Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/262 E. 2020/89 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/262 Esas
KARAR NO : 2020/89

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 15/05/2019
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —— —- yönetim kurulu üyeliğinden ve şirket ortaklığından (hisselerinin tamamını, diğer şirket ortağı ——–devrederek) 10.01.2017 tarihinde ayrıldığını, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinden de aynı tarihte istifa ettiğini, 15.10.2018 tarihli genel kurul tutanağının 7. maddesinde müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinden gerçekte istifasının kabul edildiğinin kayıt altına alındığını, yani müvekkilinin hem yönetim kurulu üyeliğinden hem de şirket ortaklığından 10.01.2017 tarihinde ayrıldığını, ancak ticaret sicilinde yaptığı araştırma sonucu, ortaklıktan ve yönetim kurulu üyeliğinden 10.01.2017 tarihinde ayrılmış olmasına rağmen tescil ve ilanının neredeyse 1 yıl sonra yapıldığını öğrendiğini, özellikle kamu kurumları tarafından şirket yönetim kurulu üyelerinin ve ortakların şirketle ilişkilerinin sona erdiği tarih hususunda bir tespit ilamı olmadığı sürece tescil ve ilan tarihinin dikkate alındığını, bu nedenle davacı müvekkilinin, şirketteki yönetim kurulu üyeliğinin ve ortaklığının sona erdiği gerçek tarihin tespiti gerektiğini beyanla, davacının davalı şirketteki ortaklığının ve yönetim kurulu üyeliğinin 10.01.2017 tarihinde sona erdiğinin, davacının, 10.01.2017 tarihi itibariyle, davalı şirketin ortağı ve/veya yönetim kurulu üyesi olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücreti karşı tarafa yükletilmek kaydıyla karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış, ancak şirket yetkili temsilcisi ön inceleme duruşmasındaki beyanında davacı talebinin doğru olduğunu, davayı kabul ettiğini belirtmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, davacının davalı şirket ortaklığı ve yönetim kurulu üyeliğinden 10/01/2017 tarihi itibariyle ayrıldığının tespitine ilişkin tespit davasıdır.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra yöntemine uygun olarak ön inceleme duruşması yapılmış, şirket kayıtları celp edilmiş ve davacı tarafından sunulan diğer deliller ile birlikte incelenerek yargılama sonuçlandırılmıştır.
Anonim şirket pay senetleri, TTK 484/1 maddesi uyarınca hamiline veya nama yazılıdır.
Aynı kanunun 489/1 maddesine göre; hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade eder.
Madde 490/1 maddesine göre; kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler.
Madde 490/ 2; hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir.
Madde 480/1; Kanunda öngörülen istisnalar dışında, esas sözleşmeyle pay sahibine, pay bedelini veya payın itibarî değerini aşan primi ifa dışında borç yükletilemez.
Madde 553/1; Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini (——.) kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
Davacı tarafından dosyaya sunulan davalı şirkete ait pay defteri, —— tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı, yine 2016 yılına ait 22/02/2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı, 10/01/2017 tarih ve —-sayılı yönetim kurulu kararı ve tüm dosya kapsamından; davacının, davalı şirkete hisse devri suretiyle 19/02/2016 tarihinde ortak olduğu, 22/02/2016 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile de şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, 10/01/2017 tarihinde ortaklık hisse miktarı olan —— hissenin tamamını şirketin diğer ortağı ——— devrederek şirket ortaklığından ve yönetim kurulundan ayrıldığı anlaşılmış olup, davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarihin tespitini talepte hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından bu tarihin tespitinin gerektiği, ancak davacının şirket ortaklığından ayrıldığının tespitinde; anonim şirket ortaklığının devri, şirkete ve üçüncü kişilere karşı zilyetliğin devri ile hüküm ifade edip, şirket yönetim kurulu tarafından, davacının talebi olan 17/01/2017 tarihinde hissesini devrettiği pay defterine de işlendiğinden bu talep yönünden açtığı davada hukuki yararının bulunmadığı, bu nedenle bu talep yönünden ise reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne, davalı tarafça yönetim kurulunda ayrılma gününün davacı talebi gibi karar altına alındığı, pay defterine ortaklıktan ayrılma tarihinin doğru şekilde işlendiği, genel kurul toplantısının da yasa kapsamında süresinde yapılarak davacının yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği tarihin doğru şekilde gösterilerek kabul ile karar altına alındığı görüldüğünden davalı tarafça oluşturulan bir niza ve dava açılmasına sebebiyet bulunmadığından yargılama giderlerinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki doğrultuda hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
Davacı …’un, davalı ——–. yönetim kurulu üyeliğinden —- tarihi itibari ile ayrıldığının tespitine,
Fazlaya ilişkin talebin hukuki yarar yokluğu sebebi ile reddine,
2-Karar harcı ——davacı tarafça peşin yatırılan —– mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan giderlerin, davalı tarafça dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılıp kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı oy birliği ile karar verildi.