Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/763 E. 2020/235 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/763 Esas
KARAR NO : 2020/235

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kasko teminatı altındaki —– plakalı araç ile davalıların sürücüsü, sahibi ve trafik sigortacısı olduğu —plakalı aracın 09.09.2012 tarihinde 6 araçlı zincirleme kazaya karıştığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün asli kusurlu ve hasar tutarının %50 kısmından sorumlu olduğunu, —- tarihinde ödendiğini, açıklanarak,— plakalı aracın 12.998 TL hasar tutarının %50 kısmına karşılık gelen 6.499 TL kısmının (sigorta şirketi yönünden teminat limiti ile sınırlı olması kaydıyla) ödenme tarihi —itibariyle yasal faizi ile müştereken ve müteselsilsen tahsili talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … ile davalı …’in savunmalarında, kaza anında yolda çalışma olduğu ve aniden önüne çıkan işçilere çarpmamak için durduğunu, kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, —– plakalı otomobilin diğer davalı …—– trafik sigortası teminatı altında olduğu açıklanarak, kendileri yönünden davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı ….—- savunmasında, kazaya karışan — plakalı aracın kaza anında trafik sigortası teminatı altında olduğunu, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumunun ve davacının zararının bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiği açıklanarak, davanın reddi talep edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen kanıtlanamayan davanın reddine ilişkin hüküm Yargıtay — Hukuk Dairesinin—- karar sayılı ilamıyla yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulduğu, kaza tespit tutanağı ile dosyada aldırılan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu, bu çelişki giderilerek ve Milas —- Asliye Hukuk Mahkemesinin —-esas sayılı dosyasında aldırılan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporu da getirtilerek uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekçesiyle karar bozulmuş bozmaya uyularak yeniden yargılama yapılmıştır.
Usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda —- müzekkere yazılmış, — esas sayılı dosyanın uyap üzerinden gönderilmesinden sonra dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişiler tarafından —– tarihli rapor tanzim edilmiştir.
Milas —- Asliye Hukuk Mahkemesinin —esas sayılı dosyasında aldırılan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporunun incelenmesinde, özetle, olayın zincirleme kaza olduğu göz önünde bulundurulduğundan, olay sırasında önündeki araca arkadan çarpan her bir araç sürücüsünün kendi aracının önündeki ve çarptığı aracın arkasındaki hasar nedeniyle tamamen kusurlu olduğu, olay mahallinde mevcut şartlar nedeni ile yavaşlayıp durmak durumunda kalan sürücü …’in ise kusurunun bulunmadığı belirlenmiştir.
Mahkememizce aldırılan 25/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle, zincirleme kazanın meydana gelmesinde her bir aracın birbirleri ile çarpışmasını bağımsız 5 ayrı kaza olarak değerlendirilmesinin gerektiği, davalı …’in bu kazada en önde bulunduğu, diğer tüm araçların takip mesafesini koruyamadıkları için duramayarak önlerindeki araçlara çarptığını, davacının sigortaladığı aracın kazada en arkada yani konvoyun en sonunda yer aldığı ve önündeki araca arkadan çarptığı, bir önündeki araç olan —- plakalı araç sürücüsünün davacının sigortaladığı araç olan — plakalı aracın ön kısmında meydana gelen hasardan dolayı atfi kabil kusurunun bulunmadığı, —— plakalı aracın önünde oluşan hasardan % 100 oranında —- plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunduğu, Milas —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde aldırılan ——– tarafından sunulan rapor ile trafik polis memurları tarafından düzenlenen 09/09/2012 tarihli Trafik Kaza Tespit Tutanağında yapılan değerlendirmelere, zincirleme kazaya karışan araçların birbirlerine göre olan kusur durumları göz önünde alınarak değerlendirilme yapılmadığından burada yer alan tespitlere katılınmadığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, Milas—-. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —-esas sayılı dosyası ve mahkememizce aldırılan hükme ve denetime elverişli bilirkişi raporu bütünüyle değerlendirildiğinde, davaya konu kazanın zincirleme şeklinde meydana gelen trafik kazası olduğu, davacının sigortaladığı aracın bu kazada konvoyun en sonunda , davalılardan—- ve diğer davalının da sigorta şirketi olduğu —–plakalı aracın konvoyun en başında yer aldığı , kazanın —-plakalı aracın sürücüsünün mevcut yol çalışması nedeniyle yavaşlayıp durmak zorunda kalarak ve arkadaki diğer araçların da bir öndeki araca arkadan çarparak meydana geldiği , yolun mevcut durumu neticesinde —- sürücüsünün arkasında seyreden sürücülerin emniyet takip mesafesini koruması gerekirken korumayıp önlerindeki araca çarparak kendi araçlarının önüne ve önlerindeki araçların arka kısımlarına vermiş oldukları hasar sebebi ile tamamen kusurlu oldukları, davacının sigortaladığı araçta oluşan hasar ve bu aracın kazadaki konumu göz önünde bulundurulduğunda ise bu hasardan —- plakalı araç sürücüsü —- %100 oranda kusurlu olduğu gibi davalılara ait aracın davaya konu hasar ile dava dışı araçlarda oluşan diğer hasarların meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, nitekim Milas —. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —esas sayılı dosyasında alınan — raporunda da aynı hususa vurgu yapıldığı gibi mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda da bu hususların tespit edildiği, her ne kadar davacı vekili tarafından Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması talebinde bulunulmuş ve kaza tespit tutanağı dayanak gösterilerek itiraz edilmiş ise de kaza tespit tutanağının kusur değerlendirmesinin araçların konumu gözetilmeden yapılmış olması sebebi ile yerinde olmadığı gibi dava konusu kazaya ilişkin Milas —. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin— esas sayılı dosyasında hükme esas alınan —- doğrultusunda verilen davanın reddine ilişkin karar Yargıtay — Hukuk Dairesi’nin — Karar sayılı ilamı ile ‘.. özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ..” gerekçesi ile Onama kararı verildiği ve dosyanın kesinleştiği görüldüğünden , davacının itirazları yerinde görülmemiş ve araçta meydana gelen hasarda davalıların sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 111,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 56,6-TL harcın karar kesinleştiğinde istemi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri nedeniyle karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.