Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/659 E. 2021/951 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/659 Esas
KARAR NO: 2021/951
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ: 05/06/2018
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı — müvekkili tarafından, —-bu poliçeye bağlı düzenlenen —- olduğunu, sigortalı tarafından satılan —- —- sayılı araca yüklenerek, alıcı —— adresine gönderilmek üzere yola çıktığını, satılan emtianın nakliyesi sırasında—— çıkış yönüne gelen araçta yapılan köntrol sonucu emtianın bir kısmının araç içinde çalınmış olduğunun tespit edildiğini, söz konusu emtiaların—- alıcısına ulaştığında, burada araç içi detaylı sayım yapılmasına müteakip eksiklik tutarının tespit edildiğini ve tutanak düzenlendiğini, buna göre —– eksik veya kayıp olduğunu, tutanağın içeriğinde mala ilişkin —– aracın kontrolü sırasında kutulardan —kısmının açıldığı ve —- olduğunun tespit edildiği toplam —– kutunun eksik olduğunu, —-eksikliğinin mevcut olduğunun tespit edildiğini, ekspertiz raporu kapsamında yapılan hesaplama uyarınca nakliye esnasında kaybolan ve çalınan ürün tutarının poliçede öngörülen —- ilave bedel hariç sigortalının gerçek zararının—- olduğunu, somut olaya bağlı hasar veya kayıp nedeniyle müvekkili tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu—- olarak belirlenen hasar tazminatının müvekkilinin dava dışı sigortalısı —- tarihinde ödeyip, zararını karşıladığını,—- maddesi hükmü uyarınca taşımacı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar bunların kismen veya tamamen kaybından ve doğacak hasarlardan sorumlu olduğunu, taşıyıcı —- verdiğini—- ilk cümlesi uyarınca tek bir mukavele ile düzenlenen taşıma, karayolu taşımacı tarafından ortaklaşa yapıldığında tüm taşımanın yapılmasından her birinin sorumlu olacağını, —- borçluluğa ilişkin hükümlerinde borçluların sorumluluğu başlıklı —– “alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden dilerse yalniz birisinden isteyebilir” denildiğini,bu noktada müvekkilinin davasını müteselsil borçlulardan birine veya hepsine açmasında özgür olduğunu, müvekkilinin sigortalısına düzenlediği poliçe teminatından zarar tutarında tazminat ödemesi yapmak suretiyle —–uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmesinden doğan zararlardan sorumlu olan davalı ana nakliyeci: —– eksper raporu kapsamında rücu muhatabı olduğuna işaret edildiğini, sigortalının haklarına halef olması rücu muhatabı olma dolayısıyla, müvekkili tarafından davalı — gönderilen rücu mektubuna cevabı gönderilen ihtarnamede de —- nezdinde söz konusu hasara ilişkin hasar kaydının açıldığını ve gerekli tespit ve incelemelerin yapıldığını beyan ettiğini, bunun üzerine sözü edilen sigorta şirketine de başvuru yapıldığını ancak bir geri dönüş alınamadığını belirterek; — maddi tazminat tutarın ve bu tutara —- uyarınca yabancı para borcunun faizinde — açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle belirlenecek faiz tutarını —- uyarınca fiili ödeme günündeki rayiç bedelinin—-mahkeme masraflarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı—- dilekçesinde özetle; davacının işbu davaya konu ettiği talebinin —- zamanaşımına uğradığını, kaldı ki davacının tazminat olarak ödediğini beyan ettiği bedelin düzenlediği poliçe kapsamında olup olmadığının belli olmadığını, dava konusu taşıma işinin ise müvekkili tarafından değil —– tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkilinin taşıyıcı sıfatının bulunmadığını, fiili taşıyıcıyı seçerken tedbirsiz davranmadığı için iddia olunan zararı tazmin mükellefiyeti doğmadığını, kaldı ki üzerine düşebilecek mesuliyetin diğer davalı tarafından sigorta korumasına alındığını, taleplerin ona yönlendirilmesi gerektiğini, her halükarda müvekkilinin sorumluluğunun, mesuliyet sınırının, hasar ihbarının ve faiz isteminin davacının talebine göre değil —–hükümlerine göre belirtenebileceğini, bu kapsamda müvekkiline tazminat bağlamında mesuliyet yüklenemeyeceğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, söz konusu hasar, konu taşımanın —–firması tarafından gerçekleştirildiğini, bu şirketi müvekkilinin sigortalısı olmadığını, müvekkilinin kusuru olup olmadığının öncelikle incelenmesi gerektiğini, müvekkilinin—–gereği yapılan çalışmaların tamamlanmadığını belirtildiği, bu sebeple sigortalının sorumluluğu olmadığından müvekkilinin de sorumluluğu doğmadığını, somut olayda müvekkilinin sorumluluğunun —- göre incelemesi gerektiğini, dava konusu taşımayı gerçekleştiren araçta meydana gelen hasarın nasıl ve ne zaman olduğunun, davacı tarafın taleplerinin müvekkilinin düzenlediği —- teminat kapsamında olup olmadığının, hasarın/zararın davacı tarafından ödeme yaptığı poliçe kapsamına girip girmediğinin ve davacı tarafından yapılan ödemenin poliçe —- çerçevesinde ödenip ödenmediği hususunda araştırma yapılmasını gerektiğini ve lütuf ödemesi olması halinde ödenen|tazminatın rücu konusu yapılamayacağını, talebi kabul anlamına gelmemesi kaydıyla taşıyıcının mesuliyet sınırının —- belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle dava dışı şirkete ait emtianın nakliye işini üstlenen davalı taşıma şirketi tarafından, emtianın taşınması sırasında meydana geldiği iddia olunan zarar nedeniyle, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödediği hasar bedelinden davalıların sorumlu olduğu iddiası ile açılan rücuen tazminat davasıdır. Davacı vekili davalılardan —- taşıma sözleşmesinin yapıldığı taşıyıcı, diğer davalının da taşıyıcı şirketin sigorta şirketi olduğu ve davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğu iddiasıyla davayı açmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda her ne kadar tensip zaptında sehven basit yargılama usulü denilmiş ise de miktar itibariyle dava yazılı yargılama usulüne tabi olmakla anılan usul doğrultusunda yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında kabul edilen —- usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplandıktan sonra, davanın niteliğinin teknik bilgi ve uzmanlık gerektirmesi sebebiyle dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından— bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Düzenlenen —- tarihli bilirkişi raporunda özetle,”.. Somut olayda davalı taşıyıcının belli bir ücret karşılığında üstlendiği taşıma işine tabi olduğu kurallara göre kendisini tazminat bağlamında mesuliyetten kurtarabilecek beyyinelerin herhangi birinden istifade edemeyeceği , alıcısı emrine araç sürücüsünün iştiraki sağlanmak suretiyle düzenlenen tutan kayden noksan teslim edilebilen ürünler için davacının sigortalısına —- olarak davalı taşıyıcıdan ve onun üzerine düşebilecek mesuliyet düzenlediği mesuliyet poliçesi şartları —- araç başına sağlanan sigorta güvencesini aşmaması, miktarın poliçe limiti dâhilinde kalması ve mesuliyet poliçesinde herhangi bir muafiyet öngörülmemiş olması kaydıyla tamamını) rücuen talep edebileceği, talebin haklılığına hükmedilmesi ve |işbu davanın kabul edilmesi halinde davacının rücuen tazminat alacağına, miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere davalı taşıma şirketi yönünden, —- tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren —- oranında maktu döviz faizi de yürütülebileceği, ”yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalılar vekilleri tarafından rapora ilişkin itiraz dilekçeleri sunulmuş, akabinde dosya itirazların değerlendirilmesi ve ek rapor tanzimi için bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından —-ek rapor düzenlenmiştir. Düzenlenen ek raporda özetle,” Somut olayda davalı taşıyıcının belli bir ücret karşılığında üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallara göre kendisini tazminat bağlamında mesuliyetten kurtarabilecek beyyinelerin herhangi birinden istifade edemeyeceği alıcısı emrine araç sürücüsünün iştiraki sağlanmak suretiyle düzenlenen tutanağa kayden noksan teslim edilebilen ürünler için davacının sigortalısına—— tazminat olarak ödediği bedeli derdest davaya konu ettiği miktar üzerinden — olarak davalı taşıyıcıdan ve —muafiyetle onun üzerine düşebilecek mesuliyete düzenlediği mesuliyet poliçesi şartları dâhilinde güvence sağlayan davalı —- —-rücuen talep edebileceği, talebin haklılığına hükmedilmesi ve işbu davanın kabul edilmesi halinde ise davacının rücuen tazminat alacağına, miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere; davalı taşıyıcı şirket yönünden, — hükmü uyarınca istemin yazılı olarak bildirildiği —tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise—- dava tarihinden itibaren ——– yürütülebileceği , kök rapordaki görüşlerin aynen korunduğu ve itirazlar neticesinde görüşte değişikliğe gidecek bir hususun bulunmadığı” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerin tebliğ edilmiş, davacı ve davalı —- tarafından ek rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, anılan davalı vekili tarafından yeni bir heyetten rapor alınması talep edilmiş ise de mevcut kök ve ek rapor dosya kapsamına uygun görülmekle ve aşağıda açıklanan gerekçeler ile yeni bir rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile taraf iddia ve savunmaları bir arada değerlendirildiğinde, dava konusu taşımanın —- olduğu ve uyuşmazlığın çözümünde —- uygulanmasının esas olduğu, davalı —- dava dışı davacısının sigortalısı ile arasında taşıma sözleşmesi yapıldığı ve anılan davalının taşıyıcı sıfatına haiz olduğu anlaşılmakla birlikte fiili taşımanın davalı tarafından değil alt taşıyıcı dava dışı —- tarafından yapıldığı, davalıların itirazlarının aksine —– maddelere göz önünde bulundurulduğunda, taşıyıcılar arasında müteselsil sorumluluk bulunduğu ve fiili taşıyıcıya yüklenecek olan bir kusur varsa üst taşıyıcı konumunda olan ve onun sigortacısı davalı şirketlerin de aynı oranda sorumlu olacağı, dosya kapsamı itibariyle davacının dava dışı sigortalısı ile riziko tarihi itibariyle geçerli ve yürürlükte olan —- kapsamında, görevlendirdiği eksper aracılığıyla belirlenen —- sigortalısı dava dışı şirkete ödediği ve makbuzunu dosyaya sunduğu , poliçede öngörülen —— kısmının tahsili istemiyle davayı açtığı, poliçe ve somut olay incelendiğinde davacının ödediği bedel ile sigortalısının haklarına halef olmakla davada aktif husumet ehliyeti bulunduğu, bilirkişi raporunda da isabetli olarak tespit edildiği üzere davacının sigortalısına ait emtianın —— olduğu ancak nakliye süreci devam ederken —- çalındığının belirlendiği ve alıcısına —–muhtelif türdeki emtianın noksan teslim edildiği, yapılan inceleme neticesinde yüke ve ambalajına çekince konulmadan teslim alınan gümrüklü malın nakliye sürecinde vuku bulan hırsızlık olayı dolasıyla çekincesiz vaziyette teslim edilmediğinden ve toplanan deliller itibariyle —- maddesinde belirtilen hallerin somut olayda ispat edilemediği anlaşıldığından davalıların meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, hasarın miktarına yönelik olarak bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamada alıcısının eline geçmeyen toplam ——- ürününü, ihracat yükü olarak taşıyıcıya teslim eden üretici firmanın düzenlediği sevk faturası birim fiyatlarına ve araç sürücüsünü iştiraki sağlanmak suretiyle düzenlenen tutanaktaki noksanlıklara göre saptadığı—- yer alan düzenlemelerle çelişmediği yine —– sınır hesabı yapıldığında da hesaplanan miktarın dava konusu zararın üzerinde kaldığının anlaşıldığı, her ne kadar davalılar vekilleri tarafından süresinde zamanaşımı definde bulunulmuş ise de —maddesi gereği teslimde kısmi kayıp hasar ve gecikmelerde teslim tarihinden itibaren — yıl içinde , ağır kusur bulunması halinde —- tarihinde teslim edildiği davanın ise —– tarihinde açıldığı göz önüne alındığında zaman aşımı itirazlarının yerinde olmadığı, davalı sigorta şirketinin doğan zarardan fiili taşıyıcı olup olmadığı ayrımı yapılmadan sigortalı diğer davalının üzerine düşebilecek mesuliyeti kapsar şekilde —–muafiyetle sorumluluk sigortası sağladığından muafiyet kapsamında diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğu , temerrüt yönünden yapılan incelemede ise—- davacının ödediği tazminat için yılda —– üzerinden hesaplanacak faizi isteyebileceği ancak faizin ödeme isteğinin yazılı olarak taşımacıya gönderildiği tarihten itibaren başlayacağı göz önüne alındığında dosya kapsamında davacının davalı —– tarihli rücu yazısının mevcut olduğu ancak tebliğlerine ilişkin bir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı; davalı —- davacıya cevap verildiği ve diğer davalı tarafından da hasar dosyasının celbi için mahkememize gönderilen müzekkere cevabında —- tarihinde tazminat talebinde bulunulduğunun kabul edildiği görüldüğünden davalılara en geç anılan tarihlerde rücu yazısının tebliğ edildiği mahkememizce kabul edilmekle, açıklanan gerekçeler ile davanın kabulüne —- tarihinden tahsil tarihine kadar —– faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile,
—– maddesine göre işletilecek—- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
2-Karar harcı —- harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan —-peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan —-yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen —- vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—— Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2021