Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/491 E. 2019/933 K. 01.08.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/491 Esas
KARAR NO : 2019/933

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 31/07/2019
KARAR TARİHİ : 01/08/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline verilmiş olan ————– keşidecisi olduğu —- vade tarihli —- ve — nolu 750.000,00 TL’lik 2 adet çekin toplamı —- tutarında çeklerin ödeyemediği için ek süre istediğini, iyi niyet gösteren müvekkilinin alacaklı olduğu çeklerin ödenme günü olan 30/12/2018 tarihinde bu kez —————– ait ellerinde çek koçanı kalmadığını söyleyen şirket yetkilisi yine kendilerine ait olan ———- şirketinin —– nolu çekleri ile ——– çeklerini değiştirdiğini, —–ödenmeyen eski çeklere istinaden “Gününde ödenemediği için tarihleri ve çekler değiştirilmiştir” ibareli yazısından sonra, ————— cirosu bulunan çeki teslim edildiğini, söz konusu çeklerin keşideci —-. olup, şirket 2015 yılında —————— tarafından kurulduğunu, 2015 yılı içerisinde —- hissesini —- devir ettiğini, şirkette 2017 yılında —- yönetim kurulu üyesi seçildiğini, Davalı ——— ise, 2008 yılında 1/3 hisse ——————–olmak üzere kurulduğunu, 2009 yılında şirket ortağı — hissesini eşi — devir ettiğini, 2017 yılında da ———-hisselerini ——-devir ettiğini, 2017 yılından bu yana da şirketin ——tarafından temsile yetkili bulunduğunu, şirketteki yetkilerinin kullanımı için ise 07/09/2015 tarih ve —– yevmiye sayılı vekaletname ile Kartal —- Noterliğin’den ———-vekalet verildiğini ayrıca Kartal ———–. Noterliğin’den—- yevmiye sayılı —– tarihli vekaletnamesi ile —————— tarafından yetkilendirildiğini, her iki şirketin de tüm yetkilerinin kullanımı hep birlikte yapıldığını, aktif olarak da ———- tarafından yapıldığını, müvekkilinin alacağı olan çeklerin ödenmemesi üzerine söz konusu çekleri yazdırmış ve bunun üzerine de borçlular aleyhine İstanbul ——-.Ticaret Mahkemesin’den ihtiyati haciz kararı aldığını ve sonrasında da İstanbul Anadolu ———-. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, takip dosyasında menkul haczinde borçlunun ev adresinde menkul bir malının olmadığını, borçluların adlarına kayıtlı hiçbir gayrimenkul malvarlığı olmadığını, borçlu şirketlerden birisinin adına çıkan aracında borcu karşılama yeterliliği olmadığını, borçluların pasif gayrimenkul kaydı sorgulamasında borçlu şirketlerden ——-. davaya konu edilen gayrimenkulü, hiçbir bedel almadan …’—– 4.000.000,00-TL bedel üzerinden ipotek koydurmuş, sonrasında da aynı kişiye 750.000-TL üzerinden satış yaptığını, davalı şirket yetkilileri müvekkiline olan çek borçlarını ödememek için adlarına kayıtlı gayrimenkule önce ipotek koydurduğunu ve sonrasında da aynı kişiye sattığını, söz konusu gayrimenkul üzerine hem 4.000.000-TL ipotek koyup sonra 750.000-TL den satış göstermek hayatın olağan akışına uygun olmadığını, gayrimenkulün reel piyasa değeri gösterilen satış değerinden çok fazla olduğunu, buna istinaden bir ödeme olmadığını, yani yapılan satışın gerçek bir satış olmadığını, 3. Kişi …’a yapılan satışın müvekkili lehine sadece gayrimenkulün gerçek değeri ile satış değeri arasındaki fark sebebi ile gerçekte bir satış işlemi olmadığından iptali gerekmektiğini, ——– hissesi başta —- — adına kayıtlı iken önce çok yüksek bir bedel üzerinden ipotek konulduğunu, sonra çok düşük bir bedelden satış gösterildiğini, sonra da davalı —– de 1/3 hisse ortağı olduğu ————————————- 3/7/2018 tarihinde ve —- tarih ve —- ruhsat nolu yapı ruhsatı ile de —– söz konusu arsanın müteahhidi olduğunu, davalılardan ————– tarafından diğer davalı …’a, ———- parsel de kayıtlı gayrimenkulün —–hissesi üzerine konulan — tarih ve —– yevmiye sayılı ipotek işleminin ve sonrasında söz konusu gayrimenkulün —————— hissesinin davalı ———- Tarafından yine …’a yapılan 12/12/2017 tarih ve —— satış işleminin; İİK. m. 277 ve devamı madde hükümlerine göre vekili açısından tasarruf işlemlerinin vekil eden açısından ayrı ayrı iptallerine, bahisle gayrimenkulün üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, İİK’nun 283. Maddesi uyarınca vekil edene dava konusu gayrimenkul üzerinde İstanbul Anadolu—. İcra Müdürlüğü’nün 2019/20970 Esas sayılı dosyasından cebri icra yolu ile satın alma yetkisinin tanınmasına, sonrasında yapılacak yargılama neticesinde davaya konu gayrimenkul üzerine İİK. m. 281/2 maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davalılardan … tarafından diğer davalı …’a —————- parselde kayıtlı gayrimenkule koyulan—— işleminin ve—–yapılan satışın İİK 277 ve devam eden maddeleri gereğince batıl olan tasarruf işleminin iptaline karar verilmesine yöneliktir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
HMK 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.” hükmü yer almaktadır ve konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/4-1895 E., 2013/1668 K. Sayılı kararında; “6100 sayılı HMK.nun 114/c maddesi gereğince dava şartı olan “mahkemenin görevli olması” şartı hakkında taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilemeyeceği ön sorun olarak tartışılmış şu sonuca varılmıştır; Görüşmeler sırasında bazı üyeler; taraf teşkili sağlanmadan görevsizlik kararı verilmesinin 6100 sayılı HMK 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğunu, bazı üyeler de, HMK’ nun 137. maddesindeki “dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır, mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler” düzenlemesi ve HMK’ nun 141. maddesindeki; iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının ikinci cevap dilekçesi ile başlaması hükümleri gözetildiğinde, dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği hükmün bu gerekçeyle bozulması gerektiğini savunmuş iseler de, bu görüşler kurul çoğunluğu tarafından yerinde görülmemiş, davanın tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.” yönünde karar vermiştir.
Yapılan incelemede davanın İİK. m. 277 vd. Maddelerine dayalı olarak açılan Tasarrufun İptali davası olduğu görülmüştür. Tasarrufun iptali davaları mutlak ticari davalar olmayıp şahsi nitelikte olması ve borçlunun tasarruflarına yönelik bir dava olması nedeniyle, görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu değerlendirilmiş, bu sebeple HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca, mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davada mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 115-(2) maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK1,2, TTK 4.5/3. ve HMK.114/1-c HMK 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığında usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Davacının ihtiyati haciz talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak davacı vekili ile davalının yokluklarında dosya üzerinden verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı