Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/43 E. 2021/230 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/43 Esas
KARAR NO: 2021/230
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı bankanın ——- imzalayarak—– kullandığını, davalı bankanın, bu kredilerle İlgili olarak kredi kapama cezası ve komisyon bedeli adı altında, muvafakatini almadan, müvekkilinin hesabından toplam — ücreti tahsil ettiğini, bahse konu taksitli ticari kredinin erken kapama cezasının sözleşmede belirtilmediğini, davalı bankanın vermiş olduğu cevapta sözleşmenin —– gereğince alındığı belirtilmişse de, kendilerine mail ortamında gönderilen bu maddelerin yazılı olduğu sayfada müvekkilinin imzasının bulunmadığım, tacirin, bankanın önüne koyduğu sözleşmeyi ya imzalayacağım ya da kredi almaktan vazgeçmesinin gerekeceğini, sözleşmedeki bazı hükümlerin değiştirilmesini isteyemeyeceğini, tacir zor durumda kaldığından mecburen imzaladığı bu sözleşmenin uygulanmasında yasanın emredici hükümleri ile korunmasının gerektiğini, taraflar arasında İmzalanan sözleşmenin tip sözleşmeler olarak kabul gördüğünü, bü sözleşmede mühtelif masraflarıh, efkerî k&pairia ücretinin, İpotek fek ücretifiifi yazilmaitıış sayılmasının gerektiğini, yazılmamış sayılması gereken bu ücretlerin, davalı bankaca tahsil edilmiş olmasının, genel işlem şartına açıkça aykırı kabul edilerek iadesinin gerektiğini, bankanın faaliyet alam değerlendirildiğinde., haksız suretle alman bu bedellerin hesabına girdiği andan itibaren banka tarafından nemalandırıldığını ve bankanın bundan gelir elde ettiğini, bankanın yasal dayanağı olmaksızın aldığı bu kalemleri, hesabına girdiği andan itibaren faizi ile birlikte iade etmesinin hakkaniyete ve adalete uygun olacağını, her ne kadar cebren tahsil edilmişse de, müvekkilinden, genel ortalamanın—olmasına rağmen bunun çok üzerinde—– oranında tahsilat yapıldığını, müvekkilinden tahsil edilen diğer bedel için de muvafakatinin alınmadığını ve bu bedellerin davalı bankanın masraf listesinde de bulunmadığını, sözleşmede yer alan genel işlem koşullarının, konunun uzmanı kişilerce bütün olasılıklar düşünülerek hazırlandığını ve sadece bankanın çıkarlarını kollamakta ve korumakta olduğunu, buna karşılık sözleşmenin diğer tarafının, söz konusu genel işlem koşullarının varlığından ya da içeriğinden tam olarak haberdar olmadığını veya söz konusu genel işlem koşullarını tam olarak anlayıp, olası sonuçlan ile birlikte değerlendirebilecek donanımda olmadığını ve pazarlık gücüne sahip olmadığından zorunlu olarak kabul etmekte olduğunu iddia ederek, haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkilinden, kredi kapama cezası ve komisyon bedeli adı altında tahsil edilen toplam —— ücretin, tahsil tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin müvekkili banka ile imzalamış olduğu—– gereğince, davacı şirkete ticari krediler tahsis edildiğini ve kullandırıldığını, davacı tüzel kişi ile müvekkili banka arasında imzalanan ——— istinaden, müvekkili banka tarafından davacıdan erken ödeme komisyonunun tahsil edildiğini, söz konusu sözleşme hükmüne rağmen davacının kötü niyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiğim, davacmm tüzel kişi olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’mın 18/2. maddesine göre basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü bulunan davacının, sözleşmeye rağmen, erken ödeme kofhisyohunün iadesini talep elfnesinifi rriümkün ölfüâdiğini, dâvâcinirî, yapmış öldüğü dava konusu ödemelere ilişkin olarak, ödemeyi yaparken herhangi bir çekince koymadığını, müvekkili bankanın Türk Ticaret Kanunu nun 20. maddesine göre, yaptığı hizmetler karşılığında ücret isteme hakkının bulunduğunu ve davacıdan tahsil edilen ücretin bankacılık teamüllerine uygun olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan ——- davacının krediye dayanak sözleşmenin her sayfasını —— gerekmediğini, davacının sözleşme koşullarından haberdar olmadığı, kendisine açıklayıcı bilgi verilmediğine ilişkin beyan ve iddialarının kabul edilmesinin mümkün olmadığım, davacı şirket ile yapılan sözleşmenin ticari sözleşme olduğunu, sözleşme serbestisi çerçevesinde davacının sözleşmeyi imzalamış olduğunu ve doğacak yükümlülükleri kabul ettiğini, ayrıca müvekkili bankanın kredi kullandırma koşullarının çeşitli yollarla ilan edilmekte olduğunu ve davacının da bunu bilmekte olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi kapsamında davacıdan tahsil edilen erken kapama ücretinin haksız tahsil edildiği iddiası ile açılan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasıdır.
Davanın safahatı incelendiğinde, dosyanın ilk olarak açıldığı —— sayılı görevsizlik kararı verildiği ve usulüne uygun gönderme talebine istinaden dosyanın mahkememize tevzi edilerek iş bu esasa kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava Mahkememize tevzi edildiği tarih itibari ile yazılı yargılama usulüne tabi olup, ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık noktaları kapsamında alınan bilirkişi raporu sonrasında 7251 sayılı yasanın 58. Maddesi ile değişen TTK.m.4/2 hükmü uyarınca basit yargılama usulüne geçilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davalı bankaya müzekkere yazılarak dava konusu edilen genel kredi sözleşmeleri ile ekleri, krediye dair tüm kayıtlar ile hesap hareketlerine ilişkin kayıtlar celp edilmiş ve taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
Davalı bankadan celp edilen kredi sözleşmeleri incelendiğinde, davacı ile davalı banka arasında — imza edildiği, — artırıldığı görülmüş, sözleşmenin ——- müşteri tarafından kredinin erken kapatılması talebinin bankaca kabul edilmesi halinde erken kapama/ödeme tutarı—– hesaplanacak erken kapama komisyonunun bankanın ilk talebinde bankaya ödeyeceğini kabul beyan ve taahhüt eder” hükmünün bulunduğu, yine davalı şirket yetkilisinin kendi el yazısı ve imzasını taşıyan —— tarihli beyanında sözleşme hükümleri ile ilgili olarak kendisine bilgi verildiği, öğrenmesine imkan verildiği ve sözleşmenin boş suretinin bir örneğinin tarafına verildiği beyan edildiği görülmüştür.
Ön inceleme aşamasında belirlenen hukuki ihtilaf noktalarının teknik bilirkişi tarafından inceleme gerektirmesi sebebiyle dosya emekli bankacı bilirkişi —– tevdi edilerek rapor alınmış, sunulan rapor içeriğinin ilgili kısımları HMK 282. maddesi uyarınca denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında uyuşmazlığın davalının davacıya kullandırdığı kredilere ilişkin olarak genel kredi sözleşmesi ve ekleri kapsamında tahsil edilen hizmet bedeli ve erken kapama cezası adı altındaki ücretlerin haksız tahsilat niteliğinde olup olmadığı, davacıya iadesinin gerekip gerekmediği, bu ücretin haksız tahsilat olarak yorumlanıp yorumlanamayacağı, hizmet bedeli altında alınan ücretlerin taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş olup olmadığı, bankanın genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olup olmadığı, erken kapama cezası adı altında yapılan tahsilatın mevzuata uygun olup olmadığı, haksız tahsilat iadesi yapılacak ise hangi tarihten itibaren faiz yürütüleceği hususlarında toplanmaktadır.
Bir sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın m. 20 vd. uyarınca genel işlem koşulları denetimine tabi tutulması için Kanunda belirtilen ölçütlerin uygulanması gerekir. TBK’da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçerliliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleşmelerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır.
Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulları nedeniyle yazılmamış sayılabilmesi için öncelikle, o hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir. Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olabilmesi için ise, anılan hükmün genel işlem koşulunu kullanan tarafça, sözleşmenin kurulmasından önce, tek taraflı olarak, sadece o sözleşme için değil, çok sayıdaki benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla hazırlanmış ve karşı tarafın getirilen bu hükmü müzakere etmesine imkan tanımadan sözleşmenin imzalanmış olması gereklidir. Bir sözleşmedeki genel işlem koşulunun niteliğinin, objektif unsurlara göre belirlenmesi gerekmekte olup, bu hususta tarafların icra ettikleri meslekleri ve sıfatları, tacir veya tüketici olup olmadıkları önem taşımaz.
Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde, genel işlem koşullarının üç aşamalı denetime tabi tutulması gerekir. Söz konusu denetim aşamaları; yürürlük (kapsam) denetimi, yorum denetimi ve içerik denetimidir. Yürürlük denetimi kapsamında, genel işlem koşulu niteliğindeki hükümlerden müşterinin önceden ve açıkça bilgilendirilmemiş ve onun tarafından kabul edilmemiş olması halinde veya şaşırtıcı hüküm içermesi halinde o hükümler sözleşmeye yazılmamış sayılır.Yürürlük denetiminin aşılması halinde yapılması gerekli denetim aşaması “yorum” denetimidir. Belirsizlik ilkesi de denilen bu denetim modelinde, sözleşmede yer alan genel işlem koşulu niteliğindeki hüküm içeriğinin ne olduğu konusunda bir anlaşmazlık bulunuyorsa, bu hükmün düzenleyen taraf aleyhine yorumlanması gerekir. Sözleşmede, yürürlük denetiminin aşılması ve yorumu gerektirecek bir belirsizliğin bulunmaması veya bulunsa bile düzenleyen aleyhine yorum yapılmış olmasından sonra, sözleşmenin bir de “içerik” denetimine tabi tutulması gerekmektedir. İçerik denetimi yapılırken, genel işlem koşulu olduğu ileri sürülen hükmün “dürüstlük kuralı” na aykırı olup olmadığı, karşı tarafın aleyhine ve onun şartlarını ağırlaştırıcı nitelikte olup olmadığına bakılacaktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır. ——-
Bankaların gelir kaynaklarından birisi de müşterilerine sunduğu krediler nedeniyle elde ettiği faizlerdir. Kredinin erken ödenmesi halinde bankanın faiz gelirinden mahrum olacağı, erken ifanın bankanın mali tablolarını olumsuz etkileyeceği de tartışmasızdır.
Davacı tarafından imza edilen sözleşme ve bilgi formunda davalı bankanın kullandırdığı kredi kapsamında erken kapama ücreti alacağı; bunu alırken de hangi formüle göre alacağı hususu sözleşmenin 3.5.1.8. maddesinde açıkça yazılmıştır.
Sözleşme tarihi dikkate alındığında somut olaya 6098 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanacağı açık olup, sözleşmenin bu maddesinin genel işlem koşulları kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda da açıklandığı üzere, TBK’nın 20-25. maddelerinde de genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup sözleşmelerde; taraflardan birinin üstün veya avantajlı konumunu kullanarak, karşı tarafa dayattığı, karşı taraf aleyhine düzenlemeler içeren ve iyi niyet kurallarına aykırı olan bölümlerin genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi gerekse de —— işlerde, tacir olan bankanın ücret talep etmesinin mümkün olduğu, sözleşmede masraf alınacağı şeklinde düzenleme genel işlem koşulu sayılsada bu düzenlemenin yer almasının tek başına iyiniyet kurallarına aykırı olarak kabul edilmesi ve yazılmamış sayılması için yeterli değildir.
Bu durumda, davalı bankanın, erken kapama ücretini alması konusunda davalının TBK.21.maddesi uyarınca davacıyı bilgilendirip bilgilendirmediği, aynı Yasanın 25.maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Davalı taraf sözleşmede erken kapama ücretinin ne şekilde alınacağını davalıya bilgilendirdiğini bizzat davacı şirketin el yazısı ve imzasını taşıyan belge ile yaptığını savunmuş, davacı bu hususa açıkça karşı koymuştur. Davacı şirket söz konusu bilgilendirmenin yeterli olmadığını iddia etmiş ise de tacir olan davacının her davranışında basiretli davranma yükümlülüğü vardır. Sözleşmede açıkça ne şekilde erken kapama ücreti alınacağı belirtilmiş, ekinde sunulan bilgilendirme yazısında davalı banka yetkililerinin sözleşme hükümleri konusunda bilgi verdiği açıkça kabul edilmiştir. Bu belge davacı tarafından imzalanmış olup, tacir olan ve tedbirli davranması gereken davacının bu hususun kendisine bildirmediğini savunması dinlenemez. Buna göre, davacının, davalı tarafça erken kapama ücreti konusunda bilgilendirilmediği iddiası yerinde değildir. TBK.21.maddesindeki bildirim koşulunun bu şekilde yerine getirildiği kanaatine varılmıştır.
Bunun yanında alınan bilirkişi raporunda emsal banka uygulamalarına göre ortalama erken kapama oranının —— oranında olduğu davacı tarafça alınan erken kapama ücreti oranının ise ——- oranında olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında imza edilen sözleşmede bu oranın % 4 olarak kararlaştırıldığı hususu da dikkate alındığında her ne kadar davalı taraf bu oranın üzerinde bir erken kapama ücreti tahsil etmiş ise de davacı tarafından alınan erken kapama ücretinin ortalamanın altında kaldığı görülmüş ancak sözleşmede yazılı tutarın üzerinde yapılan tahsilatın sözleşmeye aykırı olduğu davacının bu tutarı TBK.m.77/2 hükmü gereğince davalıdan talep edebileceği değerlendrilmiş her ne kadar bilirkişi raporunda bu hususta bir hesaplama yapılmamış ise de hesaplamanın mahkememizce yapılabilecek basit bir hesap olması sebebiyle davacının — tarihinde yapmış olduğu toplam —- kapaması üzerinden davalının tahsil edebileceği erken kapama ücretinin söz konusu tutarın — üzerinden hesaplanan —olarak hesaplanan —birlikte davalının davacıdan toplam — tahsil etmesi gerekirken—- tahsil ettiği görülmekle davacının fazladan tahsil edilen—- talep edebileceği, davalının sözleşmeye aykırı şekilde fazladan erken kapama ücretini tahsil etmesinde iyiniyetli olduğunun söylenemeyeceği dolayısı ile davacının TBK.m.117/2 hükmü uyarınca bu tutarı tahsil tarihi olan —- tarihinden itibaren talebi gibi yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep edebilceği kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulü ile ———- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar harcı 1.449,90-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.443,68 TL harcın mahsubu ile artan 993,77 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 1.504,30 TL ilk masraf, 116,70 TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.371,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre; 351,69 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmen davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 15.527,46 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/03/2021