Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/194 E. 2020/166 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/194 Esas
KARAR NO : 2020/166

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili 04.04.2011 tarihli dava dilekçesinde, davacı şirketin, davalı şirket ile kurmayı düşündüğü ticari ilişki nedeniyle üçüncü şahıs … tarafından, ileride doğabilecek borçlara teminat amacıyla davalı şirket lehine,———— dereceden ipotek tesis edildiğini, ancak müvekkil şirketin o tarihten bu yana, davalı şirketlle hiçbir şekilde ticari ilişkiye girmediğini, davalıdan hiçbir mal almadığını, buna rağmen davalı şirketin, müvekkil şirkete, ——————yevmiye nolu noter ihtarnamesi yollayarak müvekkil şirketin —– borcu olduğunu, borcun ödenmemesi halinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolunda takip başlatacağını bildirdiğini, davalıya gönderdiği ————— yevmiye sayılı cevabı ihtarnamede, taraflar arasında herhangi bir ilişkinin ve borcun olmadığını, ipoteğin fek edilmesi gerektiğini bildirdiğini ileri sürerek, —–tarihli ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —– olduğunu, bu nedenle müvekkil şirketin muhatabının,—— olduğunu, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkil şirketin ———-alacaklı olduğunu, borçlu şirketin satın aldığı-mallar karşılığında çekler verdiğini, ancak ödenmediğini, karşılıksız kalan çekler ile ilgili olarak borçlu şirket aleyhine değişik icra takipleri yapıldığını, ancak borçlu şirket yetkililerinin, şirketin içini boşaltmaları ve muvazaalı olarak unvan benzerliğine — bir şirket kurmaları nedeniyle yapılan icra takiplerinin semeresiz kalacağını, davacının müvekkil şirkete hiçbir borcunun olmadığını ileri sürmesinin dayanaksız olduğunu, zira borçlu şirketin müvekkil şirket namına düzenlediği ve karşılıksız kalan toplam ——- sayılı bozma ilamında; mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalının dava dışı ——şirketinden doğmuş veya doğacak alacağını ipotekle teminatlandırmasının önüne geçmek maksadıyla, hileli olarak davacı … —— borçları için davacı gerçek kişinin teminat vermesinin sağlandığı, gerek öğreti gerekse yargı kararlarında benimsenen tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi kapsamında, davacının dava dışı —— şirketten farklı bir tüzel kişilik olduğundan onun borcundan sorumlu olmayacağına ve ipoteğin sadece kendi tüzel kişiliğinin borçları için kurulduğuna yönelik iddiasının dinlenemeyeceği, dava dışı ——- şirketinin davalıya olan borçlarından dolayı davacı şirketin sorumlu olduğu, bu kapsamda davalı şirket lehine davacı şirketle yapılan hukuki işlemle üçüncü kişi tarafından verilmiş ipoteğin de bu borçları temin ettiğinin kabulü gerektiği, bu sorumluluğun haksız fiil temeline dayanması nedeniyle tapuda resmi şekil şartının buna engel olamayacağı,davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edildiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davalı şirket ile dava dışı —–, kuruluşundan iki gün sonra ——- davalı şirkete olan borçlarının teminatı olarak üst sınır ipoteğinin tesis edilmiş olduğu ve davacı … ———- davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin olmadığı anlaşıldığı, davalı şirketin ipotek tesis tarihinden önce dava dışı——— bir tüzel kişilik olduğunu bilerek bu şirket ile yapılacak ticari ilişkinin teminatı olarak ipotek tesis edildiğini basiretli bir tacir olarak bilebilecek durumda olduğundan, mahkemece somut olayda uygulama yeri bulunmayan tüzel kişilik perdesinin aralanması ve haksız fiil hukuki nedenine dayanarak dava dışı ——- sorumlu olduğunun kabulüne yönelik yanılgılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı, açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar verilmiş olduğu görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile, menfi tespit ve dava konusu borçtan dolayı gayrimenkul üzerinde konulmuş ipoteğin fekki davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen hüküm —— tarihinde davacı …———–kurulduğu, kuruluşundan iki gün sonra 08.07.2010 tarihinde davacı …’nın taşınmazı üzerinde davacı … ———————davalı şirkete olan borçlarının teminatı olarak üst sınır ipoteğinin tesis edilmiş olduğu ve davacı …—– davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin olmadığı anlaşıldığı, davalı şirketin ipotek tesis tarihinden önce dava dışı——tüzel kişilik olduğunu bilerek bu şirket ile yapılacak ticari ilişkinin teminatı olarak ipotek tesis edildiğini basiretli bir tacir olarak bilebilecek durumda olduğundan, mahkemece somut olayda uygulama yeri bulunmayan tüzel kişilik perdesinin aralanması ve haksız fiil hukuki nedenine dayanarak dava dışı —– borçlarından dolayı ipotek borçlususunun ve davacı ….————- sorumlu olduğunun kabulüne yönelik yanılgılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı” gerekçesiyle karar bozulmuş, bozmaya uyularak yeniden yargılama yapılmıştır.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulü ile davacı ….——————— tarihli ipoteğin fekkine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜNE,
-Davacı …—————– davalı …ne borçlu olmadığının tespiti ile davacı …’nın maliki olduğu ———–harçtan başlangıçta ve sonradan yatırılan —— harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından peşin ve sonradan yatırılan 2.970,00-TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 312,55-TL tebligat ve posta gideri, 2.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.291,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli———– göre hesaplanan ———- nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereği ilgili tarafa iadesine, ,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.