Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/888 E. 2019/1214 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/888 Esas
KARAR NO: 2019/1214
DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :21/03/2017
KARAR TARİHİ :12/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı nakliye firmasının davacı tarafa ait ürünleri alıcıya teslim etmediği ve imalatçı davacının alınıcının eline ulaşmayan ürünleri yeniden imal ederek kendisinin elden alıcıya teslimini gerçekleştirdiğini, davacı tarafın sadece teslim edilmeyen ancak ödenen nakliye ücretinin kendisine iade edilmesini talep ettiği, bu durumdan doğan diğer masraflarla ilgili herhangi bir tutar talep etmediğini, davalı ——– ödeme yapmayacağını beyan ettiği halde ödeme yapmadığını ve yürütülen icra takibine haksız yere itirazda bulunduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödetilmesini, masraf ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın taşıma işi nediniyle eksik teslim nedeniyle borçlu olduklarını beyan ettiği ürün veya ürünlerin içeriğinin ve miktarının ne olduğunun ispat edilmesi gerektiğini, dolayısıyla talep edilen —TL’nin neye göre talep edildiğinin taraflarınca bilinmesinin mümkün olmadığını, ayrıca şikayete konu kargo içeriği taraflarınca bilinmediğini ve değerinin——TL olduğunun kabul edilemez olduğunu, TTK’nın 882 maddesi uyarınca kabul anlamına gelmemekle birlikte kaybolan kargonun ağırlığına göre —-hesaplanması yapılarak tazmin yoluna gidilmesi gerektiğini, usule ilişkin ilk itirazlarının değerlendirilmesinden sonra davanın esasına geçilmesi halinde esas hakkında beyanda ve belge haklarını saklı tutarak itirazın iptaline, icra takibine asıl alacak, işlemiş faiz ve faiz miktarı, faiz oranı ve takibin diğer ferilerine karşı itirazda bulunarak usule ilişkin sebeplere, görev ve yetki yönünden davanın reddine, esas yönünden haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taşıma ilişkisi dolayısıyla davalı tarafa ödenen nakliye bedelinin eksik teslim iddiasına dayalı olarak davalı taraftan tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava ilk olarak İstanbul Anadolu—Asliye Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, mahkemenin — Esas,—- Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, İcra dosyası celp edilmiş, alacağa dayanak fatura suretleri dosya içerisine alınarak incelenmiş,yargılama sırasında — tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı Borçlusunun davalı olduğu, eksik teslim nedeniyle ödenen nakliye ücretinin tahsili için ilamsız takip yapıldığı; ödeme emrinin borçluya – tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından verilen — tarihli itiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği , huzurdaki davanın—– tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme gün ve saati her iki tarafa da tebliğ edilmiş , gerekli ihtarlar yapılmış, davacı ve davalı tarafından inceleme gün ve saatinde defterler sunulmakla birlikte taraf defterleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler Mali Müşavir — Nakliye- Lojistik, Taşımacılık uzmanı — tarafından — tarihli rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda özetle,”taraf şirketlere ait -yılına ait ticari defterlerin; T.T.K m.64,66 ve V.U.K. m.220-226’ya göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, taraf defterlerinde ticari ilişkinin bulunduğuna dair kayıtların mevcut olduğu, ancak dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmakla birlikte bu faturanın davacı ile davalı arasında olmayıp davacının ticari ilişkisinin bulunduğu dava dışı —- arasında düzenlendiği, dava konusu fatura ile sunulan e-mail yazışmalarının davalı ile ilgisinin bulunmadığı, davacının incelenen ticari defterlerinde davalı taraftan nakliye hizmeti almış ve bedelini peşin ödediği görülmekle birlikte bu işleme ait fatura sunulmadığı, kargo fişi sunulmakla birlikte bunun üzerinde de bir bedel bulunmadığı, ayrıca geç teslime ilişkin de davacı tarafça dosyaya belge sunulmadığı, dava ve icraya konu faturanın dava dışı — adına düzenlenen satış faturası olduğu, taraflar arasında davaya konu talep yönünden alacak borç ilişkisi saptanamadığı” yönünde tespit yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, denetime elverişli bilirkişi raporu, toplanan deliller ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde,taraflar arasında taşıma ilişkisi dolayısıyla ticari ilişki bulunduğu sabittir. Her iki tarafında usulüne uygun tutulan ve lehlerine delil vasfına haiz olan ticari defterleri incelendiğinde takibe ve dolayısıyla itirazın iptali davasına konu edilen fatura yönünden taraflar arasında ticari ilişki bulunmamaktadır. Fatura satış faturası olup dava dışı şirket adına düzenlenmiştir. Nitekim bu husus davacının — tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde de davacı vekili tarafından belirtilmiştir. Hal böyle olunca ve itirazın iptali davasının takiple sıkı sıkıya bağlı bir dava olduğu da göz önünde bulundurulduğunda davacının takip talebi yönünden davalı şirketten bir alacağı bulunmamakla birlikte davacının dava dilekçesinde ve diğer dilekçelerinde belirtmiş olduğu iddiaları da davacı tarafından ispatlanamamıştır. Davanın niteliği, hükme ve denetime elverişli bilirkişi raporu, davanın basit yargılama usulüne tabi olan davada taraflarca toplanması talep edilen başkaca bir delil de bulunmadığı hususu da göz önünde bulundurularak davacının takibe konu fatura dolayısıyla davalı şirketten bir alacağı bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine, davacının takip başlatmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu dosya kapsamı ile ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 44,40-TL’den davacı tarafça davanın açılışında peşin olarak yatırılan 31,40-TL ile 4,68-TL eksik peşin harç olmak üzere toplam 36,08-TL harcın mahsubu ile eksik 8,32-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereği ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/11/2019