Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/713 E. 2022/893 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/713 Esas
KARAR NO : 2022/893

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2018
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davalı—–şirketinin zorunlu trafik poliçesini—– keşide ettiği,—– sahibi olduğu ve —— tarafından kullanılan —–plakalı aracın 18/02/2017 tarihinde yaya olan müvekkiline çarptığını, kazanın müvekkilinin yaya geçinden karşıdan karşıya geçerken yolun ortasına geldğiinde bir —–sağından hızlı şekilde geçmeye çalışan davalı—— aracı ile müvekkiline çarpması suretiyle gerçekleştiğini, kaza sırasında—– plakalı aracın çarpması ile müvekkilinin sol el bileğinden, sağ ayak bileğinden yaralandığını, kaza sonrasında müvekkilinin kaldırıldığı—— tedavi edildiğini ve ayağına platin takıldığını, müvekkilinin eski sağlığına kavuşamadığını ve sakat kaldığını, anılan hastaneden 17/05/2018 tarihli engelli sağlık kurulu raporu aldığını, bu raporda müvekkilinin sağ ayağında bulunan kalıcı sakatlık nedeniyle % 10 oranında sürekli sakat olduğunun belirtildiğini, gerçekleşen kazayla ilgili sürücü—— hakkında—— Esas sayılı dosya açıldığını, gerçekleşen kazada davalı sürücü —–tek ve asli kusurlu olduğunu, ceza dosyasından yapılan bilirkişi incelemesinde davalının tek ve asli kusurlu olduğunun müvekkilinin ise kusursuz olduğunun açıkça belirtildiğini, gerçekleşen kaza sonrasında sakat kalan müvekkilinin trafik poliçesi kapsamında zararının tazmini hususunda ——-11/05/2017 tarihinde başvuru yapıldığını, 12/05/2017 tarihinde başvuru dilekçelerinin davalı ——- şirketine teslim edildiğini ve bu başvurudan bir netice alınamadığını, daha önceleri komilik garsonuk ve temizlik elemanı olarak çalışan müvekkilinin artık eskisi gibi işini yapamadığını, sürekli ayakta kalması gereken müvekkilinin sakatlığı nedeniyle sürekli ağrı acı çektiğini, gerçekleşen kaza sonrasında müvekkilinin tedavi sürecinde tarif edilemez acılar çektiğini, müvekkilinin talep ettiği maddi tazminattan davalı—— şirketine keşide ettiği sigorta poliçesi gereğince maddi ve manevi tazminattan ise davalılardan —— plakalı aracı işleten olarak, davalılardan ——-ise bizzat haksız eylemi gerçekleştiren taraf olarak hukuken sorumlu olduğunu, kaza sırasında özel bir firmada komilik yapan ve asgari ücret alan müvekkilinin şu an ise ——Şirketinde temizlik görevlisi olarak çalıştığını, müvekkilinin asgari ücret aldığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları sonradan taleplerini arttırma hakkı saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davalarının kabulüne, geçirdiği kazada sakat kalmasından bahisle müvekkiline geçici iş göremezlik nedeniyle şimdilik 100,00 TL, sürekli iş göremezlik nedeniyle şimdilik 900,00 TL maddi tazminatın, davalılardan ——bakımından kaza tarihinden (18/02/2017) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı——- bakımından —— poliçesi kapsamıyla sınırlı olmak üzere ve sigortaya başvuru tarihi olan 12/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile brilikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin uğradığı manevi zararların tazmini için 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden (18/02/2017) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sadece davalılar ——- müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ——Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete yapılan başvurunun KTK madde 97 kapsamında geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, davaya konu kazaya karışan —— plaka sayılı aracın müvekkili—— nezdinde——numaralı —– polisçesi 07/02/2017-07/02/2018 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçe kapsamında müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, öncelikle kusur durumunun net ve kesin olarak tespiti gerektiğini, davacının, sigortalıları olan araç sürücüsüne raci kusur ve zararı kanıtlaması gerektiğini, zararın kanıtlanmaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığını, davacının iddia ettiği kalıcı sakatlığının tespiti için rapor alınması halinde hazırlanacak raporda trafik sigortasının genel şartları gereği meslekte kazanma gücü kaybı oranının değil özürlülük oranının dikkate alınması gerektiğini, dava konusu sigortalı araç poliçesi genel şart ve kanun değişikliği sonrasında 07/02/2017 tarihinde tanzim edilmiş olduğundan yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, müvekkili şirket nezdindeki trafik sigorta poliçesinin 07/02/2017 tarihinde tanzim edilmiş olduğundan bu poliçenin 01/06/2015 tarihli trafik sigorta poliçesi genel şartlarına tabi olduğunu, bu durumda k abul anlamına gelmemek kaydıyla 01/06/2015 tarihli trafik sigorta poliçesi genel şartları ve ilgili mevzuat gereği, maluliyet tazminatına ilişkin hesaplamanın gencel—— (kadın-erkek hayat) tabloları esas alınarak yapılması gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik gideri ile geçici ile sürekli iş göremezlik dönemine ait tedavi giderlerinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, zira bu hususta sorumluluğun —– ait olduğunu, mevzuatlar uyarınca——- yapılan prim aktarımı neticesinde müvekkili sigorta şirketinin geçici iş göremezlik ve tedavi ve bakıcı giderine ilişkin sorumluluğunun sona erdiğini, davacının herhangi bir ——bağlı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacı yanın gelir durumunu somut belgelerle is pat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla gelir durumuna ilişkin olarak somut belge ve delil sunulamaması halinde yasal asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple mahkememizce faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden işletecek yasal faiz olması gerektiğini, davacı tarafça müvekkili şirkete geçerli bir başvuru yapılmadığını, dolayısıyla başvuru şartının yerine getirilmediğinden müvekkili şirketin temerrüdünün söz konusu olmadığını, mahkememizce faize hükmedilmesi halinde faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar——vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili —— hakkında ——Esas sayılı dosyası ile bu olaydan dolayı yargılaması sürmekle birlikte davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği bilirkişi raporunun müvekkili aleyhine olmasının mahkememizde konu olması gereken bir belge olmayıp ceza davalarındaki hususların hukuk davalarını bağlamadığını, aynı şekilde ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının da hukuk hâkimini bağlamayacağını, müvekkilinin kazada ne kadar kusurlu olduğunun tespiti için mahkememizden yeniden bilirkişi raporu alınması ve buna göre bir değerlendirme yapılması gerektiğini, zaten müvekkilinin hakkında halen devam etmekte olduğundan aleyhine kesin bir hüküm de verilmediğini, müvekkilinin de yaşanan kazadan sonra büyük bir üzüntü yaşadığını ve davacı için elinden geleni yaptığını, kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kastı olmayan müvekkilinin davacıyı kendi hastaneye götürdüğünü ve tedavi süresince başında beklediğini ve gidemeği zamanlarda bile telefonla sağlık durumu ile haberlerini aldığını, ayrıca tedavi sürecinde gerekli olan masrafları davacıya ödetmediğini, davacının tedavisinde sonra gereken hasta bakımı için gerekli malzemeleri de kendisi aldığını, bu kapsamda davalı ve ailesi tarafından istenilen tüm ihtiyaç malzemeleri teslim alınarak davacıya verildiğini, market ihtiyaçlarının karşılandığını, ayrıca maddi ihtiyaçlarının görülmesi için 1.500 TL elden ödeme yapıldığını, banka havalesi yolu ile de 1.500 TL ödeme yapıldığını, müvekkillerinin aleyhine hastane masrafı için talep edilen maddi tazminatın daha önceden davalıya veya eşine ödendiği için mükerreren talep edilmesinde bir yarar olmadığı gibi bu talebin hukuki dayanaktan da yoksun olduğunu, tedavisinden sonra çalışamadığı sürede iş görememezlik bedeli olarak istedikleri maddi tazminatın da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin, davacının işe gitmediği dönemlerde davacıya maddi olarak para yardımında bulunmuş olup davacının da bunu kabul ettiğini, müvekkilinin davacıya maddi olarak toplamda 5.000 TL ye yakın zararlarının karşılığı olarak yardımda bulunduğunu ve davacının bu yardımları kabul ettikten sonra sözlü olarak müvekkilinin hakkında maddi ve manevi tazminat davası açmayacağını beyan ettiğini ancak davacının sözünde durmadığını ve dava dilekçesinde müvekkilinden aldığı paralardan bahsetmediğini, müvekkilleri aleyhine istenen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, müvekkili——– haksız fiili doğrudan işleyen kişi olmayıp bu haksız fiilin unsurularına sahip olan fiili işleyen kişi olmadığını, maddi tazminattan müşterek olarak sorumlu olsa bile manevi tazminattan sorumlu olmayıp müvekkili aleyhine talep edilen manevi tazminatın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili ——yaşı ve sosyal imkanları da göz önüne alınınca bu miktardan tek başına sorumlu olmasının vicdanı olarak uygun olmadığını, zira müvekkilinin henüz yeni üniversiteyi bitirdiğini, henüz herhangi bir işi olmadığı gibi herhangi bir malvarlığına da sahip olmadığını, her ne kadar davacının üzüntüsü ve acısı için manevi tazminat istenilse de davacının aldığı yardımlardan bahsetmemesinden dolayı yaşanılan olayı sadece hakkını almak değil yeni bir kazanç kapısı sağlamak ve mükrer olarak ödeme almak için kullandığını, kişinin hakkını kötü niyetli olarak talep etmesinin hukuk sisteminin amacına ters olduğunu, bu durumda müvekkil aleyhine istenilen manevi tazminat miktarı da göz önüne alınarak istemin reddedilmesi gerektiğini veya daha fahiş ölçüleri hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile trafik kazasından kaynaklı, davacının sürekli ve geçici iş göremezlik iddiasına ilişkin maddi tazminat ile manevi tazminat talebine ilişkin davadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 18/02/2017 tarihinde meydana gelen, davalılardan sigorta şirketinin —–sürücü, ——maliki olduğu —– plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu meydana gelen davaya konu trafik kazasında davacının ve davalı sürücünün kusurlu olup olmadığı, kusurlu iseler hangi oranda kusurlu oldukları, davacının yaralanması sebebiyle dava konusu edilen davacının çalışmamasından kaynaklı kazanç kaybına ilişkin bir zararının olup olmadığı, yaralanmanın sürekli iş göremezlik oluşturup oluşturmadığı, sürekli iş göremezlik halinin oluşmuş olması halinde davacının yoksun kalacağı gelirinin bulunup bulunmadığı, davalının her iki tazminattan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise hangi miktarda ve ne şekilde sorumlu olduğu, manevi tazminat talep etmeye yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve bu tazminattan davalı sürücü ve malikin kısmen ya da tamamen birlikte ya da ayrı ayrı sorumluluklarının bulunup bulunmadığına davacının faiz talep edip edemeyeceği, edecek ise faizin başlangıcının ve türünün ne olduğu noktalarında toplandığı görülmüştür.
Davalı —— şirketine ait hasar dosyası dosyası, poliçe, —— raporları ile hastane evrakları celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan kaza tespit tutanağı ve diğer deliller incelenmiştir.
Meydana gelen trafik kazasındaki kusur oranlarının tespiti için dosya—–Dairesi’ne gönderilmiş; 08/07/2019 tarihli rapora göre; “davalı sürücü —— sevk ve idaresindeki otomobil ile seyrini; istikametine hitaben bulunan yaya geçidi yaklaşım levhası ve hız tahdit levhalarını dikkate alıp, hızını her an tedbir alabileceği asgari seviyeye düşürerek müteyakkız şekilde seyrini sürdürmeye özen göstermesi ve yine yaya geçidi üzerinden karşıya geçmeye çalışan davacı yayaya ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip, olay mahalline geldiğinde dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde önündeki aracı geçmeye çalıştığı sırada davacı yayaya karşı etkin fren tedbiri almadan çarptığı olayda asli kusurludur. Davacı yaya —— kurallara uygun bir biçimde yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada davalı sürücünün idaresindeki aracın sadmesine maruz kaldığı olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır” şeklinde belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacının maluliyetinin tespiti yönünde dosyanın —— Kurumunun 09/08/2021 tarihli raporda özetle; 30/03/2013 tarih ve —– sayılı——yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında; Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 0(yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, iyileşme (işgöremezlik) süresi olan (9) dokuz aylık süre içerisinde 1(bir) ay bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği yönünde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Mahkememizin duruşma ara kararı gereği dosyanın niteliği gereğince—– uzmanı niteliği bulunan bir —– tevdii edilerek rapor alınmasına yönelik karar verildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 26/05/2022 tarihli raporda özetle; “Dosyaya verilen —— karar no.lu raporundaki belirlemeler doğrultusunda, sürekli işgöremezlik (maluliyet) oranı tayin edilmeyen davacı için sürekli işgöremezlik tazminatı hesaplanmasının
mümkün olamadığına; davacının (9) aylık geçici işgöremezlik tazminatının, davalı tarafın
%100 kusuru üzerinden ve rücuya tabi ——-ödemesi indirildikten sonra 10.279,52 TL. Hesaplandığına; Sigorta şirketi yönünden faiz başlangıç tarihinin, KTK.99/1 madde uyarınca,gerekli tüm belgelerle sigorta şirketine başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olması
gerekmektedir. Dava dilekçesi ekinde, sigorta şirketine 11.05.2017 tarihli başvuru dilekçesinin davalı ——şirketine 12.05.2017 tarihinde teslim edildiğine ilişkin —— gönderi takip ekran görüntüsünün sunulduğu görülmektedir.Hasar dosyasındaki davacı tarafın başvuru dilekçesi üzerinde de davalı —— şirketinin 12.05.2017 tarihli alındı kaşesi bulunmaktadır. Buna göre dosyadaki belgeler kapsamında, sigorta şirketi yönünden faiz başlangıç tarihi konusunda takdir ve değerlendirmenin Mahkemenin Sayın Hakimine ait olduğuna ilişkin..” belirtildiği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamına göre; davacının davaya konu trafik kazasında yaralandığı, olayda —— plakalı aracın sürücüsü ——- asli ve tam kusurlu olduğu; yargılamada davacının kazaya bağlı maluliyetinin tespiti anlamında dosyanın —— ne gönderilerek maluliyet raporu aldırıldığı,——09/08/2021 tarihli raporuna göre; 30/03/2013 tarih ve—— yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında; Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 0(yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, iyileşme (işgöremezlik) süresi olan (9) dokuz aylık süre içerisinde 1(bir) ay bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği yönünde rapor tanzim edildiği, dolayısıyla davacının meydana gelen kazadan dolayı sürekli maluliyetinin bulunmadığının anlaşıldığı, davacının 9 ay geçici maluliyetine karşılık 10.279,52 TL geçici işgöremezlik tazminatı hesaplandığı anlaşılmakla bu yönden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Manevi tazminat yönünden; manevi tazminatın zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşıdığı, manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği; zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerektiği; takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olacak şekilde belirlenmesi gerektiği, tüm dosya kapsamına göre; olayın oluş şekli yanında, zararın davacı yönünden ağırlığı, davalının asli kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önünde bulundurulduğunda, taktiren davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat talebi yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜ ile; 10.279,52 TL geçici işgöremezlik tazminatının davalı——poliçe miktarıyla sınırlı olmak üzere, davacının sigorta şirketine yazılı başvuru tarihi olan 12/05/2017’den itibaren 8 iş günlük süre bitimine denk gelen 25/05/2017 tarihinden itibaren; davalılar ——olay tarihi olan 18/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE;
-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 702,20-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA
-Davacı taraf maddi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—— nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebi yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜ ile; 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE;
-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 1.366,20‬-TL harçtan başlangıçta davacı tarafından yatırılan 1.041,73-TL ve sonradan yatırılan 31,70-TL harcın mahsubu ile kalan 292,77‬-TL harcın davalılar——müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
-Manevi tazminat davası yönünden davacı tarafından yatırılan 1.073,43‬-TL harcın davalılar ——müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı taraf manevi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— nispi vekalet ücretinin davalılar—— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davalılar—–kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen—– nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar—–verilmesine,
3-Davacı tarafından maddi ve manevi tazimat davası yönünden yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 563,80-TL tebligat ve müzekkere gideri ve 850-TL bilirkişi ücreti ücreti olmak üzere toplam 1.449,7‬0-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 623,371‬-TL nin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların ve davalılar vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—— Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.