Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/501 E. 2022/594 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/689 Esas
KARAR NO: 2022/440
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile dava dışı sigortalı —–düzenlendiğini, ——— mallar —–davalı —- araca yüklenmiş olarak — tarihinde teslim alındığını, sürücünün beyanına göre — tarihinde —-yakınlarında —- yemeği yedikten —- sularından istirahate çekildikten sonra ——- sularında yüzleri maskeli ——ellerini bağlayıp etkisiz hale getirdikten sonra römorka girip büyük miktarda giyim eşyasını çaldıkları aynı olayda şoförün telefonunun da çalındığını, hırsızlık olayından sonra arta kalan malların tespitinin yapıldığını, toplam —-treylerde kaldığının tespit edildiğini, bu tespitin ardından sigortalı şirketin davalı —– tarihinde —–teslimatın yapılmadığı ve toplam işlem ve nakliye maliyetinin — eksik ve hasarlı emtia maliyetinin —- olmak üzere toplam maliyetin —olduğunun bildirildiğini, tutanak ile tespit edilen —— tespit edilerek makbuz-ibraname- temlikname karşılığında sigortalıya—- tarihinde, müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, böylece TTK m.1472 gereği sigortalısına halef olduğunu,—-dosyası ile sigortalıya ödenen —–için takip tarihinden itibaren işleyecek, ——– mevduat için verilen en yüksek faiz oranı üzerinden —-işletilecek faizi ve takip giderleri ve vekalet ücretinin borçlu/davalıdan tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlattıklarını, ancak yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu, davalılarına —- gereğince oluşan zarardan sorumlu olduğunu, bir nolu davalı —— eşyanın taşımasını yaptığından dolayı sorumlu olduğunu, iki nolu davalı sigorta şirketinin ise bir nolu davalı —sigortacısı olduğunu, ileri sürerek —- uyarınca işletilecek faizi ile birlikte davalılardan tahsili amacıyla —– davalı şirketler aleyhine başlattıkları takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemelerine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin bir kusuru bulunmadığını yağma olayı gerçekleştiğini ve soruşturmanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin yağma vb olaylarla karşılaşmamak için tüm önlemleri aldığını, şoförlerine eğitim aldırdığını, sigortasını yaptırdığını sorumluluğu söz konusu olsa bile müvekkili şirketin sigortacısı diğer davalının tazminat ödemesi gerektiğini, müvekkili şirketin her türlü rizikoya karşı —–sigortasını yaptırdığını, teminat dışı hallerin belli olduğunu, ancak teminat dışı hallerin müvekkili şirketine aleyhine geniş yorumlandığını, ödeme yapılmadığını, aracın geçici olarak durduğunu, durduğu yerin tenhan bir yer olmadığını, aracın bulunduğu yerin hemen çapraz karşısında petrol istasyonu bulunduğunu, yağma olayının —– olduğunu, aracın bulunduğu yerde arkalı önlü—- olduğunu,—–alana park edildiğini, araç sürücüsünün aracın başından ayrılmadığını ve etkisiz hale getirilerek yağmanın gerçekleştirildiğini, Sigorta —- şirketi tarafından yapılan ödemenin fahiş olduğunu ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, davacının yabancı para üzerinden faiz talebinin yüksek olduğunu ancak yasal faiz talep edebileceğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, alacağın likit olmaması nedeniyle müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatı verilmesinin söz konusu olamayacağını, ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından yapılan geniş kapsamlı ekspertiz raporuna göre dava konusu hırsızlık olayının poliçe kapsamına girmediğini, müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilse bile bunun poliçede çizilen sınırlar içinde olduğunu, buna göre tazminatın —- ödeneceğini, hırsızlık olaylarında —— tenzili muafiyet uygulandığını, davacı şirketin sigortalısına ödemiş olduğu ———- müvekkili şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin ihbar tarihinden—– sonra işleyecek faizinden sorumlu olduğunu, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle dava dışı sigortalı şirkete ait emtianın nakliyesi işini üstlenen davalı taşıma şirketi tarafından, emtianın taşınması sırasında meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde, sigortalının zarara uğradığı ve davacının sigortalısına ödediği bedelin, davalıların sorumlu olduğu iddiası ile tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, ——- takip dosyasının incelenmesinde; —– tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı, borçluların ise dosyamız davalıları olduğu, —- alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliği ve süresinde itiraz üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı dolayasıyla bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı ve davanın ——- harca esas değer gösterilerek ve bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasının akabinde, uyuşmazlığın çözümü için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından —– tarihli rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen——- tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, ” Taraflar arasındaki davanın temeli olan taşıma sözleşmesinin eşyanı karayolunda
uluslararası taşınmasına ilişkin olmasından dolayı CMR Konvansiyonu hükümlerine tabi
olduğu, davacının temliknameler ile huzurdaki davayı açmaya yetkili olduğu, dava konusu gerçek zarar olup —- ibaret olduğu; —– göre hüküm tarihine en yakın kur uygulaması esas alındığından
işbu rapor taslağının kaleme alındığı —- tarihindeki kurulara göre taşıyıcının sınırlı
sorumluluğunun —— somut olayda sürücünün, özellikle —— araçlarına karşı ——- gibi soygun, hırsızlık ve
gasp olaylarının sıklıkla görüldüğü ——- kamera kaydı olmayan cep parkta park edilmesi ve araçta tek şoför bulundurulması taşıyıcı bakımından CMR m. 29
kusurlarından birini teşkil etmekle, davalı taşıyıcının sorumluluğunun sınırsız olduğu ve oluşan bütün zarardan, yani—— sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin somut olaydaki hırsızlık olayının sigorta poliçesi kapsamı ile güvence altına alınan risklerden olmadığı yönündeki savunmasının yine poliçede yer
alan başka hükümler ile polis raporu nedeniyle yerine olmadığı ancak poliçe hükümleri gereği sorumluluğunun CMR hükümlerindeki miktar ile sorumlu olduğu, davalıların tazminat borçlarının miktarına gelince davalı taşıcı şirketin asıl borcu; —- veya takip tarihindeki kurlara göre —– olduğu; takip tarihi ile dava tarihi arasındaki CMR m.27 gereğince işleyen faizinin ise — veya tazminatın belirlenmesinde ——alınması halinde — olduğu; davalı sigorta şirketinin asıl borcu; — veya takip tarihindeki kurlara göre—- olduğu; takip tarihi ile dava tarihi arasındaki CMR m.27 gereğince işleyen faizinin ise —- veya tazminatın belirlenmesinde —- esas alınması halinde—- yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalılar vekilleri tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, aynı heyetten itirazların değerlendirilmesi amacıyla ek rapor alınmıştır. Düzenlenen —– tarihli ek raporda özetle, poliçe hükümlerinin yorumlanması bakımından nihai takdir yüce mahkemeye ait olmak üzere, kök raporda tespiti yapılan ve ulaşılan sonuçların değişmediği, kök rapor sonuç ve kanaatin korunduğu yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi heyet ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, alınan kök ve ek raporun mahkememiz denetimine ve uyuşmazlığın çözümüne elverişle olduğu anlaşılmakla yeni bir heyetten rapor alınmasına yer ve gerek görülmemiş, alınan raporlar doğrultusunda ve aşağıda açıklanacak gerekçeler ile karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, taraf iddia ve savunmaları ile mahkememiz denetimine ve uyuşmazlığın çözümüne elverişle bilirkişi kök ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde, az yukarıda açıklandığı üzere uyuşmazlığın hırsızlık nedeniyle zayi olan emtia sebebiyle davalıların sorumluluğunun olup olmadığı ve sorumlu ise sorumluluğunun sınırlı olup olmadığı noktasında toplandığı, dava dışı sigortalı —– taşınmak üzere davalı —-anlaşıldığı ve emtianın davalı şirketin —– plakalı aracına yüklendiği anlaşılmış olup, belirtilen noktalarda taraflar arasında da bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Yine dosyanın tetkikinde —-tarafından sigortalı şirketin zararlarına karşılık olarak — ödendiği ve temlikname ile halef olunduğu, alacakların devri sözleşmesi ile de—- sigortalıdan devraldığı hakları bu kez huzurdaki davanın davacısı aynı şirketin — sabit olup, davacının davada aktif husumeti bulunduğu anlaşılmıştır. Taşımaya konu emtianın yüke ve ambalajına çekince konmadan gönderenden—- tarihinde teslim alındığı, sürücünün ifadesinden — tarihinde yüklü —– limandan—yola çıktığını, —- civarı varış yaptığını, teslim noktasına doğru hareket ederken —– benzin istasyonunun karşısındaki cep parkta —– kabin içinde istirahate çekildiğini, burada yemek yediğini —–istirahate çekildiğini, —- civarında yüzleri maskeli—– tarafından cama silahla vurularak uyandırıldığını, tehditle kapıları açmak zorunda kaldığını, o esnada önünde başka araçların olmadığını ancak arkasında iki — daha park halinde olduğunu, hırsızların arkada —–kendi aracı arasına kamyonetlerini dik ve geri istikamette park ettiklerini dikiz aynasından gördüğünü, kendisini yandırdıklarında —– kapılarının zaten açılmış olduğunu fark ettiklerini, hırsızların kendi aralarında ——dışında bir dil, muhtemelen —– birini konuştuklarını, gözlerinin bağlı olmasından dolayı daha fazlasını göremediğini, —–sonra ——uzaklaşma sesini duyduğunu, sonra kalan hırsızlardan birinin daha sonra
ellerindeki kelepçeyi çözdüğünü ve karşı şeride geçerek minibüse binerek uzaklaştığını ama aracın
plakasını göremediğini beyan ettiği , yine aracın park edildiği —- görüntüleri aracılığı ile incelenmesinden herhangi bir aydınlatma sistemi ve daimi güvenlik bulunmadığının olay mahalline gelmeden —– kaydı yapılan, aydınlatmalı bir park alanının bulunduğunu tespit edildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olmakla davaya konu hırsızlık olayının meydana gelmesinde, davalıdan yüke özen borcu kapsamında basiretli bir tacire yakışacak azami tavrı sergilemesi, öncelikle yükün güvenliğini sağlayacak tedbirleri alması, en basitinden aracın güvenlikli ve kamera sistemi olan otoparka park etmesi gerekmektedir. Taşıma konusu ürünlerin park halindeki araçtan çalındığı dosya kapsamına göre sabit olup, davalının şoförünün emtia yüklü aracını yol üzerinde park etmesinde CMR 29. maddesi hükmüne göre ağır kusurlu sayılacağından ve bu konvansiyonun taşıyıcının sorumluluğunu kaldıran, sınırlayan veya ispat yükünü diğer tarafa yükleyen hükümlerinden davalı taşıyıcı yararlanamayacaktır. Yine —– bir çok içtihadında belirtildiği üzere, bu tür hırsızlıklar nedeni ile oluşan zararın Türk Ticaret Kanunu’nun 886. maddesi kapsamında kaldığı, anılan madde hükmünde , zarara kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879. maddede belirtilen kişiler, bu kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağının belirtildiği göz önüne alındığında davalı taşıyıcı tüm zararlardan sorumlu olacaktır. Netice itibariyle taşıyıcının sorumluluktan kurtulma hallerini tespit eden anılan yasanın 876. ve devamı maddelerindeki hallerin hiç birinin mevcut olmaması karşısında açıklanan hukuki gerekçeler ve anılan madde hükümleri doğrultusunda davalı şirketin meydana gelen zararın tamamından sorumlu olduğu anlaşılmakla savunmalarına itibar edilmemiştir. Davalı sigorta şirketi yönünden yapılan incelemede ise her ne kadar zararın poliçe kapsamında olmadığı savunulmuş ise de poliçe hükümleri incelendiğinde her ne kadar araç güvenli olmayan bir parka park edildikten sonra şoför istirahate çekilmiş ise de aynı poliçede hırsızlık hususunda adeta istisnanın istisnası düzenlenerek hırsızlık
tekrar teminata dahil edildiğinden ve somut olayda da yağmacıların şoför kabinine tornavida kullanarak
ve kapıyı içeri zorlayarak girdikleri aynı zamanda tehdit ile şoförü etkisiz hale getirdikleri göz önüne alındığında somut olaydaki hırsızlık olayı teminata dahil olduğundan davalı sigorta şirketi poliçe kapsamında CMR hükümlerine göre sınırlı sorumluluk ile
sorumludur. Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, dava konusu olayda gerçek zarar —— davalı sigorta şirketi poliçe gereği —–miktarla sorumludur.—–zarar sorumlu olduğu miktar —–Her ne kadar raporda işlemiş faiz hesabı yapılmış ise de takip talebinde işlemiş faiz talebi bulunmamaktadır. Yine davacı tarafından icra inkar talebinde bulunulmuş ise de davacının davalılara rücu hakkının bulunup bulunmadığı, rücu hakkı varsa rücu edebileceği miktarın belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.—– Açıklanan gerekçeler ile davanın kısmen kabulü ile, davalıların—- dosyasına yaptığı itirazların kısmen iptali ile takibin —-asıl alacak ile müşterek ve müteselsil sorumlu ve sınırlı olması kaydı ile) ve asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince takip tarihinden tahsil tarihine kadar yürütülecek ——– uyarınca uygulanması gereken %5 faiz oranını geçmemek üzere devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile;
-Davalıların —–sayılı icra dosyasına yaptığı itirazların kısmen iptali ile takibin — asıl alacak —– ve asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince takip tarihinden tahsil tarihine kadar yürütülecek——-CMR’nin 27.maddesi uyarınca uygulanması gereken %5 faiz oranını geçmemek üzere devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı olarak alınması gereken 67.806,59 TL harca karşılık olarak dava açılırken peşin olarak yatırılan 14.697,24 TL harcın ve icra dosyasında alınan 3.885,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 49.223,72 TL harcın; 38.970,84 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 10.252,88 TL’sinin davalı —— tahsiliyle hazineye irad kaydına,
4-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle —— üzerinden yapılan kontrollerde arabuluculuk faaliyeti yönünden düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı anlaşılmakla arabuluculuk sarf kararının düzenlenmesi halinde TTK’nun 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca arabuluculuk ücretinin (sarf kararı ile belirlenecek tutarın) haklılık durumlarına göre taraflardan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Vekâlet Ücretleri;
A)Davalının kabul edilen kısmı üzerinden A.A.Ü.T. uyarınca davacı lehine takdir edilen 66.681,52 TL nispi vekâlet ücretinin; 52.792,33 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 13.889,19 TL’sinin davalı ——- alınarak davacıya verilmesine,
B)Davanın, her iki davalı yönünden reddedilen kısmı üzerinden A.A.Ü.T. uyarınca takdir edilen 13.024,26 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
C)Davanın, davalı——- uyarınca takdir edilen 22.922,95 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Yargılama Giderleri;
A)Davacı tarafından yapılan; 4.000,00 TL bilirkişi gideri, 187,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.187,10 TL’nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 3.819,55 TL’si ile 14.759,44 TL harç gideri toplamı 18.578,99 TL yargılama giderinin; 14.709,15 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 3.869,84 TL’sinin davalı ——–alınarak davacıya verilmesine,
B)Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı ve davalı sigorta vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/05/2022