Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/847 E. 2021/1083 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/847 Esas
KARAR NO : 2021/1083

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2016
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —-imzalamış olup bireysel kredi kullandığını, davalı banka tarafından, söz konusu kredi kullandırımı sırasında müvekkilden —- tahsil edildiğini, davalı banka aleyhine —-dosyası ile — olmak üzere loplam 5.289,73TL tutarında icra takibi açılmış olup davalı bankanın icra takibine itiraz etttiğini, taraflar arasındaki tüketici işlemi tüketici kredisi sözleşmesi mahiyetinde olduğunu, yapılan sözleşmede bankanın kredi veren tüketicinin kredi alan konumunda olduğunu, davanın kabulüyle, borçlunun itirazının iptalini, borçlu aleyhine alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, esas hakkında bankanın — etmeye yetkisinin bulunduğunu, 5411
Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144’ncü maddesine göre faiz dışında sağlanacak——– düzenlendiğini, bu yönde —- bulunduğunu, söz konusu
giderleri ödemeyi müşterinin kabul ettiğini, kendi rızası ile ödediğini, —- kredi vermesini
sağlayıp menfaat temin ettikten sonra tacir sıfatını taşıyan müşterinin haksız bir takip başlattığını, —- bir gereği olarak müşterinin borcunu ödemesi gerektiğini,——- istinaden tahsilat
yapıldığını, TTK’nın 20’nci maddesine göre uygun bir ücretin istenebileceğini, uzun zaman tahsilata itiraz etmemesinin işlemlerin bilgisi ve rızası dâhilinde tahsil edildiğini gösterdiğini, davacı müşterinin kötü niyetli olduğunu, faiz talebinin kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacının, davalı banka nezdinde kullandığı kredi sözleşmesi sebebiyle davalı banka tarafından — bedeli adı altında tahsil edilen bedelin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı banka nezdinde kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı banka tarafından — bedeli adı altında 5.000,00 TL masraf kesildiğini, davalı banka tarafından tahsil edilen bedelin iadesi gerektiğini, —-tahsil edilen bedelin iadesi amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde;—– verildiği, usulüne uygun gönderme talebine istinaden dosyanın mahkememize tevzi edilerek iş bu esasa kaydı yapılarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- tarihi itibariyle aynı tür sözleşmeler nedeniyle—– bedeli) asgari ve azami oranları ile —-tarihli bilirkişi raporunda özetle, “..——-davalı banka tarafından
tahsil edilecek ücretin bilgisine yer verilmiş olduğundan, davacının, kendisinden tahsil edilen
5.000 TL ücretin alınacağının bilincinde olduğunun kabul edilebileceği, Davacıdan — Sözleşmesi’nin kapsamına uygun olduğu ve davalı — yazılı (— % 2) oran ve miktarın altında olduğu,
Davacıdan tahsil edilen 5.000 TL ücretin davalı bankanın gelir hesaplarına alacak
kaydedilerek muhasebeleştirildiği, Davacıya —tutarındaki ticari kredi
için, davacıdan % 1,85 (yüzde bir virgül seksen beş) oranında tahsil edilen —-Esas sayılı dosyasına
gönderdikleri müzekkereye cevaplarında, ticari müşterilere kullandırılan taksitli ticari
kredilerden ———–% 3’ü
(yüzde üçü) ——– % 2’si (yüzde ikisi) olduğu belirtilmekle,——–
ortalamasının % 2,66 (—– önüne alındığında; makul miktar ve oranlarda olduğu, Taraflar arasında imzalanan –, davalı bankanın önceden———–hazırlayarak müşterilerine sunduğu standart bir sözleşme olduğu, “buna göre, sözleşme — 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde yazılı “Genel İşlem—- aykırılık oluşturup oluşturmadığı gibi” hukukun içinde kalan tüm ——- Sayın Mahkemenizin takdirlerinde kaldığı, davacının dava dilekçesindeki iddia ve takipteki talepleri ile davalının cevap
dilekçesindeki savunmaları ve icra takibine itirazlarının hukuken değerlendirilmesinin ve
takdirinin Sayın Mahkemenin uhdesinde olduğu,
Sayın Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi ve tarafımca yapılan
aşağıdaki hesaplamalarının Sayın Mahkemece denetlenerek kabul görmesi halinde, davacının,— tarihi itibariyle, davalı bankadan talep
edebileceği alacak miktarların, 5.000 TL asıl alacak ve 288,12 TL avans faizi olmak üzere; toplam 5.288,12 TL olduğu,
Davacının “takip tarihi itibariyle” hesaplanan alacağı Davacının icra ödeme emrinde yazılı talebinin ise, 5.000 TL asıl alacak ve 289,73 TL
avans faizi olmak üzere; toplam 5.289,73 TL olduğu,
Davacının “icra ödeme emrinde yazılı” alacak talebi tahsilde tekerrür oluşturmamak ve Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca,
takip tarihinden sonra yapılabilecek kısmi tahsilatların, öncelikle işlemiş faiz ve masraflara
mahsup edilmek kaydıyla, 5000 TL asıl alacağa, takip tarihinden, asıl alacağın tamamen
ödendiği tarihe kadar, yılık % 11,75 oranından ve dönemler itibariyle değişen oranlarda
işleyecek avans faiz oranlarından, temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, takibin bu rakamlar
üzerinden devam edeceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır
…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
Eldeki dosya bakımından, davacı, davalı banka tarafından —- bedeli adı altında tahsil edilen ücretin haksız olduğu iddia edildiğinden bu husususun davacı tarafça ispat edilmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin— olması sebebiyle — bilirkişi raporu ile davalı—- kullandırılması sırasında alınan —– yazılı olduğu ve davacının bu husustan haberdar olması gerektiği, kredinin ticari olması dikkate alındığında davacının basiretli bir tacir olarak bu hususu bilmediğinin ileri sürülemeyeceği, —- alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında davalı banka tarafından tahsil edilen ücretin —uygun olduğu, davacının iddiasını yöntemince ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı/alacaklının takip yapmakta haksız ve alacaklının kötüniyetli olması şarttır.——dava yönünden davacı tarafından diğer bankalar tarafından tahsil edilen — ücreti miktarının bilmesinin mümkün olmadığı, davacının bu hususu bilmesi gerekmediği, davacının kötüniyetli olmadığı, davalı/borçlu tarafından davacı/alacaklının kötüniyetli olduğu ispat edilemediği anlaşıldığından, davalı/borçlunun şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 90,35-TL harcın mahsubu ile artan 31,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinde 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli —– 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.