıya verdiği — çekin de ödendiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda bilirkişi kurulunun— tarihli raporunda, —-asıl borç üzerinden, —- lik ödemeler öncelikle faizlere mahsup edilerek yapılan hesaplama sonucunda, son ödeme tarihi olan — tarihi itibariyle davacının bakiye asıl alacağının—-olduğu anlaşılmaktadır. O tarihe kadar olan işlemiş faizler de ödendiğine göre, davada istenebilecek asıl alacak miktarı — olmaktadır. İcra takip dosyasında, son ödeme tarihi olan—- tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmelidir. Bu nedenlerle itirazın iptali talebi kısmen kabulüne , davacı alacağı likit olup itiraz haksız olduğundan davacı yararına takdiren — icra inkar tazminatına ve kötüniyet tazminat talebinin reddine dair mahkememizin—- karar numaralı kararı davalı yanın temyiz istemi doğrultusunda Yargıtay —- Hukuk Dairesinin —- karar numaralı ilamı ile “Davalının kendi aleyhine delil teşkil eden ticari kayıtlarına göre — borçlu olduğu ve bu borca karşılık—– ödeme yaptığı mahkemenin kabulüdür . Takip öncesi davalı taraf temerrüte düşürülmediğinden bu dönem öncesi işlenmiş faiz talep edilemez ..” gerekçesi ile bozulmuş, mahkememizce bozmaya uyulmuş, uyma doğrultusunda tüm dosya kapsamı, sunulan delillerle birlikte değerlendirilerek — esas alınarak davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay —.Hukuk Dairesi —- karar numaralı ilamı ile ” dava konusu alacak likit, bir başka deyişle borçlu tarafından hesap edilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı yararına İİK’nin 67/2 maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği ” gerekçesi ile bozulmuş, mahkememizce bozmaya uyma doğrultusunda karar verilerek asıl alacağın—————oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davacı yan itirazın iptali istemi İİK 67 maddesi ve çerçevesinde değerlendirilerek —– esas alınmak üzere KISMEN KABULÜ ile davalı yanın bu meblağ üzerinden itirazının iptaline, takibin devamına, belirlenen bu meblağ 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereği faizin takip tarihinden sonra işlemesine,
2-Davaya konu alacağın likit ve hesap edilebilir nitleikte olduğu göz önüne alınarak, asıl alacak olan—– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken—- harçtan peşin alınan —- mahsubu ile bakiye — harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan —– ilk masrafın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan —- ile bozma sonrası yapılan, —- temyiz başvuru harçları, dosyanın Yargıtaya gönderim ücreti —— tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam—-‘nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan —–davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan toplam — tebligat ve müzekkere gideri ve davalı tarafından yatırılan — karar düzeltme harcı olmak üzere toplam — davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan — davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden —- tarifesindeki esaslara göre belirlenen —- maktu avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden— tarifesindeki esaslara göre belirlenen—- maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Gider avansı bakiyesi olması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine ,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..