Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/678 E. 2019/808 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/678 Esas
KARAR NO : 2019/808
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/06/2018
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine müvekkil olan borcu sebebi ile İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğünün ———- esas sayılı dosyandan icra takibinde bulunduğunu, davalı tarafın borca, borcu bulunmadığı iddiası ile itiraz edildiğini, müvekkilinin, davalının rizede bulunan inşaatında ustalık yaptığını, bu ustalık karşılığı 88.750,00 TL ödeme gerektiğini, davalının bu bedelden sadece 20.000.00 TLsini ödediğini, ödeme yapılması için noter kanalı ile ihtarname çekildiğini beyan ederek İtirazın iptali ile takibin devamına, %20.icra inkar tazminatına, Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasını kabul etmediklerini, davalı tarafından, davacı tarafa herhangi bir iş verilmediğini, davacını dava dilekçesinde deliller kısmında taraflar arasında anlaşma olduğu iddiasında bulunarak anlaşmaya dayandığını, davacının eser sözleşmesi iddiasına yönelik herhangi bir belgenin dava dilekçesine sunmadığını, davacı ile davalı arasında akdi ilişki olmadığını bu nedenle sözleşmenin sunulmasınında mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle , eser sözleşmesi nedeniyle bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemi ile icra inkar tazminatına ilişkindir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin —— tarih ve——– karar ile ——– tarih ——— esas ve ——- karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması gerekmektedir .
Mahkememizin ——– tarihli ön inceleme duruşmasında , davacının gerçek kişi tacir ve ticari işletme kaydına ilişkin dosyada herhangi bilgi ve belge bulunamadığından mahkememizin görevi hususunda değerlendirme yapılamamış, İlgili ——— Müdürlüğü, İlgili Vergi Dairesi ve Esnaf Odası’na müzekkereler yazılarak davacının ticari işletme kaydı ile gerçek kişi tacir kaydının bulunup bulunmadığı hususunda bilgi verilmesi istenilmiştir.
Davacı vekili tarafından ——— tarihli dilekçe ile davacının tacir olmadığını, inşaat ustası olduğunu, ticari işletmesinin bulunmadığı beyan edilmiştir.
——– Müdürlüğü tarafından gönderilen 14.06.2019 tarihli müzekkere cevabında gerçek kişi tacir kaydının yahut firma ortaklığının bulunmadığının tespit edildiği bildirlmiştir.
Davaya konu uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava anlamında bir uyuşmazlık niteliğinde olmadığı gibi, davalı taraf tacir olup uyuşmazlık ticari işletmesinden kaynaklı ise de davacı …’ın gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden de kaynaklanmadığı , dolayısıyla nispi ticari dava ölçüleri yönünden de ilgili şartların oluşmadığı, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi mümkün olmayıp 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2/2 maddesi gereğince görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda anlatılan nedenlerle TTK’nun 4(1) maddesindeki düzenleme nedeniyle somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup davaya bakmanın mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/06/2019