Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/826 E. 2019/790 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/826 Esas
KARAR NO : 2019/790

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/07/2018
KARAR TARİHİ : 20/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin belirtilen adreste kurulu bulunan işletmesinde ——- Vergi Dairesinin ————numarasında kayıtlı olarak faaliyet göstermekte olduğunu, faaliyet konusu ile ilgili olarak karşı taraf davalı ile imzalanan 20/06/2016 tarihli satın alma ve hizmet sözleşmesi olarak taraflarca imzalanan ————— Şartnamesi gereği, ürün tedarik, kurulum ve montaj işlerinin davacı şirket tarafından gereği gibi yerine getirildiğini, müvekkili şirketin teslim ettiği malları hem sağlayıp hem kurulumunu gerçekleştirmiş olduğunu ve hali hazırda teknik servis de sağlamakta olduğunu ve yapmış olduğu hizmet bedelinin toplam tutarı 1.067.559,64.-TL olmasına karşın, karşı taraf davalı borçlu tarafından muhtelif tarihlerde yapılan ödeme tutarının 969.027,00.-TL olması nedeniyle bakiye kalan 98.532,30.-TL’nin mutabık kalınan ödeme sürelerinin üzerinden çok uzun bir zaman geçmesine rağmen ve müvekkili tarafından yapılan tüm ikaz ve uyarılara karşın ödenmemesi üzerine karşı taraf borçlunun cari hesabına istinaden sözü edilen alacak için İstanbul Anadolu ———— İcra Müdürlüğünün 2018/14187 Esas sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini, bu takip sonrası karşı taraf davalı tarafından tebliğ edilen ödeme emrine “şirketin borcu bulunmadığından bahisle takipteki borcu kabul etmeyerek, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ediyoruz” denmek suretiyle itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, borçlunun yaptığı ödemelere ilişkin dekontlar, fatura ve sözleşme incelendiğinde borçlunun toplamda 1.067.559,64.-TL borcu bulunduğunun netlik kazanacağını, müvekkilinin ödeme tarihi itibari ile bu zamana kadar kendi çabaları ile ödeme yaptırmaya çalışmış olduğunu, son dönemlerde şirketin durumunun kötü olduğundan bahisle defalarca ödemenin ertelendiğini, davalı şirketin borcu kabul ettiğini, müvekkili ile yazışmalarından bu hususun anlaşıldığını, bu sebeple takibe yapılan itirazın köyü niyet teşkil ettiğini, davanın kabulü ile, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükietilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında,———– tedariki için satmalına ve hizmet Alımı Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 3. Maddesine göre sözleşme bedeli konusunda net tutar belirtilmediğini, ödemenin aşamalarının belirtildiğini, sözleşme konusu malzemelerin ilgili Belediyeye teslim edildiğini, halen de garanti yükümlülüğünü devam etmekte olduğunu, ayıp ile ilgili hükümler nedeni ile bir kısım alacağın ödenmediğini, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesinin taraflar arasında delil sözleşmesini içermekte olduğunu, buna göre davalı şirkete ait her türlü delil, ticari defterin vs. kesin ve tek delil niteliğinde olacağını, bu nedenle davacının delillerine muvafakat etmediklerini, taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, var olduğu kabul edilse dahi cari hesabın sonlandırıldığına ilişkin davacı tarafından ihbar ya da ihtar gönderilmediğini, dolayısıyla taraflar arasındaki hukuki ilişkinin cari hesap sözleşmesine dayanmadığını, davacının bu hukuki tanıma uyarak açmış olduğu takibe itiraz edildiğini, yine davacının, 4.178,85.-TL tutarında faiz alacağı talep ettiğini, gerek cari hesaba dayanan alacakta gerek genel hükümlere giren faiz istenebilmesi için temerrüdün gerçekleşmesi gerektiğini, dava konusu alacak istemi ile ilgili müvekkilinin temerrüde düşmediğini, bu nedenle faiz talebinin reddinin gerektiğini, davacı tarafından sunulan BA/BS formlarına bakıldığında KDV hariç 773.413,00.-TL ve 172.485,00.-TL olduğu bildirilen tutarlar toplandığında 945.898,00.-TL yaptığının görüleceğini, müvekkilinin ise davacının ikrarında belirttiği üzere 969.027,00.-TL ödeme yaptığını, davacının talep ettiği ücretin aslında KDV’ye ait bir ücret olduğunu, asıl alacağın davacıya ödendiğini, taralar arasındaki sözleşmede KDV’nin ödenmesi ile ilgili bir hüküm yer almadığını, davacının da ikrar ettiği üzere satın alma ve Hizmet Alımı Sözleşmesinde ücret konusunda KDV ile ilgili bir hükme yer verilmediğini, bu durumda Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre de KDV’nin bedele dahil olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, sonuçta davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu İAA ——. İcra Müdürlüğünün 2018/14187 esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu İAA ——. İcra Müdürlüğünün 2018/14187 E sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine kaynaklı icra takibine giriştiği, davalı borçlunun borcunun bulunmadığından dolayı itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; “taraflar arasında eser ve vekâlet edimlerini içeren kendine özgü yapısı olan bir sözleşme olduğu, davacı tarafın davalının sözleşme bedelini ödemediğini iddia ettiği, davalı tarafın ise davacının eseri ayıplı imal ettiğini ileri sürdüğü, davalı tarafın ayıp iddiasının ve ayıba bağlı gözden geçirme ve bildirim külfetlerini yerine getirdiğinin ispata muhtaç olduğu, bu nedenle davalı tarafın ayıba bağlı savunmalarına hukuki sonuç bağlanmasının mümkün olmadığı, yine davalı tarafın KDV’ye ilişkin iddialarının yerinde olmadığı, sözleşme bedeli ve vadeye ilişkin sözleşmede atıf yapılan EK-1 adlı belge dosyada yer, almadığı davalının takip tarihinden önce temerrüde düşmüş olup olmadığının ispata muhtaç olduğu, dolayısıyla davacının ancak takip tarihinden itibaren 98.532,30 TL bedel üzerinden temerrüt faizi talep edebileceği, tarafların masraf, inkâr tazminatı, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin, mahkemenin takdirinde olduğu,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlığın çözümü amacı ile yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişi tarafından alınan rapor içeriğine göre;
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve bu ticari ilişki kapsamında “Satın alma ve hizmet alım sözleşmesi” başlıklı sözleşme yapıldığı, bu sözleşmeye göre davacı alacaklının mal tedarik ederek montajını gerçekleştireceği, davalı borçlunun ise bunun karşılığında bedel ödeme borcu altına girdiği görülmüş, tarafların karşılıklı sözleşme ile yerine getirmeyi vaat ettikleri edimlerin vekalet ve eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, İİK 67. Madde kapsamında itirazın iptaline konu takipte davacı toplam sözleşme bedelinin ödenmediğini, davalı taraf ise teslim edilen eserin ayıplı imal edildiğini bu nedenle eksik ödeme yapıldığını ileri sürmektedir. Davacı tarafın incelenen ticari deftelerine göre 30/05/2018 takip tarihi itibari ile davalı borçludan 98.532,30 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Yine davacının bağlı bulunduğu vergi dairesinden istenilen 2016 ve 2017 yılların ait BS bildirimleri incelendiğinde davacının davalıya KDV hariç 945.898,00 TL mal ve hizmet satışı yaptığı, KDV dahil turarın ise 1.067.559,64 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalı, davacının sunduğu imalatın ayıplı olduğunu ileri sürmüştür. Ancak davalı taraf ayıp iddiasını ispat edemediği gibi gözden geçirme ve bildirim külfetini de yerine getirdiğini ispat edememiştir. Bu nedenle davacının takibe konu miktar yönünden davalı hakkında icra takibi yapmakta ve iş bu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın subut bulduğu kabul edildiğinden davalının 98.532,30 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 98.532,30 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 9.75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile, İAA İAA ——-. İcra Müdürlüğünün 2018/14187 sayılı takip dosyasında;
1-Davalının 98.532,30 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacak 98.532,30 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 9.75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
3-Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 19.706,46 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Alınması gerekli 6.730,74 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.162,94 TL harcın mahsubu ile 5.567,80 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.162,94 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk dava masrafı, 201,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.642,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —– uyarınca 10.633,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.