Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/453 E. 2022/193 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/453 Esas
KARAR NO : 2022/193

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı —- adi ortaklığın ortakları arasında, ticari ilişki sebebi ile cari hesap ilişkisi mevcut olup, takip tarihine kadar muaccel olan ve ödenmeyen cari hesap bakiye alacağın tahsili amacı ile davalılar aleyhine —– sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, bilindiği üzere adi ortaklığın tüzelkişiliği bulunmaması nedeni ile adi ortaklığın taraf olduğu dava ve icra takiplerinde ortakların tamamı borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, bu nedenle de işbu davaya konu edilen icra takibinde adi ortaklığın tüm ortakları aleyhine icra takibi açılmış ve ortakların tamamı ayrı ayrı borca itiraz etmiş olup işbu dava tüm ortaklar aleyhine ikame edildiği, davalı borçlu şirketler takibe haksız olarak sırf süreci uzatmak için itiraz etmiş olup, davalılar kötü niyetli olarak sırf süre kazanmak adına—- dosyası üzerinden açılan takibe itiraz ett ve takibi durdurduğu, davalıların itirazları kötü niyetli olup, davacının davalı —- olan alacağı taraflara ait ticari defter, fatura ve belgeler incelendiğinde ortaya çıkacağı, davalı/borçluların icra takibine yapmış olduğu itiraz haksız ve mesnetsiz olup, dürüstlük kuralı ile de bağdaşmadığı, açıklanan nedenlerle davamızın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına, davalı tarafların——– hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davalılar tarafına yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Daval——— mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilmiş olan—–davacı taraf ile müvekkil davalı, sözleşmede belirtilen ürünlerin davacı tarafından temini, satımı ve —–konusunda anlaşmış bulunmadığı, taraflar aralarındaki ödemeleri——- olmakla müvekkil davalı firma davacı tarafa ödemelerini TL üzerinden ödeme günlü—- bulunmakta olup, davacı tarafa aralarındaki sözleşme uyarınca hiçbir borcu bulunmadığı, davacı tarafın işbu davaya konu icra takibi ile talep ettiği alacak kur farkından kaynaklı olup, ilgili icra takibinin hiçbir surette bir hukuki dayanağı bulunmadığı, bu doğrultuda davacı tarafın işbu davaya konu takibi tamamen kötü niyetli ve haksız çıkar sağlama niyetiyle açıldığı, davacı tarafın müvekkil davalı ile aralarındaki cari hesap ilişkisi nezdinde bakiye alacağının bulunduğundan bahisle, müvekkil davalı şirketin aralarında akdettikleri söz konusu sözleşmede ödemelerin ——- cinsinden ya da ödeme günündeki —– açıklayacağımız doğrultuda hukuki dayanak bulunmadığı, davalı taraf, davacı tarafla aralarındaki sözleşme kapsamında almış olduğu ürün ve hizmet neticesinde sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getirmiş ve ödemelerini eksiksiz yerine getirdiği, açıklanan nedenlerle davacı tarafın haksız ve kötü niyetli işbu davasının reddi ile—. sayılı dosyasına yapmış olduğumuz itirazımızın kabulüne, ilgili icra takibinin kaldırılmasına ve davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak başlatmış olduğu icra takibi hakkında takibe yapmış olduğumuz itirazımızın kabulünün yanında davacı tarafın %20’den az olmamak üzere tazminat ödemesi ile tüm yapılan yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı taraf uhdesine bırakılmasına dair karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasında imza edilen —-tarihli tedarik sözleşmesi —– davacının mal teslimini yaptığı hususu ihtilafsız olup, davalıların yapmış olduğu ödemeler ile sözleşme ile üstlendiği para borcunu ifa edimini yerine getirip getirmediği, davacının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, davacının takibe dayanak ettiği alacak iddiaasının kur farkı mı yoksa eksik ifaya mı dayandığı, davalının savunmaları kapsamında dava konusu takibe dayanak alacağın kur farkı alacağı olduğu iddiası kapsamında davalı tarafından yapılan ödemelerin TBK 99 maddesi kapsamında üstlenilen edimin sözleşmeye uygun ifa edilip edilmediği, somut uyuşmazlıkta Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı tebliğ hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı; bu kapsamda takip tarihi itibari ile davacının davalılardan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı ile itirazın iptali, alacağa uygulanacak faizini nevi, icra inkar ve kötüniyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, —– takip dosyasının incelenmesinde; ——- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz davacısı, borçlusunun mahkememiz davalıları olduğu, takibin —–asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlu———-tarihli dilekçe ile borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın —- üzerinden açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi ———– tarafından hazırlanan 24/11/2021 tarihli raporda özetle; davacının incelenen——-ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye ve —— eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, defteri kebirlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı, davalının incelenen 2017, 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davalının incelenen 2019 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defteri kebir ve —— —- yazdırılmadığı için ——-doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği, raporun 14. sayfasında——- yıllarına ait —— kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı için, davacı ile davalı arasındaki borç alacak durumunun, dolayısıyla icra takibine konu alacağın dayanağı olan cari hesaptan dolayı davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğunun ticari defterlerden kesin olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde davalı tarafın hesap hareketlerini gösteren 23.03.2018 – 01.04.2019 tarihleri arası cari hesap ekstresi ibraz edildiği, söz konusu cari hesap ekstresinde yer alan kayıtların tek tek ticari defter kayıtları ile tarafımca karşılaştırıldığı, devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtları hariç diğer tüm kayıtların ticari defterlerde ver aldığı, söz konusu cari hesap —— sayfasında “davacının sunmuş olduğu cari ———” başlıklı bölümde yer aldığı, davacı tarafından sunulan cari hesap ekstresinde; davalının davacıdan takip tarihi itibarıyla 13.839,93 TL alacaklı olarak gözüktüğü, cari hesap ekstresinde yer alan devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtları ticari defterlerde yer almadığı için cari hesap bakiyesinin doğruluğunu ticari defterlerden tespit etmenin mümkün olmadığı, Davacının cari hesap ekstresi kavıtları ile davalının ticari defter kayıtları arasında takip tarihi itibarıyla fark bulunmadığı, taraflar arasındal in —– gerçekleştirildiğinin taraflar arasındaki sözleşme ve faturaların içeriğinden anlaşılmakta olduğu, davacının davalıdan olan alacağının —- alacağı olduğu, davacının —- sözleşme ve davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş faturaların incelenmesinde; davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla ———-olduğu, davacı davalıdan takip —— olmasına rağmen, davacının cari hesap ——ve davalının ticari defterlerinde davalının davacıdan 13.839,93 TL alacaklı gözükmesinin sebebinin; Vergi Usul Kanunu’nun 258, 259 ve 280. Maddeleri gereğince geçici —— sonlarında yapılması gereken—– değerleme in davacı ve davalı tarafından yapılmamış ve —– muhasebeleştirilmemiş olmasından kaynaklandığı, davacı ve davalının Vergi Usul Kanunu’nda yer alan yabancı para değerleme işlemini yapmamış ve kur farklarını muhasebeleştirmemiş olmasının davacının alacağının ve davalının borcunun yabancı para olması durumunu değiştirmeyeceği, davacı —— —–alacaktan oluşan takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas dava değerini 136.210,09 TL olarak gösterdiği, davacı tarafın davalı taraftan —– davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilir ise; davacının———— alacağına takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Kanun’un ——– borcunda faiz” başlıklı 4/a maddesi ——- hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz uygulanabileceği yönünde rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan tüm deliller ile hükme ve denetime elverişli alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesinde raporda ayrıntılı olarak tespit edildiği üzere davacı tarafından sunulan ——– devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtları hariç —– gösterildiği için) diğer tüm kayıtların —–, davacı tarafından sunulan hesap ——-; davalının davacıdan ———- alacaklı olarak gözüktüğü, —– yer alan devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtları ticari defterlerde yer almadığı için (devir bakiyeleri toplu şekilde gösterildiğinden) cari hesap bakiyesinin doğruluğunun ticari defterlerden tespit edilemediği, davalının —– ait —- defterlerinin incelenmesinde; davalının davacıdan ticari defter kayıtlarına göre icra takip tarihi itibarıyla 13.839,93 TL alacaklı olduğu, davacının cari hesap ekstresi kayıtları ile davalının ticari defter kayıtları arasında takip tarihi itibarıyla fark bulunmadığının tespit edildiği, davacı —- bakiyesi alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığı ve takip ettiği ——– taraflar arasında düzenlenmiş —- bedelinin —– belirlendiği, sözleşmenin 4.3. maddesinde “———– içeren irsaliyeli fatura düzenler. Söz konusu fatura, Euro para birimi cinsinden kesilecek olup, ödemelerin tamamı—– da ödeme günündeki ——-yapılacaktır.” hükmünün yer aldığı, taraflar arasındaki akdi ilişkinin —–, davacının davalıdan olan alacağı —-davalının —- olarak yaptığı ödemelerin alacaktan mahsup edilmesi, —– taraflar arasındaki sözleşme gereği ödeme tarihindeki ——— çevrilip alacaktan mahsup edilmesi gerektiği, davacının cari —— yıllarına ait ——— taraflar arasındaki sözleşme ve davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş faturaların incelenmesinde; davacının davalıdan —– olduğunun ve davacı davalıdan takip tarihi itibarıyla —–olmasına rağmen, davacının cari hesap ekstresi ve davalının —- davalının davacıdan 13.839,93 TL alacaklı görünmesinin sebebinin; Vergi Usul Kanunu’nun 258, 259 ve 280. Maddeleri gereğince geçici vergi dönemlerinde ve yıl sonlarında yapılması —— işlemleri tarafından yapılmamış ve——– muhasebeleştirilmemiş olmasından kaynaklandığının tespit edilmesi karşısında davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının ———–sayılı dosyasına davalı ——- asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ——– açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının (3095 sy. m. 4/a) uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan ——– geçerli olan —– üzerinden 27.242,018-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 9.304,51-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.640,22-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.664,29-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.640,22-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 209,1‬0‬-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.253,50-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—— göre belirlenen 16.889,96-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..