Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/969 E. 2019/675 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1507 Esas
KARAR NO : 2019/196
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 21/12/2018
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında Ağustos 2007 ile Ağustos 22008 yılları arasında uygulanmak üzere akdedilmiş olan sözleşme uyarınca, davacının davalıya, dökme gübre taşıması hizmeti vermeyi üstlendiğini; sözleşmede, dökme gübre taşıma hizmetinin bedelinin, ton başına 4,30 Dolar olrak kararlaştırıldığını; taraflar arasındaki akdi ilişkinin Ağustos 2008 tarihinde sona ermeyip devam ettiğini; 26/10/2001 tarihinde, davacı tarafından davalıya yapılanbildirim ile, ” Dökme Gübre Taşıma Hizmetinin 01/11/2010 tarihinden itibaren Ton Başına 5,50 Dolar Bedel Üzerinden Hizmet Verilmeye Başlandığını; Ayrıca, davacı tarafından davalıya, torbalı gübre taşıması hizmeti de verilmeye başlandığını; ne var ki, torbalı gübre taşıma hizmetinin de ton başına 4,30 Dolarlık bedel karşılığında verileceğinin davalıya taahhüt edilmediğini; 26/10/2010 tarihinde davacı tarafından davalıya yapılan bildirim ile, “torbalı gübre taşıma hizmetinin 01/11/2010 tarihinden itibaren ton başına 5,50 Dolarlık bedel karşılığında verileceği” hususunun da davalıya bildirildiğini; Nitekim, 01/11/2010 tarihinden itibaren, yukarıda bildirilen fiyatlar üzerinden faturalar kesilmeye başlandığını ve bu faturaların davalıya gönderildiğini,davalı tarafından yasal süresi içinde faturaların davalıya gönderildiğini; davalı tarafından yasal süresi içinde faturalara itiraz edilmediğini; ne var ki, yeni fiyatlar üzerinden düzenlenen faturalarda yer alan bedel artırımı kısmının davalı tarafından ödenmediğini ve “söz konusu faturalarda yer alan hizmete bedelinin, 2007 başlangıç tarihli sözleşmede kararlaştırılmış olan ton başına 4,30 Dolarlık fiyat üzerinden hesaplanmış olması gerektiği” iddiası ile, 17,783,57 USD bedelli fiyat farkı faturasının davalı tarafından düzenlenip davacıya gönderildiğini ve işbu 17,783,57 USD’lik davacı alacağı kısmının davalı tarafından davacıya ödenmediğini, oysa ki ödenmesi gerektiğini,, iddia etmekte ve “işbu ödenmeyen alacak kısmı için davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline” kara verilmesini talep etmektedir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, davalı şirkete teklifte dahi bulunmaksızın, tek taraflı olarak, 2007 yılından bere devam eden akdi ilişkiden kaynaklanan hizmetlerin bedelinden artırım (zam) yaptığını ve artırımlı hizmet bedeli üzerinden fatura kesip davalıya gönderdiğini; Ne var ki, taraflar arasında, gerek dökme gübre taşıma hizmetinin bedelinin artırılacağı konusunda, gerekse torbalı gübre taşıma hizmetinin, ton başına 4,30 USD’den daha yüksek bir farklı bir bedel karşılığında verileceği konusunda bir anlaşma yapılmadığını; bu nedenle de davacı tarafından tek taraflı olarak yapılan fiyat artırımının davalıyı bağlamadığını; Davalının, sözleşmede kararlaştırılmış olan ton başına 4,30 USD’lik bedel üzerinden ödeme yapmak borcunun bulunduğunu; Bu durum nedeniyle, davacı tarafından kesilen 7 adet faturadaki zamlı fiyatların ise davalı tarafından kabul edilmediğini; Söz konusu 7 adet fatura karşılığı talep edilen 180.223,82 TL’nin, ton başına birim fiyat olan 4,30 USD üzerinden hesaplama yapılarak hesaplanan 152.511,01 TL’lik kısmının davacıya ödendiğini; Davacının tek taraflı olarak yaptığı bedel artırımından kaynaklanan 285.741,22 TL’lik fatura bedeli kısmının ise davacıya ödenmediğini; 28.741,22 TL’lik bir fiyat farkı faturasının kesilerek davacıya gönderildiğini; İddia etmekte ve davacının reddine karar verilmesini talep etmektedir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalıya verildiği iddia olunan gübre tahliye hizmeti ücretinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ve Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 28/02/2014 tarihli bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda taraflara arasında 2007 yılı Ağustos ayı ile 2008 yılı Ağustos ayı sonu arasındaki dönemi kapsamak üzere davacının verdiği dökme gübre yükü tahliyesi hizmetine ilişkin bir protokol düzenlendiği, ancak bu protokolde sözleşmenin uzamasına ilişkin bir hüküm öngörülmediği ve açıkça sözleşmenin sona erdiği tarih belirtilmiş olduğunda artık protokolde belirtilen tarihten sonraki hizmetlerin bu protokol kapsamında kaldığının kabul edilemeyeceği, diğer bir deyişle, taraflar arasında düzenlenen protokolün 2008 yılı Ağustos ayında sona erdiği bu tarihten sonra taraflar arasında yeni bir hizmet ilişkisinin başlamasının söz konusu olduğu, bu çerçevede uyuşmazlık konusu nakliye faturalarının 2010 yılında yani yeni hizmet ilişkisi kapsamında kesilen faturalar olduğu, bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde 2010 yılı ve sonrasında davalı tarafça yapılan ödemelerin yeni hizmet sözleşmesi çerçevesinde belirlenen fiyat farkı esasına göre yapıldığı, davacının buna göre düzenlediği faturalara ilişkin davalının itiraz olmaksızın ödeme yapması karşısında davacının tek taraflı olarak yaptığı fiyat artırımlarını benimsediği ve bu suretle taraflar arasında gerek dökme kömür taşıma bedelinin, gerekse torbalı gübre taşıma bedelinin önceki sözleşmeye nazaran artırılması konusunda zımni bir anlaşmanın yapıldığının kabulü gerektiği, bu durumda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 17.783,57 USD alacağı olduğunun tespit edildiği, davacının bu alacağı talepte haklı bulunduğu ve bu nedenle takibe yapılan itirazın iptali gerektiği, fakat alacağın varlığı ve tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği kanaatine varılmış,davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 14/06/2016 tarih, 2015/14997 esas, 2016/6600 tarihli ilamıyla özetle;
Davanın davacı tarafından davalıya verilen gübre tahliye hizmeti ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın istemine ilişkin olduğu, mahkemece takip konusu alacağın varlığının ve tespitinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de icra takibine konu alacak faturaya dayalı olup karar gerekçesinde de açıklandığı üzere verilen hizmete ilişkin olarak düzenlenen ve davalıya tebliğ edilen faturalara süresi içinde itiraz edilmemiş, alacak miktarı da bu faturalara göre belirlenmiş olduğundan bu durumda mahkemece icra takibine konu alacağın likit olduğunun kabulü ile davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkememizce bozmaya uyulmuş ve yeniden yargılama yapılmıştır.
Yeniden yapılan yargılamada Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 17.783,57 USD alacağı olduğunun tespit edildiği, davacının bu alacağı talepte haklı bulunduğu ve bu nedenle takibe yapılan itirazın iptali gerektiği, alacağın varlığı ve alacağın varlığına dayanak teşkil edilen faturalara süresi içinde itiraz edilmemiş olması sebebiyle alacağın likit olduğunun kabulü ile takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri dikkate alınarak asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
Davalı tarafça Kartal 2.İcra Müdürlüğünün ———- takibe yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,
Asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 1.845,64 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 401,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.444,39 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 419,65-TL ilk masraf, 145,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti , 106,00-TL temyiz posta masrafı olmak üzere toplam 2.070,65-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. dki esaslara göre belirlenen 3.242,23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi gereği ilgili taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/02/2019