Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/223 E. 2021/1232 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/223 Esas
KARAR NO: 2021/1232 Karar
DAVA: Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 03/05/2019
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında —-herhangi bir günü olduğunu, —– satıcı bu tarihi —- önceden haber vermeksizin uzatabileceğini ve sözleşmeye konu taşınmazları sözleşmedeki tüm edimlerini tam ve eksiksiz olarak en geç — tarihinde teslim etmesi gerektiğini, ancak söz konusu bağımsız bölümleri bu tarihte teslim edemediğini ve en geç ——- herhangi bir günü olduğunu, protokole göre satıcı bu tarihi — haber vermeksizin uzatabileceğini ve sözleşmeye konu —- sözleşmedeki tüm edimlerini tam ve eksiksiz olarak en geç — tarihinde teslim etmesi gerektiğini, ancak söz konusu bağımsız bölümleri bu tarihte teslim edemediğini ve en geç ——tarihinde teslim edildiğini, müvekkilinin söz konusu taşınmazları kendisi için işyeri olarak kullanmak ve aynı zamanda kiralamak üzere iktisap ettiğini, taşınmazların geç teslim edilmesi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararın tazmini için mahalli rayice göre gecikilen süre için kira bedeli ödenmesi gerektiğini, fazlaya dair haklı kalmak kaydıyla şimdilik —–kısmının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —– talebinin, hukuki sebebi olarak geç teslim gösterilmekteyse de sözleşme hükümlerine göre taşınmazın teslim süresi içinde olduğunu, tarafların imzalamış olduğu —- iddialarda bulunamayacak ve tazminat talep edemeyecektir. İhtilaf halinde, aynı bölgede ilk teslim edilen bağımsız bölümün teslim tarihi satıcının bağımsız bölümü teslime hazır hale getirdiği tarih olarak kabul edilecektir. Alıcı teslim tarihinden itibaren bir ay içerisinde teslim almak için satıcıya müracaat etmezse temerrüde düşmüş sayılacağını ve bu takdirde satıcının ihbarsız ve bildirimsiz olarak sözleşmeyi feshetme hakkını kabul ettiğini, bağımsız bölümü teslim almazsa bile——- tarafından tahakkuk ettirilecek ortak giderlere katılacağını, bu giderlerin faizi ile birlikte ödenmemesi halinde satıcının sözleşmeyi feshedeceğini kabul ve taahhüt eder” dendiğini, davacının, müvekkili şirkete teslim talebine ilişkin herhangi bir bildirim yaptığına dair dava dilekçesi ekinde bir belge bulunmadığını, aksine müvekkili şirketin davacıyı teslime davet ettiğini ancak davacının teslimden kaçındığını, —– açık hükmü gereğince, ihtilaf halinde aynı bölgede ilk teslim edilen bağımsız bölümün teslim tarihi taşınmazın teslime hazır tarihi olarak kabul edileceğini, işbu sebeple ——- olduğunu, sözleşmede teslim tarihi belirlenirken —- taraflar; —– bila tazminat ve öncesinden haber vermeksizin uzatabilir” şeklinde kararlaştırıldığını, sözleşmede belirlenen en geç teslim tarihinin ——gecikmeden söz edilebileceğini, kabul anlamına gelmemek üzere kira bedel talepli davalarda, talebin istenebirliliğinin fiili teslime kadar olduğunu, — numaralı bağımsız bölümün teslim tarihinin de ——-teslim edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davacıyı yeniden—- tarihinde çağrı mahiyetinde mail gönderdiğini, sözleşme hükümlerine göre; —— tarihinde, fiili teslimlerini sağladığının anlaşıldığını, davacı tarafından kira sözleşmesi yapma imkânının ortadan kalktığına dair belge vs. sunulmadığını, davacıların taşınmazlarını teslim alır almaz kiraya verebileceğini, teslim alınmama nedeni ile kira sözleşmesi yapma imkânının ortadan kalktığını beyan etse de kira hususunu ispat edemediğini, zira bu husus ile ilgili olarak kiraya ilişkin görüşme, teklif vb. herhangi bir delil sunmadığını, ayrıca bu konuda mevcut kira teklifi, sözleşmesi, somut ve yazılı bir belge de sunulmadığını, bu nedenle taleplerinin haksız olduğunu, bir bağımsız bölüm teslimi sonrasında ilgili taşınmazın derhal kiraya verilmesi, halihazırda birçok kiracı adayı bulunması ve üstelik ofis olarak kullanıma hazır halde olması gibi pek çok değişken mevcut iken doğrudan kira kaybının bulunduğundan bahsedilmesi mümkün değildir ki diğer bağımsız bölümler kira sözleşmesi ile gelir elde etmiş iken davacının teslimden kaçınması nedeniyle arz ve izah edilen nedenlerle nazara alınacak nedenlerden ötürü, öncelikle davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının usule uygun olmaması, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, dava konusu taşınmazların sözleşmeye uygun olarak süresi içerisinde teslim edilmemesi sebebiyle mahrum kalınan kira kaybı bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin imzalandığını, dava konusu taşınmazın sözleşmeye uygun olarak süresinde tesliminin yapılmadığını, dava konusu taşınmazların süresi içerisinde tesliminin yapılmaması sebebiyle kira kaybına ve zarara uğradığını, davalının geç teslim sebebiyle uğramış olduğu kira kaybından sorumlu olduğunu, uğramış olduğu kira kaybı bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—– dava konusu taşınmazların tapu kayıtları celp edilmiş, —– Esas sayılı dosyasının bilirkişi raporu celp edilerek dosya arasına alınmış, — tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- bağımsız bölümlerin, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre teslim edilmesi gereken — tarihinden sonra — teslim edildiği, ———-olarak hesaplandığı, — bağımsız bölümün —gecikmeyle teslim edilmesi nedeniyle bu süreye tekabül eden kira kaybı tutarının —- olarak hesaplandığı,— yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, alacak iptali davaları için de geçerlidir. Yani, alacak davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Eldeki dava da, davacı tarafından dava konusu taşınmazların taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince süresi içerisinde teslim edilmediği, geç teslim edildiği ve bu sebeple kira kaybına uğradığı iddia edildiğinden anılan hususların davacı tarafından yöntemince ispat edilmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin imzalandığı ve dava konusu taşınmazların teslim süresinin belirtildiği, taraflar arasındaki sözleşme dikkate alındığında belirli vadenin söz konusu olduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet raporu dikkate alındığında davalı tarafından dava konusu taşınmazların süresi içerisinde teslim edilmediği, belirli vadenin söz konusu olması sebebiyle davalının ihtara gerek olmaksızın temerrüte düştüğü, davacının kira kaybı talebinin yerinde olduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet raporu ile tespit edilen emsal kira bedellerinin dava konusu taşınmazların büyüklüğü, bulunduğu muhit dikkate alındığında yerinde olduğu, tarafların tacir olması sebebiyle davacının avans faizi talep edebileceği, dosya kapsamı dikkate alındığında davacının faiz türüne ilişkin talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, —– mahrum kalınan kira kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı, dosyaya sunmuş olduğu —–sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile, emsal kira bedellerinin daha yüksek olduğu beyan edilmiş ise de; davacı tarafından ileri sürülen bilirkişi raporundaki taşınmazın metre kare büyüklüğü ile dava konusu taşınmazların metre kare büyüklükleri arasında farklılıklar olduğu, —- tarihli bilirkişi heyet raporunda belirtilen emsal kira bedellerinin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla davacının bu yöndeki itirazlarına itibar edilememiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
A—– mahrum kalınan kira kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar harcı 568,79 -TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39 -TL harcı ile ıslah harcı 57,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 293,44-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 85,39-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40 -TL vekalet harcı, 69,55-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.820,35-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2021