Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/878 E. 2021/474 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/878 Esas
KARAR NO : 2021/474

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– otomobil ile davalıların sürücüsü, sahibi ve ——-minibüsün zincirleme kazaya karıştığı; davalı sürücü —– tutarının ödendiğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, ————–. yönünden poliçe limiti ile sınırlı olması kaydıyla tüm davalılardan kaza tarihi 26.07.2016 itibariyle avans faizi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilsen tahsili talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA :
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle—- poliçesinden kaynaklı rü’cuen tazminat istemine ilişkin olup davacı, davalı şirketin —- poliçesi ile sigortaladığı—— plakalı aracın karışmış olduğu 26/07/2016 tarihli kaza sonucunda dava dışı sigortalıya ait araçta oluşan hasarın ödendiği ve sigortalının haklarına halef olunduğu iddiasıyla ödediği bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında taraflarca bildirilen deliller toplanmış, bu kapsamda davacı ve davalı şirket nezdinde tutulan hasar dosyaları,—– araçlara — hasara ilişkin ödeme dekontu ve ekspertiz raporu celp edilerek mahkememiz dosyasına içine alınmış, bilirkişi raporu alınarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davanın niteliği ve talep göz önünde uyuşmazlığın çözümü teknik inceleme ve değerlendirmeyi gerektirmekle, dosya makine mühendisi ve sigorta uzmanı bilirkişilere tevdi edilerek, bilirkişilerden 03/04/2020 tarihli rapor alınmıştır.
Düzenlenen—-plakalı otomobili ile seyrederken hızını görüş, yol ve trafik şartlarına göre ayarlamadığı—— Trafik Kanununun 52/b – 84/d ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/b – 157/a/4 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; zincirleme kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu; dava dışı sürücüler— kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı, davalı —– Kanununun 85/1-5 maddesi gereğince sahibi olduğu —— plakalı aracın kaza mahallini terk ettiği için kimliği belirlenemeyen sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi ve kusuru nedeniyle oluşan zarardan müştereken ve müteselsilsen sorumlu olduğu, tazminata —— kullanıldıktan sonra kazaya karışmış —– tarafından ödenen kısmın—– plakalı araç için— teminatı verdiği, kaza tarihi itibarı ile araç başı teminat limitinin ——— maddesine göre poliçe limiti kadar sorumlu olduğu, davacı—– ne kadar avans faiz oranı uygulanmasını talep etmiş ise de, talep haksız fiile dayandığından uygulanması gereken faiz oranı yasal faiz oranı olduğu, davalı—– temerrüde düştüğü” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, mahkememizce kusur ve hasarın denetimi ve miktarına yönelik usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacının ————– için davacı tarafça düzenlenen eksper raporu sonrası sigortalısına ödeme yaptığı ve 23/01/2017 tarihli ödeme makbuzunun dosya içinde yer aldığı görülmekle, davacının aktif dava ehliyetine haiz olduğu anlaşılmıştır., Davaya konu 26/07/2016 tarihli trafik kazasında olayın oluş şekli kaza tespit tutanağı bir arada değerlendirildiğinde bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere trafik ışıklarının kırmızı yanması nedeniyle sürücü—— otomobili ile durakladığı sırada her iki sürücünün de, en arkadan gelen ——- plakalı otomobile çarpması, bu otomobilin de çarpma etkisi ile——- çarpması sonucu meydana gelen zincirleme trafik kazasında, arkadan gelen — plakalı otomobil sürücüsünün %100 ve tamamen kusurlu olduğu, kırmızı ışıkta bekleyen diğer araç sürücülerinin kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmış olup, nitekim kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporu da birbiriyle uyumlu olup mahkememizce de benimsenmiştir. Kaza tespit tutanağında ——plakalı aracın kaza mahallini terk etmesi nedeniyle kimliğinin belirlenemediği belirtilmiştir. Davacı——- kullanıldığını beyan ve iddia etmiş ise de bu yönde dosya kapsamında bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davacı tarafa bu hususta varsa delillerini ibraz etmek ve sürücünün nasıl tespit edildiğine ilişkin beyan dilekçesi sunmak üzere kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından görgü tanıklarının ve araç maliki ——— ifadelerine dayanılarak sürücünün ——- olduğunu tespit ettikleri ifade edilmiş ise de dosya kapsamında bu beyanları destekleyecek bir bilgi ve belge yoktur. Her ne kadar davacı tarafça anılan davalının davaya cevap vermediği ve bu yönde bir itirazda bulunmadığı, sürücü olduğunu ikrar ettiği iddiasında bulunulmuş ise de davaya süresi içinde cevap verilmemiş olması, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamının inkarı anlamına geleceği, ikrar olmayacağı göz önüne alındığında ve yine bu hususta davacı tarafça bir ispata elverişli bir delilin dosyaya sunulmadığı, tanık dinletme talebine ilişkin de süresinde bir beyanda bulunulmadığı yine dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla, açılan davanın, davalı ———kaza anındaki sürücüsü olduğu hususu dosya kapsamı ile ispatlanamamakla anılan davalı yönünden reddine karar verilmiştir. Diğer davalılar yönünden yapılan incelemede ise, davalı sigorta ————– tarihleri arasında——- Genel Şartları, A.3 maddesi, gereği sigorta limiti dahilinde; diğer davalı ——– ise aracın maliki olmakla Karayolları Trafik Kanunu Madde 85/1-5 gereği meydana gelen zarardan davalı sigorta şirketi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Hasar miktarı yönünden yapılan incelemede bilirkişi tarafından hasar miktarının ——olduğu hesaplanmış olup, —- raporu ile de uyumludur. Ancak bilirkişi raporunda davacının ödeme beyanında, ——hasar tutarını —– beyan ettiği, bu durumda, davacı sigorta şirketinin hasar tutarının ödediği kısma denk 4.180,80 Euro kısmını talep edebileceği nitekim ödeme belgesinde, davacının sigortalısı ——— davalılardan tahsilinden sonra kendisine ödeneceğini beyan ettiği bu beyandan da davacı ——-ödemediği halde davalılardan talep ettiğinin bir kere—–davacı sigorta şirketine —–yönünde bir belge de olmadığından davacı sigorta şirketinin —– tutarını talep edemeyeceği belirtilmiştir. Somut olaya benzer bir olayda——- Karar sayılı kararında” Sigortacının rücu hakkı, ödediği tazminat ölçüsünde ve gerçek zarar miktarını aşmamak kaydıyla geçerlilik taşır. Sigorta şirketi, sözleşmede öngörülen muafiyetler çerçevesinde sigortalısına zarar miktarının bir kısmını ödemişse, ödediği tutarın dışında zarar sorumlusuna rücu edemez. Ayrıca, sigortacının gerçek zararı aşan tazminat talepleri de haksız olduğundan istenemez. (——— denilmek suretiyle muafiyet düşülerek ödeme yapılması halinde yalnızca ödenen bedelin rücu edebileceği açıkça belirtildiğinden mahkememizce de davacı tarafça sigortalısına ödenen 4.180,80 Euro üzerinden davanın kabulü gerektiği, fazlaya ilişkin istemin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Temerrüt tarihi yönünden yapılan incelemede ise ——sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, rücu davasında faizin başlangıç tarihinin——— sigorta ettirene ödendiği tarih, sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğü ise, zararın gerçekleştiğinin kendisine bildirilmesinden itibaren ——-sonrası olmaktadır. Somut olayda davacı tarafından ödemenin 23/01/2017 tarihinde gerçekleştirildiği görülmekle—— tarihli başvuru olduğu ve aynı tarihte tebliğ edildiği görülmekle 8 iş günü sonrası 18/04/2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Açıklanan nedenler ile davacının davalı ——hakkında açmış olduğu davanın reddine, davalılar ——— açmış olduğu davasının kısmen kabulü ile,——– tahsil tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği işleyecek faizi ile anılan davalılardan (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı——- hakkında açmış olduğu davanın reddine,
2-Davacının davalılar———- hakkında açmış olduğu davasının kısmen kabulü ile, —– daval—– tahsil tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği işleyecek faizi ile anılan davalılardan——müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gereken karar harcı 1.626,78 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 384,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.242,46 TL harcın—— müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 384,32 TL peşin harcın davalılar —— müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 403,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.838,90‬-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.708,16-TL’sinin davalılar——— müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde —– vekalet ücretinin davalılar—– ——müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.