Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/317 Esas
KARAR NO : 2019/743
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/05/2019
KARAR TARİHİ : 30/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ——— öğrenci olup, —-tarihinde eve gitmek için sürücüsü — olan — ——– plakalı servis aracına bindiklerini, araç seyir halindeyken içinde patlama meydana geldiğini, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —— nolu dosyası ile soruşturma başlatıldığını, dosyada alınan ifadelerde servise kalkmadan önce sürücünün bilgisi dahilinde bırakılan siyah bir çanta olduğunu, çantanın seyir halindeyken patladığını, müvekkillerinin öğrenci olduğunu, herhangi bir gelirleri olmadığını, bu sebeple adli yardım talep ettiklerini,
müvekkili — için 500,00-TL,—– için 500,00-TL ve — için 300,00-TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini, davacı —– için 80.000,00-TL,— için 50.000,00-TL ve —- için 20.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın asliye ticaret mahkemelerinde açılmasının yargı yolu bakımından hatalı olduğunu, müvekkili üniversite yönünden davanın idari yargı yolunda ve idari mahkemelerde açılması gerektiğinden davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, aksi halde görevsizlik sebebiyle reddini, mahkeme aksi kanaatte ise husumet yönünden reddi gerektiğini bildirmiş, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara tahmilini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazası nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlanmış, HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılmış, uyuşmazlık noktaları tespit edimiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıların yaralanması ile sonuçlanan ve mahkememizin —Esas sayılı dosyasındaki davalılardan sigorta şirketinin Zmms’lısı ———– olduğu iddia olunan —plakalı servis aracında meydana gelen 26/04/2017 tarihli davaya konu patlamada davalı sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsü davalı ile davacıların ve varsa üçüncü kişilerin kusurlu olup olmadığı, kusurlu iseler hangi oranda kusurlu oldukları, davacıların yaralanması sebebiyle dava konusu edilen davacıların çalışmamasından kaynaklı kazanç kaybına ilişkin bir zararlarının olup olmadığı, yaralanmanın sürekli iş göremezlik oluşturup oluşturmadığı, sürekli iş göremezlik halinin oluşmuş olması halinde davacıların yoksun kalacağı gelirinin bulunup bulunmadığı, kaza sebebiyle bakıcı yardımına muhtaç olup olmadıkları ve süresi ile kaza sebebiyle dilekçede belirtilen sair (tedavi, yol ) giderlere ilişkin taleplerin yerinde olup olmadığı, davalıların belirtilen tazminat kalemlerinden sorumlu olup olmadığı, sorumlu iseler hangi miktarda ve ne şekilde sorumlu oldukları, manevi tazminat istemlerinin yerinde olup olmadığı, davacıların talep edebileceği faizin türü ile temerrüt tarihinin ne olduğu noktalarında toplanmıştır.
2918 sayılı yasanın ‘hukuki sorumluluk ve sigorta’ başlıklı sekizinci kısmında; motorlu araçların karıştığı trafik kazaları sonucu ortaya çıkan zarar nedeniyle araç sahiplerinin, işletmelerin hukuki sorumluluğu düzenlenmiştir. Anılan yasada kamu idare ve kuruluşlarının sorumlulukları özel olarak düzenlenmemiştir. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; Devlet ve diğer kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların karıştığı kazalar nedeniyle araç işleticisi sıfatıyla kamu idareleri ve kuruluşlarına karşı açılacaklar da dahil bütün araç sahibi ve işleticilerine karşı açılan davaların çözümü adli yargının görev alanına girmektedir. Fakat kamu idareleri ve kuruluşlarının, trafik güvenliği ve düzenini sağlamak amacıyla gerek kendi kuruluş yasaları, gerekse 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yürüttükleri hizmetlerin, kamu hizmeti niteliğini taşımaları ve 2918 sayılı Yasada da görevlendirilen kamu idare ve kuruluşlarının sorumluluklarının ayrıca düzenlenmemiş olması karşısında; trafik düzeni ve güvenliği hizmetlerinden kaynaklandığı öne sürülen zararların tazmini istemiyle, ilgili idareye karşı açılan davaların çözümü idari yargının görev alanına girmektedir.
Yargıtay —- H.D.’nin 08/03/2017 tarih 2016/8443 E.;2017/2492 K., ve 16/05/2013 tarih 2013/5420 E.;2013/7104 K. sayılı kararlarında da bu durum aynen “idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğini, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alınan idare hukuku kurallarına ve 2577 sayılı İYUK 2/1-b maddesinde sayılan tam yargı davasında görülüp ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunması” şeklinde ifade edilmiştir.
Davalı kurumun bir kamu idaresi olduğu açıktır. Kamu idarelerinin hizmetlerini ifa ederken kusurlu davranmaları nedeniyle zarar görenlerin açacakları tazminat davaları, tam yargı davası niteliğinde olup bu tür davalara bakma görevi idare mahkemelerine aittir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın İYUK.’un 2. maddesi uyarınca idare aleyhine tam yargı davası olarak açılması gerektiği bu hususun yerleşik içtihatlar ile sabit olduğu, HMK. 115/1 maddesi uyarınca mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı hükmü karşısında somut olayda anılan davalı yönünden yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle HMK. 114/1-b ve HMK. 115/2 maddeleri uyarınca dava tefrik edilmiş, davalı hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının davacılardan tahsili ile hazine adına gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — deki esaslara göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı.