Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/160 E. 2022/819 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/160 Esas
KARAR NO : 2022/819

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2019
KARAR TARİHİ : 14/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında; ekte ibraz edilen — tarihli eser sözleşmesi akdedildiği, sözleşme gereğince; müvekkilim şirketin edimi,——– yapılmakta —————– işçiliklerinin ifasına yönelik olduğu, davacı şirket, tüm bu edimlerini eksiksiz bir şekilde ifa etmiş olmasına rağmen —– ve —– sıra nolu faturaya ilişkin olarak davalı şirketten alacağını tahsil edemediği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A.maddesinin ilk fıkrasına göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce —- başvurul- muş olması dava şartıdır” düzenlemesine yer verildiği, bu hukuksal durum karşısında; fatura alacaklarının davalı şirketten tahsil edilebilmesi için —- tarihinde başvurulduğu, başvuru neticesinde, —— huzurunda; davalı vekili ile ilk müzakere yapılmış ancak uyuşmazlığın çözümü konusunda davalı tarafın hiçbir teklif sun- maması ve yapılan tekliflere olumsuz yanıt vermesi sebebiyle uzlaşma sağlanamadığı, davacı şirket, —numaralı fatura ile —- ilişkin alacağını davalı şirketten tahsil edemediği, davalı şirket, —- sıra numaralı faturaya ve ekte ibraz edilen——– yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirkete——– nolu faturaya TTK 21/2’ye göre yasal 8 günlük süre içinde itiraz etmemiş olup; ticari defterlerine de işlemediği, davalı şirket ile müvekkilim şirket arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşme ge- reğince müvekkilim şirket tarafından düzenlenen faturalardaki tutarlara ilişkin olduğu, işbu davamızın HMK 107/3.maddesi gereğince belirsiz alacak davasının —– olarak kabulüne, şimdilik geçici talep sonucunun — olarak belirlenmesine, keşif ve bilirkişi tetkikatı neticesinde tespit edilecek alacak miktarına göre kesin—– mahkemeye bildirileceğine, geçici ve kesin talep sonucu bildirilen miktara, geçici talep sonucunun dava tarihinden, kesin talep sonucunun da arttırımın bildirildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, masraf ve ücret-i vekâletin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında bir takım inşaat işlerinin yapılması amacıyla 10.01.2018 tarihinde bir sözleşme imzalandığı, iş bu sözleşme ekte (ek:1) sunulmaktadır. İmzalanmış olan bu sözleşme ile,— olan————- duvar üzerine—– duvarlara —— yapılması işleri davacıya ——-edildiği, ancak davacı, sözleşmede tariflenen ve kendisine taşere edilen bu işlerin tamamını yapmamıştır. Davacı, sözleşmede belirtilmiş olan bu işlerden sadece,—— duvarları hariç olarak ) yapmıştır—— müvekkil şirket çalışanlarınca yapıldığı, davacının —-sıra numaralı faturaya süresinde itiraz edilmediği ve ticari defterlere işlendiği hususu ise doğru değildir. —- numaralı ihtarından da açıkça anlaşılacağı üzere, müvekkil şirket tarafından, bahse—–numaralı faturaya karşı yasal süresi içerisinde itiraz edilerek, iş bu fatura iade edildiği, davacı tarafından gönderilmiş olan bu— fatura içeriği gerçeği yansıtmadığı için müvekkil şirket tarafından iade edildiği, davacı tarafın, gerçek cari durumla ilgili bir işlem yapmak yerine, gerçekle ilgisi bulunmayan bir takım gerekçelerle fatura düzenlemesi ve düzenlediği bu fatura nedeni ile alacaklı olduğunu iddia etmesi yasa ve hakkaniyete uygun olmamıştır. Kaldı ki; bir an için davacı haklı olsa bile, sözleşme gereği ödeme talep edebilmesi için —– prim borçların ve işçi alacaklarının ödendiğine ilişkin belgeler ile vergi dairesinden gerekli olan belgeleri halen dahi sunmadığı içinde alacak hakkı doğmadığı, açıklanan nedenlerle alacak miktarının açık olduğu durumlarda kısmi dava açılamayacağı için davanın öncelikle usulden reddine, haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki belirsiz alacak davasıdır.
Davacı vekili ve davalı tarafından—— dilekçeleri göndermiş olduğu görüldü.
Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu feragat dilekçesinde özetle; Davalı vekili tarafından 12.10.2022 tarihinde beyan dilekçesi sunulmuş ve davadan feragat edildiği takdirde vekalet ücreti ve masrafı talep edilmediği bildirildiği, bu beyanın dikkate alınması suretiyle taraflara vekalet ücreti ve masrafı yükletilmeme- ———– feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu feragat dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davasından feragat edilmiş olup, davacıdan herhangi bir vekalet ücreti ya da yargılama gideri talebinin olmadığına dair dilekçe göndermiş olduğu görülmüştür.
HMK nun 311(1) maddesi uyarınca feragat, kesin hüküm gibi kesin sonuç doğurduğu gibi HMK.’nun 309(2) maddesi uyarınca feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına da bağlı olmamakla 12/10/2022 tarihli davacı vekili ve davalı vekilinin feragat dilekçeleri ile davadan feragat ettiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin de bulunduğu anlaşıldığından anlaşıldığından, davanın feragat nedeniyle reddine dair karar verilmiş, davalı tarafından yargılama gideri ile vekalet ücreti talep edilmediğinden talep doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 90,08-TL nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dosya bilirkişi heyetine tevdi edildikten ve mali müşavir bilirkişi tarafından rapor düzenlendikten sonra feragat beyanı ile sonuçlandığı anlaşıldığından dosyada bulunan gider avansından Mali Müşavir bilirkişinin ücretinin ödenmesine, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.