Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/450 E. 2022/1060 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/450 Esas
KARAR NO : 2022/1060

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/07/2019
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın —- taşıma işlerini yaptığını,—–yetersiz kaldığı zamanlarda taşıma işlerinin —–taşıma yapıldığını, —- tarihinde davalı ..———verilen kiralık taşıma işi
sırasında şoförü — tarafından —– plakalı —- —
müşteri ——- ürünlerinin nakliyesini yapmak üzere
teslim aldığını, müşterinin ürünlerin yerine ulaşmamasından yakınması üzerine davalı ile iletişime
geçildiğini ve şoförü —— —– teslim etmeyeceğini bildirdiğini ve telefonunu bir daha açmamak üzere kapattığını, bunun——– soruşturmada çalınan ürünler hakkında yakalama ve el koyma kararı
verildiğini, sonrasında çalışan ———– ceza davası açıldığını, bu sırada müşteri——–tarafından çalınan ürünlere istinaden müvekkili ————- tutarlı faturalar ile toplamda —– zararı müvekkili şirketten tahsil ettiğini, davalı tarafın TBK md.66 uyarınca adam çalıştıranın sorumluluğu gereği, TBK genel tazminat hükümleri ile TTK 875 md. “(1) Taşıyıcısı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesini kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” Hükmü uyarınca bu zarardan sorumlu olduğunu, müvekkilinin —- Esas sayılı icra takibine konu ettiğini, borçlunun icra takibine kötü
niyetli olarak itirazı üzerine takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının haksız itirazının
iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere takdiren %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücreti ve giderlerin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı cevap dilekçesinde özetle;
; Davacı tarafından dava konusu edilen,—– plakalı —-
—–bedeli karşılığında 1 yıl süreliğine zilyetliğini devir ettiğini, söz konusu araçla işlendiği iddia edilen
suç unsurunun kiraya verilme tarihinden bir hafta sonrasına tekabül ettiğini, ——sözleşmenin bitim tarihi 02.01.2020 tarihleri arasında tüm yükümlülüğün
kiracıya geçmiş olduğundan husumet itirazının bulunduğunu, kiraya verdiği —–firmasından yüklenen ürünlerin teslim edilmesi gereken adrese teslim edildiği” bilgisinin davacı şirket yetkililerince kendisine bildirilmesi üzerine, aracı kiraya —–Güveni Kötüye Kullanma ve Hırsızlık suçundan———-suç
duyurusu ile ilgili ——–sayılı dosyası ile yürütülen soruşturmanın,——– kararı ile —————-hukuka uygun şekilde elinde bulunduran şüphelinin yine zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulundurduğuna yahut bu devir olgusunu inkar
ettiğine dair yeterli delil elde edilemediği anlaşıldığı” gerekçesi ile Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına
karar verildiğini, kiraya verdiği alacaklarını tahsil edemediği gibi ne kiracıya ne de kiraya verdiği ——– —–bulamadığından mağdur durumda olduğunu belirtmiş olup, davanın husumet yönünden reddine, esas hakkında sürdüğü hususlar dikkate alınarak esastan reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davacının üzerinde bırakılmasına kara verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taşıma sözleşmesi sebebiyle uğranılan zararın davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında taşıma ilişkisi bulunduğunu, dava konusu ————, dava dışı —-dava konusu emtiayı teslim etmeyeceğini belirttiğini ve kendisine ulaşılamadığını, dava konusu emtianın sahibi olan dava dışı —- ödediğini, bakiye zarardan davalının taşıma hukuku kapsamında sorumlu olduğunu, oluşan zararın tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —— edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —————– davacı ve davalının ————— celp edimiş, ——davalının —— ————– davalının —–işletme kaydı—- celp edilmiş, ——Soruşturma sayılı dosyası, ————- üzerinden celp edilerek dosya arasına alınarak incelenmiş——- sayılı dosyası ile ——- tarihli bilirkişi raporu alınmış, —- tarihli bilirkişi heyet raporu,—- heyeti ek raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
——–talimat sayılı dosyası ile —– tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…1.Davacının —– tüm yasal ticari defterleri Defteri Kebir- —– Defteri açılış ve kapanış onayının yasal süresi içerisinde yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, tespit edilmiştir. 2.Davaya konu 1 adet faturanın Davacı ve Davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlarının bulunmadığı, 3.Davacının yasal defterlerinde ———–yer almadığı, 4.Davalı —–ile Davalı ——— arasında ticari ilişki bulunmadığı hususları tespit edilmiştir. 5.Davalı …—-olduğu —- tarihinde kiraladığı, kira sözleşmesinin —– Davalı ….——– herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı;—.Davalı —- Kullanma, Hırsızlık suçundan soruşturma yapılması için başvuruda bulunduğu; —— tarihinde sona ereceği ve sözleşmeye göre sözleşme süresi içerisinde ulaşılabilir olma yükümlülüğünün olmadığı vb. nedenler ile kovuşturmaya yer olmadığına karar——– sahibi, aracı bir yıl süreyle— işleten sıfatını kaybetmiş olduğu, kazadan dolayı meydana gelen zarardan aracın işletilmesinden doğan zarardan o aracın işleteni sorumlu olduğu kanaatiyle; Takdir mahkemenize ait olmak üzere, yukarıda açıklanmaya çalışılan —-üzerinde yapılan inceleme sonucunda tespit edilmiştir…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Bilirkişi heyetinin —. tarihli raporunda özetle, “..— Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacının–ilişkin ticari defterlerinin —— beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davalının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla talimat yazılmış olup,—- Bilirkişi
tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, davalının —- ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğunun bildirildiği, B- Davacı Alacağı Yönünden: davacının katlandığı ve hesaben ödemek durumunda kaldığı tazminat miktarları gözetilerek, yansıtmakta olduğu — tazminatın taşıma
sürecinde meydana gelen güveni kötüye kullanmak suretiyle verilen zarar miktarı limitleri
dahilinde kaldığı,
C- Davalının Sorumluluğu Yönünden:
1- Davalının adına kullanılan taşıma faturası gözetilerek, nihai takdiri yüce mahkemeye ait
olmak üzere davacı ile davalı arasında hukuki görünüşe dayanan taşıma sözleşmesinin kurulduğunun değerlendirildiği, davalının taşıyıcı sıfatı ile sorumlu tutulabileceği, 2- Davalının, davaya konu araçları dava dışı —kiraya verdiği noter sözleşmesi ile teyit ve tespit edilmekte ise de; söz konusu taşıtın adı geçen kiracıya ait taşıt kartı-yetki belgesi ve —-yaptığının değerlendirildiği, 3- Dosya kapsamında alınan talimat bilirkişi raporu incelemesinde, davalının ticari
kayıtlarında yer almamasına karşın; kendi adına ve hesabına düzenlenen taşıma faturasına
da itiraz etmediği, söz konusu faturanın taşıma sözleşmesi ifa belgesi şeklinde hem taşıma
sözleşmesi, hem de ifa sürecine girildiğini ispat için geçerli ve yeterli delil olarak değerlendirildiği,
D- Faiz: Taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname ya da eş değer belge bulunmadığından, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının takip öncesi faiz talebi yerinde değildir. Ancak, Sayın
Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avans faiz talebinin yerinde olduğu, Dava konusu alacağın tazminat yansıtma alacağı olduğu, kusur, zarar, illiyet bağı ve sorumluluk
değerlendirmeleri gerektirdiği gözetilerek İCRA İNKAR TAZMİNATI ve sair hususların yüce yargı
makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyetinin — tarihli ek raporunda özetle, “…Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişi heyetine verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Raporumuzun Genel Değerlendirme bölümünde açıklandığı üzere, bilirkişi kök rapor değerlendirmesinin aynen geçerli olduğu kanaatlerine ulaşılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Somut olayda, davalı tarafından dava konusu aracın dava dışı-şoför—– uzun —- vermesi sebebiyle taşıma ilişkisi inkar edilmektedir. Bu itibarla davacının, taşıma ilişkisini ve oluşan zarardan davalının sorumluluğunu yöntemince ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı her ne kadar dava konusu aracı dava dışı ——kiralaması sebebiyle dava konusu zarardan sorumlu değil ise de; dava konusu taşıma işlemi sebebiyle davacı tarafından davalıya — taşıma faturası olarak kesildiği, davalının bu faturaya itiraz etmediği ve —- kartının tarafına ait olduğu, dava dışı şoför olan — tarafından bu —- kartının kullanılması gibi tüm hususlar dikkate alındığında davacı tarafından düzenlenen ve davalı tarafça inkar edilmeyen —– bedelli taşıma faturasının Karayolları Taşıma Yönetmeliğinin 4. maddesinde belirtilen taşıma senedi olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Dolayısı ile taşıma hukuku yönünden davalının dava konusu taşıma işleminde akdi taşıyıcı olduğu, dava dışı—— şoför olduğu, davacının ise taşıtan konumunda olduğuna kanaat getirilmiştir.
Davalının akdi taşıyıcı olduğu anlaşılmakla taşıma sebebiyle akdi taşıyıcı olarak dava konusu emtianın zayi olmasından davacıya karşı sorumludur. Dosya kapsamında yer alan bilgilerden davacının dava konusu taşıma işlemine konu ziyaı uğrayan emtia için dava dışı ——adına aracı şirketi olan —— ödediği (yansıtma fatura ile cari hesaptan düşümünün yapıldığı) sabit olduğundan dava konusu olan miktarı talep edebileceği, mahkememizin kabulü gereği davacı ile davalı arasında taşıma sözleşmesi ilişkisi bulunması sebebiyle takip yapılmadan önce davalının temerrüte düşürülmemesi sebebiyle işlemiş faiz talep edilemeyeceği değerlendirilmiş, anılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davalının — dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 93.137,88-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.——-
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —— Yukarıda açıklanan gerekçelerle dosyaya konu alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle alacağın likit olmadığı anlaşıldığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, — asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 6.362,25-TL’den davacı tarafça yatırılan 1.185,14-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 490,64-TL harç olmak üzere toplam 1.675,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.686,47-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.185,14-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 490,64-TL harç olmak üzere toplam 1.675,78-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 236,95‬-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.187,75‬-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 3.974,79-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 250,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 12,71-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca —- arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.252,88-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, kalan — davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —esaslara göre belirlenen 14.902,06-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——. 13/1-2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.990,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.