Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/264 E. 2020/141 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/264 Esas
KARAR NO : 2020/141

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/06/2016
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-günü davalı sigorta şirketine sigortalı olan—– plakalı araça çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik— maluliyet tazminatı, 1.000,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam — tazminatın ticari temerrüt faizi-avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olay—– meydana geldiği, davacının yerleşim yeri —, davalının merkezi İstanbul olduğu, dolayısıyla dava yetkisiz mahkemede açıldığı, davanın yetkisizlik nedeniyle reddini talep ettiği, yetkili mahkeme olan — Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği, davalı şirket tarafından yapılan ödemenin, ödeme tarihindeki verilere göre yeterli olup olmadığının tespitini, ödenen ile ödenmesi gereken arasında bir misline yakın bir fark olmadığından davanın reddine karar verilmesini, kabul anlamına gelmemekle müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını talep ettiği, davacının afaki bakıcı ücreti talebine itirazlını ileri sürdüğü ve kaza sonucunda bakıcıya ihtiyaç duyulup duyulmadığının uzman bilirkişi marifetiyle tespitini talep ettiği, geçici iş göremezlik zararı kendiliğinden bakıcı gideri zararı oluşturmadığı, bakıcıya ihtiyaç duyulması çalışamadığını durumundan daha ağır ve ileri derecede yaralanmaların sonucu olduğu, kaldı ki davacı geçmiş döneme dair bakıcı gideri talep ettiğinden bakıcı tuttuğunun ve ilgili giderlerin yapıldığının ispatı gerektiği, ilgili hususlar ispat edilemediğinden afaki bakıcı giderinin reddini talep ettiği, dava konuısu haksız fiilden kaynaklandığı ve ticari iş niteliğinde olmadığı, bu nedenle davacı vekilinin avans faizine yönelik taleplerinide reddi gerektiği, açıklanan tüm nedenler ve dilekçe belirtilen diğer hususlarla davanın reddine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucu oluşan yaralanmadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup Ankara —-Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas — kara sayılı ilamı ile dosyanın yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukukî sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Yargıtay —- HD’nin —- kararında ”6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukukî sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, kaza —- ilçesinde meydana gelmiş, davacılar da —— ilçesinde ikamet etmektedir. Ancak, İstanbul ——–Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan araştırma ile davalı sigorta şirketinin —— bölge müdürlüğünün olduğu anlaşılmıştır. Dolayısı ile, davacının birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada, davayı davalının bölge müdürlüğünün bulunduğu ——açarak yetkili mahkemeyi seçmiş olduğu anlaşıldığına göre, davanın İzmir —– Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. ” şeklinde yargı yeri belirlemesine gitmiş olup yine Yargıtay —- karar sayılı ilamında da bu husus belirtilmiştir.
Somut olayda, kaza —- meydana geldiği, davacının yerleşim yerinin — olduğu, sözleşmeyi yapan acentanın —— İlçesi’nde bulunduğu yapılan araştırmada davalı sigorta şirketinin —- bölge müdürlüğünün olduğu dolayısı ile, birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada, davacının davayı davalının bölge müdürlüğünün bulunduğu — açarak yetkili mahkemeyi seçmiş olduğu anlaşıldığına göre, davanın Ankara —- Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatiyle mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1- Dosya kapsamı dikkate alınarak yetkisizlik kararı veren ilk Mahkeme’nin de yetkili olduğu anlaşılmakla Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA ———. ASLİYE — MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4- Mahkememizce verilen kararın istinaf yoluna başvurmaksızın kesinleşmesi halinde yetki uyuşmazlığı oluşması nedeniyle dosyanın yargı yerinin belirlenmesi için Yargıtay İlgili hukuk dairesine gönderilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzlerine karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı..