Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/4 E. 2020/350 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/4 Esas
KARAR NO : 2020/350
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2012
KARAR TARİHİ : 30/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı ile davalı şirket arasında yapılan—– tarihli sözleşme gereğince davacının davalıya web tasarım ve yazılım uygulama hizmeti verdiğini, hizmetin verilmesine müteakip——–sıra nolu faturanın keşide edilerek davalıya gönderildiğini, davalının borcunu ödemesi için ihtarname ile ihtar edildiğini, ancak borcun ödenmediğini, bu sebeple davalı aleyhine ——- sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalı borclunun borca itirazı üzerine, takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı tarafın—–teklif metni başlıklı belgeyi hazırladığını, taraflar arasında hukuka uygun yapılmış bir sözleşme bulunmadığını, teklif metni belgenin karşılıklı olarak onaylandığını, —- ön ödeme yapıldığını, bu belgeye uygun bir şekilde davalıya verilen hizmet bulunmadığını, hizmetin süresinde teslim edilmediğini, davacı yan dava konusu alacağına ilişkin olarak —-sıra numaralı fatura düzenlediğini beyan ederek davalı şirket aleyhine———–sayılı icra takibi düzenlenmiş ve ödeme emri tebliğ edildiği, davalı şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, usulüne uygun tebliğ yapılmayan iş bu dayanak fatura belgesinin ne içeriğinden ne de müstenidatından davalı şirket bilgi sahibi olmadığı, davacı yanın dava konusu itirazın haksız olduğu iddiası ile talep ettiği icra inkar tazminatının da hiç bir yasal dayanağı bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesini, dava konusu alacak her şekilde yargılamayı gerektirir mahiyette olup kesin ve likit bir alacak olmadığı bu nedenle davacı şirketin icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ettiği görülmüştür.
————– sayılı bozma ilamında özetle; götürü bedelli sözleşmede, yüklenicinin hak ettiği imalat bedeli, fiziki oran yöntemi ile başka bir ifadeyle yüklenicinin sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların eksik ve ayıpları da dikkate alınarak, işin tamamına göre fiziki oranı tesbit edilip, bulunacak bu oranın götürü iş bedeline uygulanması suretiyle saptanmalı ve bulunacak rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplandığı, somut olayda davacı yüklenicinin teslimi eksiksiz ve sözleşmeye uygun yaptığını kanıtlaması gerekmektedir. Alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğundan, mahkemece ikinci raporu veren bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak yukarıda açıklanan yönteme göre davacının hakettiği bedel saptanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı, itirazın iptâli davalarında, İİK 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde bir icra takibinin yapılmış bulunması, borçlunun süresi içinde itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerektiği, burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmadığı, icra inkâr tazminatı, hakkındaki takibe itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlanmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğu, bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunlu olduğu, her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirildiği, buna göre; likid bir alacaktan sözedilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda olması gerektiği, gerek borç ve gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. —————— ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu alacağın varlığı ve miktarı, bilirkişi incelemesiyle yapılan yargılama sonucu belirlenmekle, alacağın likid olmadığı anlaşıldığından borçlunun takibe itirazının haksız olduğu kabul edilemez olduğu, bu nedenlerle mahkemece icra inkâr tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamış kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiş olduğu görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, ————–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda —- tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilince temyiz talebinde bulunulduğu, dosya ———-ilamı kararın bozulmasına karar verilmiş olduğu görüldü.
—– ilamı sonrası bilirkişi heyetince aldırılan —-tarihli raporda özetle; somut olayda davacı yüklenicinin işini sözleşmeye göre teknik manada uygun yaptığı, işin tam olarak davalının gerekli verileri sağlamayamadığı için %100 olarak bitmediği %90 olarak bitirildiği tespit edildiği, mahkeme tarafından verilen ” davacının hak ettiği bedel olarak saptanan.’ ‘görev çerçevesinde her ne kadar bilirkişi heyetinde maliye bilirkişi olmamasına karşın verilen görev çerçevesinde taraflar arasında— üzerinde anlaşıldığı güldüğü, bu tutar üzerinden davacının işin % 90 ının bitirdiği ve bu oran üzerinden hesaplama yapıldığında davacının —– olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacı ile yapılan yargılama, Yargıtay bozma ilamı ve yargılama sırasında alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli takibin devamı, icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olup mahkememizce alınan ilk bilirkişi raporunda davacı yüklenicinin edimini tam ve sözleşmeye uygun şekilde ifâ etmediği, talep ve siparişi verilmiş bir web tasarımını davalıya teslim etmediği, hükme esas alınan ikinci raporda ise davalının, davacının tasarım yapabilmesi için gerekli verileri sağlayamaması, yönetici atamaması nedeniyle, bütün alt yapı ve şablonları oluşturulan yapının tamamlanamadığı, bu yüzden gecikmede davalı tarafın kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bozma sonra Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, bilirkişi raporunda davacının edimlerini %90 oranda tamamladığını tespit edilmesi ve davacının edimlerini yerine getirememesinde davalının kusurundan kaynaklandığının anlaşılması karşısında taraflar arasındaki götürü bedelli sözleşmede kararlaştırılan bedelin %90 oranına tekabül eden ———kadar davacının davalıdan alacaklı olduğu, bu bedelden davalının yapmış olduğu ödemenin düşülmesi sonucunda davacının ——-alacaklı olduğu, davacının ise ——–asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş yine dava konusu alacağın varlığı ve miktarı, bilirkişi incelemesiyle yapılan yargılama sonucu belirlenmekle, alacağın likid olmadığı anlaşıldığından borçlunun takibe itirazının haksız olduğu kabul edilemeyeceğinden yasal koşulları oluşmadığı değerlendirilerek icra inkar tazminatı isteminni reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ——
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının ———— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin —– asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden aynen devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminni reddine,
3-Alınması gerekli 272,23-TL harçtan peşin alınan 65,80-TL harcın mahsubu ile 206,43-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafça peşin yatırılan 65,80-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 21,15-TL başvuru harcı, 122,75 TL posta ve tebligat ücreti, 182,50 TL posta ve tebligat ücreti, 1999,75 TL bilirkişi ücreti ücreti olmak üzere toplam 2.326,15 TL yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre 232,61-TL nin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan 2.093,53-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 442,80-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde —– yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/06/2020