Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/155 E. 2023/750 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/155 Esas
KARAR NO: 2023/750
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/04/2019
KARAR TARİHİ: 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 09/10/2012 tarihinde yapılan Taşeron Sözleşmesi ile müteahhit firmanın yükleniminde bulunan işleri taşeron firma, müteahhit firmanın idareye karşı sorumlu olduğu teknik idari mecburiyetler ve şartlar dahilinde tasdikli proje şartname ve ekleri ile verilen programa iş emirleri ve talimatlarına uygun tarzda yapımı konusunda anlaştıklarını, sözleşmeye göre müvekkii —–Taşeronun, davalı ——- müteahhit olarak belirlendiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 9. Maddesine göre müvekkil firma işe başlamadan önce kaşeli imzalı toplam 800.000,00 TL tutarında çekleri müteahhide teminat olarak verdiğini, yine aynı maddeye göre her hak ediş bedeli üzerinden —- kesmiş olduğu tutarından teminat kesintisi yapılarak ara kesin hesaplar yapılmasına müteakip———tarafından ödenen meblağın müvekkiline ödeneceği konusunda anlaştıklarını, kalan kesintinin de aynı şekilde kesin hesabın yapılmasına müteakip taşerona ödeneceği konusunda anlaştıklarını, ancak müvekkili taşeron firma edimlerini ifa edip 2015 yılın da mevcut işleri bitirerek davalı ile aradaki işler tasfiye edilmesini davalı ———- tarafından iyi niyete ve hukuka aykırı takip konusu olari çek iade edilmediğini, davaya konu sözleşme incelendiğinde kesin hesap bitirilip idareden onay alındığı, işin kesin kabulünün yapıldığı ve sigorta ilişkisiz belgesinin alındığı ve mahkeme nezdinde de incelenecek iş konusu sözleşme ve idari işin tamamlanmasına ilişkin belgeler neticesinde müvekkili firmanın edimlerinin ifa edildiği anlaşılacağını, dolayısıyla çekin hükümsüz kaldığını ve iade gerektiğini,———başlatılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması ve hacizlerin kaldırıtması, devamında takibin iptali, ayrıca açmış oldukları menfi tespit davasının kabulüyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dilekçe içeriğinde bahsi geçen sözleşmenin, ve kesin hesap ile ilgili belgelerin olmadığını, dava dilekçesine ekli sözleşmede müvekkilinin taraf olmadığını, sözleşmeye —— iş ortaklığı adi şirketi ile davacı şirket tarafın olduğunu, öncelikle husumet itirazında bulunarak davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, takip dosyası ile dava dilekçesinde bahsedilen işlerin hiçbir ilgisinin olmadığını, çekin müvekkilinin şahsi alacağına karşılık verildiğini, sözleşmenin konusu belirsiz işler olduğunu, davacının hangi işleri yaptığını, bu işlerin sözleşme hükümlerine göre davacıya tevdi edildiğini açıklaması gerektiğini, bu açıklama yapılmadan işlerin bitirildiğini ve teslim edildiğine dair beyana cevap verilmesi mümkün olmadığını, nitekim adi ortaklık tarafından davadan önce ve taraflar arasında herhangi bir ihtilaf yok iken davacı şirketin, adi ortaklığın taşeronu olmadığı 01.12.2014 tarihli dilekçe ile ——-bildirildiğini, sözleşmenin teminatla ilgili 9. Maddenin (a) bendinde 800.000 TL bedelli teminat çeki verildiği hükmü olduğunu, takip konusu çek 500.000 TL bedelli olduğunu, sözleşmeye konu çekin, takibe konu çek olmadığını, takip konusu çekin 15.11.2016 tanzim tarihli olduğunu, müvekkili ——- adına keşide edildiğini, adi ortaklık ile de ilgisinin olmadığını, çekin müvekkilinin şahsi alacağına karşılık verildiğini, davacı tarafın iddialara kambiyo senedine aykırı olduğunu, sözlü beyanlar ve tanıklarla ispatına muvafakatlerinin olmadığını, bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin alacağın asgari % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile birlikte karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, kambiyo vasfı niteliğindeki çekten kaynaklı menfi tespit talebidir.
Uyuşmazlık; keşidecisi davacı şirketin, lehtarı davalı olan 15/11/2016 keşide tarihli 500.000,00 TL bedelli çekin her iki tarafın dahil olduğu, 09/09/2012 tarihinde yapılan alt yüklenici sözleşmesi kapsamında teminat olarak verilip verilmediği hususlarıdır.Davaya konu, — sayılı takip dosyasının incelenmesi sonucu takip alacaklısı —-tarafından takip borçlusu olarak ————tutarlı çekten kaynaklı asıl alacak ile faiz ve ferileri olmak üzere toplam 551.787,67 TL kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı tespit edilmiştir.Dosya içerisine tarafların ticari defterlerinin ve kayıtlarının incelenmesine ilişkin hükme esas alınan 03/10/2022 tarihli bilirkişi raporu ile aynı bilirkişiden 21/03/2023 tarihli ek rapor alınmıştır. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmiş, dava konusu edilen çekin teminatı için verildiğine dair herhangi bir kayıt tespit edilememiştir.Takibe dayanak senet 6102 sayılı TTK ‘nun 780 ve devamı maddeleri uyarınca tüm unsurları içeren bir çektir. Davacının, verilen çekin ‘teminat çeki ‘ olduğuna ilişkin iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerekir. Kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Çekin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin çek üzerindeki yazılar veya ayrı bir yazılı belge ile ispat edilmesi gerekir.Yapılan yargılama sonucu; davacı şirket ile davalı taraf arasında 09/10/2012 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davacı tarafın taşeron, davalı —– müteahhit olduğu, bahse konu sözleşmenin 9. maddesine göre 800.000,00 TL bedelli çeklerin teminat olarak davacı taşeron firma tarafından davalı müteahhit —– teminat olarak verileceği imza altına alınmıştır, ancak davaya ve takibe konu çekin sözleşmenin 9.maddesinde 800.000,00 TL’lik çek olacağı belirtilmesine rağmen 500.000,00 TL’lik çektir, yani sözleşmesinin 9.maddesindeki çek ile takibe dayanak yapılan çek miktar itibariyle aynı değildir. Kambiyo vasfı niteliğindeki çek illeten mücerret olup, lehtar çekte yazılı olan alacağın hukuki sebebini ispat etmek zorunda olmadan, çeki vadesinde muhatap bankaya ibraz ederek çekte yazılı olan bedelin kendisine ödenmesini talep etme hakkına sahiptir. . Bunun aksini iddia eden yani somut olayda davacı çekin sözleşmeden kaynaklı olarak teminat için verildiğini iddia etmekte olup, ispat külfeti de kendisine aittir. Davacı taraf verilen çekin teminat çeki olduğuna ilişkin iddiasını ispat edememiştir. Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmiş, dava konusu edilen 500.000,00 TL’lik teminat için verildiğine dair herhangi bir kayıt tespit edilememiştir. Bu haliyle davacı taraf davaya konu edilen çekin teminat için verildiğini ispat edememiştir. Dava dilekçesinde kesin delili niteliğine haiz “yemin delili” bulunması nedeniyle davacı tarafa bu delil hatırlatılmış ancak davacı taraf yemin deliline dayanmak istemediğini beyan etmesi üzerine ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspat edilemeyen davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 37.692,62 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 8.538,75 TL ile 885,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 28.268,87 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 83.250,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/10/2023