Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/940 Esas
KARAR NO:2023/982 Karar
DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/08/2018
KARAR TARİHİ: 06/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardır—— işiyle iştigal ettiğini, ülke genelinde ——sektöründe ciddi bir pazar payına sahip olduğunu, yaklaşık —– tedarikçiden ——satın almakta olduğunu, davalılara ait —– markalı gözlükleri de uzun süredir mağazalarında satmakta ve bu ürünleri davalıdan faturası ile satın almakta olduğunu, satılan tüm ürünleri faturalı olduğunu, davalıların —– tarihinde —– müvekkili şirket hakkında —— markalı ürünleri sahte olarak imal edip sattığını iddia edip şikayette bulunduklarını, şikayet üzerine davacı şirkete ait—— içerisinde yer alan—— mağazasında —– arama ve el koyma işlemleri yapıldığını, 3 adet ——–numune alındığını, numunelerin bilirkişi raporu ile orijinal ürün olduğunun kanıtlandığını, —- tarihinde —– tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davacı şirketin bu olay nedeni ile şikâyete konu yerdeki işyerini arama tarihinden hemen sonra kapatmak zorunda kaldığını, davalıların halen yapılan arama ve el koyma işlemlerini yayarak davacının ticari itibarını zedelediğini ve davacının yeni açtığı perakende satış yerlerinde olay sebebiyle satış yapamaz hale geldiğini ciddi anlamda maddi ve manevi zararlar ile kazanç kaybına uğradığını, davalıların bu tür haksız fiilleri daha önce de yaptığını,——– hakkında 4054 sayılı Rekabet Kanununun 6. maddesini ihlal ettiğinden bahisle yapılan soruşturmalar neticesinde idari para cezası ödemeye mahkum edildiğini, yukarıda izahını yaptıkları sair sebeplerle, haklı talepleri kabulü ile haklı olan dava neticesinde lehlerine karar çıkması durumunda yüksek bir miktar olan tazminatı ödememek adına mal kaçırma yahut muvazaalı şekilde borçtan kurtulma ihtimallerine binaen, öncelikle davalılar aleyhine, davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile bankalar ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine dava değeri kadar ihtiyati haciz zımnında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yapılacak yargılama sonunda davanın kabulüne, 15.000.000.-TL manevi tazminat ile, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın Haksız fiilin vuku bulduğu tarihten itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar tarafından yaratılmış olan haksız rekabetin men’ine, kararın ulusal gazetelerde yayınlanmasına, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı ——– vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki menfaati bulunmadığından davanın hukuki menfaat yokluğundan reddini, davanın yetki yönünden reddi ve yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini, davacının iddia ettiği arama-el koyma işleminin —– tarihinde olduğunu ve zaman aşımına uğradığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkili —–yönünden işbu davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, müvekkili firma ile davacı taraf arasında ticari ilişki haricinde, iddia edilen asılsız ve mesnetsiz hiçbir hususu kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini, davacının davalı müvekkili firma ile ticari alış verişini devam ettiğini, davacı firmanın iddia ettiği üzere piyasadan silme amaç ve gayesinde içerisinde haksız rekabet eden ve bahsi edilen hukuki, cezai süreç ve ilişki içerisinde olan bir firmanın aktif ticaretine devam etmesi hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğunu, davacı tarafça talep edilen maddi-manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu ve dava dosyasına herhangi bir delil sunmadıklarını, yukarıda açıklanan ve resen göz önüne alınacak nedenlerle davacı tarafın işbu davayı açmakta Hukuki Menfaati olmamakla davanın reddine, HMK madde 6 gereğince davalı müvekkili firma adresi İzmir ili olmakla yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetkisizlik sebebiyle Reddine ve dosyanın yetkili ve görevli——- Gönderilmesine, —— madde 60 gereğince Zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davanın zamanaşımı yönünden reddine, husumet itirazlarının kabulü ile husumet yokluğundan işbu davanın reddine, dava dilekçesinin içeriğine ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına, davacı tarafça haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı olarak açılan atfi ithamlara dayanan, yasal dayanağı olmayan kötü niyetli davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki menfaati bulunmadığından, davanın hukuki menfaat yokluğundan reddini, davanın yetki yönünden reddi ve yetkili Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini, davacının iddia ettiği arama-el koyma işleminin ——tarihinde olduğunu ve zaman aşımına uğradığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkili firmanın rutin olarak yaptığı kontrollerde davacı tarafın —— içerisinde yer alan mağazada sahte ———sattığını tespit ettiklerin, müvekkilinin ticari alış veriş yaptığı tüm firmalara eşit olarak davrandığını ve iş bu tespitleri için hukuki prosedür işleme konulduğunu, davacı firma hakkında sahte ——–sattığına dair birçok savcılık kovuşturması olduğunu, müvekkili firma ile davacı firmanın rakip olmasının mümkün olmadığını, müvekkili firmanın delil üretip şikayet yapmaya ihtiyacının olmadığını, davacı tarafın iddialarının haksız olduğunu ve iddialarını ispatlayacak evrak ve delil sunmadığını, açıklanan ve resen göz önüne alınacak nedenlerle; davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki menfaati olmamakla davanın hukuki menfaat yokluğundan reddine, HMK madde 6 gereğince davalı müvekkillerinden —– adresi —– ili olmakla yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetkisizlik sebebiyle reddine ve dosyanın yetkili ve görevli —— Hakimliğine gönderilmesine, TTK madde 60 gereğince dava 1 yıllık süre sona erdikten sonra ikame edilmiş olmakla zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davanın zamanaşımı yönünden reddine, dava dilekçesinin içeriğine ilişkin itirazlarının kabulü ile düzeltilmesi hususunda davacı tarafa ihtarat yapılmasına, haksız, mesnetsiz, kötüniyetli ve hakkaniyete aykırı açılan davanın yukarıda belirtilen gerekçelerle esastan reddine, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, kötüniyetli olarak dava açılması nedeniyle “HMK’nın 329/1.maddesi gereğince hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açılmasına neden olan davacı tarafın, davalılar tarafından taraflarından ödenmesi gereken en azından asgari ücret tarifesinde yazılı miktar kadar vekâlet ücretinin tamamını ödemeye mahkum edilmesine, 6100 sayılı HMK 329/2.maddesi gereğince de kötüniyet sahibi davacı tarafın 5.000-TL disiplin para cezası ile mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nın 54.maddesi uyarınca haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat talebidir.Uyuşmazlık; davalıların, davacı hakkında sahte ürün sattığı gerekçesiyle şikayette bulunmalarından kaynaklı verilen takipsizlik kararının ardından şikayet eyleminin sonucu nedeniyle haksız rekabet teşkil edip etmediği, bundan kaynaklı olarak satışlarının düşüp düşmediği, maddi ve manevi tazminat şartlarının bulunup bulunmadığı hususlarıdır.Davacı——-uzun yıllardır gözlükçülük işi ile iştigal ettikleri, davalı üretici ve ithalatçı firmalara ait —–gözlüklerin de uzun yıllardır mağazalarında satıldıkları, davalılar tarafından —– tarihinde —- sahte —— ———-satıldığı gerekçesi ile şikayette bulunmalarının ardından, —- tarihinde davacıların iş yerinde arama ve el koyma işlemlerinin gerçekleştirildiği, firma yetkilileri tarafından seçilen 23 adet ———-içerisinden 3 adet numunenin alındığı ve ——– soruşturma numaralı tespit dosyası uyarınca yapılan incelemeler sonucu numune olarak alınan gözlüklerin faturalı ve orijinal ürünler olduğunun tespit edilmesi akabinde Başsavcılık tarafından takipsizlik kararı verildiği ancak yapılan eylemlerin TTK 54 ve devam maddeleri uyarınca haksız rekabet oluşturduğu gerekçesi ile kamuoyunda oluşan algı nedeniyle satışların düşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuştur.Dosya içerisine alınan——numaralı takip dosyasının incelenmesi sonucu mağdur olarak 1 numaralı davalı tarafından şüpheli olarak davacı —– de içinde bulunduğu Marka Hakkına Tecavüz suçu nedeniyle alınan bilirkişi raporu sonucu 16/10/2017 tarihinde takipsizlik kararı verildiği tespit edilmiştir.Davalıların eylemlerinin TTK 54 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti açısından dosya içerisine teknik bilirkişi heyeti tarafından 08/08/2021 tarihli rapor alınmış olup, yapılan incelemeler sonucu davalıların eylemlerinin haksız rekabet olarak kabul edilebileceği bundan dolayı tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinin ardından maddi tazminat talebi ile manevi tazminat taleplerinin davacının itibar kaybındaki hacmi göz önüne alınarak kabul edilebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.Taraf şirketlerinin adreslerinin —— olması nedeniyle dosya içerisine alınan ——- tarihli mali müşavir bilirkişi raporu ile iki tarafında ticari defter kayıtları incelenmesi sonucu davacı tarafın —– yılı ticari defter ve kayıtları neticesinde maddi zarar toplamının 3.370.315,03 TL olduğu, yurt içi kazanç kaybı tutarının 6.296.116,95 TL olduğu şeklinde rapor sunulmuştur.İlk alınan rapora tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda mahkememiz tarafından 2. Bilirkişi heyeti oluşturulmuş, dosya içerisine sunulan 26/06/2022 tarihli rapor ve 03/01/2023 tarihli ek rapor uyarınca her ne kadar davacının kaydi olarak ——- yıllarında maddi zararında ve kazanç kaybında azalma var ise de meydana gelen sonuç ile eylem arasında illiyet bağının kurulamadığı şeklinde rapor sunulmuştur.
1.ve 2. heyet raporlarının davacının maddi zararı ve satışlarındaki düşüş ile haksız rekabet eylemini oluşturduğu iddia edilen suç duyurusu hakkında illiyet bağının kurulup kurulamadığı konusunda görüş farklılığı bulunması hasebiyle bu defa mahkememiz tarafından 20/09/2023 tarihli alınan bilirkişi heyet raporu uyarınca da davacının şikayet tarihinden itibaren maddi zararlarının arttığı, satışların düştüğü ancak bu netice ile şikayet arasında illiyet bağının kurulamadığı şeklinde görüş bildirilmiştir.Yapılan yargılama sonucu ;Davacıların ——çerisinde bulunan ———mağazalarında davacılar tarafından—– şikayet dilekçesi uyarınca davacıların mağazalarında sahte ————-imal edip sattıkları gerekçesiyle—— sonucunda numune olarak alınan 3 adet —–faturalı ve orijinal olması nedeniyle Marka Hakkına Tecavüz suçundan kaynaklı takipsizlik kararı verilmesi akabinde davacıların maddi zararlarının arttığı, bunun yanında satışlarında ciddi bir azalmanın olduğu belirtilerek yersiz şikayetten kaynaklı eylem sonucunda davacı şirketin zarara uğratıldığı belirtilerek TTK 54 ve devam maddeleri uyarınca haksız rekabetten kaynaklı tazminat talebinde bulunulmuştur. Haksız rekabet oluşturduğu iddia edilen eylemin ——– tarihli Suç Duyurusu Eylemi olduğu, bunun dışında davalıların herhangi bir başka eylemlerinin mevcut olduğu dosya içerisindeki delillerden tespit edilememiştir. Yani davalıların, davacı şirketin —– içerisindeki mağazasında sahte —– ——–üretip sattığı gerekçesiyle şikayette bulunulması eylemi dışında haksız rekabete gerekçe olarak başka bir eylem tespit edilememiştir. Anayasanın 36.maddesi gereği tarafların kuvvetli suç şüphesi bulunduğu iddiası ile ilgili makamlara şikayet hakkında bulunmaları Anayasa ile güvence altına alınan hak arama hürriyeti kapsamında kalmaktadır. Ancak bu hakkında sınırsız olmadığı gibi karşı tarafa zarar verme kastının bulunmaması gerekir. Eğer amaç sadece salt karşı tarafa zarar vermek ise ve bu durum ispat edilebilirse şikayete maruz kalan mağdurun uğradığı zararların şikayet edenlerden tazmini gerekmektedir. Savcılığa şikayet eylemini 1 numaralı —– tarafından gerçekleştirildiği,——- sunulan Sahte Ürün Değerlendirme Raporu’nun 2 numaralı davalı ——- tarafından düzenlendiği, bunun yanında ——şirket çalışanlarının davacıya ait mağazaya müşteri gibi giderek ——-satın aldıkları ve sahte olup olmadığına ilişkin rapor düzenlendiği ve bu eylemlerin her iki davalının birlikte ortak hareket ettikleri, davacının mağazasında sahte ürün satılıp satılmadığına ilişkin birlikte çalıştıkları tespit edilmiş olmakla, her iki davalı şirkete de bahse konu eylemler nedeniyle husumet düştüğü tespit edilmiştir.—— soruşturma numaralı dosyasında alınan rapor sonucu davalılar tarafından seçilen 23 adet ——içerisinden takdiren alınan 3 adet ————faturalı ve orijinal olduğu şeklinde rapor sunulmuştur.Her iki tarafında ——-sektöründe faaliyet gösterdikleri, bunun yanında davalı ithalatçı firma tarafından taraflar arasındaki ticari kayıtların incelenmesi sonucu ——–satışının yapıldığı ve 23/05/2017 tarihli şikayet tarihine kadar da herhangi bir şekilde sahte ——imal edildiği veya satıldığı konusunda beyanda bulunulduğu tespit edilememiştir. Yine şikayet tarihinden sonra da davalı ithalatçı firma davacı şirkete ———satmaya devam ettiği tespit edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 54/(2) “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşterilere arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” maddesi ile haksız rekabet eylemi genel olarak tanımlanmış olup aynı kanunun 55.maddesinde de en çok rastlanan haksız rekabet eylemleri örnek olarak sayılmıştır. Bir eylemin TTK 54/2 maddesi uyarınca haksız rekabet olabilmesi için rakipler arasındaki veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranacak şekilde ticari uygulamalar Haksız Rekabet olarak tanımlanmıştır. Davalıların eylemi ——- sahte ——–satıldığı gerekçesiyle “Şikayet Eylemi” olup TTK’nın 55.maddesinde sayılan eylemlerin hiçbirisine girmemektedir. Bunun yanında sadece şikayet eyleminin yine TTK’nın 55/1-e/1 maddesinde belirtilen “Kötüleme Eylemi” içerisinde kaldığı da tam olarak tespit edilememiştir. Anayasa’nın 36.maddesi gereği şikayet hakkı hak arama hürriyeti kapsamında kalmaktadır. Ancak her iki tarafında ———–sektörü ile iştigal etmesinden kaynaklı olarak diğer tarafı kötüleme kastı ile ve dürüstlük kurallarına aykırı olacak şekilde şikayet hakkında bulunulması durumuna TTK’nın 55/2.maddesi uyarınca Haksız Rekabet eyleminin tam olarak gerçekleştiği tespit edilecektir——şikayet gerekçesi olarak ise davalılardan 2 numaralı——-çalışanlarının müşteri gibi girerek davacıya ait mağazadan aldıkları 1 adet -incelenmesi sonucu “İşbu ——orijinal gözlüklere nazaran farklılıklar taşıdığının tespit edildiği” gerekçesine dayanarak şikayet eyleminde bulunması nedeniyle şikayet eyleminin ardından takipsizlik kararı verilmesi akabinde davalıların eylemlerinin TTK’nın 54/2.maddesi uyarınca “Haksız Rekabet” oluşturduğu tespit edilmiştir. TTK’nın 56/1.maddesi uyarınca haksız rekabetten kaynaklı maddi tazminat talebine hak kazanabilmesi için; Meydana gelen eylemin “kusur” ile gerçekleştirilmiş olması, Haksız Rekabet sebebiyle davacının Maddi Zarara Uğraması ve Haksız Rekabet eylemi ile maddi zarar arasında “uygun illiyet bağının” bulunması gerekmektedir. Mahkememiz tarafından davalılardan 2 numaralı davalı çalışanın bilerek ve isteyerek kasıtlı olarak davacının mağazasına gönderildiği, oradan alınan 1 adet numune ——- incelenmesi sonucu hazırlanan raporda “işbu ———orijinal–e nazaran farklılıklar taşıdığı tespit edildiği” şeklindeki rapora istinaden —— taraflar arasındaki ticari ilişki hiçe sayılarak şikayette bulunulduğu, halbuki her iki tarafın uzun yıllardır faturalı olarak ticari ilişkisinin bulunduğu ve davacı firmanın mağazasında davalı ithalatçı firmaya ait orijinal ürünlerin satışının yapıldığı bilinmesine rağmen “şikayet hakkında bulunulması eylemi” hak arama özgürlüğünden ziyade kasıtlı olarak yapıldığı ve davalıların her ikisinin birlikte bu eylemi gerçekleştirmeleri nedeniyle her ne kadar 2 numaralı davalı vekili kendilerine taraf sıfatı düşmediğini belirtmiş ise de kusurlu eylemden her iki tarafında sorumlu olduğu ve “şikayet” eyleminin “kusurlu” olduğu tespit edilmiştir. Talimat yolu ile alınan mali müşavir bilirkişi raporu uyarınca davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmiş,——- yılında firmanın büyük kabul edilebilecek bir oranda “faaliyet zararına” uğradığı tespit edilmiştir. Şikayet tarihinin 06/07/2017 tarihi olduğu görülmekle davacının ——- içerisinde ciddi anlamda zararının olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu zararlarının bir kısmının olağan dışı şube giderlerinin artmasından kaynaklı olduğu da anlaşılmaktadır. Ancak bunun yanında satışlarının da ciddi bir şekilde azaldığı ve yaklaşık ——- yılı içerisinde 6.296.116,95 TL kazanç kaybının olduğu tespit edilmiş ise de maddi zararın ve bu kazanç kaybının oluşmasının tek sebebinin davalıların şikayet eylemi olduğu kanaatine varılamamıştır. Yani her ne kadar davacıların——-ılı içerisinde kazanç kayıpları azalmış ise de bunun salt sebebinin “Şikayet Eylemi” olduğu anlaşılamamış olup, meydana gelen zarar ile eylem arasında bu noktada “İlliyet Bağı” tespit edilememiştir. Bundan dolayı davacı şirketin haksız rekabet eyleminden kaynaklı maddi zarar talebinin reddi gerekmiştir.Manevi tazminat talebinin incelenmesi sonucu; davalılar birlikte hazırladıkları “Değerlendirme Raporu” sonucu ellerinde başkaca bir veri olmaksızın davacı firmanın mağazasında sahte ürün sattığı gerekçesi ile “Şikayet Eyleminde” bulunmaları sonucu davacının mağazasında ———— kararı ile Arama ve El Koyma işleminin gerçekleştirildiği, bu durumun tacir olan davacı nezdinde ve——– içerisindeki diğer mağazaların nezdinde bunun yanında müşterilerin huzurunda davacının iş yerinde arama ve el koyma işleminin yapılması, bu durumun davacı tarafın “ticari itibarını zedelediği” ve ardından şikayet eylemi sonucu da “Takipsizlik Kararı” verilmesi nedeniyle de davacıların TBK’nın 58.maddesinde yer alan “Kişilik Haklarının Zedelendiği” anlaşılmakla manevi tazminat taleplerinin eylemin meydana gelişi, davacıların ticari itibarındaki zedelenme, davacı tarafın duyduğu elem ve üzüntü nedeniyle her iki davalının da meydana gelen neticede aktif olarak yer alması nedeniyle manevi tazminat talebinin davalılardan tahsiline yönelik kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebinin ispat edilememesi nedeniyle REDDİNE,
2-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE
75.000,00 TL manevi tazminatın 23/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşteriken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 269,85-TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 257.016,38-TL harçtan mahsubu ile fazla bakiye 256.746,53-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 5.123,25-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Maddi tazminat talebi yönünden davalılar vekilleri için takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Manevi tazminat talebinin kabul edilen kısmı yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat talebinin red edilen kısmı yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesinin 10/2 maddesine göre davalılar vekilleri için takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından sarfedilen 10.712,20-TL bilirkişi ücreti ve posta giderinin manevi tazminat davasında lehine sonuçlanan kısım gözetilerek 53,38-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 10.658,82-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/12/2023