Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/437 E. 2021/743 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/437 Esas
KARAR NO : 2021/743

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın —— muhtelif yerlerinde—— de iştikal eden tüzel kişiliği haiz bir kuruluş olduğunu, davalı tarafın 12.10.2017 tarihl——- çerçevesinde müvekkiline ait —— bedellerinin bir kısmını ödemediğini, ödenmeyen faturaların toplamının 28.075,43 TL olduğunu, faturaların keşidesine ve TTK m. 21/2 uyarınca herhangi bir itiraza uğramamasına rağmen borcun ödenmemesi üzerine bu kez borçlu hakkında —— esas sayılı dosyası üzerinen icra takibine girişildiğini, duran takibe devam edebilmek ve böylelikle borçludan olan alacağını tahsil edebilmek amacıyla itirazın iptalini talep ettiklerini, davalının haksız yere takibin durmasına sebebiyen vermesi nedeniyle asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkumiyetini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Türk Ticaret Kanunu madde 4, 5/A ve HUAK 18/A uyarınca nispi ticari dava niteliğinde olan işbu dava ikame edilmeden önce arabuluculuk kurumuna başvuru dava şartı olduğundan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını ve haklı itirazları üzerine takibin durduğunu, bu nedenle davacı tarafça işbu itirazın iptali davası açılmışsa da aşağıda açıklayacakları nedenler dolayısıyla haksız ve hukuka aykırı davanın reddinin gerektiğini, süresi içerisinde cevap dilekçelerini sunduklarını, şöyle ki; davacının dava dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle taraflarınca sözleşme kapsamında ———– hizmeti sunulduğunu bu çerçevede birtakım faturalar tanzim edildiğini, faturalar uyarınca müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia etmekte ise de; bildirilen borç tutarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin dava dilekçesinde bahsi geçen faturalara ilişkin hizmeti almadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da fatura tanziminin hizmetin verildiği anlamına gelmediğini, tek başına ispat aracı da olmayacağını, bu nedenle alacağını açık hesaba/faturaya dayandıran davacının fatura içeriğindeki hizmeti verdiğini ispatla yükümlü olduğunu, bu husus tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi ile ortaya çıkacağından huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep ettiklerini, aynı zamanda müvekkili temerrüde düşürülmediğinden faiz talebinin ve faiz oranının yerinde olmadığını, davacının % 20’den az olmamak üzere talep ettiği icra inkar tazminatı talebine itiraz ettiklerini, kesinlikle davaya konu borç tutarını kabul etmemekle birlikte,——-belirlenebilir olmayan ve yargılamayı gerektiren borçlar üzerinden de icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, davacının likit olmayan borç üzerinden % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep etmesinin hukuken de kabul edilemeyeceğini, işbu itirazın iptali davasının dayanağının bulunmadığını, davacının davasını ispatlayacak deliller sunmadan kötüniyetli ve haksız olarak dava açtığını, ayrıca takibin dayanağı olmadığından takibe konu asıl alacak ile birlikte işletilmiş olan faizin, faiz tür ve oranının, sair ferilerinin de kabulünün mümkün olmadığını, davacının faiz talebini gerektirir bir işlemi veya başka herhangi bir şekilde temerrüt oluşmuş olmadığını, bu nedenle talep edilen faiz, miktar ve oranının da kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin davacıya borcunun bulunmadığını bildirdiklerini, bildirdikleri hususlar mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılmasını talep ettikleri bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağından huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini belirterek, haksız ve hukuki dayanağı olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden, aksi halde esastan reddine, icra takibi ile işbu davada kötüniyetli hareket eden davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına, % 10’dan az olmamak üzere idari para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, hizmet ilişkisinden kaynaklı faturalara dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemi ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Dava ilk olarak —– tarihinde Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılmış, mahkemece verilen görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya başlanmış, usulüne uygun oluşturulan tensibe istinaden ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış bu doğrultuda taraf şirketlere ait —– formları ilgili —– istenmiş, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
İtirazın iptali istemine konu—– başlatılan takibin alacaklısının davacı şirket, borçlusunun davalı şirket olduğu; takibin 28.075,43 TL asıl alacak ve 517,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.592,90 -TL cari hesap alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya 04/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresinde 09/10/2018 tarihinde borca ve ferilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolasıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, mahkememizde davanın 22/11/2018 tarihinde ve 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme gün ve saati her iki tarafa da tebliğ edilmiş , gerekli ihtarlar yapılmış, davacı şirkete ait defterler inceleme gün ve saatinde sunulmuş olmakla birlikte davalı şirket tarafından inceleme gün ve saatinde defterler ibraz edilmemiş herhangi bir mazeret de bildirilmemiştir. Davacı şirket defterleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılmış ve bilirkişi tarafından —–yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu,—– kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, yevmiye defteri ve defteri kebirinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı, davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalının ticari defterlerinin incelenemediği, davacının ticari defter kayıtları ile davalının ticari defter kayıtlarının karşılaştırılamadığı, icra takibine konu alacağın dayanağı olan belgelerin ——- olduğu ve faturaların ——– bedeli faturası olarak dzenlendiği için bu faturalarla ile ilgili olarak sevk irsaliyesi düzenlenmediği dolayısıyla davalıya teslimine ilişkin dava dosyasında bir belge bulunmadığı, ancak dayanak faturaların davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu vergi dairesine—–formu ile bildirildiği, davacı tarafından düzenlenen ——- kapsamında ——.” ifadesinin yazılı olduğu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan—— davalı tarafa —- dair dava dosyasında bir kayıt bulunmadığı, ancak dayanak faturaların davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu vergi dairesine—— formu ile bildirildiği, bu durumun dayanak faturaların davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği, icra takibine konu alacağın dayanağı olan 9 adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının hesapların tutuluş şekli nedeniyle tespit edilemediği, davacı vekili tarafından icra takip dosyasına davalı tarafın hesap hareketlerini gösteren—-ekstresinin ibraz edilmiş olduğu, cari hesap ekstresinin dökümünün raporda yer aldığı ve cari hesap ekstresinde, davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla 28.075,43 TL alacaklı olarak gözükmekte olduğu, mahkemenizce davacının davalıdan alacaklı olduğuna ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilir ise; davacının 28.075,43 TL asıl alacağına takip öncesi için talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 1.255,71 TL olduğu, ancak davacı taraf davalı taraf aleyhine başlatmış olduğu icra takibinde işlemiş faiz olarak 517,47 TL talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesinin göz önünde bulundurulmasının gerekeceği, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık % 19,50 ve 3095 sayılı Kanun’un “Temerrüt faizi” başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen——– için uyguladığı avans faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranları üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceği” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Bilirkişi raporu her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, mahkememizce alınan rapor ve toplanan deliller hüküm için yeterli ve elverişli olduğu göz önüne alınarak ek rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, denetime elverişli bilirkişi raporu, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle taraflar arasında hizmet ilişkisinden kaynaklı ticari ilişkinin bulunduğu hususuna ilişkin olarak her ne kadar davalı tarafından ticari defterler ibraz edilmemiş ve davacı defterleri ile karşılaştırma yapılarak inceleme yapılamamış ise de dosyaya sunulu faturalar, faturaların niteliği, cari hesap ekstresi ve takibe konu faturaların davalı tarafından veri dairesine bildirilmiş olduğu hususu göz önüne alındığında taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunun toplanan deliller itibariyle ispatlandığı, davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların hizmet ilişkisinden kaynaklı —- faturası olarak düzenlendiği ve faturaların gerek davacı gerekse davalı şirket tarafından —- edildiği göz önüne alındığında ispat yükü kendisinde olan davacının faturayı ve faturaya konu hizmeti davalı tarafa sağladığı hususunun ispatlanmış olduğu, aksi durumun artık davalı tarafından ispatlanması gerektiği yine davalının faturalar yönünden bir ödemesi var ise bu hususu da ispatlaması gerektiği, ancak dosyada buna ilişkin bir bilgi ve belge olmadığı gibi yargılama süresince de davalı vekili tarafından aksi bir durumun ileri sürülmediği, davalının borcun bulunmadığına ilişkin soyut itirazlarının yerinde olmadığı, açıklanan gerekçeler ile takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 28.075,43 TL asıl alacağı bulunduğu, her ne kadar işlemiş faiz talep edilmiş ise de emsal—–önüne alındığında takip tarihi öncesi davalı tarafın temerrüte düşürüldüğüne ilişkin bilgi ve belgenin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne—- alacak ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 19,50 ve değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına, fazlaya ilişkin işlemiş faiz isteminin reddine, cari hesap alacağı faturaya dayalı olup likit olmakla ve davalının ödeme emrine itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, hükmedilen 28.075,43-TL alacağın taktiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
-Davalının ——— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali takibin 28.075,43 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 19,50 ve değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin işlemiş faiz isteminin reddine,
2-Hükmedilen 28.075,43 TL asıl alacağın taktiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.917,83-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 350,46-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.567,37-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 350,46-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 503,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.338,9‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.301,02-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 24,50-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 0,69-TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli —-esaslara göre belirlenen 4.211,31-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde—–göre belirlenen 817,47-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.