Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/286 E. 2020/4 K. 09.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/286 Esas
KARAR NO : 2020/4 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2019
KARAR TARİHİ : 09/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket, davalı şirket ile gerçekleştirmiş olduğu ticari münasebetler neticesinde borçlu şirket aleyhine icra takibine konu edilen —- tutarındaki 2 adet faturadan dolayı alacaklı olduğu, buna karşılık davalı sözleşmeler kapsamında düzenlenen faturalar karşılığı almış olduğu hizmetler bedellerini davacı şirkete ödenmemesi üzerine davacı şirket tarafından Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün — esas numaralı dosyası ile takibi başlattığı, söz konusu takibe davalı borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmesi sebebiyle takip durdurulduğu, faturaların ödeme günü sözleşmelerde belirtilmiş olup ödeme şartları başlığında düzenlenip onaylandığı, davacı tarafından talep edilen alacak taraflar arasındaki ticari ilişkiden ve sözleşmelerden vaki fatura alacağı olup alacağın miktarı belirli, hesaplanabilir olup alacak likit olduğu, davalı borçlu tarafından takibe yapılan itiraz haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğundan ve yapılan itirazın hakkın kötüye kullanılması ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu husu da gözetilerek davalı borçlunun %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalışirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmamakta olup, cari hesap kat edilerek mutabakat yapılmadığından likit bir alacak olmadığı, bu husus sayın mahkemeniz tarafından yapılacak incelemeler ile de tespit edileceğinden davanın reddi gerektiği, davalı şirket ile davacı arasındaki ticari ilişki cari hesap ilişkisi uyarınca sürdürüldüğü, davalı şirket tarafından sözleşmeye dayalı herhangi bir borç bakiyesi bulunmadığı, davalı şirketin davacıya borcu bulunmamakta olup bu durum tarafların ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tespit edileceği, davacı, davalı şirket’in kendisine borcu olduğunu iddia etmekte; ancak bu haksız iddiasını hiçbir somut delille ispat edemediği, zira davacı tarafından delil olarak sunulmuş olan cari hesap ekstresi vs. belge bulunmadığı, bu bağlamda, aşağıda açıklanan mevzuat ve yerleşik içtihat uyarınca davacının ispatlanamayan iddialarının reddi gerekmektiği, davacı tarafça talep edilen alacak, likit ve muayyen bir alacak olmadığı, işbu sebeple icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği, hiçbir biçimde kabul anlamına gelmemek ve yukarıdaki açıklamalarımız saklı kalmak kaydıyla, davacı tarafından faiz işletilerek icra takibine işlemiş faizin konu edilmesi de ayrıca hukuka aykırı olduğu, her ne kadar davacı tarafından “belirlenen vade tarihlerinden itibaren” söz konusu alacaklara faiz işletildiği belirtilmiş ise de, taraflar arasında böylece bir mutabakat söz konusu olmadığı, davacının icra takibini başlatırken temerrüt faizini de takibe konu etmesinde hukuka uyarlılık bulunmadığı, davalı şirketin cari hesap ekstrelerinde açıkça görüleceği üzere davacının cari hesap ilişkisi kapsamında icra takibine konu alacak tutarında bir alacağı bulunmamakta olup, uyuşmazlık davacının ticari defterlerini hatalı ve usulüne uygun tutmasından kaynaklandığı, davacı işbu davaya konu icra takibini haksız ve kötüniyetli olarak başlatıldığı, İzah edilen gerekçeler ile davanın reddine, takibin iptaline ve haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili sunduğu 03/01/2020 tarihli dilekçesinde, davasından feragat ettiğini, feragat talebinin kabulü ile gereğinin ifasını talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili sunduğu —- tarihli dilekçesinde, davacının feragatini kabul ettiğini ve lehine hükmedilecek vekalet ücreti, harç, masraf celse, karar ve ilam harçları, davalar nedeniyle yapılan tüm giderlerden feragat ettiğini beyan ettiği görülmüştür.
Davacı ve davalı vekilinin vekaletnamelerinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nun 311(1) maddesi uyarınca feragatın kesin hüküm gibi sonuç doğurması yanında aynı yasının 309(2) maddesi uyarınca feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına da bağlı olmamakla ve taraf vekillerinin karşılıklı dilekçeleri dikkate alınarak davanın feragat nedeniyle reddine, taraflarca talep edilmediğinden lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın Feragat Nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli —– başlangıçta yatırılan — mahsubu ile 1.366,62 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Taraflarca vekalet ücreti talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yar olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin talebi doğrultusunda kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.