Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/935 E. 2019/162 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/935 Esas
KARAR NO : 2019/162

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 14/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 28/06/2016 tarihli sözleşme gereği, davacı şirketin davalı-borçlu şirketler tarafından oluşturulan ———– 28/06/2016 -28/06/2017 tarihleri arasında iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunduğunu, hizmet karşılığında da, davalı-borçlulara 20.06.2017 tarihli———————– sıra nolu ve 50.150,00 TL bedelli faturayı düzenleyerek ilettiğini, davalı-borçlu şirketlerce, fatura içeriğine itiraz edilmemesine karşın, fatura bedelinin ödenmediğini ve bunun üzerine, Ankara —-. İcra Müdürlüğü’nün 2018/164 E. sayılı dosyası altında icra takibi başlatıldığını, davalı şirketler tarafından söz konusu takibe yetki ve borç yönünden itirazda bulunulduğunu ve icra takibinin durduğunu, davalıların yetkiye yönelik itirazı üzerine icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderildiğini ve İstanbul Anadolu ————. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5433 esas sayısını aldığını, bu icra dosyasından davalı borçlulara ayrı ayrı gönderilen yeni ödeme emirlerine karşı da davalı taraflarca itiraz edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, davanın kabulü ile, davalıların haksız olarak yaptıkları itirazların iptali ile icra takibinin devamına, haksız yere borcunu inkar eden davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı ———– vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ve diğer davalının oluşturmuş olduğu adi ortaklık ile davacı şirket arasında 28.06.2016 tarihli İş ————— imzalandığını, sözleşme’nin 5. maddesi uyarınca sözleşme süresi,——– hizmetine başlama tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 12 ay olarak belirlendiğini ve sözleşme imza tarihi olarak —- hizmetine başlama tarihi olarak kabul edildiğini, sözleşmenin ücret ve ödeme başlıklı 7. maddesine göre, —– Hizmeti, işyeri hekimi, diğer sağlık personeli çok tehlikeli sınıfta 42.500,00 TL olarak belirlendiğini ve belirlenen fiyata KDV’nin dahil olmadığını, adi ortaklık ile dava dışı ——- arasında akdedilen ve davacının taraflar arasındaki bu ilişkiye istinaden hizmet verdiği ————- feshedildiğinden bahisle, bu hususun davacıya sözlü ve yazılı olarak defalarca kez bildirildiğini,———- feshedilmiş olması nedeniyle davacının hizmet verdiği şantiye kapatılmış olduğundan sözleşmenin devamı zaten mümkün olmayıp, şantiyede bu tarihten itibaren herhangi bir işçi çalıştırılmadığını ve davacı şirketten herhangi bir hizmet alınmadığını, davacı yanın dava dilekçesinde sözleşme’nin 5. maddesinin 1 ve 2 numaralı başlıklarının gerekçe gösterilerek sözleşmenin bitim tarihinden en az 2 ay önce davacı tarafa bildirim yapılmaması nedeni ile sözleşme süresinin 1 yıl daha uzadığı ve aksinin iddia edilmesi durumunda bu durumun sözleşmenin bitim tarihinden önce haklı bir sebep olmaksızın feshedildiği anlamına geleceğinin iddia edildiğini, davacı yanın mezkur iddialarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, —– ile davacı arasında akdedilen sözleşme kapsamında davacının hizmet vermiş olduğu şantiye kapatıldığından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, şantiyede fesih tarihi olan 09.06.2017 tarihinden itibaren herhangi bir işçi çalıştırılmadığını, dolayısıyla davacıdan herhangi bir iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alınmadığını, bu gerçeklik karşısında, davacının 09.06.2017 tarihi itibariyle müvekkili şirkete fiilen herhangi bir hizmet vermediğinin sabit olup, davacı tarafından vermediği bir hizmetin bedelinin talep edilmesinin de olanaksız olduğunu, ——– ile —– arasındaki sözleşmenin feshedilmiş olması sebebiyle davacının hizmet verdiği şantiyenin mecburi olarak kapatıldığını ve tahliye edildiğini, —– ile dava dışı—– arasında akdedilen —– Sözleşmesinin —- tarafından aniden ve haksız olarak feshedildiğinden davacı şirkete 2 ay önceden bildirim yapmanin imkansız hale geldiğini, davacı —–sözleşmesi’nin feshedildiğini bilmesine rağmen 2 ay önceden bildirim yapılmadığı gerekçesi ile sözleşmenin uzatılmış sayılacağını ileri sürerek kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, davacı tarafın da malumu olduğu üzere 09.06.2017 tarihinde sözleşmenin yukarıda belirtilen sebepler dolayısıyla feshedildiğinin davacı çalışanı —— bildirildiğini ve bu tarihten itibaren davacının hizmet verdiği şantiyedeki çalışmaların tamamen durdurulduğu için davacı yandan herhangi bir hizmet alınmadığını, buna rağmen, davacı tarafından haksız olarak 20.06.2017 tarihli—– sıra numaralı toplam 50.150,00 TL bedelli fatura düzenlenerek —- gönderildiğini, —- tarafından fatura içeriğine itiraz edildiğini, faturanın kabul edilmediği belirtilerek keşide edilen Üsküdar —–. Noterliği’nin 24.07.2017 tarihli 24032 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile süresi içerisinde davacıya iade edildiğini, izah edilen hususların sözleşmenin haklı nedenle feshine dair yeterli gerekçe teşkil ederek, —– tarafından davacıya gönderilen 22.06.2017 tarihli yazı ile de sözleşmenin 09.06.2017 tarihinde feshedildiği ve bu tarihten itibaren hizmet alınmayan sürelere ilişkin faturaların dikkate alınmayacağının davacıya bildirildiğinin sabit olduğunu, davacı tarafın müvekkil şirkete herhangi bir hizmet vermemesine rağmen vermediği hizmetin bedelini talep ettiğini, davacı yanın müvekkili şirket aleyhine başlatmış olduğu haksız icra takibinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın reddini, müvekkil şirket lehine olmak üzere % 20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —————. cevap dilekçesinde özetle, öncelikle zamanaşımı, yetki ve derdestli itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin müvekkili şirket ile diğer davalının oluşturmuş olduğu—- ile davacı şirket arasında ———- imzalandığını, bu sözleşme — dava dışı ——————-. ile akdetmiş olduğu 09.05.2016 tarihli——– — kapsamında davacı şirketten —-hizmeti alınması amacı ile akdedilmiş olup, bu hususun davacının malumu olduğunu, —— ile dava dışı —- arasında akdedilen ve davacının taraflar arasındaki bu ilişkiye istinaden hizmet verdiği —- Sözleşmesinin feshedildiğinden bahisle, bu hususun davacıya yazılı ve sözlü olarak defalarca kez bildirildiğini,—– Sözleşmesi’nin feshedilmiş olması nedeniyle davacının hizmet verdiği şantiye kapatılmış olduğundan sözleşmenin devamı zaten mümkün olmayıp, şantiyede bu tarihten itibaren herhangi bir işçi çalıştırılmadığını ve davacı şirketten herhangi bir hizmet alınmadığını, davacı tarafın, sözleşmenin bitim tarihinden en az 2 ay önce davacı tarafa bildirim yapılmaması nedeni ile sözleşme süresinin 1 yıl daha uzadığı ve aksinin iddia edilmesi durumunda bu durumun sözleşmenin bitim tarihinden önce haklı bir sebep olmaksızın feshedildiği anlamına geleceğinin iddia edildiğini, fesih tarihi olan 09.06.2017 tarihinden sonra şantiyede herhangi bir işçinin çalıştırılmadığını ve dolayısıyla davacıdan herhangi bir sağlık iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alınmadığını, —— ile dava dışı —- arasında akdedilen —————-tarafından aniden feshedildiğinden, davacası şirkete 2 ay önceden bildirim yapmanın imkansız hale geldiğini, 09.06.2017 tarihinde sözleşmenin yukarıda belirtilen sebepler dolayısıyla feshedildiğinin davacı çalışanı ————- bildirildiğini ve bu tarihten itibaren davacının hizmet verdiği şantiyedeki çalışmaların tamamen durdurulduğu için davacı yandan herhangi bir hizmet alınmadığını, buna rağmen, davacı tarafından haksız olarak 20.06.2017 tarihli —————— sıra numaralı toplam 50.150,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini ve ————— gönderildiğini, — tarafından fatura içeriğine itiraz edildiğini, faturanın kabul edilmediği belirtilerek Üsküdar —- Noterliği’nin 24.07.2017 tarihli 24032 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile süresi içerisinde davacıya iade edildiğini ileri sürerek haksız davanın reddini, davacı yanın iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, icra inkar tazminatı talebinin de reddi gerektiğini, icrainkar tazminatı likit ve muaccel bir alacak için hükmedilebilecekken, ortada böyle bir alacağın da söz konusu olmadığını, haksız davanın reddini, davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile davacının davalılar aleyhine tahsilde tekerrür olmamak üzere 20/06/2017 tarihli, 50.150,00 TL bedelli fatura bedeli karşılığında adi ortaklığa ait davalı şirketler aleyhine giriştiği icra takibine her iki davalı şirketin borcun bulunmadığına dair itirazlarının iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin sureti dosyamıza ibraz edilmiş, ibraz edilen sözleşme incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 28/06/2016 tarihli sözleşmenin 9/1-2. maddesi ile sözleşmeden kaynaklanabilecek anlaşmazlıkların çözüm yeri olarak Ankara Mahkemelerinin yetkili kılındığı, mahkememizce yapılan bu itiraza yönelik değerlendirmede davalı vekilinin yetkisizlik itirazının süresinde olduğu ve sözleşmenin yapıldığı tarihe göre Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, yasal süresi içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek açıklanan gerekçeler doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraflar arasındaki sözleşmenin 9/1-2 Maddesinde anlaşmazlıkların çözümünde ihtilafların Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtildiğinden;
Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2- HMK.20.maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde taraflarca müracaat edilmesi halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili Nöbetçi Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davaya yetkili mahkemece devam edilmemesi halinde talep üzerine yargılama giderleri hakkında mahkememizce karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı