Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/640 E. 2021/1070 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/640 Esas
KARAR NO: 2021/1070
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 31/05/2018
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirket ile —-konusunda ticari faaliyette bulunduğunu, ancak hak ettiği alacağını alamadığını, bu nedenle davalı şirkete karşı—— icra takibine geçildiğini, davalı şirketin tebliğ edilen ödeme emrine itiraz ettiğini, davalı şirketin davacıya hiçbir borcunun olmadığına ilişkin itirazının tamamen dayanaksız ve gerçek dışı olduğunu, davalı şirket için hava yolu ile taşıma işi yapıldığını, davalı şirketin birçok ihracatçı firmayla, bu firmaların mallarını taşıma işi üstlenmiş bir — olduğunu, akabinde ise ihracatçı firmalara karşı üstlendiği taşıma işini —- olan davacı şirkete devir etmiş olduğunu, davacı şirketle davalı şirket arasındaki ticari ilişkide, davalı şirketin taşıtan, davacı şirketin ise taşıyan statüsü kazandığını ve hava yolu taşımacılığı hususunda aralarında anlaşmış olduklarını, davalı şirket için taşıma işlerinin yapıldığını, davacının alt ve fiili taşıyanı olan —- davalıya karşı üstlendiği —- yük taşıma işini gerçekleştirdiğini, ancak Davacı —- taşıma işini özen ve dikkatle, hasarsız ve gecikmesiz olarak yerine getirmesine ve yükler alıcısına teslim edilmesine rağmen davalı şirketin bu taşımalara ilişkin bedelleri hiçbir gerekçe göstermeksizin ödemediğini, borç miktarının kesilen faturalar ile sabit olduğunu ve kesilen faturaların yapılan taşımalara ilişkin navlun bedellerinden ibaret olduğunu, işbu fatura bedellerinin her yol denenmiş olmasına rağmen tahsil edilemediğini ve takip konusu yapılmak zorunda kalınıldığını iddia ederek, davanın dayanağı takip dosyasında talep edilen —- tutarındaki alacaklarının tespitine, davalı şirketin takibe vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve %20′ den az olmamak üzere İcra inkâr tazminatına mahkumiyetine ve de yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda davalıya izafe edilecek hiçbir kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığını, işbu davanın davalı şirkete ikame edilmesinde davacının hukuki yararı olmadığını, davacı tarafın kendi hatasından doğan bir zararı görmezden gelerek haksız kazanç elde etmeye çalıştığı, davacı tarafın davalı şirketi zarara uğrattığını, taraflar arasındaki ticari ilişki davacı tarafın da beyan ettiği üzere davacı tarafın taşıyan davalının ise taşıtan konumunda olduğu bir ticari ilişki olduğu, bunun sebebi ise davacı tarafın iata firma olması olduğu, davacı taraf davalı firmanın kendilerine taşıttığı malı gerekli dikkat ve özeni göstererek, hasarsız ve gecikmesiz bir şekilde alıcıya ulaştırdığını iddia ettiği, alıcı ise söz konusu taşıma işleminde gecikme olduğunu, gecikme neticesinde dahi eksik malın ulaştığını, teslim edilmiş malların hasarlı olarak teslim edildiğini ifade ettiği, üretimi durduğu, bu nedenle davalı şirket ile olan yazışmalarında ve diğer iletişiminde bu gecikmeden ve hasardan ötürü zarara uğradığını, ticaretinin sekteye uğradığını ve ticari itibarının bu gecikmeler nedeni ile zedelendiğini beyan ettiği, açıklanan bu nedenlerden ötürü ise davalı şirketin alacaklarına bloke koyduğu, hiçbir ödeme gerçekleştirmediği, davalı bu hatalı taşıma işleminden ötürü çok ciddi zarara uğradığı, söz konusu tutarın ——–olduğunu, yalnızca bu tutarın dahi davacı tarafın alacaklı olduğu tutardan fazla olduğu, dava dışı firma ise bu tutarın yanı sıra uğradığı zarara yönelik çıkardığı faturayı davalıya yönlendirmiş olup davacı tarafın yapmış olduğu hatadan davalı firmayı sorumlu tuttuğu, açıklanan sebeplerle davalı şirket davacının hatasından ötürü alıcı firmadan ödemelerini alamadığını, ödeme alamadığı gibi alıcı firma davalıdan borçlarının zarara mahsubu halinde dahi zararının karşılanmadığını iddia ettiği, bu nedenle davalı şirketten ödeme talebinin bulunduğu, davacı taraf davalıdan kendilerine yönelik doğan zarardan ötürü bir alacak talebinde bulunulmamasını suistimal edip işbu davayı açtığını, davaya konu icra takibini başlattığı, davalının kötü niyetinin olmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber davacının tüm iddiaları gerçek olsa idi dahi dava değerinin gerçek dışı olduğu, basiretli tacir gibi davranmayan davacı tarafın hataları ve ihmali neticesinde meydana gelen zararları görmezden gelip haksız gelir elde etmeyi gaye edindiği, açıklanan sebeplerle; hukuki yarar şartı yokluğu ve sair usule ilişkin itirazlarının incelenerek davanın usulden reddini; davaya devam edilmesi halinde, davacının kötü niyetli ve haksız davasının esastan reddini, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taşıma ilişkisi dolayısıyla davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalardan kaynaklı alacağın tahsili istemi ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası ve—– şirketlere ait sicil kayıt örnekleri dosya içeresine alınarak incelenmiş, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında—– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ——- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —borçlusunun —- asıl alacağına ilişkin ilamsız takip yoluyla yapılan haciz olduğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde — tarihinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolasıyla bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye baylamadığı ve davanın —- tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış akabinde davanın niteliği gereği tüm dosya kapsamı ve taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme gün ve saati her iki tarafa da tebliğ edilmiş, gerekli ihtarlar yapılmış, davacı şirketin inceleme gün ve saatinde defterleri sunulmakla birlikte davalı şirket tarafından defterler ibraz edilmemiş olup mazeret de bildirilmemiş, davacı şirket defterleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde mali müşavir bilirkişi ile——uzmanı bilirkişi tarafından—- tarihli bilirkişi raporu düzenlemiştir. Düzenlenen —–tarihli bilirkişi raporunda özetle,” Davacı şirketin davanın dayandığı “takip tarihi” itibarıyla davalı şirketten icra takibine konu ettiği ve hesaplarında da izlediği navlun faturalarından kaynaklanan asıl alacağının —- olduğu, taraflar arasında takip tarihinden sonra da devam eden ticari ilişki çerçevesinde davalının yaptığı ödemeler nedeniyle davacının alacağının “dava tarihi” itibariyle —- düştüğü, bu durumun işbu davanın kabulü halinde davanın dayandığı takip dosyasının infazı aşamasında dikkate alınarak değerlendirilebileceği, davacı şirketin kendi kayıtlarında izlediği —- faturasının ise takip tarihinden sonra —- temerrüt ihtarı keşide edilmeden düzenlendiğinden davalı şirkete borç yükümlülüğü getirmeyeceği; bu durumda da davacının dava tarihi itibariyle davalı taraftan talep edebileceği asıl alacağının ——– olacağı, davacı şirketin davanın dayandığı takipteki, takip öncesine ilişkin işlemiş faiz taleplerinin, temerrüt koşulları oluşmadığı ve davalının davacı karşısında mütemerrit durumda olmadığı için yerinde olmadığı, davalı tarafından ticari defterler ibraz edilmediğinden incelenemediği, davaya konu talep uluslararası hava yolu taşıma işinin navlun ücretinden kaynaklanan faturaya bağlı alacağın tahsilini teminen başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi olup, davalı taraf davacıya olan borcuna; onun sorumluluğu altında ifa edilen ——işlemlerindeki gecikmeleri, bu gecikmeler yüzünden malların eksik ulaşmasını, alıcılarına hasarlı teslim edilmesini ve bu yüzden maddi yönden talep edilen navlun ücretlerinden de fazla zarara uğradığını gerekçe gösterip karşı çıktığı, hal böyle olmakla birlikte davacının navlun ücretlerini faturaya bağlamak suretiyle takip konusu yaptığı —- hasar gördüğü, eksildiği veya davacının üstlendiği taşımaların gecikmeli tamamlanması ile ilgili olarak navlun faturasına konu; ——– herhangi bir bildirime, tutanağa ya da—– dosyasında rastlanmadığı, denetime elverişli herhangi bir veri olmadan, davalı tarafın —- tarihli delil listesi ekinde dava dosyasına sunduğu; tamamı —- delil listesinin 3. Sırasında kayıtlı dava dışı alıcı—–taşımanın tabi olduğu kurallara göre” taşıyıcının sorumlu tutulabileceği tazminat miktarının belirlenebileceğini ve/veya fiilen icra edildiği çekişmesiz olan taşımaların navlun ücretlerinden kısmen de olsa kesinti yapılabileceğini söyleyebilmenin teknik olarak mümkün olmadığı” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi raporu her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, mahkememizin —– tarihli ara kararı ile dosya ek rapor alınmak üzere yeniden mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından —tarihli ek rapor düzenlenmiştir. Düzenlenen ek raporda özetle, ” Davalı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtları ve dayanak belgeleri muvacehesinde, davalı şirketin takip tarihi itibarıyla davacı şirkete faturalara dayalı —- borcu bulunduğu,
davalı yanca dekont örnekleri sunulan davalı şirket ödemelerinin herhangi bir mutabakatsızlığa sebebiyet vermeyecek şekilde davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulundukları,
keza, davacı yanca davalı şirket adına düzenlenmiş Navlun Hizmet Faturalarının tamamının davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulundukları, dolayısıyla, davalı ile davacı şirket ticari defter ve
kayıtlarının birbirini teyit eder nitelikte olduğu ve tarafların takip tarihi itibarıyla —– oldukları, davalı şirketin takip tarihi sonrası, dava tarihi öncesi tarihler olan ve rapor ekine alınan —–dayanaklandırılan;—- olmak üzere toplam — gerçekleştirdiği, yapılan bu ödemelerin davacı şirket ticari defterlerinde —-olduğu , bu ödemelere ilişkin olarak Davalı Şirket kayıtlarında yer alan Toplam —- ödeme kaydına itibar edileceği, buna göre, davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla tarafların ticari defter ve kayıtlarında mutabık oldukları üzere, —- ASIL Alacaklı olduğu, yapılan ödeme sonrası dava tarihi itibarıyla davacının davalıdan —-Asıl Alacaklı durumda olduğu,
kök raporda yer verilen —takip tarihi sonrası yapılan davalı şirket ödemelerinin davacı şirketçe —olarak kayıtlara alınmasından kaynaklandığı tespit edilmiş olup, yukarıda açıklandığı
üzere —- ilişkin kayıtlar yönünden davalı şirketin kayıtlarına itibar
edilebileceği ve Dava Tarihindeki—- olarak kabulünün
gerekeceği ” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Bilirkişi ek raporu her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, davalı vekili tarafından dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi talep edilmiş ise de aşağıda açıklanacak gerekçeler ile yeni bir bilirkişiye dosyanın tevdi edilmesine yer ve gerek olmadığı, alınan bilirkişi kök ve ek raporunun uyuşmazlığın çözümü için elverişli ve yeterli olduğu anlaşılmakla talebin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporu, birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle taraflar arasında hava yolu taşımacılığı hususunda ticari ilişki bulunduğu ve davacının taşıyan, davalının taşıtan konumunda olduğu hususu ihtilafsız olup, tarafların da kabulündedir. Davacı taraf taşıma hizmeti dolasıyla düzenlenen —— faturasından dolayı davalı tarafın borcunu ödemediğini iddia etmekte, davalı taraf ise taşımanın gereği gibi yapılmadığını, davalının zararının doğduğunu ve bu zararın davacı alacağından daha fazla olduğunu, takip konusu kadar davacının alacaklı olmadığını, farklı tarih ve miktarlarda davacıya ödeme yapıldığını savunmaktadır. İtirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlı olup, davanın niteliği faturadan kaynaklı alacak istemine ilişkin olmakla birlikte gerek tarafların beyanları gerekse incelenen ticari defterlerden taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine dava konusunu da içeren faturaların düzenlendiği ve faturaların eksiksiz olarak davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça bir kısım ödemelerin yapıldığı nitekim bu hususun gerek incelenen ticari defterler gerekse banka dekontları ile ispatlandığı anlaşılmaktadır. Düzenlenen kök rapor sonrası davacı tarafa, dava konusunu teşkil etmeyen davalıya düzenlenen bir fatura bulunup bulunmadığı hususunda beyan dilekçesi ve varsa belgeleri ibraz etmek üzere kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafça bu hususta beyan ve delil sunulmadığı görülmüş, davalı tarafa da yapılan ödemelerin hangi faturaya ilişkin yapıldığına ilişkin beyan ve belge ibrazı için süre verilmiş ve davalı tarafından ——— tarihinde ——– sunulan dilekçede ödemelerin tek bir faturaya ilişkin yapılmadığı cari hesap borcu üzerinden yapıldığı beyan edilmiştir. Ödemelere ilişkin dekontların incelenmesinde de hangi faturaya ilişkin bir ödeme olduğunun açıkça belirtilmediği görülmüştür. Hal böyle olunca mahkememizce tarafların karşılıklı olarak incelenen ticari defterlerinde düzenlenen faturalar ve ödemeler göz önüne alınarak ve yapılan ödemeler ilk olarak düzenlenen fatura tarihi esas alınarak mahsubu yapılmak suretiyle takip tarihi itibariyle gerek cari hesap gerekse takip konusu faturalardan dolayı alacak miktarı belirlenmiştir. Her iki tarafın ticari defterlerinde de açıkça görüleceği üzere, taraflar arasındaki ilişki ilk olarak davacı tarafın davalı adına düzenlemiş olduğu ve dava konusu olmayan —— bedelli navlun faturası ile başlamış olup, davalı tarafından ——- tarihine kadar; davacının toplam bedeli ——–adet faturayı davalı adına düzenlediği, davalının faturaları ticari defterlerine kaydettiği ve netice olarak bu beş adet faturadan dolayı davacının alacaklı olduğu sabit olmakla, davalı tarafça yapılan ——– faturadan başlamak üzere mahsup edildiğinde———– bedelli faturalardan kaynaklı toplam—— alacağı bulunmaktadır. Akabinde davacı tarafından davalı adına ————- bedelli faturalar düzenlenmiş olup, davalı tarafından da ticari defterlere kaydedilmekle davacının toplam alacağı ———— ödemenin yapıldığı görülmüştür. Yapılan ödemenin fatura tarihleri dikkate alınarak mahsubu yapıldığında davacının —————- olduğu anlaşılmıştır. Devamında davacı tarafından davalı tarafa ————— bedelli faturaların düzenlediği ve davalı tarafından da ticari defterlerine kayıt altına alındığı, hal böyle olunca davacının toplam ———- alacağının bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafından ———- ödeme yapılmakla, ödemenin fatura tarihleri dikkate alınarak mahsubu yapıldığında davacının ————— bedelli faturalar yönünden alacağının tamamen ödendiği görülmüş, davacının bakiye ————– bedelli faturaların düzenlediği ve davalı tarafından da ticari defterlerine kayıt altına alındığı, hal böyle olunca davacının toplam ——- alacağının bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafından ——– ödeme yapılmakla, ödemenin fatura tarihleri dikkate alınarak mahsubu yapıldığında davacının ———– bedelli faturalardan toplam ———alacağının kaldığı görülmüştür. Devamında davacı tarafından ————- faturaların düzenlediği ve davalı tarafından da ticari defterlerine kayıt altına alındığı, hal böyle olunca davacının takip tarihi itibariyle toplam ——– alacağının bulunduğu ve bu alacağın dayanağını ———- konusu faturaların oluşturduğu görülmüştür. Takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce davalı tarafından ———- ödeme yapılmıştır. Esasen takip sonrası ve dava öncesi yapılan ödemelerin ———-mahsubu gerekmekteyse de davacı tarafça bu yönde bir itiraz ve talepte bulunmadığı göz önüne alınarak, mahkememizce yapılan ödemelerin fatura tarihleri göz önüne alınarak mahsubu yapıldığında, ——– bedelli fatura alacaklarının ödenmediği ve neticede bu fatura bedelleri kadar toplam ——– olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili tarafından taşıma ilişkisinin davacı tarafça gereği gibi yerine getirilmediği, davalı şirketin zarara uğradığı bu zararın mahsubu gerektiği yönünde savunmada bulunulmuş ise de bu hususa ilişkin dosya kapsamı itibariyle bir delilin mevcut olmadığı, davalının takasa konu alacağının bulunduğu iddiasının ispata muhtaç olduğu, kaldı ki tarafların ticari defterlerinde de bu hususta bir kayıt yer almadığı ve defterlerin uyum içinde olduğu anlaşılmakla savunması yerinde görülmemiştir. Netice itibariyle davacının davalıdan ——- alacağının bulunduğu, fazlaya ilişkin asıl alacak talebinin açıklanan gerekçeler ile yerinde olmadığı yine işlemiş faiz talebi yönünden de takip öncesi davalıyı temerrüte düşüren bir belgenin dosya kapsamında yer almadığı görüldüğünden temerrütün takip ile başladığı ve takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği, takip konusu——- faturasına ilişkin yapılan inceleme de gerek faturanın takip tarihi sonrası düzenlenerek kayda alınması gerekse ——— açıklandığı üzere anılan faturanın davalı ticari defterlerinde yer almadığı, taraflar arasında vade farkının ödeneceği hususunda yazılı bir sözleşme bulunmadığı yine vade farkının davalı tarafça kabul edildiğine kısacası taraflar arasında teamül haline geldiğine dair bir uygulamanın da dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamış olması göz önüne alındığında vade farkı faturası yönünden davalı tarafın itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile davalının ——- icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin ——- asıl alacak ve asıl alacağa ——- miktarına takip tarihinden talebi aşmayacak şekilde yabancı paralara uygulanacak temerrüt faizinin uygulanması suretiyle devamına, fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz isteminin reddine, hükmedilen —– asıl alacağın takip tarihi itibari ile —— taktiren %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine——– dair karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
-Davalının —— sayılı icra dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin —– asıl alacak ve asıl alacağa 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca—— cinsinden para miktarına takip tarihinden talebi aşmayacak şekilde yabancı paralara uygulanacak temerrüt faizinin uygulanması suretiyle devamına, fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz isteminin reddine,
2-Hükmedilen —– alacağın, takip tarihi itibari ile Türk lirası karşılığı üzerinden ve taktiren %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 11.139,43-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.496,46-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.642,96-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.496,46-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 19.441,80-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.678,78-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 208,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.043,9‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.715,72-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 500,00- TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 80,28-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde————– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16.11.2021