Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/426 E. 2021/160 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/426 Esas
KARAR NO: 2021/160
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2019
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, yurt dışı ve yurt içi fuarlarından yer kiralayan 3. kişilerin kiraladıkları yer standlarının tanzimi işini yaptığını, davalı ile de bu hususta anlaştığı,—–fuarındaki dava dışı ——- davalının talep ettiği şekilde yaptığı ve teslim ettiği, davalı, takibe ve faturaya konu iş tam ve eksiksiz olarak teslim edilmesine rağmen haksız ve kötü niyetli olarak ödeme yapmadığı, davacının, yaptığı işin sonunda hizmet bedelinin karşılığı olan faturayı tanzim ettiği, davalıya teslim ederek ödeme yapmasını talep ettiği, davalının ödeme yapmaktan imtina etmesi üzerine ——- dosyası üzerinden takibi başlattığını, takibe davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiği, davalı yanca takibe ve ödeme emrine itiraz edilmişse de; takibe konu faturaya ne teslim edildiğinde ne de icra takibinden sonraki itiraz aşamasında ayrıca ve açıkça itiraz edildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde verilen hizmetin ve faturanın davalının da kabulünde olduğunun, bahsi geçen fuar standının sahibi olan dava dışı——- yapılan işin teslim alınıp alınmadığının sorulduğu, şirket tarafından da standın teslim alındığının bildirildiği, davacı, verdiği hizmetin karşılığı olarak davalıdan beklediği hizmet bedelini alamadığı dolayısıyla daha sonraki işleri için gerekli olan malzemeleri temin edemediği, işi yapamadığı ve zarara uğradığı, bu nedenle davacının uğradığı zarar, ziyan ve tazminat talep etme gibi bilcümle haklarını saklı tuttuklarını, davalının mal kaçırma eğiliminde olduğu duyumu alındığından mahkemenin tespit edeceği veya davacı tarafça bildirilecek hak ve mallarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etiklerini, dilekçede açıklanan tüm nedenlerle; davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini, davalının, mahkemece tespit edilecek veya talep edilmesi halinde tarafımızca bildirilecek mal ve haklarına ihtiyati tedbir konulmasını, davanın kabulü ile davalı yanca yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanca da beyan edildiği üzere taraflar arasında fuar alanındaki —— anlaşma yapıldığı, ancak davacının aksine iş süresinde ve eksiksiz olarak tamamlanmadığı ve davalı şirketin üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğunu kendi imkanları ile tamamlamak zorunda kaldığı, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında birden fazla işte birlikte çalışıldığı ve bu kapsamda davacıya değişik tarihlerde ödemeler yapıldığı, ticari defter ve kayıtlara göre davacının halen davalı şirkete —– bulunduğu, davacı yanın faturaya itiraz edilmediğinden bahisle verilen hizmetin ve faturanın davalının kabulünde olduğu iddiasının da yerinde olmadığı, taraflar arasında birden fazla işte ortak çalışma bulunduğundan ve davalı yana işle ilgili olarak daha önce avans olarak ödeme yapılmış olmasından kaynaklı olarak gönderilen fatura davalı şirketin kayıtlarına işlediği, bu itibarla davalı yanın fatura bedelinin ödenmediği yönündeki iddiası yerinde olmadığı gibi yukarda da arz olunduğu üzere esasen davacı yanın davalı şirkete borçlu olduğu, davacı yanın ileri sürdüğünün aksine davalı şirket tarafından takibe itiraz edilmesinin haksız veya kötü niyetli olarak nitelendirilemeyeceği, tam tersine hakkı olmadığını bildiği halde alacak talebinde bulunan ve takip başlatan davacı yanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, davacı yanın kötü niyetini ortaya koyan ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönündeki usul ve yasaya aykırı talebinin mahkemenin——- tarihli ara kararı ile reddedildiği, davacı yanın ödeme yapılmaması nedeniyle daha sonraki işler için malzeme alamadığı ve bu nedenle zarara uğradığı yönündeki iddialarının da hem dava konusu ile ilgisinin olmaması hem de gerçeği yansıtmaması nedeniyle kabulünün mümkün olmadığı, açıklanan ve re’sen müşahede olunacak sair nedenlerle; haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen davanın reddi ile davacı yanın % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmilini talep ettikleri görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, —–takip dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının ——- fatura alacağının tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu —- tarihinde —– asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi Mali Müşavir tarafından düzenlenen —-tarihli raporda özetle; Dava dosyasına sunulu belgeler ile tarafların —— yılı ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; Davacı tarafından ibraz edilen——yılına ilişkin ticari defterlerin; ——- açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davacı defterlerinin kayıt nizamı bakımından —— uygun olduğu, davacı lehine delil kabiliyetinin bulunduğu, davalı şirket tarafından ibraz edilen —– yılına ilişkin ticari defterlerin; —— açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davalı defterlerinin kayıt nizamı bakımından—–uygun olduğu, davalı şirket lehine ve aleyhine delil kabiliyetinin bulunduğu, tarafların —– yılı ticari defter kayıtlarına göre, kaydi olarak, Davacı—– olan takip tarihi itibariyle davalı şirketten takip konusu olan—— üzere ödendiği, ödemelerin banka havalesi yoluyla yapıldığı, ödemelerin tevsik edici belgelerle ispat edildiği, davacı tarafından —-iade faturasının kabul edilerek ticari defterlere işlendiği, —beyan edildiği, takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı ——- tekabül ettiği, bu bedellerin takip konusu yapılan fatura bedelinden çok fazla olduğu, davalı tarafın söz konusu tahsilatları ——– takip etmediği doğrudan davalı şirketin cari hesaplarında izlediği, söz konusu banka havale dekontlarında ödemelere ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği, ödemelerin belli başlı faturalara istinaden yapılıp yapılmadığının belli olmadığı, bu ödemelerin cari hesaba işlenmesi gerektiği, tarafların ticari defter kayıtlarının da bu doğrultuda olduğu, açıklanan bu sebeplerden ötürü davacı tarafın ——- fatura karşılığını davalı şirketten talep edemeyeceği, davalı şirketin kötü niyet tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise mahkemeye ait bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığına ilişkin rapor tanzim ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, denetime elverişli bilirkişi raporu, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirkete —- tarihinde —— kestiği, davalı şirket tarafından söz konusu fatura bedelinin ödenmemesi sebebiyle davalı borçlu aleyhine tek bir faturaya dayalı ———– icra takibinde bulunduğu, davalının borca itiraz ettiği, bunun üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, davacının itirazın iptali ile takibin devamnı talep ettiği, davalının cevap dilekçesinde davacı ile aralarındaki stand yapım işi konusunda anlaşma yapıldığını ancak davacının işi süresinde ve eksiksiz olarak tamamlamadığını savunduğu, —–tarihli beyan dilekçesinde ise davacının davaya konu işi eksiksiz tamamladığını ve davalı şirket tarafından da ödemenin yapıldığını belirttiği, taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından ticari defterlerin incelenmesi sonucunda oluşturulan ve mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan hükme esas alınan bilirkişi raporunda her iki tarafın incelenen ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirketten—- alacaklı olduğu, davalı şirket kayıtlarında yapılan incelemede ise davalı şirketin davacı şirketten ——– alacaklı olduğu ve aradaki cüzi farkın ise kur farkından kaynaklandığının tespit edildiği, davanın itirazın iptali davası olduğu ve takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu ve davacının tek bir faturaya dayalı takip başlattığı da gözönüne alındığında takip tarihi itibariyle değerlendirme yapmak gerektiği, tarafların —- ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalı şirketten takip konusu —- bedelli fatura karşılığı alacaklı olmadığı, zira davalı şirket tarafından ——— üzere ödendiği, ödemelerin banka havalesi yoluyla yapıldığı, ödemelerin tevsik edici belgelerle ispat edildiği ve böylece davalının alacaklı durumda olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş olup davalının kötü niyet tazminatı talebine ilişkin ise davacının takibi başlatmakta kötü niyetli olduğunun dosya kapsamında ispatlanamadığı anlaşıldığından talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 794,11-TL harcın mahsubu ile artan 734,81-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.845,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2021