Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/452 E. 2021/1153 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/452 Esas
KARAR NO: 2021/1153
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/07/2019
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıdan olan alacaklarının kısmen tahsili için takibe konu—- faturaya bağlı açmış olduklar—- icra takibinin, davalı tarafın yapmış olduğu— tarihli itirazıyla durdurulduğunu, bunun üzerine taraflarınca dava şartı olan arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, tarafların anlaşamaması sebebiyle —- tarihli arabuluculuk son tutanağının düzenlendiğini, müvekkilinin davalıdan alacaklı olması sebebiyle davalı tarafın icra takibine yapmış
olduğu itirazın haksız olduğunu,—-dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, müvekkili — peyzaj düzenlemesi alanında faaliyet gösterdiğini, bundan ayrı olarak,—- tedarik ettiğini, davalının —- davalıya — teslim eden müvekkilinin; takibe konu —-bedelli faturaları düzenlediğini ve —kargosuyla davalıya tebliğ ettiğini, davalının düzenlenen faturaları — tarihinde tebliğ aldığını ve itiraz etmediğini, — faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.”
şeklinde olduğunu, müvekkilinin edimi olan malları davalıya teslim etmiş olup ekte sundukları beş adet sevk irsaliyesinin bu hususu ispatladığını, sevk irsaliyeleri de incelendiğinde; sözlü akdi ilişkiye konu müvekkilince temin edilecek malların, müvekkilinin satın aldığı —- alınarak doğrudan davalının projesi olan —-teslim edildiğini, davalı tarafça bu güne kadar herhangi bir ayıp ihbarında da bulunulmamış olduğunu, bu suretle müvekkilinin edimini eksiksiz şekilde teslim ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini,—- adresindeki şantiye ihalesinin — tarafından alınmış olduğunu, iş bu şantiyenin —- —- tarafından davalı — verilmiş olduğunu, — şantiyesine gönderilen malların davalıya tesliminin ispatı açısından; belirtilen adresteki şantiyenin —-sorulmasını, belirtilen adresteki —- davalı —- sorulmasını, bu hususa ilişkin belgeleri göndermelerini talep ettiklerini, davalı tarafın takibe konu faturalara itiraz etmemesi ile faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin ispatlanmış olmasıyla taraflar arasındaki sözlü akdi ilişkinin ispatlanmış olduğunu, teslim irsaliyelerinde yer alan teslim edilen mallara ilişkin içerik ile davalı tarafça itiraz edilmeyen faturalardaki içeriklerin aynı olduğu gözetildiğinde, faturaların taraflar arasındaki akdi ilişkiye uygun şekilde düzenlendiğinin görüleceğini, son olarak davalı
tarafça fatura konusu miktara itiraz edilmediğinden alacağın likit olduğunu, davalının asıl alacağın % 20’sinden aşağıda olmayacak şekilde icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek, davalının —-yapmış olduğu itirazının iptali ile takip konusu alacaklarının takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi işletilerek davalarının kabulüne, asıl alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan alınarak kendilerine verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturayı ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, — celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, — davacının vergi beyanları celp edilmiş, — müzekkere yazılarak dava konusu yerin— ait olup olmadığı sorulmuş, müzekkere cevabı dosya arasına alınmış, —kayıtları celp edimiş, —– tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…1)Davacının incelenen — yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının
yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak
tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, 2) Mahkemenizce —– tarihli duruşmada—- numaralı ara karar ile “Yargılamanın covid salgını sebebiyle uzaması ve usul ekonomisine ilişkin ilkeler gözetilerek, eksiklikler giderildikten sonra, taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85. maddeleri ile
HMK 222. maddesi uyarınca her iki tarafın—– üzerinde
Mahkememizce resen seçilecek mali müşavir eşliğinde —–
incelemesi yapılmasına, davacı vekiline belirlenen günde müvekkiline ait ticari defterlerini hazır
etmeleri aksi takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacaklarının ihtarına (ihtarat yapıldı.)
iş bu duruşma zabtının ihtarat mahiyetinde taraflara da çıkarılmasına,” şeklinde karar verildiği,
duruşma tutanağının, ticari defterlerin ibrazı ile ilgili ihtarat içeren davetiye ile davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından ticari defterlerin ibraz edilmediği, Davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalının ticari defterlerinin incelenemediği, davacının ticari defter kayıtları ile davalının ticari defter kayıtlarının karşılaştırılamadığı, davalının ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, davalının ticari defterlerindeki kayıtların davacının ticari defter kayıtlarına aykırı olup olmadığı ile ilgili bir
tespit yapılamadığı, ayrıca icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davalının
ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı ile ilgili de bir tespit yapılamadığı, Davacının ticari defterleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/2.
maddesinde belirtilen şartlara uygun olarak tutulduğundan, davacının ticari defterleri
hakkında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/3. maddesindeki “İkinci fıkrada
belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil
olarak kabul edilebilmesi için, —-tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —gerekir.” hükmünün tatbik edilip edilmeyeceği ile ilgili hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, 3) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davacı—
tarafından davalı —- düzenlenmiş — adet fatura olduğu,
İcra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet faturanın fotokopilerinin dava dosyasında
bulunduğu, 4) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan— adet faturada yazılı olan malların davalıya
teslimine ilişkin davacı vekili tarafından dava dışı—-
tarafından, davacı adına düzenlenmiş, sevk adresi olarak —-olan — adet sevk irsaliyesi sunulmuş olduğu, söz konusu sevk irsaliyelerinde yazılı olan malların nakliyeciye teslimine ilişkin –adet sevk irsaliyesinin– adedinin teslim alan kısmında aracın plaka numarası, sürücünün isim ve imzası,—- adedinin teslim alan kısmında sürücünün isim ve imzası bulunduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan— adet faturanın davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu —-takip dayanağı faturaların davalı tarafından bağlı olduğu —–bildirilmiş olup olmadığı ilgili — sorularak bildirilmişse bu faturanın kendi defterine kayıtlıymış gibi kabul edilip fatura içeriği malın teslim alındığı karinesini kabul etmekten ibarettir.—– Bu konudaki hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, 5) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —- faturanın davalıya teslimine ilişkin davacı vekili tarafından — firmasına ait fatura fotokopisinin sunulduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet faturanın davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu — bildirildiği, bu durumun dayanak faturalarn davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği, 6) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet faturaya davalı tarafından itiraz edildiğine dair dava dosyasında bir belge bulunmadığı, 7) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —- faturanın davacının — yılına ait ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 8) Davacının—- yılına ait ticari defterlerinin incelenmesinde; davacının davalıdan ticari
defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla — alacaklı olduğu, Davacı taraf davalı taraf aleyhine başlatmış olduğu icra takibinde asıl alacak olarak —- talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesinin göz önünde bulundurulmasının gerekeceği, 9) Davacı tarafın —- asıl alacaktan oluşan takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının
icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas dava değerini —- olarak gösterdiği, 10) Mahkemenizce davacının davalıdan alacaklı olduğuna ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilir ise; davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık —- başlıklı —-kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranları üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtları incelemek üzere süre verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve bilirkişi raporu düzenlenmiştir. İnceleme gün ve saatinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafın inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini hazır etmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz—– Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. —- belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri —— belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.——–Bu kapsamda kanun koyucu tarafından ——- tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle, bu fıkrada yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiştir. Esasen —–tarafından içtihatlar ile kabul edilen hukuki durum anılan kanun değişikliği ile yasal düzenlemeye kavuşmuştur.
Davalı taraf usulüne uygun ihtara rağmen ticari defterlerini süresinde ibraz etmemesi sebebiyle davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve dayanmış olduğu faturaya ilişkin alacağını ispat ettiğinin kabulü gerekir. Ayrıca yapılan bilirkişi incelemesi ile dava konusu faturaların davalı tarafından—– bildirildiği dikkate alındığında davacının dava konusu fatura alacağına hak kazandığı, davalı tarafından borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının—— asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—-Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —— üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile,—- asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 13.463,63-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.380,43-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 985,48-TL harç olmak üzere toplam 3.365,91-TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.097,72-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.380,43-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 985,48-TL harç olmak üzere toplam 3.365,91-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 274,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.334,80-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle —– üzerinden yapılan kontrollerde arabuluculuk faaliyeti yönünden düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı anlaşılmakla arabuluculuk sarf kararının düzenlenmesi halinde TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca arabuluculuk ücretinin —— davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 22.246,73-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/12/2021