Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/170 E. 2021/1145 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/170 Esas
KARAR NO: 2021/1145
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2019
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin, davalı sigorta şirketi ile —- tarihlerini kapsayan — işletmesindeki malvarlığını poliçede belirtilen rizikolara karşı sigortalanmak üzere sigorta sözleşmesi akdettiğini, Müvekkilinin, belirlenen sigorta prim miktarını davalı sigorta şirketine tamamen ödediğini, dolayısıyla geçerli bir poliçenin söz konusu olduğunu ve hasarın meydana geldiği tarihte poliçenin yürürlükte olduğunu,
—– tamamen yanmasına sebep olan yangının — tarihinde meydana geldiğini, olay yerine gelen itfaiyenin yangını sabah — söndürdüğünü, söndürmeyi müteakip çevrede bulunan kamera kayıtlarının incelendiğini, yangının kimliği belirsiz kişilerce
çıkarıldığının görüldüğünü, Müvekkilinin işyerinde yangın sebebiyle hasara uğrayan envanterin, eksper raporunda
ayrıntısıyla belirtildiğini, ayrıca müvekkilinin yangın olayı sebebiyle —güne yakın bir süre işyerinin durduğunu ve iş durmasından kaynaklı zararının oluştuğunu,Müvekkilinin uğradığı zararın karşılanması için davalı sigorta şirketine başvurduğunu, sigorta
şirketinin talebini —-tarihinde reddettiğini, ret gerekçesini “Tarafımızca yapılan tespit sonucu, poliçemizde belirtilen özel ve genel şartlar doğrultusunda teminat altına alınan
durumlar dışında yer almaktadır.” şeklinde belirtildiğini,
Davalı sigortacının tazminat ödememe gerekçesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, Poliçede ana binanın eklentisi konumunda olan —-teminat dışı olduğu ile ilgili bir beyanın bulunmadığını, ayrıca ekspertiz raporunda da sigorta işyeri binası ve eklentisi için poliçede belirtilen sigorta bedelinin sigorta değerine rayiç değer olarak uygun olduğu kanaatinin belirtildiğini, müvekkilinin uğramış olduğu zararın tam miktarı bilirkişi incelemesi ile netleşeceğinden, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davalarının kabulü ile; şimdilik poliçe kapsamında kalan ve yangın sebebiyle oluşan — hasarın ve iş durmasından dolayı oluşan — kazanç kaybının —tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalı sigortacıdan tahsiliyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; terasların ancak poliçede belirtilmesi kaydı ile teminat dâhilinde olabileceğini,
dava konusu yangın olayına ilişkin olarak düzenlenen — tarihli ekspertiz raporunda; “Teminat konusu işyeri zemin ve — kattan oluşan tam kagir binada yer almaktadır. İşyerinin faaliyet gereği kullanımına ait olan binadan bağımsız —konstrüksiyon üzeri branda ile kapatılmış seyir terası olarak kullanılan bir diğer eklenti bölümü bulunmaktadır.
Mevcut dosyaya konu hasar binanın eklenti bölümü olan seyir terası kısmında vukuu bulmuştur…”
Somut olayda yangının teras olarak adlandırılan bölgede meydana geldiği açıkça ifade edilmiş
olup poliçede teraslar ayrıca teminat altına alınmadığından dava konusu hasarın teminat dışı kalacağını,
Zira aynı ekspertiz raporunun—-
“Mevcut poliçe incelendiğinde; seyir terası olarak kullanılan bölümünün teminata dahil
olduğuna dair herhangi bir not ve ibare görülememiştir. Hasarın meydana geldiği alan teknik
olarak poliçe teminatın kapsamında olmadığından hasarın Teminat Dışı kaldığı anlaşılmıştır…”
ifade edilerek dava konusu taleplerin poliçe teminatı dışında kaldığının tespit edildiğini,
—–Bulunmadığını, Davacının taleplerini dayandırdığı —-
poliçede yer alan sabit kıymetlere verilen teminatlar sadece yukarıda yazılı adreste bulunmaları
şartı ile geçerlidir.”
Denilerek sadece sigortalı işyerinde adresinde bulunmayan sabit kıymetlerin poliçe kapsamında
olmadığının açıkça ifade edildiğini,
Somut olayda ise yukarıda da ifade edildiği üzere yangın olayı ile hasarlanan yer sigortalı işyeri
adresinden başka bir yerde bulunduğunu,
sunulan—- de görüleceği üzere işyeri adresi olarak poliçede
belirtilen adres ile hasarın gerçekleştiği mahal olan seyir terası farklı —taşınmazlar ve farklı adresler olduğunun görüldüğünü, hasarın gerçekleştiği mahal ve riziko adresinin ada/parsel numaralarının belirlenmesi amacıyla
taşınmazın bağlı bulunduğu —- yazı yazılarak riziko adresine ve çevresine ilişkin planların teminini ve hasara uğrayan mahalin riziko adresi kapsamında sayılıp sayılmadığı hususunda bilirkişi raporu aldırılmasını, davacının —- Olduğunu:
Dava konusu İşyeri Poliçesinde;
İş Durması Klozu: —– sigortalı
yerde yangın tehlikesinin gerçekleşmesi sonucu ticari faaliyetin hasarın meydana geldiği tarihi
takip eden günden başlamak üzere—- günden fazla bir süreyle işyerinin tamamında ve tümüyle
durması halinde, —– ödenecek hasar bedelinin —-
aşmayacak şekilde ilave bir tutar iş durması tazminatı ödenir.” Şeklinde düzenlendiğini,
iş durması tazminatının ödenebilmesi için işyerinin tamamında ve
tümüyle işin durması gerektiğini,
davacı tarafından ikrar edildiği üzere yangın yalnızca işyerinin dışında, yolun karşısında
kurulmuş terasta meydana geldiğini, yangın sebebiyle meydana gelen hasar işin tamamen
durmasına sebep olamayacak nitelikte olduğunu,
somut olayda yalnızca dışarıda sandalye ve masa koyulmuş alanın yanması bir restoranın çalışmasını tamamında ve tümünde durdurmayacağından davacı iş durması tazminatı
talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, —- tarihinde meydana gelen yangın sebebiyle oluşan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Davacı, —— tarihinde meydana gelen yangın sebebiyle dava konusu taşınmazda zararın oluştuğunu ve teras bölümünün tamamen yanarak zarar gördüğünü, dava konusu taşınmazda davalı sigortacı nezdinde iş yeri sigortasının bulunduğunu, oluşan zararın poliçe kapsamında olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketi tarafından dava konusu zarar gören terasın poliçe kapsamında olmaması sebebiyle teminat dışında olduğunun belirtildiğini, davalı sigorta şirketinin rizikonun teminat dışında olduğuna ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığı ve oluşan zarardan sorumlu olduğunu, dava konusu yangın sebebiyle oluşan zararın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —–davaya konu yangın raporu celp edilmiş, —- davacının esnaf kaydı bilgileri celp edilmiş, — davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bilgileri celp edilmiş, — tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, “— raporunda açıklanan ve meydana gelen —- hasar gören
demirbaşlara ilişkin eksperce takdir edilen birim fiyatların ve —- günkü piyasa rayiçlerine uygun olduğu,
Davacının —-kapsamında sigorta sözleşmesinin poliçede yazılı şartlarla yapılmış olduğunun kabul edileceği, sigorta sözleşmesinde yangının meydana geldiği teras alanının teminat altına alınmadığı, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı, Sigortacılık kanunu 11/4 maddesine uygun olarak poliçede kapsam dahiline alınmış olan
risklerin belirtildiği, davacının bu yöndeki iddiasının yerinde olmadığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, tazminat davaları için de geçerlidir. Yani, tazminat davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Taraflar arasında iş yeri sigorta poliçesi bulunmakta olup bu hususu uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazda zarar gören teras bölümünün poliçe kapsamında /teminat dahilinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. —- gereğince dava konusu taşınmazda zarar gören teras bölümünün teminat dahilinde olduğunun davacı tarafından ispat edilmesini gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
—— maddesinde; “Aksine sözleşme yoksa; binaların dışındaki bahçıvan evi, garaj, su deposu, kömürlük gibi eklentiler ile binaların içlerinde veya üzerlerinde bulunan ——- tamamlayan şeyler ile temeller ve istinat duvarları sigorta bedelinin kapsamı içindedir.” denilmektedir. Aynı maddenin devamında; “Bahçe ve çevre duvarları, rıhtımlar, teraslar, iskeleler, çeşmeler, bina dışındaki heykeller, sarnıç ve havuzlar gibi şeyler ancak poliçede belirtilmeleri kaydıyla sigorta bedelinin kapsamı içindedir.” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; —– gereğince dava konusu terasın poliçe teminat dahilinde olabilmesi için açıkça poliçede belirtilmesi gerektiği, dava konusu poliçede bu yönde bir açıklığın bulunmadığı dolayısı ile dava konusu rizikonun teminat dahilinde olduğundan bahsedilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.—–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40-TL harç ile 820,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 864,40-TL harçtan mahsubu ile artan 805,10-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/4 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2021