Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/280 E. 2019/1246 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/280 Esas
KARAR NO: 2019/1246
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 21/05/2019
KARAR TARİHİ: 03/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
—–markalı ürünleri ile karıştırılmaya — yol açan renk kullanımı, ambalaj ve tasarım ile ——— isimli, kozmetik kategorisindeki cilt bakım ürünlerini piyasaya sürdüğünü, davalı Şirketin, ismi geçen rakip ürünleri, müvekkil Şirket’in —– ürünleriyle tüketicileı nezdinde cilt bakımına dair oluşturduğu güvenilirlik ve tanınırlığından haksız olarak yararlanması suretiyle —- pazarına sürdüğünü, davalı Şirket’in haksız rekabet teşkil eden bu haksız eylem sebebiyle Müvekkil Şirket’in mesleki itibarı ve ticari faaliyetleri zarar gördüğünü, tüketiciler nezdinde oluşturduğu güvenden faydalanmak suretiyle tüketicilerin yanıltıldığını, bundan haksız bir menfaat elde ettiğini iddia ederek ;
Davalı şirketin eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabet teşkil edecek eylemlerden men edilmesini, haksız rekabet oluşmasında etkili olan ürünlerin imhasını, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ve taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, öncelikle görevsizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, davanın esastan reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının kaldırılmasına ilişkindir. Davacı taraf, kendisinin kullandığı ürün ambalajının benzerinin davalı tarafından kullanıldığını iddia ederek dava açmıştır. Davalı yan ise, ambalajdaki ibare ve şeklin marka olarak tescilli olduğunu, kullanımın tescilli markaya dayandığını ve tanınmış marka olarak kabul edildiğini savunmuştur.
Davacının hem haksız rekabet hem de Sınai Mülkiyet Kanunu’yla düzenlenen, tasarım haklarına dayandığı anlaşılmaktadır.
Haksız rekabet aldatıcı davranışların yaptırımı, Sınai Mülkiyet ise mülkiyet hakkını korunmayı hedeflediğinden tasarım hukukuna dayanılması durumunda mülkiyet hakkına dayanılmış sayılır. Birden fazla fazla sorumluluğun söz konusu olması durumunda TBK 60. Madde gereğince zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verilir.
SMK 57.maddeye göre Tescilsiz tasarımlar kamuya sunulduğu takdirde hak sahibi tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi –Hukuk Dairesi’nin — tarih ve —- sayılı kararında” SMK 57. gereğince tescilsiz tasarımlara yönelik olarak Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde dava açılması mümkün olup, dava açıldıktan sonra tasarımın aynı yasanın 69/2.maddesine göre bu yasayla öngörülen korumadan yararlanıp yararlanmayacağı, yararlanmıyorsa Türk Ticaret Kanunu’nun 55/a-4 maddesi kapsamında haksız rekabet koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirmesi SMK a göre işin çözümüne ilişkin bir değerlendirme olmakla bunun Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince yapılması gerekmektedir. Haksız rekabete de dayanıldığından SMKnunun uygulama koşullarının bulunmadığının tespiti halinde bu kez TTK haksız rekabete ilişkin hükümlerine aykırılık bulunup bulunmadığının tespiti ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden ”denilerek tasarım hukukuna dayalı olarak haksız rekabetin önlenmesi amacıyla açılan davalarda Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu belirtmiştir. (Yargıtay -. Hukuk Dairesi’nin –tarih – Esas, – Karar,- tarih – Esas, – Karar)
Yukarıda anlatılan nedenlerle davada Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup davaya bakmanın mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2- HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU FİKRİ VE SINAİ HAKLAR MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/12/2019