Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/76 E. 2021/513 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/76 Esas
KARAR NO : 2021/513

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2018
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davalı … hakkında—– sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, ödeme emri borçlu şirkete 25.01.2017 tarihinde tebliğ olmuş, borçlu şirket vekili tarafından 30.01.2017 tarihinde yetkiye ve borca itiraz edildiği, yetki itirazı nedeniyle dosya yetkili icra müdürlüğü — numarasını aldığı, bu dosya üzerinden gönderilen ödeme emri davalı şirkete 13.11.2017 tarihinde tebliğ olmuş, davalı şirket vekili tarafından 13.11.2017 tarihinde borca itiraz edildiği, davalı vekili yasal itiraz süresi içerisinde sunduğu itiraz dilekçesinde ”müvekkil şirketin böyle bir borcu bulunmamakla; takibe, ödeme emrinde talep edilen alacağa, miktarına, işlemiş işleyecek faiz oran ve miktarına, takibe, borca, borcun dayanağına, borç ilişkisine itiraz ediyoruz. Borcun sebebi kısmında tanımlanan borç müstenidini de kabul etmiyoruz” beyanlarında bulunduğu, yapılan itiraz haksız ve hukuka aykırı olduğu, davacı ve davalı yan arasında yapılmış olan ticari işten kaynaklanan bir borç söz konusu olduğu, takibe ve iş bu davaya konu olan borç yukarıda esas numarasını belirttiğimiz icra dosyasına—- cari hesap ekstresinden kaynaklanmaktadır. Dava dilekçesinin ekinde sunduğumuz cari hesap ekstresi incelendiğinde görülecektir ki davalı şirketin müvekkile toplam 43.810,96 TL borcu bulunmadığı, takibe ve iş bu davaya konu olan davacının ticari defterine kaydedilmiş ürünler, davalı yana teslim edilmiş, herhangi bir anlaşmazlık olmadığından aynı şekilde borçlu yanın bu konuda yasal süreleri içinde herhangi bir itirazı olmadığı, buna rağmen borçlu borcunu uzun süredir davacıya ödemediği, hakkında yapılan takibe itiraz etmesi de kendisi için süre kazanmaya yönelik tamamen kötü niyetli olduğu, faturalar ve ticari defterlerin incelenmesiyle de anlaşılacağı üzere inkâr edilemez bir borç mevcut olduğu, bununla birlikte davalı taraf davacı şirket ile mail aracılığı ile iletişime geçmiş, maddi açıdan zor durumda olduklarını ve davacı şirkete olan borçlan için bir ödeme planı çıkardıklarını, borçlarını bu ödeme planına istinaden ödemek istediklerini belirtmiş, bu mailde davacı şirkete olan borçlarının 43.810,96 TL olduğunu açıkça kabul ettiği, açıklanan nedenlerle davalı borçlunun ——yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretini davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalıya yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle—-esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine — dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu aleyhine dava konusu 19/01/2017 tarihli cari hesap ekstresi dayanak gösterilmek suretiyle; 43.810,96-TL alacağın tahsili için 09/11/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, İİK 67 md kapsamında taraflar arasındaki ticari ilişkiten kaynaklı davacının davalıya teslim ettiği ürünlerden dolayı ödenmeyen cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine davalı borculunun itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesine yönelik olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve davacı tarafça delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması sebebiyle dosya—tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan 28/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; fatura îçeriği Malın davalıya Teslimi Yönünden: Tacir olan davacının ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının faturalar tanzim edildiği, işbu faturaların davacmın kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, takip konusu cari hesap alacağını oluşturan sondan geriye doğru incelenen faturalar içeriği malların, davalıya teslimine ilişkin yapılan incelemede; işbu faturalardan —– tutarlı faturaların “—-” bölümünde isim ve imzaların bulunduğu imzalı faturalara itiraz edilmemesi, karşıt belgesinin bulunmaması —- tesellümünün ispat edildiği, davacı alacağı: davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi sunmadığı, ihtar edilmiş olmasına rağmen defter& belge sunmamasının yanı sıra ödeme yaptığına ilişkin dekont sunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde; davacının icra takibine konu ettiği cari hesap alacağını oluşturan ve dava dosyasma sunulan faturalardan, —- fatura içeriği malların davalıya tesliminin ispatlandığı faturalar yönünden davacının 21.984,96 TL alacağının bulunduğu, teslim alan İmzası bulunmayan toplam 21.826,00 TL tutarlı faturalar yönünden davacı tarafın dava dilekçesinde delil olarak ticari defterlere de dayandığı, — beyannamelerinin de defterlerin dayanak belgesi olduğundan bu delile de dayanıldığının kabulü halinde takdiri mahkemeye ait olmak üzere, davalı tarafın defterlerinin ibraz edilmediğinden incelenememesi de gözetilerek, teslim tesellüm karinesinin ispat edilmesi yönünde dayanak belge niteliğinde olan — indirimi bakımından, davalı şirketin bağlı bulunduğu——beyannamesinde indirim konusu yapıp yapmadığına ilişkin bilgi istenmesine yönelik rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunda belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla —müzekkere yazılarak —- beyan sınırı altında kalan faturaların KDV indirim konusu yapılıp yapılmadığına— istenilerek dosya arasına alındığı ve dosyanın rapor düzenlenmek için aynı bilirkişiye ek rapor düzenlenmek için gönderilmiş olduğu görüldü.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 16/07/2019 tarihli ek raporda özetle; kök raporda takip konusu faturalardan — bölümünde isim ve imza bulunan yani fatura içeriği malların davalıya tesliminin ispatlandığı faturalar yönünden davacının 21.984,96 TL alacağının ispatının yapıldığının mütalaa edildiği, daha sonra—-formlarının incelendiğinde, “teslim alan” bölümünde herhangi bir isim ve imza bulunmayan —– bedelli faturaların bildirimde bulunulduğu yani faturalar içeriği malın davalıya tesliminin ispatlanmış olduğu değerlendirilmiş olup, —- alacasının bulunduğu, teslim alan İmzası Bulunmayan Faturalar Yönünden; dava dosyasına celp edilen — olarak yer alır. Bunların detayının ilgili— tarafından inceleme raporu olmasa da, beyannameyi düzenleyen davalı ——— V.U.K m. 148 (Bilgi Verme Yükümlülüğü) kapsamında bilgi talep etmesinin istenebileceği, KDV hariç aylık 5.000TL /Ay——– beyan sınırı altında olan——- dosyasına yazı yazılıp V.U.K m. 148 kapsamında beyannameyi hazırlayan meslek mensubu ya da mükellefin kendisine tebligat göndermek suretiyle mezkur faturaların—- yararlanmadığının sorulmasının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, dava dosyasının mevcut delil burumuna göre bu faturaların teslim & tesellüm yönünden ispata muhtaç olduğu, —- kök rapordaki diğer hususların aynen geçerli olduğu kanaatlerine ulaşıldığı, açıklanan nedenlerle tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK ‘mn 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece mahkemeye ait olduğuna ilişkin rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Bilirkişi ek raporunun taraflara tebliğ edildiği, rapora karşı davacı vekili tarafından beyan ve itiraz dilekçesi gönderilmiş olduğu, bilirkişi ek raporunun mahkememizce incelenmesinde, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı nedeniyle dosyanın ikinci kez ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 25/06/2020 tarihli ek raporda özetle; 34.241,52 Tl. tutarlı faturaların kök ve l. ek bilirkişi raporumuzda detayları açıklandığı ispatlanmış olduğu, ispatlanan faturalar dışında, —— kapsamına göre ispata muhtaç olduğu, davacı vekili tarafından sunulan e-posta yazışmalarının ekinde sunulan mutabakat mektubunda davalının 43.810,95 TL borçlu olduğunun gözükse de, —–gelmediği, —-mutabakat mektubunun somut delil teşkil etmediği, kabul edilebilir olup olmadığı, hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğu diğer hususlar yönünden —- ek bilirkişi raporunun aynen geçerli olduğu kanaatine ulaşıldığına ilişkin rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve ek raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davanın taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, davalının davaya cevap dilekçesi sunmadığı, takip dosyasında borca genel olarak itirazda bulunduğu, davacının taraflar arasındaki ticari ilişkiyi ve alacak miktarını ispatlaması gerektiği, davacının takip talebinde cari hesaba dayandığı, irsaliyeli faturaları dosyaya sunduğu, taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından defter incelenmesine ilişkin ara karar kurularak davalı tarafa da ihtaratlı davetiye çıkartılmasına rağmen davalı tarafça ticari defterlerin incelemeye sunulmadığı, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede —— tutarlı faturaların “— bölümünde isim ve imzanın bulunmadığı, diğer —- bölümünde isim ve imzaların bulunduğu, imzalı faturalar davalı tarafa tebliğ edilerek isticvap davetiyesi gönderildiği, davalı tarafça ihtaratlı isticvap davetiyesine rağmen davalı tarafın mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığı böylece davacının 21.984,96 TL bedel kadar malı davalıya teslim tesellümünün ispat edildiği, irsaliyeli faturalarda imza bulunmayanlar yönünden ise davalı şirketin —– bedelli faturaların bildirimde bulunulduğu yani faturalar içeriği malın davalıya tesliminin ispatlanmış olduğu değerlendirilmiş olup, ——- bakımından ise her ne kadar ispat yükü kendisine düşen davacı tarafa yemin e ilişkin prosedürü yerine getirmesi için usulü işlemler yapılmış ise de davacı vekili tarafından sunulan e-posta yazışmalarının ekinde sunulan mutabakat mektubunda davalının 43.810,95 TL borçlu olduğunun davalı tarafça kabul edilmesi ve dava konusu dayanak faturaların davacının usulüne uygun tutulan ve kesin delil sıfatına haiz ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, yargılama süresince davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesindeki borcun bulunmadığına ilişkin soyut itiraz dışında yargılamaya katılınmadığı, gerekli ihtaratları içerir tebligata rağmen inceleme gün ve saatin de ticari defterlerin hazır edilmediği, ayrıca —– Karar sayılı kararında da vurguladığı üzere ticari davalarda ticari defterlerin karşılıklı olarak incelenmesi gerekmekle davalı tarafın gerekli ihtarlara rağmen ticari defterlerini ibraz etmeyerek kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğu ve engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılacağı nitekim aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonucun ortaya çıkacağı ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı da göz önünde bulundurulması gerektiği, bu anlamda davacının davasını ispatladığı değerlendirilerek davanın kabulü ile, davalının —–sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının—- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Hükmedilen 43.810,96-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.992,72-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 748,19-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.244,53-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacılar tarafından yatırılan 748,19-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 193,8‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 979,70-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —göre belirlenen 6.495,42-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.