Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/463 E. 2020/655 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1197 Esas
KARAR NO : 2020/705
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2018
KARAR TARİHİ : 04/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA: Davacı vekili Mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ——- arasında ticari ilişkiler sonucunda faturalar düzenlendiğini, davalı tarafından müvekkiline bugüne kadar fatura bedellerinin ödenmediğini, —– seri numaralı,—- tarihli, — seri numaralı, — bedelli faturadan, —– seri numaralı iade faturası bedeli olan — düşülerek bakiye borç —— hesaplandığını ve bu hususta — tarihinde davalı aleyhine —–dosyası ile toplam —— alacak miktarlı icra takibi başlattıklarını, ancak davalının icra takibine itiraz etmesi sebebi ile takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve kötüniyetli borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacı yanın dava dilekçesi ekinde sunduğu faturalarda “yurtdışı organizasyon bedeli” açıklamalarının bulunduğunu, müvekkilinin yurtdışı organizasyonu adı altında hizmet almadığını, bu nedenle faturaların içeriğini kabul etmediklerini, davacı yanın sunduğu dilekçelerde ispata yarar ibare de bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle düzenlenen faturalara istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. maddesi kapsamında açılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,stanbul —— sayılı icra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, yargılama sırasında —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu —– sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine —- tarihli fatura bedeli, — tarihli faturadan kalan bakiye bedel olmak üzere—- tutarında toplam alacağın tahsili için —–tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı ———- tarihinde —- davacı — ödenmek üzere toplam—fatura düzenlendiği, Davacı —— yurtdışı organizasyon bedeli ve turizm bedeli– olarak belirttiği,—— düzenlediği ve yine davacı ——- organizasyon bedeli olarak belirttiği,——-olarak düzenlenen faturanın dosya içerisinde bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan deliller arasında yer alan davacı şirket ile davalı şirket arasındaki yazışmalara ve faturalara ilişkin belgeler incelenmiştir.
Belirlenen hukuki ihtilaf noktalarının incelenmesi mali değerlendirmeyi gerektirmesi sebebiyle dosya Mali Müşavir bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmış, bilirkişi mali müşavir —– tarafından düzenlenen —— tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacı şirket ile davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, davacı tarafından sunulan faturaların her iki şirketin ticari defter kayıtlarında olduğunu, davaya konu olan faturalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, ———— Fatura senaryosunun ticari fatura olduğu, ticari e-fatura senaryosunda e-faturayı alan kişinin bu faturayı red, kabul ya da iptal etme hakkına sahip olduğunu, ticari e-fatura sisteminin, alıcının faturayı kabul edip etmeyeceğine dair bir cevap vermesini bekleyeceğini, davalı şirketin fatura senaryosunun temel fatura olduğunu, temel e-fatura seçimi yapıp faturayı karşı tarafa bu şekilde gönderilmesi halinde, faturanın karşı tarafın onayını beklemeden otomatik olarak ——– olarak algılanacağını, otomatik olarak kabul edilen e-faturada hata olması ya da karşı tarafın e-faturayı kabul etmemesi durumunda, e-faturayı iptal ya da iade edebileceğini, temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura üzerinden ret yanıtı dönülme imkanı bulunmayacağını, ancak TTK 18. Maddesinde belirtilen harici yöntemlerle (noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla ya da güvenlik elektronik imza kullanarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile) itiraz edebilmesi imkanının bulunduğunu, tarafların ticari defterlerinin incelendiğinde, takibin başlatıldığı tarih itibariyle davalı şirketin davacı şirkete—- borcunun olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği tespiti yönündeki kanaat dosya kapsamında uygun bulunmuş, iş bu rapor denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlığın davaya konu edilen icra takibi dayanağı faturaların dayandığı neden olarak gösterilen yurtdışı organizasyonu hizmetinin davacı tarafça davalıya sağlanıp sağlanmadığı, taraflar arasında bu konuda anlaşma ve hizmet alımı ilişkisinin olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşıldı.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
Eldeki dosya bakımından, davalı tarafça ticari ve akdi ilişki inkar edildiğinden, öncelikle davacı tarafça, davalı ile arasındaki ilişkinin , sonrasında dava konusu alacağın miktarının yöntemince ispat edilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun ve alacaklı olduğunun ispat yükü davacı taraftadır.
Her ne kadar davalı, davacı ile aralarında akdi veya cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, dosyaya konu fatura sebebiyle davacıdan herhangi bir mal veya hizmet almadığını beyan etmiş ise de; mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen alacağının davalı ve davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen fatura alacağına ilişkin hizmeti kabul edip kendi ticari defterlerine işlediği anlaşılmaktadır. O halde her ne kadar davalı, davacı ile arasındaki akdi ve ticari ilişkiyi inkar etse de; davalının faturaları kendi ticari defterine işlemesi sebebiyle dosyaya konu faturalardaki hizmet/malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir—————
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki akdi ve ticari ilişkiyi ispatla dosyaya konu alacağa hak kazandığını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı anlaşılmış, davacının davasını ispat ettiği kanaatine varılarak davanın kabulüne, davalının——— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin asıl alacak miktarının 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca —–cinsinden para miktarına takip tarihinden talebi aşmayacak şekilde yabancı paralara uygulanacak temerrüt faizinin uygulanması suretiyle devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. ———–Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, davacı lehine hükmedilen alacağın takip tarihi itibari ile Türk lirası karşılığı üzerinden ve %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının ———– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin asıl alacak miktarının 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca —– cinsinden para miktarına takip tarihinden talebi aşmayacak şekilde yabancı paralara uygulanacak temerrüt faizinin uygulanması suretiyle devamına,
2-Hükmedilen alacağın takip tarihi itibari ile Türk lirası karşılığı üzerinden ve %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 29.278,60 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.942,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 25.336,53 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL ilk masraf, 110,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1045,90 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 38.452,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——– Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere Açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/11/2020