Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/389 E. 2023/531 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/389 Esas
KARAR NO: 2023/531
DAVA: İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2019
KARAR TARİHİ: 21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Dava dilekçesinde davacı vekili özetle; Davacı ile —–arasında akdedilen sözleşmeler neticesinde davacıya ait —- yetkili bayii olarak faaliyet gösterdiğini, bu sözleşemeye istinaden davalı —- tarihli müteselsil kefalet sözleşmeleri ile kefalet limitleri 400.000-TL ve 800.000-TL olmak üzere kefil olduğunu, —–davacı arasında imzalanan sözleşmeye istinaden davacı tarafından bayiliğini yapmış olduğu markalara ilişkin ürünler ——Şirketine teslim edildiğini, söz konusu ürün bedellerinin ödenmesine ilişkin hak ve yükümlülüklerin de bu sözleşme ile düzenlendiğini, davacı şirketin vermiş olduğu ürün bedelleri nedeni ile oluşan/oluşabilecek cari hesap borcunun teminatı olarak —— kefil göstermesini talep ettiğini ve davalı yanında müteselsil kefil rolünü üstlendiğini, üstlenilen kefalet sözleşmesinden dolayı davalının 06.05.2012 tarihli kefaletname ile 800.000,00-TL’ye kadar, 06.08.2010 tarihli kefaletname ile 400,000,00-TL’ye kadar müteselsi! kefil sıfatıyla borç altına girdiğini, dava dışı şirketin cari hesap borcunun 02.04,2018 tarihi ile 2.325.603,12-TL’sına ulaştığını, davacı tarafından yapılan tüm ihtarlara rağmen cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine —— yevmiye numaralı ihtarname ile iş bu davada davalı konumundaki —- da dahil olmaz üzere borçtan sorumluluğu doğan taraflara bildirim yapıldığını, davacının kefaletnamelere istinaden söz konusu borçtan ötürü sorumluluğunun doğması tzerine borcun tahsili için —– dosyası ile takibe başlanıldığını, davacının takibi durdurmak ve alacağı sürüncemede bırakmak amacı ile kötü niyetle takibe itiraz ettiğini, —–tarihli kefalet sözleşmelerinin altında davacıya ait imza bulunmakta olduğunu, davacı şirket tarafından imza sirküleri, kimlik fotokopisi dahi bu tür mesnetsiz iddialar ile karşılaşamamak adına alındığını, davalının haksız itirazlar karşısında imza incelemesi yapılmasının talep ettiklerini, davacı tarafın davalı ile zorunlu arabuluculuk kapsamında antlaşma sağlanamamış olması ve açıklanan tüm bu nedenler ile iş bu davanın açılmasının zaruri olduğunu, arz ve izah edilen nedenler ile davanın kabulü ile ——- Sayılı dosyasına haksız ve kötü niyetli itirazın iptalini, Davalı aleyhine 9620 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; havacı Şirket ile —— arasında bayilik sözleşmesi olduğunu, davacı şirketin dava dışı şirket olan ——– dosyalarında takip başlatmış olduğunu ve söz konusu takiplerin halen devam etmekie olduğunu, Alacaklı teminat mektuplarının paraya çevirerek bir kısım borç ödemesi aldığını, ayrıca söz konusu takiplerle ilgili olarak itirazın kaldırılması davasının ——— Sayılı dosyasında halen devam etmekte olduğunu, Adi Kefalet sözleşmesinin en önemli şarlının “Adi kefalette alacaklı borçluya başvurmadıkça kefili takip edemez’ ifadesi ile dava dilekçesinde bahsedilen dosyalardan borçlu aleyhine yapılan takiplerin sonucunda kesin aciz vesikası alınmadığını, söz konusu takiplerin halen devam ettiğini, adi kefalet sözleşmelerinde öncelikle asil borçlu hakkında icra takibinin yapılıp, sonuçlandırılıp, borçludan alacağın tahsil imkanı ortadan kalktığı icra dosyasınca olması gerektiğini, daha sonrasında sıranın kefile geçtiğini, Türk Borçlar Kanun’nda adi kefile başvurabilmek için gerekli bulunan aciz halinin ‘kesin aciz vesikası’ ile belgelendirilmesi gerektiğini, açıkça ifade ettiğini, davacı şirketin dava konusu kefalet sözleşmeleri için kefilin eş rızasını almadığını, 6089 Sayılı Borçlar Kanunu 584. Hükme göre eşlerden birinin kefalet sözleşmesi yapabilmesi, diğer eşin rızasına bağlandığını, eşin rızasının bir geçerlilik şartı olduğunu ve yokluğu halinde kefalet sözleşmesinin kendiliğinden kesin olarak hükümsüz olduğunu, tızanm verilmesinin adi yazılı şekilde olduğunu, izah edilen sebepler ile davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, itirazın iptalidir.
Dava dışı ——– davacı arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacı — markasının yetkili bayisi olarak gösterilmiş ve —-tarihli borç nedeniyle davalı tarafından kefalet sözleşmesi uyarınca kefil olması nedeniyle asıl borçlu dava dışı—–borcu ödememesinden kaynaklı kefil için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
Dosya içerisine alınan —– esaslı takip dosyasının incelenmesi sonucu davacı — tarafından davalı kefil —– tarihli takip uyarınca 06.08.2010 tarihli müteselsil kefalet sözleşmesi ile 400.000,00 TL asıl alacak 06.05.2012 tarihli kefalet sözleşmesi uyarınca 800.000,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 1.200.000,00 TL için ilamsız takip başlatıldığı görülmüştür.
Dosya içerisine 21.10.2022 tarihli rapor ile 11.04.2023 tarihli ek rapor alınmıştır.
Yapılan yargılama sonucu; asıl borçlu dava dışı —–arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, davalının da 06.08.2010 tarihli kefalet sözleşmesi uyarınca müteselsil kefil sıfatıyla 400.000,00 TL ile 06.05.2012 tarihli kefalet sözleşmesi uyarınca yine müteselsil kefil sıfatıyla 800.000,00 TL limitli olmak üzere toplamda 1.200.000,00 TL müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı tespit edilmiştir. Bilirkişi teknik heyeti tarafından davacı şirketin —-yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları incelenmiş, noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yerinde olduğu ve dava dışı ——–olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki kefalet sözleşmesinin tarihi itibariyle 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 tarihli TBK öncesi imzalandığı tespit edilmiş olup bu hali somut olaya 818 sayılı BK’nun 483-484 ve 487.maddelerinin uygulanması gerektiği tespit edilmiştir. Şekil şartlarını içeren BK’nun 487.maddesi uyarınca” Kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla veya bu gibi diğer sıfatla borcun ifasını deruhde etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel kefil aleyhinde takibat icra edebilir. Şekil şartları yönünden kefalet sözleşmesinin yazılı olarak yapıldığı, kefilin ödeyeceği muayyen miktarın belirlendiği ve müteselsil kefalette asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde çevirmeden evvel kefil aleyhine takip yapılabileceğinden kefalet sözleşmesindeki şekil şartlarının yerinde olduğu ve başlatılan takip uyarınca kefilin kefalet sözleşmeleri gereği sorumlu olduğu miktarları ödemesi gerektiği sonucunu varılmıştır.
(Kısa karar aşamasında hüküm kısmında davaya konu icra dosyasının—– esası yerine sehven —— sayılı dosayısının yazıldığı anlaşıldığından buna ilişkin düzeltme yapılmıştır.)

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE,
—— sayılı dosyası yönünden 1.200.000,00 TL asıl alacak için takibin devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar Avans Faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit olduğundan %20 İcra İnkar Tazminatının KABULÜNE
3-Karar harcı 81.972,00-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 14.493,00-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 6.000,00-TL peşin harcın mahsubu ile 61.479,00-TL eksik harcın davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 14.493,00-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 6.000,00 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan, 6.000,00-TL bilirkişi ücreti, 44.40-TL başvurma harcı, 35,90-TL icra dosyasına yatırılan başvurma harcı, 181,30-TL posta ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 6.261,60-TL’nin, davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca 144.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/06/2023