Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/38 E. 2021/671 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/38 Esas
KARAR NO : 2021/671
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2019
KARAR TARİHİ : 25/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin alacağı hakkında ——- icra takibi başlatıldığı, Davalı – borçluya tebliği üzerine borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, davacı şirket ile davalı-asıl borçlu ——– borçlu olduğunu, fatura içeriğindeki edim ifa edilmesine karşın borçlu şirketin, herhangi bir ödeme yapmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, itirazın haksızlığının tespiti ile iptaline ve takibin devamına, davalı-borçlunun dava değerinin % 20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” dava ve talep etmişlerdir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafça cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturaları alacağını ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —–yazı yazılmış, ——– formları celp edilmiş, dosya bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı —- tarihinde borçlu aleyhine ——— tutarlı asıl alacak ile faiz ve fer’ilerine icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu, Davacı —- tarafından incelemeye sunulan ——–defterlerinin 6102 savılı yeni TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davalı şirkete ait ticari defterler ibraz edilmediğinden inceleme yapılamadığı, Dava konusu ——-faturanın davacı yanın incelenen yevmiye defterinin ———- tutar kayıtlı olduğu, fatura üzerindeki teslim alan ve teslim eden kısımlarının imzasız olduğu, faturanın davalı yana tebliğ edildiği ile ilgili dosyada somut bir verinin mevcut olmadığı görüldüğünden, iş bu faturanın tesliminin ispata muhtaç olduğu, Davalı yanın —- yılı BA-BS formlarının bağlı bulunduğu — edilmesine, eğer davalı yanın BA formunda davacı tarafından düzenlenen 1 adet fatura.—— kayıt tespit edilirse, faturanın davalı yana tebliğ edildiğine, davacının iddiasında haklı olunduğuna karar verilir ise: Davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre —- yılı Yevmiye Defterinin —— tutar alacaklı olduğu, Temerrüt tarihinin tespit edilememesi nedeniyle; Davacının 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan —— tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir. —— kayıtları celp edildikten sonra dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yanın; —- tarihinde borçlu aleyhine ——– tutarlı asıl alacak ile faiz ve fer’ilerine icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu, Davacı —-incelemeye sunulan ——yılına ait tüm ticari defterlerin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davalı tarafa ait defter ve belgeler sunulmadığından Davalı açısından tespit yapılamadığı, Dava konusu —- faturanın davacı yanın incelenen yevmiye defterinin ——- tutar kayıtlı olduğu, Fatura üzerindeki teslim alan ve teslim eden kısımlarını imzasız olduğu, faturanın davalı yana tebliğ edildiği ile ilgili dosyaya sunulu;——-sayın mahkemeye hitaben cevap yazısında; Davalı yan tarafından ——— bildirildiği, dolayısıyla faturanın davalı yana teslim ve tebliğ edildiği, iş bu faturanın usulüne uygun olarak düzenlendiği, Davacı yanın incelenen ticari defterlerine ve dosyaya sunulu belgelere göre; — takip tarihi itibariyle —- tutar davalı yandan alacaklı olduğu, Davacı yan tarafından 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan —- tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı kanuna (md.100) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —–
Eldeki dosya bakımından, davalı tarafça HMK 128. Md gereğince ticari ve akdi ilişki inkar edildiğinden, davacı tarafından öncelikle davalı ile arasındaki hukuki ilişkinin, sonrasında dava konusu alacağın miktarının yöntemince ispat edilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun ve alacaklı olduğunun ispat yükü davacı taraftadır.
Her ne kadar davalı HMK 128. Md gereğince, davacı ile aralarında akdi veya cari hesap ilişkisinin bulunmadığını anlaşılmış ise de; mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile BA BS formları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalının inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Ayrıca davalının BA formları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, dosyaya konu alacağın davalı tarafından —– bildirildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağına ilişkin faturayı kabul edip—- bildirdiği anlaşılmaktadır. O halde davalının cari hesaba konu hizmet/malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir.——-
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki akdi ve ticari ilişkiyi ispatla dosyaya konu alacağa hak kazandığı, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, —– asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. ———– Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —– davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının —— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, —– alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 602,80-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 106,59-TL harcın mahsubu ile bakiye 496,21-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 106,59-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 142,70-TL tebligat ve müzekkere gideri, 675,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 868,50-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/06/2021