Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/44 E. 2021/872 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/44 Esas
KARAR NO: 2021/872
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2019
KARAR TARİHİ : 06/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan takip borçlusu—– imzalandığını, diğer davalılarında iş bu —– müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını ve aynı derecede sorumlu hale geldiğini, davalıların borçlarını gereği gibi ödemediğini, kredi hesaplarının kat edilerek kredi borcun ödenmesi talebiyle —- nolu hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, davalıların ihtarnameyi teslim aldıklarını ancak borçlarını ödemediklerini bunun üzerine— icra takibine başladıklarını, davalıların icra takibine itiraz ettiklerini, bunun üzerine,—–başvurduklarını, arabuluculuk sürecinde anlaşamadıklarını, davalıların itirazlarının yasaya aykırı, haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalılardan talep edilen temerrüt faizi yasaya ve sözleşmeye uygun olduğunu, alacağın likit olduğunu, davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalıların yapmış oldukları itirazlarının iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, asıl alacaklara her bir kredi için takip talebinde belirtilen tarihler arasında ve takip talebindeki oranlar üzerinden akdi faiz ve temerrüt faizi işletilmelerine ve asıl alacaklar ile birlikte tahsillerine, %20’den az olmamak şartı ile icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamesine davalılar tarafından ——miktarda borcun olmadığından bahisle itiraz edildiğini, davalılar ile banka arasındaki hukuki ilişkiye uygulanacak faiz oranlarına yasal dayanak olarak ise —– gösterildiğini, kredi sözleşmesi karşılıklı taahhütleri havi bir akit olduğundan, eğer bu sözleşmelere ilişkin kurallar yalnızca kredi veren kurumca belirlenir ise genel işlem koşullarına aykırılık ortaya çıkacağından sözleşmenin geçersizliği dahi söz konusu olabileceğini,—kredilere uygulanacak faiz oranlarını belirlemeye —– kredilere uygulanacak faiz oranlarını serbest bıraktığını, uygulamada söz konusu sözleşmeler imzalanırken, kredi faizi ve temerrüt faizine ilişkin kısımlar ya boş bırakılmakta veya faiz oranları—- oranlarda belirlenmekte olduğunu, bu haksız uygulama dolayısıyla huzurda ikame edilen davaya itiraz etme zorunluluğumuz doğduğunu, davacı bankaca ikame edilen iş bu davada, faiz oranlarının iyi niyeti suiistimal eder nitelikte yüksekliklerine itiraz ettiklerini, davacının %20 icra inkar tazminatı talep etmesinin haksız olduğunu, alacak miktarı belirli olmadığından yargılamayı gerektirdiğinden itiraz etme zorunluluğu bulunduğundan itiraz edildiğini, davacıların icra inkar meblağ, haksız ve hukuka aykırı hesaplamalar neticesinde tespit edilmiş olduğundan, alacaklı olduğunu iddia eden davacının, talep edilen miktarda bir alacağı bulunmadığından, davanın reddi ile reddedilen miktar üzerinden kötü niyetli takip yapıp dava açan davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca başlatılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali davasıdır.
Davacı — tarihinde —- diğer üç davalıda müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla kefil olmuşlardır.
Davacı vekilinin —– esas sayılı dosyasına yapılan itirazın davalı vekili tarafından geri çekildiği, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderleri taleplerinin olmadığı, davanın açılmasına borçlu sebebiyet verdiğinden ve daha sonra itirazını geri alması sebebiyle——- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalı borçluya yükletilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sırasında davalılar tarafından borcun ödendiği anlaşıldığından davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın konusunun kalmadığının tespitine karar verilmiş ve davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama gideri olmadığının beyan edilmesi üzerine aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1——sayılı takip dosyasında borcun ödendiği görülmekle DAVANIN KONUSUZ KALDIĞININ TESPİTİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 18.827,56 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 18.768,26 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından harcanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar taraf masraf yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Protokol hükümleri gereği tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı tespit olunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6——- zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıların arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı ve davayı açmaya sebebiyet verdiği göz önünde tutularak davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazine adına gelir kaydına,
7-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2021