Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/964 E. 2020/139 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/964 Esas
KARAR NO : 2020/139

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2018
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde; davacı şirket her türlü inşaat yapım ve bunların malzemelerini satma işi ile iştigal eden hatırı sayılır bir şirket olup ticari ilişki gereğince üstlenmiş olduğu işi gereği gibi yerine getirmiş olmasına rağmen davalı tarafça borç ödenmemiş ve haksız ve kötü niyetli olarak da borca, faize ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, aşağıda ayrıntıları ile açıklanacak nedenler doğrultusunda davalının haksız itirazının kaldırılarak takibin devamına karar verilmesinin gerektiği, davacı , davalı borçluyla yapılan anlaşma uyarınca ifa yükümlülüğünü yerine getirmiş olmasına rağmen; iş bu hizmetin karşılığı olan ücret davalı borçlu tarafından ödenmediği, bu kapsamda davacı ile davalı arasında mevcut bulunan ticari ilişki gereğince davalı taraf davacıdan inşaat işleri ile ilgili faturalardan da anlaşılacağı üzere mal siparişinde bulunmuş davacı yan tarafından ilgili mallar fatura edilerek davalı tarafa eksiksiz olarak gönderilmiş davacı yan tüm işlemler usulüne uygun olarak harfiyen yerine getirilmiş olduğu, davacı yan tarafından ,——- tutarındaki faturalar kesilerek davalı tarafa gönderildiği, davalı taraf aldığı faturalara herhangi bir itirazı olmadığı gibi — ekstresinden de anlaşılacağı üzere fatura borcunun 8.479,78 TL’sini ödemiş kalan 6.000 TL’yi de davalı ödeyeceğini söyleyerek sürekli davacıyı oyaladığı, bu nedenle davacının — miktarındaki alacağının tahsilini teminen tarafımızca İstanbul Anadolu —–İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyası ile 13.06.2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ancak; davalı borçlu, icra takibine itiraz ederek takibin durmasına haksız ve kötü niyetli olarak sebebiyet verdiği, davacı tarafın alacağının varlığı Mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi ile açık olarak ortaya çıkacağını, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetle davacı tarafın alacağını sürüncemede bırakmak için yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalı borçlunun faize itirazına itibar edilmemesi gerektiğini, davalının haksız itirazı nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle davalı borçlu tarafından İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün — –. Sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun işbu icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi dolayısı ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde;
Davacı tarafın delil olarak sunmuş olduğu sevk irsaliyelerinde davalı şirkete ait imza bulunmadığını, davacı tarafın delil olarak dayandığı faturalarda ne davalı şirket yetkilisinin ne de davalı şirket çalışanlarından kimsenin imzası bulunmadığını, davacı tarafın, dava konusu mal veya malzemelerin davalı şirket yetkilisine ait imza bulunmadığını, dolayısıyla teslime ilişkin ispat yükü davacı tarafa ait olup davalı şirkete teslim edilmeyen mallara ilişkin talepte bulunulmasının da mümkün bulunmadığını, davacı taraf dava konusu malzemelerin davalı şirkete teslim edildiğini ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacı taraf, davalı şirket yetkililerine ait imzanın bulunmadığı sevk irsaliyeleri ile alacaklı olduğu iddiasıyla hareket ederek huzurdaki davayı açtığı, bu nedenle de davacı taraf dava ve talep konusu edilen malların davalı müvekkile teslim edildiğini ispat etmek zorunda olduğunu, davacı taraf, hukuki dayanaktan yoksun iddialarla huzurdaki davayı açmış ve kötü niyetli bir şekilde hareket ettiğini, davacı taraf cevap dilekçesinde, davaya konu icra takibinde 6.028,11 TL cari hesap alacağı olduğunu iddia etttiğini, davacı, Sayın Mahkemeniz nezdine getirilen itirazın iptali davasında dava dilekçesinde alacaklı olduğu iddiasında olması sebebiyle, davaya konu ettiği faturalar ve sevk irsaliyelerindeki imzanın davalı şirket yetkililerine ait olduğunu ispat etmesi gerektiğini, aksi halde huzurdaki davanın reddi gerektiğini, icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak geçilmiş olması sebebiyle davacı tarafın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davalı şirket aleyhine açılan haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, kötüniyetli olarak başlatılan icra takibi sebebiyle davacı/alacaklı’nın icra takibi ve dava konusu olan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, İcra dosyası dosya içine alınmıştır.
İtirazın iptali istemine konu İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve taraflarca delil olarak bilirkişi deliline dayanılmış olması sebebiyle dosya mali müşavir —— rapor alınmış, bilirkişi raporunda; davacı şirket tarafından ibraz edilen ———– Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davacı defterlerinin kayıt nizamı bakımından ——- hükümleri ile ——- Tebliğlerine uygun olduğu, davacı şirket lehine delil kabiliyetinin bulunduğu, davalı şirket tarafından ibraz edilen ——- yılına ilişkin ticari defterlerin; ——göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davalı defterlerinin kayıt nizamı bakımından ———–hükümlerine ile —— uygun olduğunu davalı şirket lehine ve aleyhine delil kabiliyetinin bulunduğu, tarafların 2018 yılı ticari defterlerinin incelemesi neticesinde taraflar arasında ticari ilişkinin var olduğu, her iki şirketin ticari defter kayıtlarının birbirleriyle örtüştüğü, her iki şirketin 2018 yılı ticari defter kayıtlarına davacı şirketin davalı şirketten ———— takip tarihi itibariyle 6.000,00 TL alacaklı olduğu kaydının olduğu, —————- gelen bilgi verme yazısı ekinde yer alan davalı firmanın —– incelendiğinde, davalı firmanın davacı firmanın düzenlemiş olduğu ——————- beyan ettiği, ancak davalı firmanın bu 4 adet faturaya ilişkin herhangi bir iade faturası düzenlemediği, ———— tarihinde İstanbul Anadolu ——- İcra Dairesi’nin —-. Sayılı dosya ile davacı alacaklı, davalı borçlu aleyhine (6.000,00- TL asıl alacak + 28,11-TL takip öncesi yasal faiz üzerinden icra takibinde) bulunduğu, ancak davacı şirketin davalı şirketi borcunu ödemesi noktasında ihtar ettiğine ve borçlunun temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığını, davacı şirketin davalı şirketten talep takip tarihinden önce talep etmiş olduğu 28,11-TL tutarındaki işlemiş faize ilişkin takdirin yüce Mahkemenize ait olduğu, davacı şirketin davalı şirketten takip sonraki talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında ———hesap edilebileceği, davalının itirazlarının kısmen ya da tamamen iptali hususunun —————- takdirlerine maruz olduğunu, davacı şirketin icra inkar tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise mahkemeye ait bulunduğu, sonuç ve kanaatine varıldığı” yönünde görüş bildirmiştir. Söz konusu bilirkişi raporu HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, İİK 67. Madde kapsamında davacı alacaklının 4 adet faturadan kaynaklı bakiye alacak miktarı yönünden ticari ilişki kapsamında davalı borçludan ödenmeyen kısım için giriştiği icra takibine borcun bulunmadığına yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesine yönelik noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, icra dosyası içeriği ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre, davacı ve davalı tarafın 2018 yılı ticari defterlerinin incelemesi neticesinde taraflar arasında ticari ilişkinin var olduğu, her iki şirketin ticari defter kayıtlarının birbirleriyle örtüştüğü, her iki şirketin 2018 yılı ticari defter kayıtlarına davacı şirketin davalı şirketten kaydi olarak —- tarihi itibariyle 6.000,00 TL alacaklı olduğu kaydının olduğu, —— gelen bilgi verme yazısı ekinde yer alan davalı firmanın —– formları incelendiğinde, davalı firmanın davacı firmanın düzenlemiş olduğu ——-olmak üzere —– beyan ettiği, ancak davalı firmanın bu 4 adet faturaya ilişkin herhangi bir iade faturası düzenlemediği anlaşıldığından takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 6.000,00- TL alacaklı olduğu değerlendirilmekle davalının itirazının bu miktar yönünden iptaline karar verilmiş, ancak davacı şirketin davalı şirketi borcunu ödemesi noktasında ihtar ettiğine ve borçlunun temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşıldığından davacı şirketin davalı şirketten talep takip tarihinden önce talep etmiş olduğu 28,11-TL tutarındaki işlemiş faize ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiş alacak likit olup yargılamayı gerektirmediğinden asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Davalının İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 6.000,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa işleyecek faiz yönünden değişen oranlarda işleyecek yasal faiz üzerinden devamına,
2-Davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin REDDİNE,
3-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli —- harçtan başlangıçta alınan 72,81 TL nin mahsubu ile kalan 337,05 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 108,71 TL başvuru gideri, 122,90 TL tebligat gideri, 700 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 931,61 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından gider avansı kullanılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —–hesaplanan —- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.