Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/715 E. 2021/883 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/715 Esas
KARAR NO: 2021/883
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/06/2018
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın —- bedelli olmak üzere toplam —- bedelli iki adet faturadan kaynaklı alacağı olduğunu, iddia olunan faturalara ilişkin her hangi bir mal ve ürün siparişi yapılmadığı gibi müvekkiline teslim edilen her hangi bir mal veya ürün bulunmadığını, ancak faturalara konu alacağa ilişkin—–sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, söz konusu faturalarla ilgili herhangi bir mal siparişi yapılmadığını, davacıya teslim edilen herhangi bir malzemenin de olmadığını, fatura suretlerinin takip dosyasına sunulmadığını, davacı şirketin ticari defterleri incelendiğinde davalı tarafından teslim edilmiş herhangi bir malzemenin olmadığının ortaya çıkacağını, icra takibinde tebligatın usulsüz bir şekilde yapıldığı için takibe süresi içerisinde itiraz edemediklerini, takibin kesinleştiğini, icra takibin durdurulmasını, alacaklının kötü niyetli olarak takip yaptığından alacağın %20’inden aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesini, davalarının kabulü ile takip konusu alacak nedeniyle davalı yana borçlu olmadıklarının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında —- gerçekleştiğini, davalı vardıkları anlaşma gereği kömürleri davacı şirkete ekte sunulan sevk irsaliyelerinden de anlaşılacağı üzere teslim ettiğini, faturalarında kargo yoluyla davacı şirkete yollandığını, davacının faturalara itirazının olmadığını, davacının aradan geçen süreye rağmen fatura bedellerini ödemediğini, beyan ederek huzurda görülmekte olan davanın reddini, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, menfi tespit istemine ilişkin olup, davacı taraf davalı tarafından aleyhine —- dosyasında iki adet faturaya dayalı takip başlatıldığını, takibin usulsüz tebligat ile kesinleştiğini, taraflar arasında takip konusu faturalara yönelik bir ticari ilişki olmadığı gibi fatura konusu malların da davacı tarafa teslim edilmediğini, takip dolasıyla herhangi bir borcun bulunmadığı iddiasıyla huzurdaki davayı açmış, davalı taraf ise davacı tarafından —- siparişi verildiğini, sipariş doğrultusunda fatura düzenlendiğini davacı tarafa teslim edildiğini yine fatura konusu malların da davacı tarafa tesliminin gerçekleştiğini buna ilişkin irsaliyelerin mevcut olduğunu, davacının faturalar yönünden borçlu olduğunu, ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde bu hususun açıklığa kavuşacağı yönünde savunmada bulunulmuş olup davanın reddini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bu doğrultuda icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında kabul edilen —- yasa ile dava miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğundan, basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Menfi tespit istemine konu— takip dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davalı, borçlusunun davacı şirket olduğu; takibin — bedelli iki adet faturaya dayalı toplam —- alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya —– tarihinde tebliğ edildiği; süresinde itiraz edilmemesi sebebi ile takibin kesinleştiği, borçlu tarafından icra hukuk mahkemesine usulsüz tebligat sebebi ile şikayet başvurusunda bulunduğu, mahkeme tarafından şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, bu doğrultuda — dosyası, davacı çalışanlarını gösterir—— celp edilerek dosya içine alınmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle —– uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı şirketin adresinin — olması nedeniyle, ——- yazılmış, talimat doğrultusunda davacı defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak —– tarihli talimat raporu düzenlenmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen talimat raporunda özetle,” “Davacı firma defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının zamanında yapıldığı ticari delil olma özeliği taşıdığı, ancak dava konusu olan iki adet fatura ve faturalara dayanak olan irsaliyelere ait herhangi bir kayıt ya da bilgi tespit edilemediği,—- tarafından mahkemeye gönderilen — analizi raporunda davacının —bildiriminin olmadığı, davalı alacaklı tarafından dosyaya sunulan posta alındı belgesinde;—- yazılı gönder olduğu teslim alan kısımda isim ve — olmadığı, sadece imza olduğu, —- tutarında alacaklı olduğu borca ilişkin faturaların tebliğ edildiği, faturaların teslim alınmasını ve —- tarihine kadar borcun ödenmesini aksi halde tüm yasal haklarının kullanılacağına dair ihtarname çekildiği, davacı vekili tarafından —- kömürü taşıyan şoförler,—- adına suç duyurusunda bulunduğu —- soruşturma açıldığı, ifade alma tutanaklarında bazı şoförlerin—– ettiklerini bazılarının —- olay ile ilgili bilgilerinin olmadığını nakliyeciden iş aldığını yükü söylenen yere indirip bedelini aldığını beyan ettikleri,—- Yetkilileri ve çalışanları verdikleri ifadelerinde dava konusu kömürün kendi firmalarına geldiğini faturanın yanlışlıkla davacı firmaya kesildiğini, o dönem iflas etikleri için faturaları takip etmediklerini yönünde ifade verdikleri, —- sürdürülen Soruşturmanın devam ettiği, dava dosyasında sunulan bilgi ve belgeler ile davacı —- yapılan incelemede, taraflar arasında ticari ilişkiyi gösteren herhangi bir yazılı sözleşme bilgi ve belge olmadığı, dava konusu edilen iki adet fatura da belirtilen ürünün davacıya teslim edilip edilmediği konusunda herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, irsaliyelerde ürünün yükleme anında teslim alan olarak şoförlere imzalatıldığı, ürünün alıcıya teşlim edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı bunun sonucunda malın davacıya teslim edilmediği değerlendirilmekle beraber ürünün taraflar arasında yapılmış bir sözleşmeye göre başka yere veya firmaya davacı firma adina teslimi ile ilgili bir anlaşma olduğunun iddia edilmesi halinde iddia sahibi iddiasını ispatla mükellef olduğu, netice itibariyle takip konusu yapılan faturaların ticari defterlerde kayıtlı olmadığı, —– gösterilmediği ve sonuç olarak davacı tarafın defterlerinin incelenmesi sonucu dava konusu olan iki adet faturadan dolayı davacının davalıya borcu olmadığı” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Ticari davalarda taraf defterlerinin karşılıklı incelenmesi gerekmekte olup, davalı defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı üzerinde , alınan talimat raporu ile karşılaştırma yapılarak inceleme yapılması için dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından —- tarihli rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporunda özetle ”Davalı şirket tarafından ibraz edilen — yıllarına ilişkin ticari defterlerin;——açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından—– uygun olduğu, davalı şirketin —– yılında davacı şirkete —— bedelli iki adet fatura düzenlediği, faturaların teslim alan ve teslim eden bölümlerinde imzaların bulunmadığı, davalı şirketin söz konusu faturaları—– muhasebe fişi ile kayıt ettiği, davacı şirketin söz konusu faturalara istinaden herhangi bir ödemede kaydının bulunmadığı, —— yılında da davacı tarafından yapılan bire ödeme kaydının bulunmadığı, davalı şirketin söz konusu iki adet fatura haricinde başkaca hir faturayı davacı şirkete düzenlemediği, davalı şirketin davacı şirkete söz konusu malları teslim ettiğine ilişkin sevk irsaliyelerinde imzası bulunan şoförlerin malzemeleri dava dışı —–teslim ettikleri, sevk irsaliyelerinde imzası bulunanların davacı şirket çalışanı ve yetkilileri olmadıkları, dava dışı şirket çalışanlarının——İle sevk edilen dava konusu kömürleri kendilerinin teslim aldıklarını kabul ve ifade ettikleri, dava dosyasına ibraz edilen ve davalı şirkete ait —– incelendiğinde davalı şirket ile dava dışı —– tutarında fatura düzenlendiği, davalı şirket ile dava dışı şirket arasında ticari münasebetin bulunduğu, davacı şirketin ——- dosya ile davalı şirkete borçlu olmadığı” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ile alınan mahkememiz denetimine elverişli bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; dava niteliği itibariyle menfi tespit davasıdır. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal düzenlemeler ve ispat yükünün özellikleri üzerinde durmakta fayda bulunmaktadır.—– göre, kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “İspat Yükü” başlıklı 190. maddesinde; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Menfi tespit ve istirdat davaları —–düzenlenmiştir. Maddeye göre; borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir. —— kararında belirtildiği üzere, ispat yüküne ilişkin yukarıda açıklanan genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran—- ispat etmelidir. Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir. —– açıklanmıştır.
Somut olaya dönüldüğünde davacı tarafça taraflar arasında ticari ilişki olduğu hususu kabul edilmemiştir.—— dosyada taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğuna dair yazılı bir belge bulunmamaktadır. Sözleşme ilişkisi sözlü olarak da kurulabilmekle birlikte ispat yüküne ilişkin açıklanan nedenler ile öncelikle davalı taraf, alacağını dayandırdığı hukuki ilişkinin varlığını kanıtlamak durumundadır. Davacı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarında da davalı ile ticari ilişki olduğuna dair herhangi bir kaydın olmadığı yine——- kayıtlarında da davacı tarafça davalı ile ilgili bir beyanda bulunulmadığı görülmektedir. Davalı tarafın yalnızca fatura kesmiş olması ve ticari defterlerinde kayıt altına almış olması hukuki ilişkinin varlığı için tek başına yeterli değildir. Davalı tarafça alacağına dayanak yapılan iki adet faturanın da davacı taraf teslim edildiğine ilişkin somut bir bilgi ve belge bulunmamakta olup, davalı taraf faturaları kargo aracılığı ile davacıya gönderdiğini beyan etmiş ve posta alındı belgesi dosyaya sunmuş ise de belgenin incelenmesinde kargo cinsinin —- olduğu, teslim alan kısmında isim ve —– bilgisinin bulunmadığı yalnızca imza olduğu görülmüş, anılan belgenin faturaların teslimine yönelik olup olmadığı, davacı tarafa teslim edilip edilmediği hususunun belli olmadığı anlaşıldığından ispata elverişli olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı tarafça davacıya ——— ihtarnamesi gönderilmiş olup ihtarnamede faturaların iade edildiği, teslim alınması gerektiği ve borcun ödenmesi talep ve ihtar edilmiştir. İhtarnamenin tebliğ tarihi dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Esasen davacı şirkette satış pazarlama ve muhasebe bölümünde çalışan —– soruşturma dosyasındaki ifadesinde davalı ile davacı şirketin ticari ilişkisi bulunmadığını, davalı tarafından fatura gönderildiğini ve faturanın iade edildiğini, tekrar gönderilmesi üzerine yeniden iade edildiğini beyan etmiştir. İncelenen ticari defter kayıtlarında faturanın iade edildiğine ilişkin esasen bir bilgi ve belge yoktur. Ancak uyuşmazlığın niteliği gereği esasen faturanın tek başına teslim edilmiş olması da davalı tarafın alacağını ispatlamaya elverişli olmadığı, fatura konusu malları teslim ettiğini ispatlaması gerektiği göz önüne alındığında faturaların teslim edilip edilmemesi yahut iadeye konu olup olmaması da tek başına yeterli değildir. Kaldı ki davacı tarafın defterlerinde fatura yahut irsaliyeye ilişkin hiç bir kayıt bulunmamaktadır. Davalı tarafça dosyaya fatura konusu malların teslimine ilişkin imzalı sevk irsaliyeleri sunulmuş ise de sevk irsaliyesinde adı ve imzası olan kişilerin davacı şirket yetkilisi yahut çalışanı olmadığı, nakliye ——–şoförleri olduğu görülmüş olup nitekim bu hususa ilişkin davalı tarafça da bir itiraz yahut aksi yönde bir iddia da ileri sürülmemiştir. Yine davacı şirketin ——çalışanlarını gösterir kayıtlarda da bu kişilerin isimleri yer almamaktadır. Soruşturma dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalı şirket ve yetkilileri ile dava dışı —– nakliye şoförleri hakkında güveni kötüye kullanma suçu iddiasıyla şikayette bulunulduğu görülmüştür.—— dosyasında sevk irsaliyelerinde imzası bulunan nakliye şoförlerinin bir kısmının tanık olarak ifadeleri alınmış olup, beyanlarda dava dışı ——– depoya kömürlerin teslim edildiğini beyan ettiği görülmüştür.—- anılan şirket yetkilileri tarafından verilen ifadelerde kömürleri——-davalıdan sipariş ettiğini, kömürlerin teslim alındığını beyan etmişlerdir. Davalı şirketin incelenen ticari defterlerinde dava dışı ——- münasebet bulunduğu, —– tutarında fatura düzenlendiği görülmüştür.—– dosyasında ve mahkememiz dosyasında —–tarihli tutanak isimli belgeye rastlanılmış olup, belgede dava dışı —— yetkililerinden ——-imzasının bulunduğu ve dava konusu faturaya konu malların davacı adına davadan sipariş edildiği ancak ödeme yapılamadığı, malların teslim alındığı, fatura bedellerinden de —–sorumlu olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafından yargılama süresince soruşturma dosyasındaki ifadelere yahut ——-tarihli tutanak isimli belgeye dair hiçbir beyan ve itirazda bulunulmamış olup, savunmasını diğer bir deyişle alacak iddiasını fatura ve sevk irsaliyeleri ile ticari defter ve kayıtlara, davacının ödeme emrine itiraz etmemesi ve takibin kesinleşmesine dayandırdığı görülmüştür. Yine bilirkişi raporlarına karşı sunmuş olduğu dilekçelerinde aynı hususları ilişkin beyan ve itirazda bulunmakla birlikte davacı ile dava dışı şirketin danışıklı olarak hareket ettiğini beyan etmiş ise de bu hususu ispata yarar bir delil dosyaya sunulmamıştır. Yine davalı tarafça danışıklı hareket edildiği soyut olarak ifade edilmekle birlikte malın başka yer yahut firmaya davacı adına teslim edileceğine ilişkin taraflarca anlaşma yapıldığına yönelik açıkça bir iddia da ileri sürülmemiş olup, nitekim bu hususa ilişkin bir delil de dosya kapsamında mevcut değildir. —— tarihli belgenin içeriğinden de aksi yönde bir kanaate varmak mümkün görünmemektedir. —— belgede davacı tarafın davalıdan mal siparişini kendi adına ancak başka bir firmaya teslim şeklinde gerçekleştiğine ilişkin bir beyan yahut davacı adına bir imza yer almamaktadır. Davalı taraf ticari ilişkinin davacı ile arasında olduğunu ve davacı tarafından sipariş verildiğini ve malların davacıya teslim edildiğini iddia etmekte olup, basiretli tacir gibi davranması esas olan davalının öncelikle hukuki işlemi ispat etmesi gerektiği akabinde malları teslim ettiği hususunu yazılı deliller ile ispatlaması gerekmektedir. Bu noktada davacı tarafından güveni kötüye kullanma suçuna dayalı şikayet neticesinde açılan soruşturma dosyasının akıbetinin mahkememiz yönünden bir bağlayıcılığının olmadığı kanaatine varılmıştır Açıklanan nedenler ile davalının temelde hukuki işlemi ve akabinde mal teslim olgusunu ispatlayamadığı, dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı görülmekle, davacının davaya konu ——- yönünden davalıya bir borcunun olmadığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulü ile davacının —— dosyası yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, dosya kapsamı itibariyle davalının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davacının —- sayılı dosyası yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, dosya kapsamı itibariyle davalının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar harcı —-harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan —- peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan —- yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen—- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——– Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2021