Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/488 E. 2020/75 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/488 Esas
KARAR NO: 2020/75
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/07/2019
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu ——— mevkinde bulunan kayısı bahçelerinde —— tarihinde gerçekleşen don olayı sebebiyle zarar meydana geldiğini, ——- tarafından———-poliçe numarası ile ———– tanzim edildiğini,——- başvuru yapıldığını, hasar dosyası açıldığını, ancak bir ödemenin yapılmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin maddi zararının belirsiz olduğunu, bilirkişi incelemesi yapılarak tespitinin mümkün olacağını, maddi zararın tespiti ile zararın davalı taraftan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın aynı poliçe ve hasar dosyasına ilişkin aynı konu ve sebepte———— başvurmuş olup yargılamanın devam ettiğini, bu nedenle davanın derdestlik nedeniyle reddine, davacının ihbarına istinaden dava konusu bahçede eksper tarafından yerinde inceleme yapıldığını,—— hasarı belirtileri tespit edilmediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen don olayı nedeni ile davacının bahçesinde meydana gelen hasarın tahsili istemiyle————— kapsamında ———- davalı sigorta şirketine karşı açılan tazminat davası olduğu görülmüştür.
Ticaret Mahkemelerinin görev alanı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/1. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” ifadesi ile ticari davalar ile sınırlandırılmıştır. Ticari davalar ise TTK’nın 4. maddesinde sayılmıştır. Buna göre 4/1. maddesinde nispi ticari davalar 4/1-a fıkrasından f fıkrasına kadar sayılan hususlar ise mutlak ticari davalar olarak sayılmıştır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK’nın 4/1. maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafında tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar ise TTK’nın 4/1-a maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ile yine TTK’nın 4/1 f fıkrasına kadar sayılan yasalarda belirtilen davalar olarak sayılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı sigorta şirketi olup, davacı sigorta şirketinin sigortalısı konumunda çiftçidir. Dava mutlak ticari dava olmadığı gibi, (Özel nitelikte olan davaya konu sigorta Ticaret Kanunu’nda yer almamaktadır.) nispi ticari dava da değildir.———— tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve ————— tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Dolayısıyla taraflar arasındaki ilişki davacının mesleki faaliyetiyle ilgisi bulunması sebebi ile Tüketici yasası kapsamında kalmadığından ve yukarıda açıklanan gerekçeler ile Ticaret Mahkemelerinin de görev alanına girmediğinden , uyuşmazlıkta genel mahkemeler görevli olup, Asliye Hukuk mahkemelerinin davada görevli olduğu anlaşıldığından,Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle mahkememiz tarafından bu davaya bakmakla görevli olmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın TTK 4,5/3 HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-HMK 20.maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇi ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/01/2020