Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/657 E. 2020/92 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/657 Esas
KARAR NO : 2020/92

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “müvekkili bankanın ——————- imzalanan muhtelif kredi sözleşmelerine istinaden kredi kullandırıldığını, diğer davalı/borçlu …’un ise kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi hesabının kat edilerek muaccel hale getirilmesi için Beyoğlu —- Noterliği’nin — yevmiye no’lu ihtarnamesinin keşide edildiği, ancak borcun ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için icra takibi yapıldığını, davalıların haksız itirazlarının reddi gerektiğini, talep edilen faiz oranının taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereği talep edildiği, yasaya ve mevzuata uygun olduğunu, açıkladıkları nedenlerle davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle: “müvekkilinin davacı banka ile ile imzalanan kredi sözleşmelerinden sadece; —— bedelli kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, davacı yanın iddia ettiği gibi —— bedelli kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla taraf olmadığını, hesap kat ihtarnamesine konu edilen alacağın ——– tarihli kredi sözleşmelerine konu olmadığını, müvekkilinin Beyoğlu —–. Noterliğince düzenlenen — yevmiye—- sözleşmesi ile şirketteki tüm hisselerini şirketin diğer ortağı —- devrettiğini, kredi borçlusu şirketin hisse devir tarihinden önceki döneme ilişkin bir kredi borcu bulunmadığını, gönderilen ihtarname incelendiğinde takibe konu edilen kredinin——- tutarlı eşit taksitli kredi olarak kullanıldığı, 26.12.2017 tarihinde borç bakiyesinin 408.668,71 TL olduğunun görüleceği, söz konusu —– kefalet ilişkisinin bulunmadığı, şirket ortaklığından ayrıldığı 27.11.2014 tarihinden sonraki bir tarihte kullandırılan taksitli ticari krediden dolayı sorumlu tutulamayacağı savunmaları ile davanın kötüniyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesi ile kullandırılan ve ödenmeyen kredinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 25/05/2018 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı, borçlulardan ——davalı olduğu, kredi sözleşmelerinden doğan alacağın tahsili için ilamsız takip yapıldığı; ödeme emrinin borçluya 27.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından verilen 29.05.2018 tarihli itiraz dilekçesinde borca ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa 01/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, huzurdaki davanın 05/06/2018 tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bu doğrultuda bilirkişi—- sunduğu 29/03/2019 tarihli raporunda; davacı bankanın——-. arasında muhtelif tarihlerde 10 yıl süreli çerçeve niteliğinde Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) imzalandığı, davalının da söz konusu sözleşmelerde, müteselsil kefil olarak karşılarında gösterildiği şekilde kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyla kefalet imzalarının bulunduğu, davalının ——— tutarındaki ——müteselsil kefil olarak kefalet imzası bulunmakla birlikte, 18.08.2015 tarihli 2.000.000,- TL tutarındaki ——– imzasının bulunmadığı, davalı müvekkili tarafından sunulan belgelerde, davacı banka ile elektronik ortamda yazışmalar yapıldığı, davalı …’un şirket hissesini devrederek şirket ortaklığından ayrılması nedeniyle kefaletinin sona erdirilmesi talebinin, davacı ..—— tarihinde yetkili organlarına iletildiği,—– talebin uygun görülerek “.——– kefaletinin alınması talebiniz uygun bulunmuştur.” denilerek davalının kefaletinin sonlandırıldığı, davacı bankanın “davalının hisselerini devretmiş olması kefalet hakkını ortadan kaldırmaz” savının tarafların kabulünde olan bu onay karşısında yerinde olmadığı, dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan 500.000,00 TL tutarındaki kredinin 27.04.2017 tarihinde kullandırıldığı, kredinin ödeme planında ve —– 54.078,10 TL tutar üzerinden kat edilen kredinin 24.11.2017 tarihinde 60.000,- TL üzerinden kullandırıldığı görülmüş olup, 27.04.2018 tarihindeki bakiyesinin 11.909,25 TL olduğu söz konusu kredilerin davalının kefalet imzası bulunan ———- kapsamında olmayıp 2017 tarihinde kullandırılan yeni tarihli sözleşme kapsamında kullandırılmış olduğu, eski tarihli sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredilerden devreden herhangi bir borç bulunmadığı, 500.000,00 TL’lık taksitli ticari kredi ödeme planında kefalet imzasının bulunmaması ve ayrıca davacı bankaca kefaletinin sonlandırılması talebine 12.12.2014 tarihinde onay verilerek kefaletin sonlandırıldığı hususları açık olduğundan davalının kefaleti olmayan sözleşme kapsamında kullandırılan söz konusu yeni tarihli kredilerden sorumlu tutulamayacağı, aksi kanaatte olunması halinde, dava dışı asıl borçludan takip tarihi itibariyle; 448.140,07 TL asıl alacak, 21.361,34 TL temerrüt faizi ve 1.068,07 TL % 5 BSMV üzere toplam 470.569,48 alacaklı olduğu, aksi görüşte olunması halinde bu tutardan davalıyı sorumlu tutabileceği sonuç ve kaanatine varmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraflar arasında akdedilen—- davalının asıl borçlu şirketteki payını devri nedeniyle kefaletinin sona erdirilmesine dair banka ile yapmış olduğu yazışmaları, denetime elverişli bilirkişi raporu, toplanan deliller ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde; davacı bankanın—— süreli çerçeve niteliğinde Genel Kredi Sözleşmeleri — imzalandığı, davalının da söz konusu sözleşmelerde, müteselsil kefil olarak iradesini gösterdiği beyanlarının karşısında gösterilen miktarlarda kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyla kefalet imzalarının bulunduğu, davalının bu şekilde—– müteselsil kefil olarak kefalet imzası bulunmakla birlikte, —— imzasının bulunmadığı, davalı tarafla davacı banka arasında elektronik ortamda yazışmalar yapılmak suretiyle, davalı …—– hissesini devrederek şirket ortaklığından ayrılması nedeniyle kefaletinin sona erdirilmesi talebinde bulunulduğu, davacı ..—– tarihinde yetkili organlarına iletildiği, —- tarafından talebin uygun görülerek “..Firma kredilerinin teminatına —– kefaletinin alınması talebiniz uygun bulunmuştur.” denilerek davalının kefaletinin sonlandırıldığı, dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan 500.000,00 TL tutarındaki kredinin 27.04.2017 tarihli olup, takip talebine konu edilen kredilerin davalının kefalet imzası bulunan —- kullandırılan ve davacı tarafın kefaletinin sona erdirilmesi talebinin iletilip onay verildiği tarihten sonrasında imzalanan 18/08/2015 tarihli olan yeni tarihli GKS kapsamında kullandırılmış olduğu, eski tarihli sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredilerden devreden herhangi bir borç bulunmadığı, 500.000,00 TL’lık taksitli ticari kredi ödeme planında kefalet imzasının bulunmaması ve ayrıca davacı bankaca kefaletinin sonlandırılması talebine 12.12.2014 tarihinde onay verilerek kefaletin sonlandırıldığı hususları açık olduğundan davalının kefaleti olmayan sözleşme kapsamında kullandırılan söz konusu yeni tarihli kredilerden sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda İzah Edildiği Üzere:
1-Açılan davanın reddine,
Davalının kötü niyet tazminatı talebinin, davacının kötü niyeti sabit olmadığından reddine,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harcın hazine üzerinde bırakılmasına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-hükümlerince hesap edilen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.