Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/214 E. 2020/140 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/214 Esas
KARAR NO : 2020/140

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2016
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının isim ve logosu ile birçok ürününün —–nezdinde marka olarak tescil edildiğini, müvekkilinin birçok alanda projenin önemli destekçilerinden biri olduğunu, müvekkilinin gençlere ve eğitime verdiği desteğin —- ait olduğu söylenen—- olayı nedeniyle çarpıtıldığını, müvekkil adına karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü, bu kapsamda davalının herkese açık —- adına hakaret içerikli ifadelerde bulunduğunu,—— ile olan —— iptal etme çağrısında bulunduğunu, müvekkili mali olarak zarara uğratıp müvekkil rakiplerini rekabette öne çıkarmak amacıyla hareket ederek haksız rekabet eylemine neden olan davalıdan manevi tazminat talep ettiklerini,—- hesabından yola çıkılarak davalının —- olduğunun belirlendiğini, yapılan araştırmada kendisinin internet adreslerinin bulunduğunu—– kitap çıkardığını, iletişim bilgilerinin buradan alınabileceğini, yetkili mahkemenin İstanbul —— Hukuk Mahkemesi olduğunu, davalının gerçekleştirdiği haksız fiil nedeniyle müvekkilinin kişilik hakları zedelendiğini, davalının yaptığı açıklamanın gerçekliğini ispat etmesi gerektiğini, davalının yaptığı açıklamalar aynı zamanda haksız rekabet niteliğinde olduğunu ileri sürerek, davanın kabulünü, 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ——sponsorlarından olduğunu, ——gerçekleşen———- kamuoyunda ciddi tepki geliştiğini, tepkilerin parçası olarak sponsor olan davacıya sponsorluktan çekilmesi yönünde tepkiler yöneltildiğini, sponsorluk yolu ile olumlu imajdan faydalanan olumsuz durumda desteğini çekmesi gerektiğini, yaşanan —— desteğini çekmemesi yapılan fiile karşı tepki göstermemesi doğal olarak davacıyı tepkilerin odağına yerleştirdiğini, müvekkilinin — olduğunu, toplumsal duyarlılığa sahip, ilerici bir yurttaş olduğunu, müvekkilinin davacının abonesi olduğunu, kullanıcısı olduğu —— dolayı rahatsızlık duyduğunu ve tepkisini ortaya koymasının olağan olduğunu savunarak davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının—–olduğu iddia edilen hesaptan —————-‘ şeklinde sarfedilen ifadelerin davacı şirketin kişilik haklarına saldırı ve aynı zamanda haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat şartlarını oluşturacak nitelikte olup olmadığı hususuna ilişkindir.
İstanbul Anadolu —- Asliye Hukuk Mahkemesinin——- karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize göndermiş olup mahkememizce yapılan yargılamada dosya kapsamında davalının davacı şirketin abonesi olduğu, ”——— şeklindeki ifadesinin abonesi olduğu ve ücret karşılığında kullandığı ——– ——–sona erdirilmesine ilişkin beyan içerdiği, küfür yada hakaret anlamına gelmediği, davacı şirketi sponsorluk yönünden destek verildiği için eleştirerek protesto ettiği, desteklemeye devam edecek mi denilerek eleştirildiği ve taahhüdün tepki niteliğinde sonlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda AİHM’si ————-başvuru nolu kararında ——— esasını ve bu toplumun gelişiminin ve her bireyin kendini gerçekleştirmesinin temel koşulunu oluşturduğunu, 10. maddenin 2. fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla ifade özgürlüğünün sadece kabul edilen, zararsız ya da farklı olan bilgi ya da düşünceler için değil ama ayrıca hoşa gitmeyen, sarsıcı ya da rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğunu, bunların, ——- toplumun onlarsız olamayacağı çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereği olduğunu, 10. maddede açıklandığı gibi bu özgürlüğe yapılan sınırlamaların her halde dar yorumlanması gerektiğini ve herhangi bir sınırlama gereksiniminin ikna edici bir biçimde ortaya koyulması gerektiğini,…” ifade ettiği,
Somut olaya gelince,———————– yapıldığı tarihlerde kamuoyuna dava dışı———– bünyesindeki ————— uzun süre yer aldığı, toplumun çok büyük kesiminden tepki aldığı, eylemin ——— ayrıca toplumda bir ——- yapıldığı, ——– olduğunun öğrenilmesinin tepki çektiği, her ne kadar davacının bu vakıfla ve saldırı niteliği taşıyan eylemle birlikte anılmasının doğru olmadığı kabul edilmesi gerekli ise de, bir yandan da tüm toplumca kabul edilen ve ———firmasının güvenilirliğine ve bu yönde bir eylemle birlikte anılmasının —– paylaşımının kamuoyuna yansıyan olayla ilgili bir tepki niteliğinde olduğu ve eleştiri niteliğinde sayılması gerektiği ve bu doğrultuda gerek —– sözleşmesi, gerekse Anayasanın 26.maddesi gereğince ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı vekilinin dilekçesinde müvekkili aleyhine karalama kampanyasına dönüşme iddiasına yönelik yapılan incelemede ise birbirinden bağımsız çok sayıdaki kişinin eleştiri niteliğindeki sosyal tepkilerinin bir araya gelinerek bir kampanya olduğu yönünde verinin bulunmadığı görülmüştür. ——————- yakın tarihteki kararlarında büyük ve halka açık şirketlerin kabul edilebilir eleştiri sınırlarını daha geniş olduğunu belirtmiştir. Davalının sosyal paylaşım sitesinde davacı ile ilgili ifadeleri kamuoyuna yansıyan olayla ilgili bir tepki niteliğinde olup, —————- maddesi uyarınca ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında korunması gerektiğinden —- beyanların eleştiri sınırlarında kaldığı kanaati oluştuğundan yasal koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL’nin başlangıçta yatırılan 170,78 TL’den mahsubu ile fazla alınan 116,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——- deki esaslara göre belirlenen ———maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Taraflarca mahkemeler veznesine yatırılan gider avansından artacak kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.