Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/446 E. 2021/575 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/446 Esas
KARAR NO : 2021/575 Karar

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/07/2019
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——– sevk ve idaresindeki —— plaka sayılı aracı— halinde iken — benzinliğe girmek isterken aracının —- plaka sayılı aracın arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu,müvckkili şirket—– tutarında hasar meydana gelmiş olduğu, söz konusu kazada davalı … sigortalısının % 100 kusurlu olduğunu bu —-ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla karar tutarının 17.08.2018 tarihinden itibaren işletilecek kısa süreli avans faizi ile birlikte tahsili talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının —- limitleri ile sınırlı olduğunu, sigortalılarının kusurunun bulunmadığını, bu nedenle kusur tespiti yapılması gerektiğini, hasar talebine ilişkin yokluklarında alınan raporu kabul etmediklerini, ayrıca faiz talebi ve şekline de itiraz ettiklerini, faizin yasal faiz olduğunu, bu vs. nedenlerle davanın reddedilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472 maddesi uyarınca davacı … — tarafından sigortalısına ödenen maddi tazminatın haksız fiile sebebiyet veren aracın—-şirketinden rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, —- tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle dava dışı———— ait araçta hasar meydana geldiğini, müvekkil sigorta şirketi tarafından hasar bedelinin — ödendiğini, oluşan zararda davalının tam kusurlu olması sebebiyle sorumlu olduğunu, dava konusu zararın davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep tmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
15/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: “…Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı, TRAFİK KAZASI olduğu, meydana gelen olayda—- önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU, Söz konusu kaza ile hasar durumımun uyumlu olduğu, dava konusu araçta — — bu kapsamda talebe bağlı kalınarak talep edilen 5.668,00TL tutarındaki hasar miktarının kadri marufunda bulunduğu, — kazalı aracın onarımının —— iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikle basit işçilikler ile giderilebilecek hasar oluşmuş olduğu ve onarımının yaklaşık —— dava konusu aracın kaza tanhi itibariyle kazadan önceki kazalı—- civarında olduğu, söz konusu dava kapsamında; ————— plaka sayılı araç sürücüsü— plaka sayılı araç sürücüsü —-kendi şeridinde seyir halinde iken meydana gelmiş olması nedeni ile KUSURSUZ olduğu,…” hususunda görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, alacak davaları için de geçerlidir. Yani, alacak davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Davacı vekili, 03.06.2018 tarihinde meydana gelen kazada davalının tam kusurlu olduğunu ve dava – — araçta hasar meydana geldiğini, oluşan hasar sebebiyle ödeme yaptığını ve TTK 1472 md gereğince halef olduğunu iddia ettiğinden bu hususları ispatla yükümlü olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde;—. tarafından dava—- araçta oluşan hasar sebebiyle yapmış olduğu ödemeye ilişkin bedelin davalıdan rücuen tahsilini talep etmekte haklı olduğu, davalının KTK ve TBK hükümleri gereğince oluşan zarardan sorumlu olduğu, davacının iddiasını alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamı dikkate alındığında ispat ettiği, 15.02.2021 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşılmış, bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiğine mahkeme kanaat getirilmiştir. Anılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile;—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan (davalı …—- limitleri ile sınırlı olmak üzere ) tahsili ile davacıya verilmesine, davacının faiz başlangıç tarihine ilişkin talebin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile;
-5.668,00-TL araç hasar bedelinin 26.06.2018 temerrüt (ödeme tarihi) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan (davalı …— poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere ) tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davacının faiz başlangıç tarihine ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar harcı 387,18-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 96,95-TL harcın mahsubu ile bakiye 290,23- TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 96,95-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 74,30- TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 918,7-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 874,30-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle UYAP üzerinden yapılan kontrollerde arabuluculuk faaliyeti yönünden düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı anlaşılmakla arabuluculuk sarf kararının düzenlenmesi halinde TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca arabuluculuk ücretinin (sarf kararı ile belirlenecek tutarın) davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.