Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/948 E. 2021/655 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/948 Esas
KARAR NO : 2021/655

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2018
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan—– uzlaşma protokolünün imzalanması üzerine, uzlaşma protokolünün 2.b maddesinde belirtildiği şekilde; Protokol tarihinden önce, davalı şirket adına ——-bedelli fatura düzenlendiği, bu faturadan sonra da tarafların mutabakata vardıkları gibi davacı şirket tarafından davalı —— bedelli faturalar düzenlendiğini, uzlaşma protokolünün 2.d maddesinde belirtildiği şekilde; ——– deposu olarak kullanılan taşınmazdaki——— protokolünde belirtildiği—olduğunu, tüketim bedelleri davacı şirket tarafından ödendiğini, daha sonra davacı şirket tarafından davalı şirket adına,— bedeli olarak düzenlendiği, uzlaşma protokolünün 2.e maddesinde belirtildiği şekilde; Tarafların mutabakata vardıkları üzere —- tarihi itibariyle, davacı şirketin davalı şirketten— bulunduğunu, fatura tarihinden itibaren en geç 60 gün içerisinde davalı şirket tarafından davacı şirketin banka hesabına ödeneceğini, hüküm altına alındığını, davalı şirketin, uzlaşma protokolünün 2e maddesinde belirtildiği şekilde fatura tarihinden itibaren en geç 60 gün içinde borcunu ödenmemesi nedeniyle; davacı şirket tarafından davalı şirket adına —– düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan, Uzlaşma Protokolünün 2.e. md.sinde mutabık kalındığı gibi, 29.07.2016 tarihi itibariyle, davalı şirketin toplam 391.376,66-TL borcu bulunduğunu, protokolün 2.b. md.sinde belirtildiği gibi bu cari hesap borcuna —– şirket adına düzenlenmiş l.fatura borcu dahil olduğu. —– sonra, protokol şartları uyarınca, davacı şirket tarafından davalı şirket adına yukarıda belirtilen toplam 63.831,93.-TL bedelli faturalar düzenlendiğini, davalı şirket gecikmeli olarak da olsa cari hesap borçlarına mahsuben ödemeler yapmışsa da davacı şirkete olan borcunun tamamını ödemediğini, davacı şirketin şifahi tüm taleplerine rağmen, davalı—–ihtarname keşide edilerek, bir kez daha borcunu ödemesi talep edildiğini, ihtarname davalı şirkete 26.12.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnamede verilen 3 günlük ödeme süresi içerisinde borcun ödenmemesi nedeniyle, davalı şirket —tarihinde bir kez daha temerrüde düştüğünü” beyan edip davacı şirketin davalı şirketten KDV dahil 60.951,56-TL alacağının, davalı şirket mütemerrit olduğunu, 30.12.2016 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, harç, masraf, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki ile ilgili olarak davalı ticari defterleri nezdinde tutulan cari hesaba göre, davacıya 27.570,04-TL borçlu olunduğunu, davacının davasının 27.570,04-TL’lik kısmını kabul ettikleri ancak davanın bakiye kısmını kabul etmediklerini beyan ettiğini, davalı tarafından gönderilen feshi müteakip, —- işlerini yine aynı adreste kendisi yürütmeye devam ettiğini,—— ilişkin olarak davalı dışında davacı taraf da sehven ödeme yapmış—–, davalı tarafça anlaşılamayan bir nedenle faturayı kayıtlarına almadığını, hatalı işlemin düzeltilerek davalının cari borcundan 23.786,31-TL’nin düşülmesi gerektiğini, davacı, davalı şirketin mallarının depolanması ve sevkiyata hazırlanması yönünden hizmet verdiğini, söz konusu hizmetin gereği olarak davalı şirket ürettiği malları davacıya depolaması için irsaliye karşılığı teslim etmekte olup belli aralıklarla yapılan mal sayımı sonucunda depoda olması gerekirken herhangi bir şekilde eksik çıkan malları da yine davacıya fatura etmekte olduğunu, davacı taraf ile sözleşmenin sona ermesini müteakip yapılan mal sayımı sonucunda ortaya çıkan eksik mallara ilişkin olarak müvekkili——- yapılarak borç kaydedilmiş ve toplam borcun bir cari hesapta toplandığını, davacı taraf, bahsi geçen toplam 9.595,21-TL tutarlı 2 adet faturaya da herhangi biri itirazda bulunmadığı — etmediğini, davalı şirketin cari borcundan 9.595,21-TL’lik tutarın da düşülmesi gerekmekte olduğunu, beyan edip davacının davasının mükerrer kira ödemesi nedeniyle kesilen — yönünden reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıdan tahsiline davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında imzalanan ve uyuşmazlık——– kapsamında açılan alacak davasıdır. Davacı—— —— alacağının bulunduğunu iddia etmekte, davalı taraf ise alacağın 27.570,04 TL’lik kısmının kabul edildiğini bu miktar kadar borcun bulunduğunu ancak bakiye kısım yönünden borcun bulunmadığını savunmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bu kapsamda ——-, tebliğ şerhine havi ihtarname örneği, taraflar arasında imzalanan protokol celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılmasına karar verilmiş, davacı tarafın şirket merkezinin ——- bulunması sebebi ile talimat yazılmış ve bilirkişi tarafından—- tarihli talimat raporu düzenlenmiştir.
Düzenlenen —- tarihli talimat raporunda özetle,” Davacı şirket —— ortamda tuttuğu, bu defterlerin — tarafından yayınlanan tebliğlerdeki sürelere uygun şekilde alındığı, —– defterinin açılış tasdiki süresi içinde yapıldığı, ticari defterlerin delil —- alacağın davacının defter kayıtlarında yer aldığı, davalı tarafça davacı tarafa ——– faturaların temel fatura olup davacı tarafça —- davacının ticari defter kayıtlarında görülmediği, yapılan hesaplama neticesinde Anapara——-davacının alacaklı olduğu” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Ticari davalarda uyuşmazlığın sağlıklı olarak çözümü içi taraf defterlerinin karşılıklı incelenmesi esas olduğundan, davalı şirket defterleri ile tüm dosya kapsamında inceleme yapılması için dosya mali —- oluşan bilirkişilere tevdi edilmiş, gerekli ihtarları ve inceleme gün ve saatini içerir davetiye usulüne uygun davalıya tebliğ edilmiş, davalı şirket defterleri ile tüm dosya kapsamı ve talimat raporu ile de karşılaştırma yapılmak suretiyle inceleme yapılmış —– Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davalı şirketin—— ——— ticari defterleri incelenmesi neticesinde davalı şirketin ticari defter kayıtlarında davalının davacı şirkete borcunun KAYDİ olarak 27.570,07-TL olduğu, bu bakiyeyi davalı taraf davaya cevap dilekçesinde de beyan etmiş olduğu, davalı taraf davacı şirkete—— kabul etmediği, söz konusu fatura ——— farkları ile davalı şirketten meydana— farkları sebebiyle taraflarca imza altına —- tutanakları talep edildiği ancak tarafımıza herhangi bir belge ibraz edilmediği, davalı tarafın söz konusu stok eksikliklerini belgelemesi gerektiği, söz konusu faturaların davalı tarafından ticari defterlere de yansıtılmadığı, taraflar arasında ki—— faturası düzenleyerek davacı firmaya fatura düzenlediği ancak davacı şirketin söz konusu ——- etmediği, ticari defterlerinde işlemediği, kendi lehine alacak iddia eden davalının, alacağını kanıtlamak ile yükümlü olduğu: stok sayım tutanaklarının dosyada mevcut olmadığı; bu nedenle 9.595,21 TL’nin dayanağı stok açığının tespit edilmesi dosya içeriğinden mümkün olmadığından, davalının cari hesabından bu alacak kaleminin çıkarılması halinde kabulünde olan borç tutarına nazaran toplam davacı alacağının—- ilişkili olduğu; taraflar arasında düzenlenen protokolün 2/f maddesinde —- alması halinde davalının ödemeyeceğinin kararlaştırıldığı; hal böyle olunca, davalının, davacının —- tahsil ettiği; bu sebeple ödememe koşulu gerçekleştiğinden bahisle iade faturasını düzenlediği, hal böyle olunca, davacının protokole göre bu tutarı talep edebilmesi—– bedelini geri almadığını kanıtlaması gerektiği; talimat yoluyla davacı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde bu yönde bir irdeleme olmadığı, kira bedellerinin ödendiği banka kaydı ibraz ettirilmek ya da davacı ticari defterlerinde bu yönde inceleme yapılması gerekip gerekmediği takdirinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu; davacının kiraya vereni—- kira bedelini geri alamamış olması ihtimalinde davacının alacak miktarının (37.165,25 TL + 23.786,31 TL =) 60.951,56 TL olduğu; bu tutara 30.12.2016 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesini isteyebileceği” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Alınan bilirkişi raporları ve tarafların beyan ve itirazları dikkate alınarak, kira bedeli yönünden——yapılabilmesi için davacı defterleri üzerinde ek rapor alınmak üzere yeniden mahkemesine talimat yazılmış, ayrıca dava dışı ——–adresine müzekkere yazılmıştır.—– müzekkere tanınmadığından bahisle iade edilmiş olup bir netice elde edilememiştir. Davacı defterleri üzerinde yapılan ek inceleme sonucu bilirkişi tarafından 11/02/2021 tarihli talimat ek raporu düzenlenmiş olup, düzenlenen ek raporda özetle , ” Davacı ——— ” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller , alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve 29/07/2016 tarihli protokolün imzalandığı hususu ihtilafsızdır. Davalı tarafça gerek kendi beyanları ile gerekse incelenen ticari defterlerinde 27.570,04 TL yönünden borcu bulunduğu hususu da sabit olup bir ihtilaf bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta ihtilaf davalı tarafından davacı——- bedelli faturadan kaynaklanmaktadır. Davalı tarafça kesilen— incelemede faturaların — düzenlendiği görülmüştür. Taraflar arasında imzalanan protokolün 3. Maddesi incelendiğinde tarafların protokolün 2. Maddesinde belirtilen hususlar dışında birbirlerinden hak ve alacaklarının kalmadığı,——beyan ettiği görülmüştür. Yine anılan faturaların davacı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde de davalı şirketin kendi defter ve kayıtlarında da yer almadığı görülmüştür. Her ne kadar davalı tarafça ———mallara ilişkin faturalar düzenlendiği, faturaların davacı tarafa gönderildiği ve bu fatura toplamı 9.595,21-TL’nin cari hesap borcundan düşülmesi gerektiği yönünde savunmada bulunulmuş ise de yukarıda açıklandığı ve bilirkişilerce tespit edildiği üzere ticari defter ve kayıtlarda bu yönde bir bilgi ve belge yer almadığı yine düzenlemiş olduğu faturalara ——- belgeleri dosyaya ibraz etmediği, diğer —– faturalar içeriğini somut deliller ile ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Davalının cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olması sebebi ile bu hususta yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davalı tarafça davacı şirkete——— yetkilileri tarafından yemin eda edilmiştir. Açıklanan gerekçeler ile de davalının davacıya toplam —-bedelin cari hesaptan mahsup edilmesinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Diğer bir ihtilaf konusu ise davacı tarafça düzenlenen———— faturası düzenlemiş ancak davacı şirket tarafından söz konusu iade faturası kabul edilmeyerek ticari defter ve kayıtlara işlenmemiştir. Davacı tarafça aradaki ——-itibariyle davalının protokolde kabul etmiş olduğu 391.376,66 TL cari hesap alacağının içerisinde düzenlenen 04.07.2016 tarihli 23.786,31-TL bedelli faturanın da olduğu, bu faturanın davalı tarafça kabul edildiği, iade faturasının protokolde yer almadığı ve protokol gereği davalı tarafın anılan faturanın davacıya dava dışı şirket tarafından ödendiği iddiasına dayalı olarak cari hesaptan düşülmesi gerekeceği iddiasının yerinde olmadığı beyan edilmiştir. Anılan protokolün——— edilecektir.” şeklinde düzenleme bulunduğu yine protokolün 3. Maddesinde ”Yukarıdaki hükümlerin uygulanması ile tarafların yükümlülükleri sona ermektedir. Taraflar, aralarındaki ticari ilişkiyi kesin olarak ve usulüne uygun olarak bitirdiklerini, —- sürede gerekse de aralarındaki ilişkiye son verdikleri süreçte aralarında ticari, mali, hukuki herhangi bir ihtilaflarının kalmadığı/bulunmadığı, dolayısıyla birbirlerinden herhangi bir hak ve alacakları (yukarıda 2. Maddede yer verilen hak ve alacaklar hariç olmak kayıt ve şartıyla)kalmadığım/bulunmadığını ve geçmişe yönelik veya gelecekte bu ticari ilişkiden doğmuş/doğacak herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacaklarını, birbirlerini —— rücu ibra ettiklerini, bu yöndeki iradelerini hiçbir irade sakatlığına maruz kalmaksızın oluştuğunu kayıtsız ve şartsız kabul, beyan ve taahhüt ederler.”düzenlemenin yer aldığı görülmüştür. Dolayısıyla protokol hükümleri gereğince eğer davacı şirket tarafından kira bedelinin dava dışı firmadan iade alınması halinde davalı şirketin ihtilaf konusu 04.07.2016 tarihli faturayı ödemeyerek iade edeceği ve bu hususun ibra kapsamı dışında olduğu sabittir. Hal böyle olunca kira bedelinin iade alındığı iddiasında bulunan davalı tarafın bu hususu ispatlaması gerektiği sabit olup bilirkişilerce ispat yükünün davacı tarafta olduğuna ilişkin değerlendirme yerinde görülmemiştir. Mahkememizce dava dışı şirketin kayıtlarına ulaşılamamakla birlikte davacı defterleri üzerinde yapılan ek inceleme neticesinde dava dışı ——- tutarlı kira bedeli iade ödemesinin olduğu, kira bedeli iade ödemesine ilişkin açıkça başka bir ödemenin bulunmadığı anlaşılmış olup netice itibariyle bu tutarın davacı alacağından mahsubu gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan gerekçeler ile davacının davalı şirketten dava tarihi itibariyle toplam 55.007,31-TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne,——yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamede 3 gün süre verildiği ve ihtarnamenin 26.12.2016 tarihinde davalı şirkete tebliğ olduğu görülmüş olup davalının temerrütünün 30.12.2016 tarihinde oluştuğu göz önüne alındığında ) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
—— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar harcı 3.757,55-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.040,91-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.716,64‬-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 1.040,91-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 605,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.890,90-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.608,97-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 550,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 53,64-TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli — —esaslara göre belirlenen 7.950,95-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.