Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/394 E. 2021/167 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/394 Esas
KARAR NO: 2021/167
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/10/2012
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında alt taşıma sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında müvekkilinin davalıya hizmet verdiğini, hizmet bedellerinin faturalandırıldığını, faturaların davalıya teslim edildiğini, faturaların davalı tarafından müvekkiline iade edilmiş ise bunun davalı tarafından ispatlanması gerektiğini, fatura bedellerinin ödenmediğini belirterek —- dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine, %40tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkiline tebliğ edilen faturalarda müvekkilinin isminin bulunmadığını, faturaların muhatabının müvekkili olmadığını, ——şirketi arasından bir ilişki bulunmadığı belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, alt taşıma hizmeti karşılığında düzenlenen faturalara dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya alt taşımacı olarak hizmet verdiğini, buna ilişkin düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından müvekkiline gönderilen faturaların muhatabının dava dışı—-olduğunu, bu faturalara dayalı davanın reddini istemiştir.
Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin —— iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının verilen sürede ticari defterlerini ibraz etmediği, sadece mizan ve muavin dökümlerini dosyaya sunduğu, buna göre faturaların davalı adına kesildiği, bu belgelere göre davacının davalıdan alacaklı olduğu, ancak faturalar ekinde sunulan anlaşmaların dava dışı —— amblemini taşıdığı, bu belgelerde davalı şirketin imzasının yer almadığı, faturalarda belirtilen malların ve faturaların davalıya teslim edildiğine yönelik dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacının, davalıya taşıma hizmeti verdiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine..” karar verilmiştir.
Mahkememizin—– sayılı kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, temyiz incelemesi sonucunda——– sayılı kararı ile; “İspat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, sadece karşı tarafın defterlerine dayanmadığı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın 222’nci maddede düzenlenmiştir. Bu bağlamda, somut olayda davacı, taraf defterlerine delil olarak dayanmış, davalı tarafından sunulmadığından davalı defterleri incelenememiştir.
HMK’nın 220. maddesi uyarınca, ibrazı istenen belgenin (ticari defterlerin), ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
Mahkemece, taraf vekillerinin hazır bulunduğu —– tarihli celsede “Taraf vekillerinin belirtilen inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtları ile belgelerini ibraz etmemeleri halinde ticari defter ve kayıtlarını delil olarak bildirmekten vazgeçmiş sayılacakları hususu” ihtar edilmişse de HMK’nın 220. maddesi uyarınca işlem yapılmamıştır.
Bu nedenle davalının ticari defterlerinin ibrazı hususunda, 6100 sayılı HMK’nın yukarıda açıklanan 219. 220 vd. maddeleri uyarınca işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” şeklinde kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrasında dosya yeni esasa kaydedilmiş, ——- sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonucunda;
——- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle usul hukuku hükümlerinin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağına dair hükümler dolayısıyla huzurdaki davanın miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu değerlendirilmiş, basit yargılama usulüne geçilmiş, inceleme günü verilerek bilirkişiden ek rapor alınması talep edilmiş, dosyanın bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi ek raporu sunulmuş ve dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi ek raporunda özetle, “…davacıya ait dosyaya daha önce sunmuş olduğu ve inceleme günü sunmuş olduğu kayıt ve belgelerin incelendiği, davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmadığını, davacı kayıtlarında davalıdan—- alacak mevcut olduğunu, davalının —- birbiri ile uyumlu olduğunu, —- ödeme kayıtlarını içermediği için ve davalı taraf defter ve kayıtlarını sunmadığı için bu yönden inceleme yapılmadığını, netice itibariyle mail yönden davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu sonucuna varıldığını, icra takip tarihi —- olup, bu tarih itibariyle davacının ticari faiz talebi —— olduğu yönünde” görüşlerini bildirmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——-
Eldeki dosya bakımından, davalı tarafça ticari ve akdi ilişki inkar edildiğinden, öncelikle davacı tarafça, davalı ile arasındaki hukuki ilişkinin , sonrasında dava konusu alacağın miktarının yöntemince ispat edilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun ve alacaklı olduğunun ispat yükü davacı taraftadır.
Her ne kadar davalı, davacı ile aralarında akdi veya cari hesap ilişkisinin bulunmadığını beyan etmiş ise de; mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtları ile —— üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalının inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Ayrıca davalının —- üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, dosyaya konu alacağın davalı tarafından—— anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen akdi ve cari hesap alacağına ilişkin hizmeti kabul edip —– bildirdiği anlaşılmaktadır. O halde her ne kadar davalı, davacı ile arasındaki akdi ve ticari ilişkiyi inkar etse de; davalı beyanname vermekle cari hesaba konu hizmeti aldığının ve aldığı hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir.———
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki akdi ve ticari ilişkiyi ispatla dosyaya konu alacağa ——-hak kazandığını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davacı her ne kadar —- alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş ise de; davacının bu alacağının tamamını ispatla yükümlü olduğu, alınan bilirkişi ve ek bilirkişi raporu dikkate alındığında—– alacak yönünden davacının davasını ispat edemediği, davacının açıkça yemin deliline dayanmaması sebebiyle davacıya yemin deliline başvurması yönünden hatırlatma yapılamadığı anlaşılmış, ——- alacak yönünden ispatlanamayan davanın reddine reddine karar verilmiştir.
Davacı, her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talebinde de bulunmuş ise de; taraflar arasında vade farkına ilişkin sözleşmenin sunulmaması ve buna ilişkin taraflar arasında teamül oluştuğunun kanıtlanmaması sebebiyle —- davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Anılan gerekçelerle davanın kabulüne, davalının —- takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile,— asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek —– faizi üzerinden takibin devamına, davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz —– fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —- Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisine dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —— üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —- alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek —- avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA, davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz — ve fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında —– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.520,02-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 336,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.183,42-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 336,60-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 21,15-TL başvuru harcı, 3,30-TL vekalet harcı, 430,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 27,70 TL Temyiz Karar Harcı (Maktu), 136,00 TL Temyiz Yoluna Başvurma Harcı olmak üzere toplam 1.318,15-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 954,55- TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 3,30-TL vekalet harcı, 189,95-TL tebligat ve müzekkere gideri, 65,40 TL Temyiz Karar Düzeltme Harcı olmak üzere toplam 258,65-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 4,72-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 443,19-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/02/2021