Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/931 E. 2021/642 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/931 Esas
KARAR NO : 2021/642

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacının, davalıdan 189.000 TL cari hesap alacağını tahsil amacıyla icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibine davalı tarafından yasal süresi içinde yetkiye, borcun tamamına, faiz ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, itirazın yetkiye ilişkin kısmının kabul edilerek İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —–. sayılı dosyası ile yeniden takip başlatıldığını, davalının açılan son takibe de haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davacının davalı ile olan anlaşması üzerine —– bulunduğu —- temele ve detaya ilişkin birçok işlem yaptığını ve bitirdiğini, taraflar arasında geçen elektronik yazışmaların taraflar arasında akdedilen sözleşmenin mahiyeti, dolayısıyla davacının söz konusu hizmeti görmesi için sarf ettiği emek ve masraf konusunda bilgi verdiğini,müvekkiline hitaben hazırlanan 18.12.2008 ve 12.05.2009 tarihli teklifler, 02.02.2009 tarihli sözleşme içeriklerine ilişkin ayrıntıların dilekçe ekinde yer aldığını, 2009 yılına ilişkin —— davalının muhasebecisinin—- düşülmüş şekliyle ekte sunduklarını, davacının gördüğü hizmetlerin toplam tutarının düzenlenen faturalarla da sabit olduğu üzere 306.743,93 TL olduğunu, tüm geçmiş kısmi ödemelerinden sonra davacının davalıdan 189.000,00 TL alacağının kaldığını, buna göre borçlunun haksız olan itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında geçmişte bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, ancak bu ilişkinin ihtilafsız şekilde yapılan iş karşılığı davalıya kesilen faturanın deftere işlenmesi ve fatura karşılığının ödenmesi suretiyle 4 yıl önce sona erdiğini, ayrıca davacı tarafın her ne kadar alacağının faturaya dayandığını iddia etmesine rağmen bahsi geçen faturanın alt evraklarının bulunmadığını, faturaların düzenlenme tarihinde taraflarına gönderilmediğini, davacının yaptığı işi bitirdikten 4 yıl sonra icra takibi başlattığını, davacı tarafından bahse konu muhasebe ——dosyada bulunmadığı gibi yapıldığı iddia edilen işe ait hiçbir evrakın bulunmadığını, yapılan işin ne olduğu, ne zaman kime teslim edildiğine dair hiçbir bilgiye ver verilmediğini belirterek haksız davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan ilamsız takibe itirazın İİK.67/1 maddesi uyarınca iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 16/12/2014 tarihinde davanın reddine karar verildiği, verilen karar davacı vekili tarafından dosyanın temyiz incelemesine gönderildiği, Yargıtay ——Hukuk Dairesinin —– karar sayılı ilamında; ”davacının sözlü yargılamanın yapılacağı 16.12.2014 tarihli duruşmaya uyap aracılığı ile mazeret bildirmiş ve mazerete neden olarak trafik yoğunluğunu göstererek duruşma saatinin 10.00’a kadar bekletilmesini talep ettiği, uyap aracılığı ile gönderilen ve aynı gün duruşma saatinden önce —- tarafından —–alınan mazeretin mahkeme dosyasına intikâl ettirilmediği anlaşıldığı, duruşma saatinden önce okunan ve yazdırılan geçerli bekletme mazeretinin — tarafından dosya içerisine konulmaması ve bu suretle davacının yokluğunda karar verilmesi hukuki dinlenme hakkının ihlalidir ve yukarıda belirtilen ilke ve kurallara aykırı olduğundan, açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına” dair karar verildiği görülmüş olup yargılamanın bozma sebebine göre diğer temyiz itirazları incelenmeksizin dosyanın mahkememize gönderilmiş olduğu anlaşıldığından bozma öncesi toplanan deliller ile karar verilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, Yargıtay bozma kararı sonrası yapılan yargılamada; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne uygun olarak oluşturulan tensibe istinaden anılan usul gereğince başlanılmış ve tahkikat yazılı yargılama usulüne göre yapılmış ise de; 7251 sayılı yasanın 58. maddesi ile TTK.’nın 4/2. maddesinde yapılan değişiklik gereğince yargılamaya basit yargılama usulü ile devam edilmesine, bundan sonraki süreçte HMK 316 vd. maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiş, taraf vekillerine basit yargılama usulünün görüleceği tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili tarafından tanık dinletme talebinde bulunulduğu, mahkememizce 07/10/2020 tarihli duruşmada davacı tanıklarından ..—– dinlenilmiş ve tutanak imza altına alınmıştır.
Davacı vekili tarafından bozma sonrasında gönderilen dilekçe ve sözlü beyanları ile keşif yapılması talep edilmiş mahkememiz heyeti tarafından 03/03/2021 tarihinde keşif yapılması talebinin bozma içeriği gözönüne alınarak reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ve Yargıtay —-.Hukuk Dairesinin —– karar sayılı ilamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari hesap ilişkisine ve eser sözleşmesine dayalı olarak alacak talebinde bulunarak davalı hakkında icra takibinde bulunduğu, davalının takibe itirazı sonrasında işbu davanın açıldığı, taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğinde akdi ilişkinin bulunduğu, davacının yüklenici davalının ise iş sahibi olduğu, eser sözleşmesinde yüklenicinin sözleşme gereğince edimlerini ayıpsız ve eksiksiz ifa ettiğini ispatlaması gerektiği, ancak bu halde yüklenicinin alacağını talep edebileceği, davacı vekilinin 13/03/2014 tarihli dilekçesinde davalıyla aralarında akdedilen asıl sözleşmenin karşılıklı olarak ifa edildiğini, davalı ile aralarında daha sonra ek protokol düzenlendiğini, kendisinin bu ek —— ait yapının giriş kat ve ——, davalının bu—- işlerin bitiminden dolayı kesin hak edişleri düzenlemediğini, kendisinin de bu hak edişlere ilişkin fatura kesemediğini ve ücret alamadığını beyan ettiği, davacının ek protokol çerçevesinde ——- kesin hak edişe konu işler listesindeki işleri yaptığını ve davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacının dosyaya ibraz ettiği sözleşmenin iddia ettiği ek protokol mahiyetinde olmadığı, ek protokolü içermediği, yine sunulan e-posta içeriklerinin de davacının iddiasını doğrulayan bir açıklama taşımadığı, yine davacı tarafından tutulmuş —– olarak sunulan onaysız belgeler de davacının iddia ettiği işin davacı tarafından yapıldığını ispata yarar nitelikte delil olmadığı, davacı tarafından bozma ilamı öncesinde bildirilen tanıklar dışında —— listesi verildiği, önceki listede —- olmayan .—– dinlendiği ancak bozma öncesinde davalı vekilince tanık deliline de açıkça muvafakatte bulunulmadığı, yine takip talebinde dayanak faturaların,—- hakedişler karşılığı tanzim edilmiş faturalar olduğu, davacının —– karşılığının ödendiğini beyan ettiği, yine davacının kendi ticari defterlerinde de davalıdan alacaklı değil, davalıya borçlu olarak göründüğü tespit edilmekle davacının takibe konu alacak iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Yasal koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.686,15-TL harcın mahsubu ile artan 1.626,85‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 33,85-TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen 21.680,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.