Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/329 E. 2022/231 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/329 Esas
KARAR NO: 2022/231
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 10.06.2019
KARAR TARİHİ: 22.03.2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının—yapmakta olduğunu, davacının sahibi olduğu —satışı için adının — olduğunu iddia ettiği kişi ile — bedel üzerinden anlaşma sağlandığını, ancak alıcının —-görmek istemesi nedeniyle ürünü —-onun kanalı ile makineyi görebileceğinin söylenmesi üzerine ——– göndermiş olduğu, ayrıca makinenin üzerine —-ibaresinin yazılmış olduğu, ancak kargonun yanlışlıkla —– gönderilmiş olduğu ve kargoyu teslim alması gereken —– haricinde başka kişiye teslim edildiği ve bu kapsamda maddi zarara uğradığını, somut olayda —- ağır kusurlu olduğu,olayın pervasız ve kasten yapılan yanlış sonucu meydana gelmiş olduğunu, bu kapsamda davacının zararının eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve o zamanki değere göre hesaplama yapılması gerektiğini, söz konusu—— faturasını dosya muhteviyatına sunmuş olduklarını, bu kapsamda davacının zararı olan — temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilin talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —–cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin eklerinin kendilerine tebliğ edilmemiş olduğunu, davalının sorumluluğununu yerine getirmiş olduğunu,— teslim edilmiş olduğunu, —– alıcısı haricinde birisine teslim edilmesi durumunda da dava ve alıcının kusurundan bahsedilebileceği, —- yapılarak teslim edildiği, gönderici ve alıcının —- üçüncü bir kişi ile paylaşması ve üçüncü kişinin de sahte kimlik düzenleyerek—-alıcısıymış gibi —– almasından dolayı mevcut olayın meydana gelmiş olduğunu, ayrıca davacı tarafından süresinde bildirim yapılmamış olduğunu, ilaveten —– hasarsız olarak davalıya teslim edildiğinin ispatlanması gerektiğini, dosya muhteviyatına sunulmuş olan —— görüşmelerinin taşınan emtea’nın tür ve niteliği açısından delil olarak kullanılamayacağını, davacının ürün teslimi sırasında gönderilen emtea’nın cinsi, miktarı ve niteliği vb. bilgileri davalıya bildirmemiş olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalının sorumluluğunun—hakkı ile sınırlı olduğunu, bu vs. nedenlerle davanın esastan ve usulden reddedilmesini talep etmiştir.
Davalı —— tebligat yapıldığı ancak cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle—— taşıması sırasında zayi olan emtia bedelinin, Türk Ticaret Kanunu 875 vd. maddeleri uyarınca, davalı taşıyıcı ile şubesinden tahsili istemiyle açılmış bir tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bu doğrultuda —- sayılı soruşturma dosyası uyap üzerinden celp edilerek incelenmiş, taraflarca bildirilen tanıklar dinlenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı tarafından huzurdaki davada — gönderisinin doğru alıcıya teslim edilmediği iddia edilerek tam zayi nedeniyle tazminat talep edilmekte olup, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden, dava konusu emtianın davalı —– teslim edildiği taraflar arasında çekişmesiz olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları, anılan davalıya teslim edilen taşıma konusu emtianın gerçek alıcısı olan dava dışı —– teslim edilip edilmediği ve —— ne olduğu, gerçek alıcıya teslimin gerçekleşmemesinin kabulü halinde davalıların sorumluluğu mevcutsa sorumlu olduğu miktarın ne olduğu, sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasının akabinde, bildirilen tanıkların dinlenmesi için talimat yazılmış, davacı tanığı — tarihli celsede —— teslim tutanağı üzerindeki isim soyisim yazılı kısımdaki yazı örneği ile imza tarafıma ait değildir, davacı — vesilesi ile tanıdığım bir arkadaşımdır, davacı —- istediğinde bana güvendiği için makineyi — aracılığı ile bana göndermek istemişti ancak —- tarafıma herhangi bir şey teslim etmedi, teslim tutanağı üzerindeki imza bana ait değildir ” yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür. Davalı —– tarihli celsede ”Ben davalı şirkette müşteri temsilcisi olarak çalışırım. Dava konusu olayı biliyorum. Olay günü kendisinin —– olduğunu söyleyen kişi bana bir —–takip numarası verdi. Ben de bu numara ile sistemi giriş yaptım ve kendisinden kimliğini istedim. —– adının yazılı olduğu kimliği gösterdi. Hem —–takip numarası verildiğinden hem de kimlik gösterildiğinden şahsa ait kargonun bulunduğu çalışma arkadaşıma giderek kargoyu teslim aldım —–olduğunu beyan eden kişiye teslim ettim. Daha sonra —- teslimatı yaptığıma dair kayıt düşerek teslimatı kapattım. Aradan bir saat geçtikten sonra yine —–olduğunu beyan eden teslimatı yaptığım kişiden farklı bir kişi geldi. Bu şahıs teslimatı kendisinden farklı bir kişiye yaptığımız için bir hayli sinirlendi ve bizi dava edeceğini söyledi. Olayla ilgili bizim herhangi bir kusurumuz yoktur. Zira bize bildirilen —–takip numarası ve verilen kimlikle işlem yapmaktayız. Benim bilgi ve görgüm bundan ibarettir.” yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Dava konusu olaya ilişkin —-dosyasının incelenmesi neticesinde, dava dışı — ilinde bulunan dosyamız davacısı —-göndermiş olduğu——teslim almak istediğinde görevlilerin kargonun sabah erken saatlerde şubeden teslim alındığını, bu işleme dair teslim tutanağı düzenlendiklerini beyan ettiklerini, ancak tutanakta yazılı kimlik numarası ile irtibat telefonunun kendisine ait olmadığını iddia ederek rızası dışında kargoyu teslim eden şube görevlileri —- — alan şahıstan şikayetçi olduğunu belirttiği, soruşturma dosyasında yapılan inceleme neticesinde —– teslim tutanağında yazılı — numaralı hat sahibinin şüphelilerden — şahsın da—- olduğunun tespit edildiği, alınan ifadelerinde —- ikamet ettiğini, adına kayıtlı görünen hattın da aktif olarak kullanılmadığını beyan ettiği, diğer şüpheli —– ilçesinde bulunduğunu, suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, —- teşhise elverişli —- çekilerek —-teslimatı yapan şahıs olup olmadığı hususundaki incelemede aynı kişi olmadıklarının net bir şekilde anlaşıldığının tespit edildiği, müşteki — gönderilen kargoyu kendisi dışında farklı bir kişiye teslim eden —–ise, şahsın cep telefonuna ——takip bilgileri yazılı şekilde gelen mesajı gösterdiğini, bu mesajı görmelerinin ardından şahıstan —düzenlenmiş kimliği alarak işlemleri yaptıklarını, —– şubeden teslim alan ve kimliği henüz belirlenemeyen şahsın, tespit edilebilmesini engellemek amacıyla şüphelilerden —– bilgilerini rastgele oluşturduğunun değerlendirildiği, bu şahısların fikir ve eylem birliği içerisinde — teslim alan şahıs ile hareket ettiklerine dair delil bulunmadığı, diğer şüpheliler olan — görevlilerinin ise suç işleme kastlarının bulunmadığı, şahsın hazırlamış olduğu sahte kimlik ve — mesajı ile görevlilerin bir anlık dikkatsizliklerinden faydalanarak eylemi gerçekleştirdiği anlaşılmakla şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına, müştekinin bir zararı mevcut ise,—— firma aleyhine tüketici hakem heyetine başvurmakta serbestisine dair — tarihinde karar verildiği, meçhul şüpheliler hakkında da —-tarihinde daimi arama kararı verildiği anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller ile birlikte dosya makine mühendisi ile taşıma uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından —- tarihli rapor düzenlenmiştir. Düzenlenen bilirkişi raporunda özetle, ” Davaya konu —- olması nedeni ile kargonun teslim edildiği —— civarında olduğu, davalı işletmenin dosyadaki fatura, sistem kayıtları, beyanlar, soruşturma belgelerinden de anlaşıldığı üzere davacı tarafın —- dava dışı alıcı —— taşımayı taahhüt ettiği, buna dair dosya içeriğine sunulan fatura ile sabit olmak üzere davacı yandan ücret talep ettiği, dolayısıyla davacı-davalı arasında —–taşımasına dair taşıma sözleşmesi kurulduğu, bu kapsamda TTK hükümlerinin dava konusu taşımadaki ihtilaflarda uygulanması gerekeceği, zira davalı yanın verdiği taahhüt ve taşıma sözleşmesinin TTK Md.850 içeriği ile sabit olduğu, TTK Md.850 içeriğinde belirtilen —- dava konusu olayda alıcı ve alıcının adresi olarak değerlendirildiği, alıcı adresinin — iken kargonun davalının—-şubesine ulaştığı, sonrasında ise bu şubeye gelen bir kişiye —– teslim edildiği, bu noktada TTK Md.850 içeriğinde belirtilen varma yerinde teslim taahhüdünün davalı taşıyıcı tarafından gerçekleştirilmediği, varma yerinin veya gönderilen-alıcı değişikliği vb. durumlarda TTK Md.868/1 uyarınca talimat-emir yetkisinin davacı-gönderen tarafta olduğu, taşıyıcının karar veremeyeceği, varma yeri, yerine şubede teslim eden taşıyıcının zarar riskini üstlendiğinin değerlendirildiği, ayrıca yanlış kişiye teslim noktasında yine TTK Md.868 uyarınca gönderenden talimat-emir alarak alıcıyı doğrulaması gerekirken bu şekilde bir süreç yürütmediği, dolayısıyla dava konusu zararın hem sorumlu olduğu taşıma süreci içinde gerçekleştiği, hem de zararın meydana gelmesinde kusuru olduğu sonucuna varıldığı, mevzubahis zararın meydana gelme şekli ve rapor içerisinde açıklanan sebepler gözetildiğinde, taşıyıcının TTK Md.882 kapsamında belirtilen sınırlı sorumluluk hakkından faydalanamayacağı, TTK Md.886 uyarınca ağır kusuru/özensizliği olduğu kanaatine varıldığı, ancak TTK Md.886 uygulaması açısından nihai takdirin sayın mahkemede olduğu ve bu yönde kanaat oluşması halinde —- taşıyıcının —-yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçeleri sunulduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu 875. maddesi uyarınca, taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından veya hasarından doğan zararlardan sorumludur. Aynı Kanun’un 879. maddesi uyarınca, taşıyıcı, adamlarının görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden de kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Somut olayda gerek mahkememiz dosyasında toplanan tüm deliller gerek soruşturma aşamasındaki ifadeler ve toplanan deliller ile olay anına ilişkin kamera görüntülerine ait düzenlenen tutanak birlikte değerlendirildiğinde taşımaya konu emtianın gerçek alıcısı olan—– değil, başka bir kişiye teslim edildiği sabittir. Nitekim dava dışı ——ait — — davalı tarafından düzenlenen —tutanağındaki bilgilerin birbiriyle uyuşmadığı ve tutanaktaki bilgilerin dava dışı kişilere ait olduğunun soruşturma aşamasında tespit edildiği yine bizzat dava dışı görevli—— gerek soruşturma gerekse talimat mahkemesindeki beyanlarından da aynı gün içinde bir saat arayla iki farklı kişinin —- —- teslim almak üzere geldiğinin belirtildiği göz önüne alındığında gerçek alıcı —–kargonun teslim edilmediği hususu sabit olup ayrıca bir imza incelemesi yaptırılmasına mahkememizce gerek görülmemiştir. Bu durumda, davalı taşıyıcı yukarıda anılan maddeler uyarınca meydana gelen zarardan sorumludur. Ancak davalı, anılan yasanın 876 ve 878. maddelerinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma hallerinden birisinin bulunduğunu kanıtlayarak sorumluluktan kurtulabilir. Yasanın —– tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için—- karşılayan tutar ile sınırlıdır. Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının—- için——taşıyıcının zıya ve hasardan sınırlı sorumluluğunun olduğu şeklinde ise de yasanın —– de taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı haller düzenlenmiştir. Bu maddeye göre göre; zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı —- belirtilen kişiler, sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Yasal düzenlemeler ışığında somut olaya dönüldüğünde ise davalının yasanın —gereğince taşınan kargoyu varma yerine götürmeyi ve belirtilen adreste teslim etmeyi taahhüt ettiği, buna karşın davalının, taşınan ——varma yerinde alıcı adresinde değil kendisine ait başka bir şube adresinde bizzat müracaat eden dava dışı dolandırıcıya sahte kimlik karşılığı teslim ettiği, bu durumda kendi adresine yükün gitmesi gereken alıcıdan ziyade, gönderen davacıya haber verilerek şubede teslime muvafakat istenmesi gerektiği, bu durumun yasanın —- kapsamında şube açısından ağır kusur teşkil ettiği, taşınan yükün tam zayi olduğu sonucuna ulaşılmakla, davalının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı açık olup ——bu durumda davacı yasanın —– uyarınca, eşyanın taşınmak üzere teslim edildiği yer ve zamandaki değerini tazminat olarak isteyebilecektir. Her ne kadar teslim tutanağında, dava konusu eşyanın ———-gönderisi içerisinde olduğuna dair bir ibare mevcut değil ise de davacı tarafça, bedelinin tazmini talep edilen emtianın alış faturasının mahkememize ibraz edildiği, davalı tarafından kesilen — tarihli fatura içeriğinde gönderi ağılığının —- olarak belirtildiği davalı şube yetkilisi —- soruşturma dosyasındaki ifadesinde de —- içeriğinin müşterinin beyanı ile yaklaşık —–değerinde —– olduğunu beyan ve kabul ettiği görülmekle bu hususlar davacı tarafından sunulan diğer tüm belgeler—- edildiğinde davacının beyanının somut olayla örtüştüğü kanaatine varılmakla, davacının beyanına konu emtianın, taşınmak üzere taşıyıcıya teslim edildiği yer ve zamandaki gerçek piyasa değerinin belirlenmesi gerekmiş ve bilirkişi tarafından yapılan incelemede de bu değerin — olduğu hesaplanmakla davalı —– bu tutarı tazminle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Zararın meydana gelmesinde davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinde ise davacının yahut dava dışı alıcının davacının —– ilgili dava dışı bir şahısa bilgi vermiş olduğu ile ilgili somut hiç bir delil dosyada bulunmadığından ve az yukarıda açıklandığı üzere davalı taşıyıcının kendisine teslim edilen emtianın taşıma sırasındaki kaybından ağır kusuru ile sorumlu olduğundan davacıya herhangi şekilde bir kusur atfedilmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Her ne kadar davada davalı —– hasım olarak gösterildiği görülmüş ise de, şubenin tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla davada taraf ehliyeti bulunmadığından anılan davalı şube yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir. —– Açıklanan gerekçeler ile açılan davanın davalı—–yönünden kısmen kabulü ile—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —- alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı ——-yönünden açılan davanın şubenin tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmadığından usulden reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı —-yönünden KISMEN KABULÜ ile;
— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —- alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı —- yönünden açılan davanın şubenin tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmadığından USULDEN REDDİNE,
3-Karar harcı 1.707,75-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 512,33- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.195,42‬-TL harcın davalı —– tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 512,33-TL peşin harcın davalı —–alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca—- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre 1.100,00-TL’sinin —— davacıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
6-Davacı tarafından tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 232,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.876,40-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.563,67-TL sinin davalı —– tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı —–yargılama giderinin haklılık oranına göre 12.07-TL sinin davacı taraftan tahsili ile anılan davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın anılan davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,000-TL vekalet ücretinin davalı — alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22.03.2022