Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/293 E. 2021/956 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/293 Esas
KARAR NO : 2021/956

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2019
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı firmaya takibe konu faturalarda belirtilen malları satarak teslim ettiğini, davalı tarafça kısmi ödeme yapıldığını, bakiye için yapılan sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine bakiye alacağın tahsili amacıyla —— icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız ve mesnetsiz itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının başlatmış olduğu —— sunulan itirazlarında da belirtildiği üzere alacaklı tarafça borcun dayanağı olarak tarih ve sıra kaydı adı altında bir kısım bilgiler gösterilmiş ise de, takip talebinden de anlaşılacağı üzere takip dayanağının belirsiz olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin muhasebe kayıtları ve ticari defterleri incelendiğinde müvekkili şirketin davacı tarafa borcunun bulunmadığının anlaşılacağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturayı ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —–sayılı —- dosya içerisine alınıp incelenmiş, —– kayıtları celp edimiş, davalının defterlerinin incelenmesi amacıyla—- tarihli bilirkişi raporu alınmış, davacı —- raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
12/04/2021 tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle, “…Davalı ————- yapılmış olup, davacı şirkete ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nın 64.maddesinin 3.Fıkrası gereğince açılış ve kapanış tasdikleri usulünce ve zamanında yapılmış olup, 6102 Sayılı TTK’nun 64.maddesinde belirtilen sürelerde yasaya uygun olarak yapıldığı tespit edildiği, Davacı tarafından Davalı—tutarlı faturaların yasal defterlere kanuni süresi içerisinde açık olarak kayıt edildiği, Davacı tarafından düzenlenen söz konusu faturalara ilişkin olarak Davalı tarafından Davacı ——–ödeme yapıldığı, Davalı —-üzerinde Davacıya Dava tarihi itibariyle 32.022,07 TL borcunun bulunduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
——– tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Davacının—- resmi defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacının —-dosyası ile incelenen— defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu ve davacı yana — borçlu olduğunun tespit edildiği, Davacının icra takibindeki 32.022,07 TL. lik asıl alacak talebinin yerinde olduğu, Davacının — itibarıyla, işleyecek reeskont avans faizi talep edebileceği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına —— sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat —- davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Somut olayda, mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile — yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen fatura alacağının davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, dava konusu faturanın davalı tarafından —. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen fatura alacağına ilişkin hizmeti/malı kabul edip —– anlaşılmaktadır. O halde her ne kadar davalı, dava konusu fatura sebebiyle borcunu inkar etse de; davalı dava konusu faturayı kendi ticari defterlerine kaydetmekle ve — vermekle faturaya konu hizmet/malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir—-
Ayrıca dosya kapsamında alanında bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş, taraflarca süresi içerisinde bilirkişi raporuna itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
HMK 281 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” denilmektedir. Aynı kanunun 94/3 maddesinde; ” Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” denilmektedir.
Tarafların 26.07.2021 tarihli bilirkişi raporuna süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmakla HMK 94/3 maddesi gereği tarafların bilirkişi raporuna itiraz hakkının ortadan kalktığının kabulü gerekir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ispatettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı, tarafların bilirkişi raporuna itirazlarının olmadığı anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının — esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, 32.022,07-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. ——- Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı—üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının —– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, 32.022,07-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.187,42-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 386,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.800,67-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 386,75-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 148,40-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.299,20-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve —– —-davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli —- belirlenen 4.803,31-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı