Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/196 E. 2021/206 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/190 Esas
KARAR NO: 2021/245
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/01/2012
KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari amaçlı bir menkul satım sözleşmesi gerçekleştirildiğini, satışa konu makinenin —- tarihinde deneme amaçlı davalıya gönderilmiş ve davalı hastane yetkililerince cihazın istenilen düzeyde görev yaptığı tespit edilerek, —- kesin kabul yapılarak şartnameye 2 yıllık garanti süresi ön görülmek sureti ile satış işleminin tamamlandığını, davaya konu makinenin davalının ameliyathanesinde kurulduğunu, ancak sık sık arızalandığı iddiası ile davalının sözleşmeyi feshi ve ödediği bedelin tazmini için —– sayılı dosyası ile dava açtığını ve davanın lehine sonuçlandığını, ——— sayılı dosyası ile taraflar arasındaki sözleşme feshedildiğinden davaya konu makinenin de davacıya iadesi gerektiğini, kararın kesinleşmesi ile davacı şirket tarafından alınabileceğine dair yazı ile davacıya bildirildiğini, davacı şirket çalışanının davalı hastaneye giderek makineyi teslim almak istemiş ise de, makinenin parçalandığını, bir kısım parçaların kullanıldığını, bir kısmının da hurda halinde kaldırıldığının görüldüğünü, durum hastane yetkililerine bildirilmiş olmasına rağmen makinenin toparlanmadığını, davalıya noter kanalıyla teslim ihtarnamesi çekildiğini, ancak netice alınmadığını—– dosyası ile yaptırtılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde davalı yönetimin talebi ile yapılan —- tarihli bilirkişi raporu ile cihazın bu şartlar altında ameliyathanede kullanılamayacağı bildirilmiş ise de —- ay süre ile davalı hastane tarafından ameliyathanede kullanıldığını, cihazın ——- tarihine kadar davalı zilyedinde olduğunu, kullanılmadığı için tamamen dağılmış halde olduğunu, elektrik panosu iç ve dışının tamamen boşaldığını, beş adet kazanın kullanılmaktan ve bakımsızlıktan dolayı kullanılamaz durumda olduğunu, cihazın sağ ve solunda bulunan —–adet paslanmaz çelikten —- olmadığını, elektrik tesisatının tamamen sökülüp dağıtıldığını—– kontrollü robot kolu ve taşıyıcı sistemin söküldüğü ve bulunamadığını, klemens kutusunun içinin tamamen boşaltıldığını, kablo kanallarının kırıldığını, cihazla birlikte verilen bir adet —– cihazının kullanılamaz durumda olduğunu, kurutma sistemi kompresörünün ve cihazın tamamen hurdaya çıktığını, piyasa araştırmaları ve fabrika çıkış maliyetleri hesaplamaları ortalaması alınmak suretiyle cihazın maliyet fiyatının—-olduğunun tespit edildiğini, bütün bu nedenlerle, —- sayılı ilamı gereği, iade edilmeyen —- cerrahi alet yıkama cihazının, tespit edilen —–bedelinin davalıdan tazmin ve tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin görevli olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının ayıbı hile ile gizlediğini, makinenin sık sık arızalandığını ve garanti kapsamında tamir edildiğini, daha sonra sözleşmeyi fesh ettiklerini, ödedikleri bedelin mahkeme kararı ile iadesine karar verildiğini, müvekkilinin makinenin iade alınması için davacıya müracaat ettiğini ancak davacının makineyi teslim almadığını, davacının kötü niyetli olarak makinenin fabrika çıkış fiyatını talep ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davalıya satışı yapılan makinenin ayıplı olduğu iddiasıyla davalı tarafından açılan dava sonucunda makinenin iadesine karar verilmesi, ancak makinenin hurda haline gelmesi nedeniyle davacı tarafından iade alınamadığını iddiasıyla makinenin bedelinin tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Mahkememizin —– kararı ile davaya konu ultrosonik yıkama makinesinin davacıya iadesine, bunun mümkün bulunmaması halinde —–tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair hüküm kurulmuş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş,——– HMK 26. Madde uyarınca taraf talepleri ile bağlı olunup bundan fazlasına veya başkasına karar verilemez . Mahkemece bu hususlar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebi aşacak nitelikte ve infazda tereddüt uyandıracak şekilde terditli karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir ”gerekçesiyle karar bozulmuş, usulüne uygun görülen bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapılmıştır.
—–ilamı sonrası, dosyada mevcut makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli ek raporlar ile davacı taraf beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla rapor tanzim edilmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından —– tarihli rapor düzenlenmiştir. Düzenlenen raporda özetle, ”taraflar arasında görülmüş ve kesinleşmiş mahkeme kararında satış sözleşmesinin ayıp nedeniyle feshedildiği yolunda hüküm kurulmuşsa da, ani edimli bir sözleşme olan satış sözleşmesinin fesih konusu olması mümkün olmadığından, ilamda yer alan bu ifadenin fesih değil dönme olarak anlaşılması gerektiği, taşınır satışına ilişkin TBK. m. 229 hükmünden sözleşmeden dönmenin sonuçları düzenlendiği, bu hüküm uyarınca satış sözleşmesinden dönen alıcı, elde ettiği yararları ile birlikte satılanı satıcıya geri vermek zorunda olduğu, satıcı ise ödemiş olduğu satış bedelini faizi ile birlikte geri vermek zorunda olduğu, davalı taraf, satıcının mahkeme ilamına konu bedeli ödemediğini, satış konusu malın iade alınması için satıcıya bildirimde bulunulduğunu iddia ettiği, TBK. m. 89 uyarınca parça borçlarının borç konusunun bulunduğu yerde ifa edilmesi gerekmekte olup, TMK. m. 5 atfıyla bu hükmü somut olaya uyguladığımız zaman satıcının malı geri alma için malın bulunduğu yere gitmesi ve masrafı kendisine ait olmak üzere malı teslim alması gerektiği sonucuna varılması gerektiği, davacının makineyi, davalıdan teslim almak bakımından üzerine düşeni yapmış olup olmadığının ispata muhtaç olduğu, zira taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin mahkeme kararı —- tarihli olup, davacı taraf —— yılında keşide ettiği ihtar ile makinenin ——- içinde kendisine gönderilmesini talep ettiği, oysa tespit edildiği üzere, makinenin masrafı kendisine ait olmak üzere makineyi, makinenin bulunduğu yerden davacının alması gerektiği, davacının bu yönde irade ortaya koymadığı hallerde yine kıyasen uygulanması mümkün olan TBK. m. 106 anlamında alacaklı temerrüdüne düştüğü sonucuna varılabileceği, bu durumda alıcının yapması gereken TBK. m. 107 uyarınca hasarı ve gideri alıcıya ait olmak üzere teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulmak olduğu, ticari mallar bakımından hâkim kararı olmadan ardiyeye teslim edilmesi mümkün olduğu, dolayısıyla alacaklı temerrüdüne düşen alacaklı karşısındaki tarafın -somut olayda sözleşmeden dönme hakkını kullanan alıcının- da bir takım yükümlülükleri/külfetleri olacağı aksi halde kişi borcundan kurtulamayacağı, davalı borcundan kurtulmak için taşınırı ardiyeye tevdi etmek yerine, dosyadan anladığımız kadarıyla taşınırı depoya kaldırmış ve teknik incelemede tespit edildiği üzere taşınır tamamen kullanılamaz hale geldiği, her ne kadar alacaklı temerrüdü karşısında malı borçlu malı tevdi etmek zorundaysa da, malı almayan davacı da malı teslim almak için gerekli çabayı göstermek zorunda olduğu, TBK m. 50/11 uyarınca hâkimin olayların olağan akışına ve zarar görenin aldığı önlemleri dikkate alarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak takdir etmesinin mümkün olduğu, TBK. m. 52 uyarınca zarar gören zararın artmasında etkili olmuşsa hakim tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırılabileceği, bu sonuçla son takdir Sayın Mahkemede olmak üzere davacının taşınırın değerini değil teknik incelemede tespit edilen hurda değeri olan —– talep edebileceği” yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuş, düzenlenen rapor dosya kapsamına ve mahkememiz denetimine uygun bulunmuş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller , —– dosyası ve toplanan deliller ile mahkememiz denetimine ve hükme elverişli bilirkişi heyet raporu bilikte değerlendirildiğinde, davalı tarafından davacı şirketten, —– bedel ile tamamını satın aldığı, makinenin davalı kuruma tesliminin ve —– tarihinde kesin kabulünün yapıldıktan sonra kullanılmaya başlandığı ve sık sık arıza yaptığı, bunun üzerine makine üzerinde inceleme yapılarak hazırlanan —- tarihli bilirkişi tespit raporunda, makinenin ayıplı olduğunu ve ameliyathanede ameliyat malzemelerinin yıkanması için uygun olmadığının belirtildiği, davalı kurumun, bu tespitler üzerine—– kapsamında dava açtığını, bu dosya kapsamında yaptırılan bilirkişi kurulu incelemesi sonucu hazırlanan —– tarihli bilirkişi kurulu raporunda dava konusu makinenin ayıplı olarak kabul edileceğini, yıkama makinesinin hastanede özellikle ameliyathane bölgesinde kullanılmasının uygun olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle fesih bildirimi ve sözleşme bedelinin iadesi gerektiğinin bildirildiği, bütün bu tespitler sonucunda,—-sayılı dosyasında, dava konusu ultrasonic yıkama makinasinin davalıya iadesi koşulu ile ——- tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak mahkeme kararından sonraki süreçte bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere davacı şirketin sattığı ve parasının tamamını aldığı makineyi uzun bir süre boyunca teslim almadığı, makine bedelini faizi ile birlikte ödemediği görülmektedir. Geçer süre zarfında ise makinenin teslimi için gidildiğinde makinenin kullanılmadığı için tamamen dağılmış halde olduğunun, makinenin bu durumda tamir edilmesinin, teknik ve ekonomik yönden uygun olamayacağı ve tamir edilse dahi randıman vermeyeceği ve dolayısıyla——edilmesinin uygun olduğu sonucuna varıldığı görülmektedir. Davacı tarafın mahkeme kararına rağmen, yaklaşık beş yıl kadar, ayıplı malın davalıdan gidip almadığı ve davalıya bedeli ödemediği ve bu süreçte makinenin pert total olduğu ve ve hurda bedelinin ——olduğu de dosya içinde bulunan bilirkişi raporlarında tespit edilmiştir. Dava açıldığı tarih itibariyle dahi davacı tarafça, davalı tarafa makine bedelinin tamamının ödenmediği, ödemelerin peyder pey yapıldığı görülmüş olup, geçen süreç içerisinde de dosyadaki yazışmalardan davalı tarafından makinenin iadesi için davacıya bir kısım ihtarlar yapıldığı ancak davacının sessiz kaldığı görülmüş olup, bu süre zarfında oluşan zarardan davalının sorumlu olamayacağı, varsa bir zarar davacının neden olduğu , nitekim davacının malı davalıdan gidip teslim almakla yükümlü olduğu, her ne kadar davalı tarafında bir takım yükümlülükleri bulunmakta ise de aradan geçen süre zarfından davalının davacıya ihtarlarda bulunduğu keza makinenin öncesinde de hali hazırda kullanılamayacak şekilde gizli ayıplı olduğu, olayların olağan akışı değerlendirildiğinde davacının meydana gelen zararın artmasında etkili olduğu kanaatiyle ve makinenin hiçbir şekilde onarılamaz ve kullanılabilir duruma getirilemez durumda olduğu tamamen hurdaya çıktığı ve hurda değerinin de — olarak tespit edildiği anlaşılmakla, davacının davalıdan bu bedeli talep edebileceği, davalının başkaca bir sorumluluğu bulunmadığından, davanın kısmen kabulüne, —-müktesep kazınılmış haklar da gözetilerek, ——tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine , fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
—— tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar harcı 68,31-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 829,75-TL harçtan artan 761,44-TL bakiye harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 21,15-TL başvuru harcı, 621,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.950,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.595,45-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 64,29-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin bulunmaması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.933,75-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/03/2021